Düşündüklerimiz yediklerimizden ibaret

Sağlık Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimettir. İnsanın kendi eliyle bu nimeti yok etmesi kadar vahim başka bir fiil olmasa gerek. Irkçı emperyalizmin insanın fizyolojisine dönük bu ifsad çalışmasının temelinde, insanlığın hem fiziksel hem de zihinsel olarak köleleşmesi amacı vardır

22-11-2016


Çağımız, insanın üzerine türlü operasyonların gerçekleştirildiği bir çağdır. Kapitalizmin azgın ve doymak bilmeyen hırsı, insanı kazancın nesnesi yapmıştır. Bundan dolayı ırkçı emperyalizm sürekli insan üzerine çalışmaktadır. İnsan fıtratının ifsad edilmesi kapitalizmin temel hedeflerinden birisidir. Kapitalizmin günümüzdeki en büyük silahı tüketen ve tükenen insandır. Tüketen insan dediğimiz yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçların üzerinde bir tüketim ağına kapılmış insandır. Tükenen insan dediğimiz ise, fizyolojik boyutunun ötesinde ruhen, manen ve düşünsel anlamda kendini tüketmiş insandır.
 
İnsan fıtratına müdahale etmenin yollarından birisi sağlıklı yaşamasını engellemekten geçer. Bunun için insanların beslenmesine müdahale etmek önemlidir. Irkçı emperyalizmin insanın fizyolojine başlattığı savaşın önemli bir ayağı, tüketilen gıdalar üzerine yaptığı tahribattır. Tohum sektöründen GDO’lu ürünlerin tüketime sunulmasına kadar; gıdaların ambalajlanmasından, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesine kadar her aşama insanın fıtratına açılmış bu savaşın birer ayaklarıdır.
 
Tohum sektörü hızla tekelleşirken, müdahale edilmiş tohumlarla da insanlar fizyolojik olarak şekillendirilmektedir. Bununla birlikte GDO’lu ürünlerin rahatlıkla tüketilebilmesi insanı bütünüyle etkilemektedir. İnsan sağlığının temeline yapılmış bu tahribatlar, onarılmaz sorunları da beraberinde getirmektedir. Durum böyle olunca, insanın fizyolojisinde ve yaşantısında meydana gelen bu arızalar, insanı ruhen, manen ve düşünsel anlamda olumsuz etkilemektedir. 
 
Tüketimin merkezinde olan ihtiyaç kavramının içeriğine yapılan müdahaleler ile tüketimin seyri de değişmiştir. İnsanlar doyabilmeyi değil lezzeti, sağlıklı beslenmeyi değil pratik ve zahmetsiz beslenmeyi tercih ediyor. Böylece beslenme alışkanlıkları da kapitalizmin çarkına hizmet edebilecek kıvama getirilmiştir. Fast food ve hazır gıdaların tüketimi, ambalajlanmış katkılı ürünlerin doğal ürünlere tercih edilmesi insan sağlığı için yapılabilecek en büyük kötülüktür.
 
Sağlık Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimettir. İnsanın kendi eliyle bu nimeti yok etmesi kadar vahim başka bir fiil olmasa gerek. Irkçı emperyalizmin insanın fizyolojisine dönük bu ifsad çalışmasının temelinde, insanlığın hem fiziksel hem de zihinsel olarak köleleşmesi amacı vardır. Fiziki olarak bu tarz tüketim ve beslenme alışkanlığının etkisinde kalan insan, bu alışkanlıklarını muhafaza etmek için sistemin sunduğu yaşam koşullarını kabul etmek zorunda kalacaktır. Bu yaşam koşulları onu fiziksel olarak güçsüz ve bağımlı kılmaktadır. 
 
Zihinsel olarak ise insanların bu çarkın içerisinde farklı fikirler ortaya koyabilmesi mümkün değildir. Çünkü farklı düşünmek sistemin arızalarındandır. İnsanların bağımlı olduğu yaşam tarzından ve alışkanlıklarından mahrum bırakılma korkusu farklı düşünmenin önündeki en büyük engeldir.
 
Bizlere düşen kapitalizmin üzerimize ördüğü bu ağlardan kendimizi beri kılmaktır. Tahrip edilmiş gıdalardan uzak durmak mecburiyetindeyiz. Bu ancak yapaydan doğallığa geçişle mümkündür. Tabi ki bu geçişin hobi niyetiyle değil, üretimin bizzat kendisi olacak şekilde gerçekleşmesi gerekir.
 
Muhammet Esiroğlu

Etiketler : #Düşündüklerimiz   #yediklerimizden   #ibaret   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN