
"slam" Arama Sonuçları

Müslümanların sorunlarını çözmek için toplanan “sorunlu” İİT teşkilatı kuruluşundan beri Müslümanların uluslararası arenada hangi sorununu çözdüğü veya çözmediği gerçekten merak konusu. İslam gibi bir dinin, Müslüman bir ümmetin adına kurulan bir örgüt kendi toplumuna bu kadar yabancılaşır mı, bu kadar ikiyüzlü davranır mı anlamak zor doğrusu. O halde bu işbirlikçi teşkilata İslam isminin kullanılması İslam dinine ihanet, Müslümanlara hakaret değil mi?

İktibas Dergisi Eylül Sayısı, Gazze’deki İslami direnişe övgü taşıyan bir kapakla çıktı. Maide suresi 24. ayetinde İsrailoğullarının söylediği aktarılan ‘siz gidin savaşın’ sözlerinin bugün İslam milleti ile Gazze arasında yaşananlara benzerliğine dikkat çekildi.

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, Gazze’deki şiddetli kriz sona erdirilip yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığı takdirde, ateşkes anlaşmasına yönelik müzakerelere derhal yeniden katılmaya hazır olduklarını bildirdi.

İşgal ordusunun dün Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda en az 85 Filistinli şehid oldu. 21 aydır süren vahşete rağmen İslam ülkeleri ve uluslararası örgütler hiçbir yaptırım gücünü kullanmıyor.

Söz konusu çevrelerin 15 Temmuz okumalarının da iktidarla aynı düzlemde olması da bu açıdan şaşırtıcı değil. 15 Temmuz me'şum darbe girişiminin bastırılmasını sanki bâtıl zail hakkın hakim kılındığı İslam'ın zaferi olarak dillendirebiliyorlar ve bunu yaparken de maalesef Allah'tan hiç korkmuyorlar.

Tabi şunu da belirtelim ki, palyaço tıynet ve karakterli de olsalar bunlar sonuçta birer "imam". Lakin şu çok açık ki "eimmet'el İslam / İslam'ın imamları" değil, tıpkı çağın Firavunları, Samirileri, Nemrud ve Ebu Cehilleri gibi "eimmet'el küfr / küfrün imamları, önderleri"dirler.

Beşir Atalay ‘Dünden Bugüne Anılar’ını yayınladı. Beşir Atalay’ın anıları kendisinin, Türkiye’de bilhassa 90’lı yıllardan itibaren ivme kazanan, 2000’li yıllarda tırıs giden ‘sivil demokratik İslam’ diye özetlenebilecek değişim sürecinde en çok emeği geçmiş, kilit isimlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Toker, 14 Haziran’da İktibas Dergisi’nde katıldığı programda, muhafazakârlaşmanın İslam ve Müslümanlar ile ilişkisine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Toker, Müslümanların muhafazakârlaştırılmasının büyük bir sorun olduğunu söyledi. Prof. Toker’in konuşmasının tamamı:

İİT Dışişleri Bakanları Toplantısı önünde Filistin'e Yürüyüş Platformu'nun gerçekleştirdiği "İşbirlikçiliği Telin Eylemi"nde editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu'nun konuşması...

Cuma hutbesi: İslam Dâvâsının Unutturulan Temel Mahiyeti I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Kurban Bayramı Hutbesi: Müslümanlara İslam'ın İlkelerini Hatırlatan Hutbe I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Demek ki Müslümanlar Kur’an’ı, İslam’ı ve nübüvveti doğru anlamalı, doğru anlaşılan dinin kurbanı da doğru anlaşılır. İşte o zaman kurbanımız İbrahimî bir geleneğe bürünür ve kurbanımız makbul, bir kurban bayramımız da gerçek bayrama dönüşür.

İşte bu noktada “gidenin yerine neyin geleceği” sorusu Suriye açısından da karşımıza çıkmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla, muhtemel Baas sonrası döneme ait iki yaklaşım öne çıkmaktadır: “Özgür Suriye” vizyonu ve “İslami Suriye” vizyonu.

Şu an çözülen, Kürt meselesi değil PKK meselesidir. Kürt meselesi ise, Kürtlerin fıtri kimlik ve haklarının tanınıp bir hukuka bağlanmasıyla bir çözüm yoluna konabilecek bir konudur. Tabii ki bu meselenin asıl çözümü, fıtri hakları Rabbani öğreti ve ölçüler çerçevesinde güvenceye alan, kulların kullara tahakkümünü ortadan kaldıran ölçü ve hukuk dini olan İslam’ın egemen kılınmasıyla mümkündür.

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bu, söz konusu kuruluşlar açısından tükenmişliğin, İslami mücadeleden kopmuşluğun, düzenin aktörlerine entegre olmuşluğun acı fotoğrafıdır. Tevbe-i nasuh gerektirir, Âlemlerin Rabbi ile yeniden akit tazelemeyi elzem kılar.

Bir Müslüman, hiçbir zaman Allah’ın Rasulü’nün (sas) “ayaklarımın altındadır” dediği asabiyet duygusuyla diğer ırklara yaklaşamaz. Dolayısıyla Müslüman nezdinde her türlü milliyetçilik, ırkçılık; -bu, Kürtçülük olabilir, Türkçülük olabilir, Arapçılık olabilir- gayri İslami’dir!

Cuma hutbesi: İslam'ı Hayata Hâkim Kılmanın Temeli İlimle Donanmaktır I Yasin Aydoğan I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Gündemine İslam'ın gelmesi seçeneğini almayanların, sarhoş düzenin sağ ve sol kanatlarını teşkil eden AKP ile CHP arasında papatya falı oynayarak ömür tüketmesi kaçınılmazdır.

Maalesef bu öyle yaygın bir yanılgıdır ki, kendilerini İslam dâvâsına nisbet eden belli bir bilinç seviyesindeki Müslümanların önemli bir kısmının bile “dünyada konfor, âhirette cennet-i âla” gibi bir yaklaşımla gündelik hayatlarını sürdürdüğünü görebilmekteyiz.
Makaleler
Hava Durumu