
"dev" Arama Sonuçları

Ekim 2023'ten bu yana Gazzeli Müslümanları barbarca katletmeye devam eden siyonazi çetesi, değişen konjonktür sayesinde Avrupa tarafından ‘soykırımcı’ olarak tanınacak. Siyonist rejimi öfkelendirecek adımın nedeni ise, işgal rejiminin Avrupa’yı dışlayıp ABD’ye yaklaşan tutumu.

ABD, İsrail-Filistin iki devletli çözüm konferansına katılmaması yönünde dünya ülkelerine çağrıda bulunurken, konferans sonrası İsrail karşıtı adımlar atacak ülkelerin yaptırımlarla karşılaşabileceği uyarısında bulundu.

ABD, BMGK'daki 'daimi üye' kozunu kullanarak siyonist İsrail'in Gazze'deki katliamlarına hamilik yapmaya devam ediyor. Kaynak: ABD Gazze'de ateşkes tasarısını bir kez daha veto etti.

ABD’nin stratejik ortağı, NATO’nun en kavî üyesi, platonik aşkla bağlı olduğu Avrupa Birliği’ne tam üyelik ülküsünden geri adım atmayan, 7 Ekim vakası yaşanmasaydı katil Netanyahu’yu Ankara’ya getirtecek kadar İsrail’le normalleşme sürecini işleten (daha önce de terör devletinin Cumhurbaşkanını davet etmiş ve en görkemli devlet töreniyle karşılamış), 2000 yıldır yapılamayan bir ‘işi’ yapan Türkiye’nin Suriye’yi nereye, kime aldığı anlaşılmıyor mu?

Birkaç gün önce bir yerde TRT'nin tarih (!) dizisi "Fetihler Sultanı Mehmet" dizisine denk geldim ve 5-10 dakika izledim. Denk geldiğim sahnede ilginç bir ifade kullanıldı, "fena fi'd-devle / devlette fena (yok) olmak" şeklinde. Adeta Son 23 yılın istikamet krizini özetleyen bir terkip...

Bugün Filistin’de siyonist işgal rejiminin varlığı söz konusu ise, işgal 1948’den bugüne varlığını daha da genişletiyor ve İslam coğrafyasının merkezi bir bölgesi olan Filistin’de sürekli olarak hunharca katliamlar gerçekleştirebiliyor, 500 güne yaklaşan bir süredir de Gazze’de açık bir soykırım gerçekleştirebiliyorsa, tüm bunların temelinde, İngiliz emperyalizmi tarafından İslam coğrafyası için bir asır önce biçilmiş olan ulus, ulusal sınırlar ve ulus-devlet formatı yatmaktadır.

Filistin'e Yürüyüş Platformu, siyonazi çetesiyle devam eden kanlı ticareti telin etmek üzere inşallah bugün (6 Nisan Pazar) Saat: 15.00'da İstanbul Ambarlı Limanı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirecek.

Avrupa'da neşet eden ulus-devlet anlayışı, zamanla dünyanın geri kalanına yayılmış, teker teker bütün toplumlar bu yola bile isteye girmişlerdir. Çünkü uluslararası düzende bir devlet olarak kabul edilebilmek için başta BM'nin onayından geçmek, bunun için de ön şart olarak, bir ulusa dayanmak, laiklik ve demokrasiyi kabul etmek, insan hakları, eşitlik, uluslararası hukukun üstünlüğünü kabul etmek gibi ‘amentü’ye katılmak gerekmektedir. Yola çıkan veya çıkmayı düşünen her toplumun önderleri ya bunun farkında olarak işe başlamakta ya da bir şekilde kendilerine öğretilmektedir.

İmran’ın karısı bize şunları öğretiyor; birincisi, alemlere üstün kılınan bir ailenin temsil ettiği izzet ve şeref bayrağını ilerilere taşımak. Yani davayı yere düşürmemek için evladını Allah’a adamak/kurban etmek. İkincisi, İmran’ın karısının aileden ve atalarından devraldığı iman, sadakat, teslimiyet ve kulluk bilinci. Üçüncü şık belki çok daha önemli, çünkü çocuğunuzu teslim edeceğiniz kişi veya kurum Zekeriyya (as) gibi güvenilir olması.

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise; siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

İktibas Dergisi’nde Cumartesi günü katıldığı programda Durmuş, harf devriminden bugüne uzanan süreçte, Osmanlıdan gelen ve İslam’dan kök alan dilin, değiştirilen kelimelerle ortadan kaldırılmak istendiğini vurguladı.

Bugün Müslümanlık iddiasındaki fert ve topluluklarda yaygın şekilde gözlemlenen sorunlardan biri de, yukarıdaki değinilerimizden de anlaşılacağı gibi ulus-devletlerden bağımsızlaşmayı başaramayan iliştirilmiş (embedded) yaklaşımların varlığıdır.

İslam devletsiz olmaz. Müslümanlar da başsız/lidersiz olmaz. Eğer olursa tıpkı Filistin gibi, Irak gibi, Suriye gibi, Lübnan gibi olur. Hatta sözüm ona tüm İslam ülkelerini buna dahil edebiliriz. Çünkü hiç birisi ne İslam’ın ne de Müslümanların temsilciliğini yapamadığı gibi menfaatini, özgürlüğünü ve maişetini de düşünmüyor. Eğer bugün İslam devlet olsaydı Müslüman’ım diyen bizler de bu devlete sahip çıkabilseydik bu böyle olmayacaktı.

Bu anlamlardan yola çıkarak, devrimin İslam’ın “lâ”sına, inkılabın ise “illa”sına denk geldiğini söylememiz mümkün olsa gerektir. İnsanlık tarihinde “lâ” demiş ve fakat “illa”nın ifade ettiği dönüşüm ve inşayı gerçekleştiremediği için İslam’ın hidayetine hak kazanamamış nice fert veya toplumlar olagelmiştir.

İktibas Dergisi, 45. yılına 553. sayısı ile girdi. 1981’den bu yana yayınına devam eden İktibas, yeni sayısında Hafız Esad heykelinin yerde sürüklendiği bir fotoğraf karesine atıfla “Bütün Zalimleri Aynı Son Beklemektedir!” manşetini attı.

Gazze Şeridi'nin her köşesini dünyanın gözü önünde dilediği gibi bombalamaya devam eden siyonist rejim, Gazze kentinin kuzeybatısını vuracağını duyurdu, bölgedeki Filistinlilerin burayı boşaltmasını emretti. Öte yandan, Batı Şeria’nın El Halil kentinde Dura beldesine baskın düzenlendi.

Suriye'deki yeni yönetimi fiili lideri Ebu Muhammed Cevlani (Ahmed Şara) açıklamalarda bulundu.

İktibas Dergisi 549. sayısı ile okurları ile buluşurken, derginin kapağında Bangladeş’in devrik despot başbakanı Hasina Vecid ile Amerikan patentli yeni başbakanı/başdanışmanı Muhammed Yunus yer aldı.

Türkiye’nin kaldıraç işleviyle önemli katkı sunduğu Mahmud Abbas’ın sırt çantasından pis kokular geliyor. Kokunun pis olması, Filistin’de ‘iki devletli çözüm önerisi’ söylemiyle alakalı.

Bangladeş’te İslam düşmanı Şeyh Hasina Vecid devrilmesi ve ülkeden kaçmasının ardından bir açıklama yapan Bangladeş Cemaat-i İslami lideri Dr. Şefikur Rahman, “Bangladeş’imizi diktatörlerin pençesinden kurtaran Allah’a şükürler olsun” ifadelerini kullandı.
Makaleler
Hava Durumu