
"ise" Arama Sonuçları

Hüseyin (r.a.) sadakati, Muaviye ve onun Ümmetin başına bela ettiği fâsık oğlu Yezid ihaneti temsil ederler. Hüseyin (r.a.) kevsere, Muaviye ve Yezid ise ebter olmaya talip olmuşlardır.

ABD Başkanı Donald Trump, İran'da Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini belirtti.

Ekim 2023'ten bu yana Gazzeli Müslümanları barbarca katletmeye devam eden siyonazi çetesi, değişen konjonktür sayesinde Avrupa tarafından ‘soykırımcı’ olarak tanınacak. Siyonist rejimi öfkelendirecek adımın nedeni ise, işgal rejiminin Avrupa’yı dışlayıp ABD’ye yaklaşan tutumu.

Hamas, siyonazi rejiminin silahlandırdığı Yaser Ebu Şebab liderliğindeki çeteye operasyon gerçekleştirdi. Çatışmalarda 50 çete üyesi öldürüldü. İşgal ordusuna ait İHA’lar ise çeteye destek için 4 Hamas mensubunu katletti.

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.

Şu an çözülen, Kürt meselesi değil PKK meselesidir. Kürt meselesi ise, Kürtlerin fıtri kimlik ve haklarının tanınıp bir hukuka bağlanmasıyla bir çözüm yoluna konabilecek bir konudur. Tabii ki bu meselenin asıl çözümü, fıtri hakları Rabbani öğreti ve ölçüler çerçevesinde güvenceye alan, kulların kullara tahakkümünü ortadan kaldıran ölçü ve hukuk dini olan İslam’ın egemen kılınmasıyla mümkündür.

Bu eksende Netanyahu alçağına yer olmayacaktır, lakin siyonazi çetesi bir kez daha "ak"lanacak ve bize "Netanyahu tu kakaydı, siyonazi çetesi ise aslında çok cici" propagandası bizzat iktidar temsilcileri ve medyası eliyle yapılacaktır.

Hz. İbrahim, Rabbine yönelişiyle insanlık için güçlü bir örnek sunar. “Ben Rabbime gidiyorum” ifadesi, bâtıldan hakikate yönelen bir kalbin kararlılığını; “O bana yol gösterecektir” ise Allah’a duyulan sarsılmaz güveni ifade eder. Bu ayet, imanın yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve teslimiyet olduğunu vurgular.

Bugün Filistin’de siyonist işgal rejiminin varlığı söz konusu ise, işgal 1948’den bugüne varlığını daha da genişletiyor ve İslam coğrafyasının merkezi bir bölgesi olan Filistin’de sürekli olarak hunharca katliamlar gerçekleştirebiliyor, 500 güne yaklaşan bir süredir de Gazze’de açık bir soykırım gerçekleştirebiliyorsa, tüm bunların temelinde, İngiliz emperyalizmi tarafından İslam coğrafyası için bir asır önce biçilmiş olan ulus, ulusal sınırlar ve ulus-devlet formatı yatmaktadır.

ABD’nin himayesi altındaki siyonist işgal rejiminin, Gazze’deki Müslüman halka yönelik yıkıcı saldırıları artarken, ağır abluka ve tüm sınır kapılarının kapatılması Filistinlileri benzeri görülmemiş bir insani felakete ve açlığın pençesine sürüklüyor. Barbarların saldırılarında şehid olanların sayısı ise 900’e yükseldi.

‘Doğru düşünme’nin temelinin ‘ilm’e dayanmak zorunda olduğunu belirten Kürşad Atalar, bir düşüncenin bir metoda ulaşmasının ise düşüncenin ilmi yönden yetkinlik derecesine ulaştığını gösterdiğini, bu metodun illa doğruluk anlamı taşımadığını ama yetkinlik derecesinden söz edilebileceğini vurguladı.

Kısacası "yağsız süt" nasıl kapitalist tağşişin ürünü ise, "namazsız, tesettürsüz, cih@dsız, ahkâmsız İslam" da aynı kapitalizmin, Allah'ın dinini tahrif etme çabalarının bir neticesidir.

Şunu bilmeliyiz ki, bugün iftar sofrası adı altında donatılmakta olan ziyafet sofraları dünya süsüne talip olmaya karşılık gelmektedir. Kitab-ı Kerim’in bizden istediği ise; Allah'ı, Rasulü'nü ve âhiret yurdunu istemek, tercihlerimizi bu yönde yapmaktır.

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise; siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

İktibas Dergisi yazarlarından Mehmed Durmuş, 15 Şubat’ta İktibas Dergisi’ne konuk olacaktır inşallah. Sohbet programının konu başlığı ise “Dilimiz Dinimizdir”…

Bu anlamlardan yola çıkarak, devrimin İslam’ın “lâ”sına, inkılabın ise “illa”sına denk geldiğini söylememiz mümkün olsa gerektir. İnsanlık tarihinde “lâ” demiş ve fakat “illa”nın ifade ettiği dönüşüm ve inşayı gerçekleştiremediği için İslam’ın hidayetine hak kazanamamış nice fert veya toplumlar olagelmiştir.

Müslümanlar tarafından 63 yıllık zalim Esed tağutizminden kurtarılan Şam, Müslümanların tarihi ve bugünü açısından muhakkak ki önemli bir belde. Her şeyden önce Şam, Kudüs'ün kapısı mahiyetinde. Tarihsel süreçte Kudüs'ün fethi hep Şam'dan geçmiştir. Dolayısıyla Şam'ın fethi hepimizi sevindirdi ve umutlandırdı. Bununla birlikte Şam'dan kişisel yayın yapan bazı Müslümanların "Şam'ın faziletleri" söylemini dillendirmeye başladığı görülüyor ki, işte biz bu konuda karınca kararınca bir pencere açmak istedik. 2012 yılında kaleme alınıp yayınlanan bu makaleyi ilginize sunuyoruz.

Yahya İbrahim Sinvar yazdığı kitaba ‘roman’ demiş, adını da Diken ve Karanfil koymuş. Üst başlık ise benim ‘mutfak’ dediğim şeyi özetliyor: Filistin’in Bilinmeyen Hikayesi.

İktibas Dergisi’nin 547. sayısı bu ay iki ana konuyu yorumluyor. Birincisi, Gazze direnişinin İslam davası adına bize hatırlattıkları, ikincisi ise İslam ve Şeriat hakkında bir grup ilahiyatçı tarafından yayımlanan bildirinin her iki yönüyle değerlendirilmesi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'nın 23 Nisan Salı günü yaptığı açıklamada soykırım saldırılarında şimdiye kadar şehit edilenlerin toplam sayısının 34 bin 183 yaralananların sayısının ise 77 bin 143 olduğu duyuruldu. Kayıplarla birlikte sayı 40 bini aşıyor.
Makaleler
Hava Durumu