İslam ve batıl düzenler -II-

İslâm insanın fıtri haklarını en ince detayına kadar gözetir, kollar, hakları muhafaza eder, adaleti gözetir, haksızlık yapmaz, hududullah sınırını gözetir ve kötülük yollarını kapatır. İnsanın refah düzeyini yükseltir, karşılıklı ilişkilerde dengeyi gözetir. Çocuğu, genci,erkeği, kadını, yaşlısının haklarını verir. Mağdur etmez.

01-10-2018


İslâm insanın fıtri haklarını en ince detayına kadar gözetir, kollar, hakları muhafaza eder, adaleti gözetir, haksızlık yapmaz, hududullah sınırını gözetir ve kötülük yollarını kapatır. İnsanın refah düzeyini yükseltir, karşılıklı ilişkilerde dengeyi gözetir. Çocuğu, genci,erkeği, kadını, yaşlısının haklarını verir. Mağdur etmez.
 
Batıl düzenlerde ise "insan hakları" sınırsız gibi görünür fakat insanınsözde özgürlüğü vardır. Zina serbest, açıklık alabildiğince sosyal mekanlarda serbest, haya, terbiye, hak hukuk ortadan kaldırılmış, he şey nefsani duygulara bırakılmış. İçki, uyuşturucu, kumar serbest. Tüm bunlara da  insan hakları diyorlar!..
 
İslâm her döneme hitap eder, uzay çâğı, teknoloji çâğı diye ayırım yapmaz, mevcut halde insanlığın hayrına olacak işleri üretir. Uçak, füze, roket, uzay araçları, teknolojik aygıtlar vs. Ve daha niceleri. İnsanı fesada, dalalete sürüklemez, bunları insanları yok etmek ve nesli ifsad etmek için kullanmaz.
 
Batıl düzenler ise ellerine güç geçtimi ekini ve nesli ifsad eder, uçak yapar kendi halkına hizmet eder fakat mazlum halklara çoluk çocuk, kadın demeden bomba ile "demokrasi" getirir. Kan ve gözyaşı hiç dinmez. Haram yiye yiye obezlikten hastalanır. Rabbim bu gibi zalimlere fırsat vermesin. 
 
Teknolojiyi insanlığa hep zarar vermek için üretmişlerdir. Kendi çocuklarını dahi bu teknolojiden uzak tutarlar.
 
Şöyle bir tabir var, zalimler bomba atınca mustazaflar "kaçın demokrasi geliyor" der.
 
İslâm  ķısasta hayat var der, nesli ve canı korur. Diğer insanlara sirayet etmemesi için öldürülenin ailesine İslâmi devlet aracılık yaparak sorar: Katilin öldürülmesi, diyet ödenmesi veya bağışlanması... Bu üç seçeneği sunar. Karşı tarafın vicdan azabını kısmen de olsa dindirir. İslâmi devlet bunu yapmakla kan davasını önler ve toplumun refahı sağlanır.
 
Batıl düzenler ise öldürülen kişinin ailesine sormaz, hapse atar orada toplumun vergileri ile besler, ıslah edilmeden biraz yattıktan sonra çıkar ve kan davası oluşur. Öldürenin yanına kâr kalır, yine cinayet işlemeye devam eder.
 
İslâm manen ölü olan bedenleri diriltir ve onu sonsuz ahiret hayatına hazırlar. O bedeni İman nuru ile süsler, ebedi cennet vatanına gitmesi için onu dünyada tebliğ ve yaşantısı ile ıslah eder.
 
Batıl düzenler ise parası, malı-mülkü olanlara helâl haram demeden kısa olan şu dünya hayatının her türlü zevklerini tattırır: Zina, uyuşturucu, sigara, alkol, faiz, kumar ve haksız kazanç vs... ile cehenneme gönderir.
 
İslâm insanın fıtratına uygun olarak onun güzelce yaşayacağı bir hayatı temin ederek; Ahiretteki sonsuz baba yurdu olan cennete götürmeyi ve ölümsüz, sıkıntısız, yorgunluk, stres, geçim sıkıntısı olmayan Daru-s Selâm'a dâvet eder. İnsan dünyaya temiz fıtratlı olarak gelir, temiz olan Kur'an ve sünnet ile yaşadımı; Allah'ın razı olduğu bir kul  olur.
 
Kendine, meşrebine, cemaate, değil! Allah'a davet etmektir asıl olan.
 
Batıl düzenler ise geçici dünya hayatını sonsuz yaşayacak gibi gösterir. Ölümü çok uzak gösterir. Anı yaşamayı, zevk, cümbüş ve kahkaha ile ölümü unutturur. Sonrasını hiç düşündürmez. Kur'an'ı okutur, fakat ölülere!
 
Daha olmadı; düşünmeden akletmeden bir lidere bağlatır, nereye götürdüğünü bilmeden körü körüne elinden tutturur. Artık rahattır; dünyada da istediği gibi yaşamasına izin vardır.
 
İslâm dünya hayatını nasıl yaşayacağını ve dünyanın imtihan yeri olduğunu hatırlatır. İslâm'ın müntesipleri olan müslümanlar, kendinde olanı kardeşi için de ister. Komşusuna, yakınına, uzağına, yolda kalmışa, aç ve açıkta olana, dinine ve ırkına bakmaksızın yardım eder, onu yalnız bırakmaz.
 
Batıl düzenler ise, çevresine menfaati olmadan karşılıksız yardım yapmaz, aç olana, kalacak yeri olmayana parası yoksa bakmaz. Batılı ülkelerde sokaklar ve köprü altları doludur. İnsanın değeri para ile ölçülür. 
 
Dünyadaki zenginler sadece israfı bırakıp yardım etseler aç ve açıkta kimse kalmaz. Kaşif diye bildiğimiz Kristof Kolomb Amerika kıtasına çıktığı zaman oranın yerlileriyle karşılar. Kızılderili reisi güzel karşılama ile onlara: "Kıtamız büyük, topraklarımız verimli, size de bize de yeter." Zalim Kristof Kolomb ise buna karşılık "Bunlar iyi insanlar, bunlardan iyi köleler olur" der. İşte batılıların insana bakış açısı budur...
 
Allah dünyada kimseye ayrıcalık yapmaz, kim neyi hak ediyorsa ona onu verir. Kendisini inkâr eden insanı dahi çalışmasına karşılık dünyada rızık verir; Ahirette ise yanlız mü'minlere verir. Allah'ın adâleti dünyada tecelli etseydi kâfir kâfirliğini, zalim ise zalimliğini yapamazdı. Allah'ın adâleti zerre kadar şaşmaz. Kendisine iman edip salih amel işleyenleri mükafatlandıracaktır. İnkâr edip zalimlik yapanlar ise yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.
 
Batıl düzenler ise adâleti kendi menfaatlerine dokunmayacak şekilde dizayn etmişlerdir. Bu düzenler kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. "Der ki: ya bendensiniz ya da düşmandan", ortası yok. İnsanın sonsuz mutluluğu olan Ahiretini engeller, daima cehenneme götürmeyi sonuç verir.
 
Hızır Yıldırım

Etiketler : #İslam   #ve   #batıl   #düzenler   #II   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN