
"istemiyor" Arama Sonuçları

Suriyeli mülteci çocukların yaşadığı zorlukları dünya gündemine taşımak için tasarlanan 3,5 metre uzunluğundaki kukla ‘Küçük Amal’ Türkiye’den sonraki durağı Yunanistan’da tuhaf bir engelle karşılaştı. Kukla, çok sayıda kilise ve manastırın bulunduğu Meteora’ya “Müslüman olduğu” gerekçesiyle sokulmadı.

Nişantaşı'nda bir parkta oturan, akademisyen Neşe Nur Akkaya ve kız arkadaşı, başörtüleri nedeniyle "Burada sizin gibileri istemiyoruz. Gidin başka yerlere" diyerek nefret söylemlerinde bulunan Eray Çakın isimli şahsın yumruklu saldırısına uğradı.

Muhataplarından Hz. Ömer'in davranışını bekleyenler, neden kendisi bir Hz. Ömer olmayı istemiyor veya denemiyor?

Bu kıssa bizden; eski yaşam tarzımızı değiştirmemizi, hayatımızı İlahi Emirler ışığında yeniden düzenlememizi, ruhumuzu bu minvalde terbiye etmemizi, Peygambere gösterilmesi gereken ittibanın hem fikirsel hem sözel hem de davranışsal olarak gösterilmesi gerektiğini, Firavuni sistemlerle barışık olmaktan uzak durmayı, evvela fikirsel olarak uzaklaşmayı istemiyor mu?

Van'da 70 sivil toplum kuruluşu, Kur'an-ı Kerim ile alay edilen Gezgin Fest isimli festivalin gerçekleştirilmemesi için ortak bildiri yayınladı. Geçen sene bir alkollü içki firması tarafından düzenlenen, içkinin sınırsız tüketildiği ve çadırlarda fuhşiyatın özendirildiği festivalin bu sene de 21-23 Haziran tarihleri arasında düzenlenmesi planlanıyor.

Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mücahit Gültekin’le, mevcut aile ve kadın politikaları üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Gültekin, “Aile politik bir mesele ve iktidarla ilişkili; iktidar kendisine anne-babayı şerik olarak görmek istemiyor. Hem ulusal, hem de küresel patronlar çocuğu doğrudan kontrol etmek ve anne-babayı devreden çıkarmak istiyor” tesbitinde bulunuyor.

15 Temmuz darbesinin figüranlarını yargılayan T.C. darbenin arkasındaki güçleri ve darbenin esas planlayıcılarını görmek ve göstermek istemiyor. Kuklalarla mücadele eden rejim, esas darbecileri teşhis etmek bile istemiyor. Darbenin arkasında Amerika ve İsrail olduğu, onların istihbarat örgütlerinin bulunduğu bütün dünya tarafından bilinir de, Türkiye’de bilmezlikten gelinir.

Hiç kimsenin kazanmaması biçimindeki strateji, “İran-Irak savaşı”nda da gözlemlediğimiz bir politikaydı. Arap dünyasını çok iyi gözlemleyen Mısırlı gazeteci merhum Muhammed Heykel'in ifadesiyle ABD, İran-Irak savaşı konusunda zig-zag politikası izliyordu. Buna göre Washington, Bağdat'ın tamamıyla hezimete uğramasını istemiyorsa da, bu savaştan zayıflayarak çıkacağı yönündeki umudunu gizleyemiyordu. İran ve Irak hariç, savaşın uzadıkça uzaması herkesin yararına idi. ABD'nin etkili isimlerinden Henry Kissinger'a göreyse İran-Irak savaşı, ABD'nin her iki tarafın kaybetmesini istediği ilk savaştı.

Kuklacı büyük şeytanla dostluğa (velayete) devam edildiği sürece ne dünyada ne ahirette rahatın olmadığını anlamak istemiyorsanız yapacak bir şey yok, ey politikacılar.

Türkiye'de insanların %51'i İslami değerleri benimsiyor. Ancak bu %51'in %75'i Allah'ın hükmü ile hükmedilmek istemiyor. Bu durumda söylenebilecek tek bir şey var; Türkiye'de halk İslam'dan haberdar ancak İslam'a tâbi olmak istemiyor.

