Cunta'dan Güzin Abla'ya irtica mektubu!

"İrtica İle Mücadele Eylem Planı"nı hazırlayan cuntayla ilgili 3. ihbar mektubuna göre, cuntanın "irtica"yı anlatmak için seçtiği ilginç yollardan biri şöyle: Türban takmaya zorlanan bir genç kızın Güzin Abla'dan yardım istemesi konulu bir mektup kaleme almak...

17-11-2009


İslam ve Hayat

"İrtica İle Mücadele Eylem Planı"nı hazırlayan cuntayla ilgili 3. ihbar mektubuna göre, cuntanın "irtica"yı anlatmak için seçtiği ilginç yollardan biri şöyle: Türban takmaya zorlanan bir genç kızın Güzin Abla'dan yardım istemesi konulu bir mektup kaleme almak...

Radikal gazetesinde bugün yer alan haber göre, TSK içinde var olduğu iddia edilen 'cuntanın' faaliyetlerinin anlatıldığı üçüncü ihbardaki belgelere göre kamuoyu oluşturmak için 'irtica' ve 'terör' konularında filmler ve televizyon programları yapılması planlanmış. Ünlü yönetmenler, oyuncular, şarkıcılar ve televizyon programcıları planlara dahil edilmiş. İrticayı anlatmak için seçilen en ilginç yollardan biri şöyle: Türban takmaya zorlanan bir genç kızın Güzin Abla'dan yardım istemesi.

Radikal'in haberinde yer alan ayrıntılar şöyle: Ergenekon savcıları, Başbakan ve muhalefete de gönderildiği öne sürülen, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde var olduğu iddia edilen ‘cunta’nın faaliyetlerinin anlatıldığı üçüncü ihbar mektubuna eklenen CD’deki belgelerden ilginç bilgiler ortaya çıktı. Bunlardan biri TSK’nın ‘kamuoyu oluşturma’ faaliyetlerini anlatıyor. Belgeye göre, TSK kamuoyu oluşturmak için ‘irtica’ ve ‘terör’ konularında film yaptırmayı amaçlıyor, bunun için ünlü yönetmenlerin isimlerini belirliyor, hatta senaryosunu bile kendisi yazıyor. Filmlerin müziklerinin ‘Hırsız - Polis’ ya da ‘Ihlamurlar Altında’ dizilerindeki gibi akılda kalıcı olması isteniyor. ‘İrticayı anlatmak’ için seçilen yollardan biriyse oldukça farklı: “Türban takmaya zorlanan bir genç kızın Hürriyet gazetesi yazarı ‘Güzin Abla’ya durumunu yazması ve yardım istemesi.”

İlk olarak fotokopisi ortaya çıkan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ belgesinin orijinali daha sonra bir subay tarafından kaleme aldığı belirtilen ihbar mektubuyla birlikte Ergenekon savcılarına posta yoluyla ulaştırılmıştı. Aynı ihbarcı daha sonra ikinci bir mektup daha yazıp, bu kez TSK içinde ‘irtica ve terör’ konularında yapılan çalışmaların yer aldığı belgeyi göndermişti. Önceki gün yine asker kökenli olduğu anlaşılan başka bir ihbarcı ortaya çıktı ve üçüncü bir ihbar mektubu gönderdi. Bu asker, mektupla beraber içinde onlarca TSK belgesi olan oldukça yüklü bir CD de göndermişti. Mektuba göre, bu belgeler savcıların yanı sıra, Başbakan’a ve muhalefete de yollanmıştı.

Hazin hikâyeler

Bu CD içindeki belgelerden biri, TSK Harekât Dairesi Başkanlığı’nca hazırlandığı belirtilen ‘kamuoyu yaratma’ çalışmalarını kapsıyor. Çalışmalar ‘terör’ ve ‘irtica’ konularını içeriyor. İrticayla mücadeleyi amaçlayan faaliyetlerden birinin konusu şöyle: “İrticai sermayenin yasal olmayan yollardan para toplaması, camileri ticari amaçla kullanması, tarikatlardaki çağ dışı yaşam şekli, türban takması için genç kadın/kızlara ne şekilde baskı yapıldığını gösteren bilgilerin kamuoyuna yansıtılması.”
Belgenin ‘Yapılacak faaliyetler/Temalar’ kısmında ‘Hazırlanacak ürünler’ kısmında aynen şunlar yazıyor:
“İrticai sermayenin vatandaşları dolandırması, dolandırılan vatandaşların hazin hikâyeleri, tarikatçı babanın okula gitmemesi için kız çocuğuna hapis hayatı yaşatması, irticai ailenin çok küçük yaştaki kızını yaşlı biriyle para karşılığında evlendirmeye çalışması ve bu yaptığının dinen caiz olduğu fikrinde olması, irticai unsurların cemaatten yardım amacıyla topladığı paraların tarikat şeyhinin cebine gitmesi, tarikat şeyhinin çok lüsk bir hayat yaşaması ve anormal ölçekte mal varlığı, cemaatin başındaki kişinin söylemlerine ters bir şekilde ünlü tatil yörelerine, kumarhanelere, geneleve gitmesi, yabancı fahişelerle sarmaş dolaş  resimleri, bir cami yaptırma derneği başkanının, toplanan paraları irticai unsurların ne şekilde harcağına ilişkin açıklamaları, türban takmaya zorlanan bir genç kızın Hürriyet gazetesi yazarı ‘Güzin Abla’ya durumunu yazması ve yardım istemesi, türban takmak istemeyen bir genç kadının başına gelenler ve yaşadığı çevrede nasıl bir baskı altında tutulduğuna ilişkin yazdığı mektuplar’ gibi konuları içerecektir.

Yeşilçam filmleri

TSK’nın yine ‘Kamuoyu yaratma’ kapsamındaki çalışmalarından biri ise film yapmak. Filmler yine ‘terör’ ve ‘irtica’yla ilgili. Her iki film için de öngörülen senaryolar, birlikte çalışılması istenen yönetmenler belli. Hatta nasıl bir müzik istendiği bile planlara işlenmiş. Her iki film için ortak öneriler şöyle:

* “Film ‘kamuoyu yaratma gücü  bulunan’ bir yapım şirketine ve ünlü bir yönetmene yaptırılacaktır. (Örneğin; Mustafa Altıoklar, Ali Özgentürk, Yılmaz Erdoğan, Şerif Gören, Fatih Akın, Osman Sınav, Yavuz Tuğrul, Çağan Irmak, İrfan Tözüm, Zülfü Livaneli veya Sinan Çetin gibi) Bu suretle filmin vizyona girmesi, filmin tüm yurt genelinde oynatılması, izlenme oranı yüksek TV kanallarında gösterilmesi, önemli film festivallerine katılması, filmin reklamı için filmde rol alan oyuncuların magazin medyanın gündeminde yer almalarının sağlanması gibi faaliyetler filmi çeken şirket ve ünlü yönetmen tarafından gerçekleştirilecektir.”

* Film için kitlelerin kolayca benimseyebileceği özel bir şarkı bestelenecek (Ihlamurlar Altında veya Hırsız - Polis dizisindeki şarkı gibi) ve şarkıcını bestecisi/şarkıyı okuyan sanatçının kamuoyu yaratma gücünün olmasına dikkat edilecektir.

* Filmle (her iki film için de) verilecek destek 550 bin YTL civarında olacaktır. Filmin daha güçlü bir kamuoyu yaratacağı fırsatların ortaya çıkması durumunda verilecek destek artabilecektir. Verilecek maddi destek genel bütçeye ve genel mali denetime dahil olan bir fasıldan olmayacaktır. (Kantin gelirleri, örtülü ödenek veya OYAK şirketlerinden birinin tanıtım ve halkla ilişkiler harcaması vb. gibi)

* Filmin oyuncular ve yönetmen kanalıyla kamuoyunda yer alması, magazinsel boyutunun yaratılması, galasının yapılması, galaya kamuoyu yaratacak kişilerin çağrılması, film eleştirmenlerinin film hakkındaki görüşlerinin kamuoyu yaratacak tarzda sunulması, filmin başta büyük yerleşim merkezleri olmak üzere ülkenin her yanında gösterime girmesi ve büyük izleyici sayısına ulaşması, filmin dış ülkelerde gösterime girmesi, önemli festivallerde gösterilmesi, medyada açık oturumlar, röportajlar yapılması, gösterime girdikten bir yıml sonra yaygın olarak izlenen bir kanalda oynatılması, bazı fakültelerin iletişim, sinema ve TV bölümü öğrencileri tarafından ‘en iyi film’, ‘en iyi senaryo’ ‘en iyi yönetmen, oyuncu vs’ seçilmesi gibi faaliyetlerin her biri maddi olarak desteklenecektir.

Gözde sunucular

Belgede “TSK’nın tanıtımını yapacak ve TSK’nın halkla bütünleşmesini sağlayacak TV programları uzman şirketlere yaptırılarak, TV kanallerinde yayınlatılacaktır” denilen çalışmada ise programı kimlerin sunacağı belirlenmiş:
“Programların sunumu (Rutkay Aziz, Çetin Tekindor, Haluk Bilginer, Kenan Işık, Sümer Tilmaç, Müjde Ar, Erdal Özyağcılar, Çağla Şıkel, Arzum Onan, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz, Leman Sam vb) gibi kamuoyu yaratma gücü bulunan ve izleyiciler tarafından beğenilen oyuncu, tiyatrocular tarafından sunulacaktır.” (Radikal)

Terör filminin senaryosu

İhbarcı subayın gönderdiği belgeye göre, ‘terör’ konusundaki film, Türk Silahlı Kuvvetleri (STK) üyelerinin ve ailerinin terörle mücadele konusundaki fedakârlıklarını anlatmayı amaçlıyor. Filmin senaryosu  da belirlenmiş. İddiaya göre filmin konusu şöyle olacak:

“Filmde Güneydoğu bölgesinde tim komutanlığı yapan bir üsteğmenin yaşamından kesitler eşinin bakış açısından anlatılacaktır. Film; Güneydoğu bölgesinde yaşadıkları, Güneydoğu’ya gitmeden önceki ruh hali, bölgeye gittikten sonra duygu ve düşüncelerdeki değişimler, bu değişimlerin yarattığı ikilemler, düşüncelerin netleşmesi, batıdaki arkadaşları ve ailesiyle oluşan düşünce farklılıkları üzerine kurulu olacaktır. Filmde, komutanların, general, subay, astsubay, uzman erbaş, erlerin ve GKK’ların kişisel ve ailece yaptıkları fedakarlıklar, terör örgütünün kıskacında tutulan bölge halkının perişanlığı ve çaresizliği, TSK’nın bölge halkına yaptığı yardımlar, hasta/ yaralı vatandaşın operasyon devam ederken hastaneye helikopterle yetiştirilmesi, ambulans uçağıyla GATA’ya gönderilmesi, cami onarımı yapan istihkam timinin teröristlerce pusuya düşürülerek, tim komutanının şehit edilmesi, teslim olan teröristle ve bir teröristin babasıyla olan konuşmaları gibi çeşitli konular senaryoya bağlı olarak işlenecektir.”

Bilgisayar oyunu: Kurtuluş Savaşı

Belgeye göre, gençleri etkilemek için de yollar düşünülmüş. Bunun için de bilgisiyar oyunu hazırlatılması da planlanmış:

“Kurtuluş Savaşı oyunu, piyasada satılan ve genç kitle tarafından büyük bir beğeniyle oynanan strateji oyunu tarzında hazırlatılacaktır. Oyun, 16 - 20 aşama olacak şekilde dizayn edilecek ve tarihsel gerçeklere uygun olacaktır. Oyun, Samsun’a çıkmadan önce, Atatürk’ün İstanbul’daki temaslarıyla başlayacak ve Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle sona erecektir. Strateji oyunlarındaki kısaltmalar bu oyunda da yer alacak. Örneğin, Samsun’a çıkmadan önceki aşama başarılmadan Amasya Tamini’nin yayımlanması bölümüne geçiş yapılmayacaktır.
Oyuncu her aşamada Mustafa Kemal Atatürk’ü oynayacak ve oyunun her aşamasına o günkü koşullar yüklenecektir. Bu suretle, Kurtuluş Savaşı tarihi gerçeklere uygun olarak oyunculara aktarılacak ve bu dönemde yaşanılan zorluklar hakkında oyuncular bilgilendirilecektir.
Oyunda kaynak olarak Nutuk ve ATASE Başkanlığı’nın yayımladığı Kurtuluş Savaşı ile ilgili dökümanlar kullanılacaktır.  Oyunun maliyeti 1 milyon 400 bin YTL (1 milyon 4000 bin TL) civarındadır. Oyunun iyi bir halkla ilişkiler ve tanıtam kampanyasıyla piyasaya sürülmesiyle maliyetin 2 - 3 katı geler elde edilebilecektir.”

