
"dil" Arama Sonuçları

Tabi şunu da belirtelim ki, palyaço tıynet ve karakterli de olsalar bunlar sonuçta birer "imam". Lakin şu çok açık ki "eimmet'el İslam / İslam'ın imamları" değil, tıpkı çağın Firavunları, Samirileri, Nemrud ve Ebu Cehilleri gibi "eimmet'el küfr / küfrün imamları, önderleri"dirler.

Cuma sohbeti: Siyonizm Nedir, Ne Değildir? I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

İİT Dışişleri Bakanları Toplantısı önünde Filistin'e Yürüyüş Platformu'nun gerçekleştirdiği "İşbirlikçiliği Telin Eylemi"nde editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu'nun konuşması...

Siyonist varlık ve arkasındaki büyük Şeytan Amerika ile birlikte, vadedildiğine inandıkları hedefleri için saldırıyorlar. Müslümanlar da, kendilerine vadedilen kurtuluş için vahdeti kuşanmaları gerekmektedir. Aksi halde parçalanıp yutulacaklardır. Bu ilahi bir fırsattır. Düşmana darbe indirmek için bulunmaz bir zamandır. Böyle bir an kaç asır da bir gelir bilinmez. Elimizi çabuk tutup kafire galebe çalmamız boynumuza farzdır.

Rabbimize adanmışlığımızın bir nişanesi olması duası ile Kurban Bayramınızın mübarek olmasını diliyoruz.

Şimdilerde yeni bir konsile tanıklık ettik. Bu kez "Kuburilik (Kabirperestlik)" dininin Türkiye'deki başat temsilcisi Cübbeli kefen tüccarı, söz konusu kabir tapınmacılığı dininin diğer temsilcilerinden kalabalık bir topluluğu toplayıp bir deklarasyonda bulundu.

Şu an çözülen, Kürt meselesi değil PKK meselesidir. Kürt meselesi ise, Kürtlerin fıtri kimlik ve haklarının tanınıp bir hukuka bağlanmasıyla bir çözüm yoluna konabilecek bir konudur. Tabii ki bu meselenin asıl çözümü, fıtri hakları Rabbani öğreti ve ölçüler çerçevesinde güvenceye alan, kulların kullara tahakkümünü ortadan kaldıran ölçü ve hukuk dini olan İslam’ın egemen kılınmasıyla mümkündür.

Suriye’nin başkenti Şam’daki uzun bir aradan sonra ABD bayrağı yeniden göndere çekildi. Suriye’den tahliye edilen ABD personeli ülkeye dönerken, göndere bayrak çekme törenine Suriye Dışişleri Bakanı ile ABD’nin Ankara Büyükelçisi katıldı.

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bu olayın Nekbe olarak isimlendirilmesinin tek sebebi, siyonist işgal rejiminin kuruluş ilanı değildir. Bu da başlı başına bir felaket olmakla birlikte asıl büyük felaket işgal rejiminin ilanının hemen ardından siyonist terörün büyük katliamlar gerçekleştirmesi ve yaklaşık 800 bin Filistinlinin yurdunu terk etmeye zorlanması yüzünden yaşanmıştır. Bunun sebebi de Filistin topraklarında gayrimeşru siyonist işgal rejiminin kurulması olduğundan bu olay da bizatihi büyük felaket niteliği taşımaktadır.

Şeyh Ahmed Yasin şehit edildi, ama onun davası yaşıyor ve yaşayacak. Çünkü ulvi davalar kişilerin hayatlarıyla sınırlı değildir.

İnsan sormadan edemiyor, halkının yüzde yetmiş beşi Katolik olan bir ülkede sırf Filistin halkına yapılan zulümden dolayı Siyonistlere tepki gösteren bu kadın gibi, çoğunluğu Müslüman olduğu ifade edilen bizim ülkemizde de iş yeri sahibi olarak Siyonistleri kapı dışarı edecek bir yiğit var mı acaba?

Maalesef bu öyle yaygın bir yanılgıdır ki, kendilerini İslam dâvâsına nisbet eden belli bir bilinç seviyesindeki Müslümanların önemli bir kısmının bile “dünyada konfor, âhirette cennet-i âla” gibi bir yaklaşımla gündelik hayatlarını sürdürdüğünü görebilmekteyiz.

İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.

Ramazan Yazçiçek: “Her imtihan gibi depremlerin de, tasavvurdan taakkul ve tezekküre varıncaya dek, hakikat ekseninde değerlendirilecek yönleri vardır. Ve her yeni günün; yaşanan her musibet ve imtihanın yeni okuma ve tanımlamaya; hülasa fıkhedilmeye; tecdit bilinciyle değerlendirilmeye ihtiyacı vardır.”

Kur’an mehcur bırakılınca, ister ifraten, ister tefrit olarak ekseninden kaydırılınca, başka ne bekliyorsunuz ki?! İbadetlerin arasındaki bağ kesilince ve yanlış yerlere bağlanınca onlardan beklenen murad ortaya çıkmıyor, hikmet tahakkuk etmiyor ve beklenen hasıla da gerçekleşmiyor. ‘Beklenen hasıla’ derken bunun kişinin lehine kaydedilecek sevap kısmı bir tarafa öncelikle ‘rıza-i ilahiyi’ celp etmek ve cemaat/toplum olarak istenen yönde, nefislerimizdekini değiştirerek (Rad/11) ve bahşedilen nimet asliyle muhafaza edilmiş olarak (Enfal/53), sırat-ı müstakim üzre olup kalmak kastımız malumunuzdur.

"İbrahim, Lana, Ella ve İlyas'tan her gün güç alıyorum. Onlar bana sorumluluğun gerçekte ne anlama geldiğini öğrettiler" diyor Hiba, "Kız kardeşimi beyaz bir kefene sarılmış halde görmeye dayanamadım. Defnedilmeden önce vedalaşma fırsatım bile olmadı" diye ekliyor.

Hz. İbrahim, Rabbine yönelişiyle insanlık için güçlü bir örnek sunar. “Ben Rabbime gidiyorum” ifadesi, bâtıldan hakikate yönelen bir kalbin kararlılığını; “O bana yol gösterecektir” ise Allah’a duyulan sarsılmaz güveni ifade eder. Bu ayet, imanın yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve teslimiyet olduğunu vurgular.

İşgal ordusu, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yerinden edilen Filistinlilerin çadırlarını bombaladı. Saldırıda, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 10 Filistinli yanarak şehid oldu. Şehidlerin ve yaralananların Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi.
Makaleler
Hava Durumu