Yemen'de Husilerin partisi Ansarallah Yönetim Kurulu üyesi Dayfallah Eş Şami, "Birleşik Arap Silahlı Kuvvetleri'nin oluşturulması kararı, hakları çiğnenmiş Arap halklarının çıkarlarını hiçbir şekilde korumuyor. İsrail ordusunun sivilleri bombaladığı Gazze'ye bakın. Nerde Arap ordusu? Nerde birlikleri? Hiçbir Arap ordusu, Filistin halkını kurtarmak istemiyor" dedi.

İslam dininin temeli olan Namaz ibadetine karşı çıktılar. Öğrencilerin ibadet haklarını kabul etmediler. İzmir'de bir Anadolu Lisesi'nin yemekhanesine mescit açılmasını istemeyen veliler okul önünde eylem yaptılar.

BM, UCM, İİT, Arap Ligi gibi uluslararası güç merkezleri defalarca bir araya gelmesine rağmen, Suriye’de akan kanı durduramıyor veya durdurmak istemiyor. Bunun neticesinde iki yıl içersinde 70 bin insan hayatını kaybederken, 170 bin insan elini, ayağını, gözünü kaybederek ağır bir şekilde yaralandı, 200 bin insan kayboldu ve 4 milyon Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Terhisine 57 gün kala PKK saldırısında hayatını kaybeden jandarme er Fatih Küçükterci’nin ağabeyi İsmail Küçükterci, kadın subaya, "Kardeşimi size böyle mi teslim ettik, kardeşimi böyle mi getirecektiniz?" diyerek tepki gösterdi. Ablası Kadriye Boyacı da, kendisini teselli etmek isteyen kadın binbaşıya izin vermedi, "Gelmeyin, istemiyorum. Kardeşimi yaktılar, kardeşim orada yanarken biz burada yandık" diyerek gözyaşı döktü.

İslam karşıtlığıyla öne çıkan ülkelerin başında gelen Belçika'da Müslümanlara yönelik ayrımcılık 'Bu kadar da olmaz' dedirtiyor. Belçika’da Azınlıklar Forumu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ülkedeki ev sahipleri Kuzey Afrikalı kiracı istemiyor. İsmi Muhammed olanların işi ise iki kat daha zor.

Böyle tesettür istemiyoruz! Bunun adı tesettür değil zaten bunun adı rezillik, buna Allah teberruc diyor Kur'an-ı Kerim'de. Kadının kendisini şu veya bu şekilde güzel gösterme, çağdaş-argo deyimiyle pazarlama taktikleridir.

Immanuel Wallerstein: Evet, İsrailliler aklını İran ile bozmayı sürdürüyor. Ve evet, Baas Suriye’si, İran dostu bir güç olmaya devam ediyor. Fakat aslına bakılırsa Suriye, İsrailliler için nispeten sessiz bir komşu, bir istikrar adası olmuştur. Evet, Suriyeliler Hizbullah’a yardım ediyor ama Hizbullah da nispeten sessiz. İsrailliler, Baas sonrası Suriye’de çalkantı riskini almayı gerçekten neden istesin ki? Hem o zaman iktidarı kim alacak ve bunlar kendi meşruiyetlerini İsrail’e karşı cihat ilan ederek kurmak zorunda kalmayacak mı?

Baas rejiminin medya propagandasını çok iyi kullandığını ve insanlara salınan korkunun çok güçlü olduğuna şahit oluyoruz. “Ne zaman geri döneceksiniz?” sorusuna verilen cevaplar Suriye’nin geleceğini çok net anlatıyor. Beşşar Esat ailesi gitmeden asla! Biz o aileye nasıl güvenebiliriz ki, on bir yıldır tüm dünyayı kandırdı.

Hivda Tandır 6. sınıfı bitirip 7. sınıfa geçmeye hazırlık yaptığı sırada eğitim sisteminin örtüsüne engel olduğu ve inancını rahatça yaşayamadığı için okulunu bıraktı.

Ak-Der Başkan Yardımcısı Av. Fatma Benli: Başörtüsü yasağı hukuka dayalı bir yasak değil, zihniyete dayalı bir yasaktır. Bu nedenle sadece okullar ve öğrenim hakkı ile sınırlı kalmıyor. Bugün apartman yöneticileri, özel lokantalar, hatta özel oteller bile ayrımcı uygulama gerçekleştirme hakkını kendinde görüyor. Çünkü bir kere kendilerini başörtülü kadından üstün gördüklerinde, kendilerinin kullandığı diğer hakları kullanmasını istemiyorlar.
Makaleler
Hava Durumu