Bir türbanlı kız lojmana girer ve...

Belgeye ‘irticayla mücadele’ kapsamında hazırlanması öngörülen filmin amacı ‘TSK’nın din karşıtı olmadığı, dinin ticaret, siyaset ve kişisel çıkar elde etmek için kullanılmasına karşı olduğu temalarını yansıtmak’ olacaktı.

Filmin senaryosu ise şöyle: ‘Filmde, türban takan kızın lojmanda oturan Üsçavuş kardeşinin yanında kalmaya başlaması, lojmanda kalabilmek için türbanının başörtüye çevirmek zorunda kalmasını başlangıçta kabullenmemesi, lojman çıkışında başörtüsün tekrar türbana çevirmesi, irticai bir işyerinde çalışmaya başlaması, lojmanların birlik içerisinde olması nedeniyle hem birliği, birlikte yapılan faaliyetleri, hem de birlik personelini ve Mehmetçikleri gözlemlemesi, bu kapsamda ibadetini yerine getirenlere karışılmaması, dinin gösteriş amacı ile kullanılmaması, ramazanda ve Kurban Bayramı’nda birlikte ve aileler arasında yapılan dinsel faaliyetler, birlik camisindeki faaliyetler, birlik komutanının eşinin, birlikte görevli bayan üsteğmenle olan konuşmaları ve arkadaşlığı, komutan ve komutan eşinin din konusundaki tutumları, oruç, namaz gibi ibadetlerin yerine getirilmesi içir kuralların yeniden düzenlenmesi, yoksul erler ve er aileleri için yardımlar toplanması, yardımların gizlilik içerisinde yerine getirilmesi, personelin ve ailelerinin yardımlar için nasıl faaliyet gösterdiği, çalıştığı işyerindeki ve daha önce yaşadığı yerden gözlemlediği bazı olaylarla yaşadığı ortamı birbiriyle karşılaştırması, birlik içerisindeki adalet, hakkaniyet, anlayış, ahlak, samimiyet, silah ve kader arkadaşlarının gözlemlenmesi, yerleşim birimindeki şehit aileleriyle birliğin ilişkisi, şehit çocuğunun okuldan mezun olma törenindeki izlenimleri, gözlemleri neticesinde TSK hakkındaki görüşlerinin temelden değişmesi konularını senaryo dahilinde aktarılacaktır.”

Anket yapılacak, TSK’ya güven yüzde 93 çıkacak!

Belgeye göre ‘kamuoyu yaratma’ faaliyetlerinden biri de anket çalışması yapmak. Konu bölümünde “TSK’nın irticai faaliyetler, terörle mücadele ve ülkenin birliği ve bölünmezliğine ilişkin görüş ve söylemlerinin toplum tarafından onaylandığını gösteren anketler hazırlatılarak, kamuoyuna yansıtılacaktır” denilen çalışmanın detayı da şöyle:

“Yapılacak anketlerde,

* Türk toplumunun en çok güvendiği kurum yüzde 93 ile yine TSK çıktı. Bu oran geçmiş yıllarda yüzde 85’ti. Hükümete olan güven yüzde 45.

* Türban takan kadın sayısı son beş yılda yüzde 10 arttı.

* Türkiye’de yaşayan yabancılara göre Türkiye hızla dinci bir toplum haline geliyor, Arap ülkelerine daha fazla benzemeye başlıyor.

* Türban takan kadın/kızların yüzsde 65’i çevre, aile ve eş baskısı nedeniyle türban takıyor

* Öğretmenler arasında yapılan bir ankete göre eğitim hızla dinselleşiyor.

* Halkın yüzde 85’i TSK’nın Irak’ın kuzeyine operasyon yapılmasını istiyor, bu konuda TSK’nın açıklamalarını onaylayanların oranı yüzde 80.

* Barzani ve Talabani muhatap alınmasın diyenlerin oranı yüzde 78.

* TSK’nın ikazlarını yönetimin daha fazla ciddiye almlı diye düşünenlerin oranı yüzde 75.

* TSK’nın terör, irtica ve ülkenin birliği ve bölünmezliği konularında yaptığı açıklamaların siyasetli ilgisi bulunmadığı kanaati taşıyanların oranı yüzde 70.. gibi sonuçlar elde edilerek kamuoyuna yansıtılacaktır.”

Etiketler : #Cunta'dan   #Güzin   #Abla'ya   #irtica   #mektubu!   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN