
"iki" Arama Sonuçları

ABD, İsrail-Filistin iki devletli çözüm konferansına katılmaması yönünde dünya ülkelerine çağrıda bulunurken, konferans sonrası İsrail karşıtı adımlar atacak ülkelerin yaptırımlarla karşılaşabileceği uyarısında bulundu.

İşte bu noktada “gidenin yerine neyin geleceği” sorusu Suriye açısından da karşımıza çıkmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla, muhtemel Baas sonrası döneme ait iki yaklaşım öne çıkmaktadır: “Özgür Suriye” vizyonu ve “İslami Suriye” vizyonu.

İki buçuk ay önce siyonazi çetesi şefi Netanyahu'yla birlikte açıklama yaparak "Gazze'yi cehenneme çevireceğiz" tehdidinde bulunan Amerikan sarı şeytanı Trump, kanlı elleri ve necis ayaklarıyla mukaddes topraklara gitti ve işbirlikçi kukla Arap rejimleri tarafından şaşaayla karşılanıp, üç trilyon dolar haraçla uğurlandı. Hem bu durumu telin, hem de bu sarı şeytanın Türkiye'ye gelme ihtimaline karşı tepki göstermek maksadıyla birkaç gündür İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Trump Tower önünde şeytan taşlama nöbeti tutuluyor. Dün akşamki nöbette konuşma yapan editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu, "iki mezhep" vurgusunda bulundu. İşte o konuşma:

İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

“Şimdiki tüm komploların” ve hatta ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın daha önce önerdiği “Yüzyılın Anlaşması”nın bile Mescid-i Aksa’yı Yahudilere teslim etmeyi amaçladığını belirten Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, Filistin halkının kararlılığının, bir iman kararlılığı olduğunu söyledi.

Türkiye’nin kaldıraç işleviyle önemli katkı sunduğu Mahmud Abbas’ın sırt çantasından pis kokular geliyor. Kokunun pis olması, Filistin’de ‘iki devletli çözüm önerisi’ söylemiyle alakalı.

İslami Direniş Hareketi (Hamas)’ın askeri kanadı durumundaki Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nin güneyinde, Han Yunus ve Refah’ta işgal güçlerine karşı verilen mücadele çerçevesinde iki tüneli patlatarak iki tankı imha ettiklerini ve bir askeri keskin nişancı ile vurduklarını açıkladı.

İktibas Dergisi’nin 547. sayısı bu ay iki ana konuyu yorumluyor. Birincisi, Gazze direnişinin İslam davası adına bize hatırlattıkları, ikincisi ise İslam ve Şeriat hakkında bir grup ilahiyatçı tarafından yayımlanan bildirinin her iki yönüyle değerlendirilmesi.

"İdeolojik-ırkçı-sömürgeci inşa ürünü olan bilgi’nin, fikirlerin, felsefe’nin kavram ve kurumların, bir toplumun dünya görüşüne, hayat tarzına uygun olup olmadığı düşünülmeden, hazır-paketlenmiş halde ithal edilmesi, ilgili toplumların/toplumun ontolojik/epistemolojik yok oluşuna işaret eder…"

Anadolu köylüsünün, CHP ve DP partisini değerlendirirken söylediği gibi, CHP ve AKP de bir tekerin böldüğü aynı işleve sahip iki partidir. Ne birinin kazanması ne de diğerinin kaybetmesi Müslümanların üzüleceği ya da sevineceği bir mesele olmaktan uzaktır.

Filistinliler sosyal medyada, iki hafta önce işgalci askerlerin Filistin'in işgal altındaki Batı Şeria bölgesinin güney kesiminde yer alan El-Halil şehrinde Filistinli bir çocuğa saldırmalarının görüntülerini yayınladı.

Gazze’deki Hükümet Enformasyon Ofisi, iki gazetecinin daha şehit düşmesiyle birlikte işgal ordusunun Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana şehit olan gazeteci sayısının 132’ye yükseldiğini açıkladı.

Genç Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Kaçar, Zeydiliğin, doğuşundan başlayarak bugüne tarihsel süreci ile birlikte Husilerin fikri ve siyasi durumunu, İktibas Dergisi’nde katıldığı programda değerlendirdi.

İktibas Dergisi konferanslarında bu hafta Genç Birikim Dergisi’nden araştırmacı yazar Ali Kaçar, “Zeydilikten Husilere Yemen” başlıklı konferansı ile konuk oluyor.

İslami mücadelenin Türkiye’deki sembol isimlerinden Ercümend Özkan’ın mücadele metodu, fikirleri ve yaşamı cumartesi günü İktibas Dergisinde düzenlenecek bir panelde geniş boyutlarıyla ele alınacak.

İslami Direniş Hareketi (Hamas)’ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Tugayları işgal askerlerine yönelik olarak gerçekleştirdikleri muhtelif eylemlerde onlarca işgal askerini öldürdüklerini veya yaraladıklarını, Han Yunus’un güneyinde iki adet Merkava tipi tanklarını ve bir askeri buldozerlerini imha ettiklerini duyurdu.

Şimdi gidişâta bir bakalım. Aşağı yukarı iki aydır, olanca ve orantısız kuvvetiyle saldırıyorlar. Evet, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırdı; yıktı ve zırhlılarını, tanklarını, birliklerini soktular. Ama burada tam bir hâkimiyet sağlamış olduğu hâlâ tartışmalı. Han Yunus tarafında ise çatışmalar tekmil şiddeti ile devâm ediyor. Ne tünelleri bulabildi; ne de Hamas’a ağır bir zayiat verdirebildiler. Bu arada kendi kayıpları, her ne kadar saklamak için büyük bir gayret göstermekteyseler de bu kayıpların resmen bildirilen rakamların çok üstünde olduğu anlaşılıyor.

Siyonazi işgal çetesinin iki aydır Gazze'de giriştiği katliama tepki olarak binlerce İstanbullu yürüyüş gerçekleştirdi.

Filistin halkıyla empati yapabilme noktasında, İslâm coğrafyasında belki de en hassas halk, Güney Afrika Müslümanları. Dışarıdan gelip yerleşerek, bir halkın yüzyıllardır yaşadığı toprakları işgal eden ve 1948’den 1990’lara kadar akla hayale gelmedik zulümleri uygulamaya koyan “Beyaz” ırkçıların kurduğu Apartheid rejimi, bugün İsrail’in uygulamalarında yaşamaya devam ediyor. Her iki yönetimin de 1948’de sahneye çıktığı gerçeği, meselenin bir başka hatırlatıcı unsurunu oluşturuyor.
Makaleler
Hava Durumu