
"psikolojisini" Arama Sonuçları
Bir Erdal Bayraktar geçti bu dünyadan
Erdal dostumuz hayatla barışıktı, kendisiyle barışıktı, ailesiyle ve dostlarıyla barışıktı. Çünkü Erdal Allah’la barışıktı. Allah’a imanı tamdı. Hastalıklarından çektiği ızdırap yüzüne aksetse de onu asık suratlı olarak hiç görmedik. Tebessümünü dostlarından hiç esirgemedi. Tekerlekli sandalyeye mecbur bir hayat onun psikolojisini bozmadı. Nice sağlam insanları demokratik uçurumlara atan ‘şartlar’ onu savuramadı, istikametini bozmadı. Sözün özü, Allah’ın Erdal Bayraktar kulu sahih bir akide, temiz bir yaşam ve nebevî çizgiye uygun bir duruşla Rabbinin katına gitti. Kendisine zaman zaman “sen bizim Şeyh Ahmet Yasin’imizsin” derdim. Narin bedeni toprağa verilirken dua eden hocanın aynı sözleri tekrar etmesini, aklın yolu birdir sözünün tecellisi olarak anladım.
İŞBİRLİKÇİLİK SUÇUNDAN VAZGEÇMEK YERİNE, GÜZERGÂH DEĞİŞTİREREK HAK SÖZLE YÜZLEŞMEKTEN KAÇINMAK
Çünkü iktidar suçlu olduğunu biliyor. Kürecik'iyle, Bakü-Ceyhan'ı, limanları, büyükelçilik ve konsolosluklarıyla vs işbirlikçilik suçunu işlemeye devam etmenin suçluluk psikolojisini yaşıyor.
Bahadır Odabaşı'nın vahim sonu niçin gündem olmadı?
Tüm toplum kesimlerinin umrunda olmalıydı ve olmalı oysa Bahadır'ın yaşadıkları. Babası, 15 Temmuz sonrası öğretmenlikten atılmış, 4 yıldır da cezaevinde imiş. Bu durum, yavrucağızın psikolojisini bozmuş ve vahim olay bunun neticesinde gerçekleşmiş.
Kurban kesmek, insan psikolojisini nasıl etkiler?
Her yıl Kurban Bayramı geldiğinde "Kurban kesmenin insan psikolojisine etkisi nedir?" soruları ortaya çıkıyor. Kurban kesmenin banka hesaplarından EFT ile bağış kampanyasına dönüştüğü amacından uzaklaştığı eleştirilere maruz kalırken diğer yandan et yemekten vazgeçmeyen insanların Kurban kesimini hayvan hakları ve merhametsizlik olarak sunması olayın bir başka yönü.
PKK provokasyonları, linç psikolojisini geri getirdi
PKK'nın Lice merkezli provokasyonları hedefine ulaştı. Türkiye'deki milliyetçi linç psikolojisi tekrar harekete geçmeye başladı.
Kadın-erkek: Velayet mi, rekabet mi?
Modernizm de tıpkı gelenek gibi, kadın-erkek ilişkilerini ve dolayısıyla evliliği rekabet anlayışı üzerine oturtmuştur. Kadını, kocasına itaat etmemeye, kendi hayatını dilediği gibi şekillendirme hakkını savunmaya tahrik eder, erkeği de eşini ezebildiği oranda ezmeye, kendisine karşı giriştiği mücadelede onun önünü almak için çeşitli yol ve yöntemlere başvurmaya teşvik eder. Modernizm, kadını, erkeğe karşı savaş açmaya davet etmektedir. Feminizm, bu rekabet anlayışının ve savaş psikolojisinin, en uç noktada neşvünema bulduğu bir ideolojiye dönüşmüş halidir.
Makaleler
Hava Durumu




























































