
"top" Arama Sonuçları

Şimdilerde yeni bir konsile tanıklık ettik. Bu kez "Kuburilik (Kabirperestlik)" dininin Türkiye'deki başat temsilcisi Cübbeli kefen tüccarı, söz konusu kabir tapınmacılığı dininin diğer temsilcilerinden kalabalık bir topluluğu toplayıp bir deklarasyonda bulundu.

Cuma Sohbeti: İbrahim (a.s.)'ın Toplumuna Tevhid Mesajları I Mehmet Gündüz I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bu olayın Nekbe olarak isimlendirilmesinin tek sebebi, siyonist işgal rejiminin kuruluş ilanı değildir. Bu da başlı başına bir felaket olmakla birlikte asıl büyük felaket işgal rejiminin ilanının hemen ardından siyonist terörün büyük katliamlar gerçekleştirmesi ve yaklaşık 800 bin Filistinlinin yurdunu terk etmeye zorlanması yüzünden yaşanmıştır. Bunun sebebi de Filistin topraklarında gayrimeşru siyonist işgal rejiminin kurulması olduğundan bu olay da bizatihi büyük felaket niteliği taşımaktadır.

İki buçuk ay önce siyonazi çetesi şefi Netanyahu'yla birlikte açıklama yaparak "Gazze'yi cehenneme çevireceğiz" tehdidinde bulunan Amerikan sarı şeytanı Trump, kanlı elleri ve necis ayaklarıyla mukaddes topraklara gitti ve işbirlikçi kukla Arap rejimleri tarafından şaşaayla karşılanıp, üç trilyon dolar haraçla uğurlandı. Hem bu durumu telin, hem de bu sarı şeytanın Türkiye'ye gelme ihtimaline karşı tepki göstermek maksadıyla birkaç gündür İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Trump Tower önünde şeytan taşlama nöbeti tutuluyor. Dün akşamki nöbette konuşma yapan editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu, "iki mezhep" vurgusunda bulundu. İşte o konuşma:

İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.

Yazar Mücahit Gültekin, insanlığın bugün travmatik boyutta bir kültürel saldırı ile karşı karşıya olduğunu ve bu saldırının insanın yaratılış itibariyle sahip olduğu temel özellikleri hedef aldığına dikkati çekti. Gültekin, bu travmanın, anlam dünyamızda yaşadığımız yapısal sarsıntıların da ana nedeni olduğunu belirtti.

Cuma sohbeti: Cennet Toplumu Olmak Varken Cinnet Toplumu Olmak I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Kur’an mehcur bırakılınca, ister ifraten, ister tefrit olarak ekseninden kaydırılınca, başka ne bekliyorsunuz ki?! İbadetlerin arasındaki bağ kesilince ve yanlış yerlere bağlanınca onlardan beklenen murad ortaya çıkmıyor, hikmet tahakkuk etmiyor ve beklenen hasıla da gerçekleşmiyor. ‘Beklenen hasıla’ derken bunun kişinin lehine kaydedilecek sevap kısmı bir tarafa öncelikle ‘rıza-i ilahiyi’ celp etmek ve cemaat/toplum olarak istenen yönde, nefislerimizdekini değiştirerek (Rad/11) ve bahşedilen nimet asliyle muhafaza edilmiş olarak (Enfal/53), sırat-ı müstakim üzre olup kalmak kastımız malumunuzdur.

Gazze’deki Filistin hükümeti, bölgede kıtlığın yayılması ve hayati sektörlerin tamamen çökmesi nedeniyle Filistinlilerin “toplu ölümün eşiğinde” olduğu uyarısında bulunarak 2,4 milyondan fazla Filistinlinin hayatını kurtarmak için derhal insani bir koridor açılmasını talep etti. ABD’nin tam desteğine sahip siyonist rejim 55 gündür Gazze’ye sıkı bir abluka uyguluyor.

İçinde bulunduğumuz zamanlarda, Türkiye Cumhuriyetinin 1974 yılından beridir dış politikasının stratejik hedefleri arasında bulunan ‘Kıbrıs Meselesi’, ciddi yara almış gözüküyor. Yaklaşık 50 yıldır birçok başbakan, bakan, bürokrat, general eskitmiş olan ve ‘Türk kardeşliği’ ve ‘Turancılık’ üzerinden halklara acılar yaşatılmış bu topraklarda bir arpa boyu yol alınamamış gözüküyor.

Gelin toplum olarak tercihlerimizi açıklıkla ve samimiyetle yapalım ve çok dinlilikten, çok kıblelilikten (dolayısıyla çok yüzlülükten) sakınalım... "İkisi bir arada", "üçü bir arada" gibi şeylerin kahve tercihleri için geçerli olacağını, lakin din tercihinde asla meşru olmadığını bilelim.

İktibas Dergisi’nde aylık olarak düzenlenen sohbet programlarında, 26 Nisan Cumartesi günü inşallah "Travma Düzeni: İnsanın, Ailenin ve Toplumun Dönüşümü" konusuyla yazar Mücahit Gültekin konuk olacak.

Vav Tv ve Radyo ile insanları Allah’a itaate, haramlardan kaçınmaya çağırırken, ATV ile her türlü fahşa ve münkerin propagandasını yapan, müfsit dizileri ve programlarıyla gayri meşru ilişkileri teşvik ederek aileyi ve toplumu ifsat edip çökertmeye çalışan bir medya organizasyonu.

Filistinli gruplar, siyonazi çetesinin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşı dikkat çekmek ve uluslararası baskı oluşturmak amacıyla yarın kapsamlı bir genel grev ilan etti. Yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki tüm Filistin topraklarında ve ülke dışındaki mülteci kamplarında hayatın tüm yönlerini kapsayan bir grev çağrısı yapıldı.

Avrupa'da neşet eden ulus-devlet anlayışı, zamanla dünyanın geri kalanına yayılmış, teker teker bütün toplumlar bu yola bile isteye girmişlerdir. Çünkü uluslararası düzende bir devlet olarak kabul edilebilmek için başta BM'nin onayından geçmek, bunun için de ön şart olarak, bir ulusa dayanmak, laiklik ve demokrasiyi kabul etmek, insan hakları, eşitlik, uluslararası hukukun üstünlüğünü kabul etmek gibi ‘amentü’ye katılmak gerekmektedir. Yola çıkan veya çıkmayı düşünen her toplumun önderleri ya bunun farkında olarak işe başlamakta ya da bir şekilde kendilerine öğretilmektedir.

Şeklen aynı yöne, aynı Allah’a yönelmemize rağmen düşünce ve eylemlerimizin pusulası farklı yönleri göstermektedir. Kalıcı olan ahir hayatını değil dünya hayatını öncelediğimiz için daha dün Kur’an’ın elinin tersiyle ittiği bir toplumun kıblesine bugün şeklen olmasa da düşünsel, karakter ve mizaç olarak teslim olmuş vaziyetteyiz. Bu acınası durumdan bizi kurtaracak olan reçete malum, Allah’ın Kitabı ve Rasulün bizzat yaşadığı sünnetidir.

Küresel sistemle tam entegre olmuş seküler/liberal/demokrat/muhafazakâr toplumu inşa etme sürecinde, mevcut iktidar erkleri, aile konusunda tam bir çıkmazın içine düşmüş gibidirler. Bütün eğitim hayatını pozitivist/maddeci/kapitalist değer yargıları ile dizayn eden sistem, ‘rızkın temini’ konusunda da aynı zihin kodları ile hareket ederek (yukarıda da değindiğimiz gibi), mensuplarını Allah’ın kefil olduğu bir konuyu sorgular hale getirmiştir. ‘Aile’ kurumunun yapı taşı olan çocukların bakım ve iaşesini (güya) destekleyerek, ebter olmaktan kurtulacağı zannına kapılmıştır.
Makaleler
Hava Durumu