
"Muhatap" Arama Sonuçları

Bir iletişim fakültesi öğrencisi, editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu ile gazetecilik üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdi.

Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.

Rasulullah'ın, üzerinde durulması, anılması gereken "doğumu", bir bebek olarak dünyaya geldiği tarih midir, yoksa vahye muhatap olarak Peygamberlikle görevlendirildiği tarih midir? Bunu da düşünmemiz gerekir.

Irkçı-faşist provokatör politikacılar hedeflerine ulaştı. Baştan sona faşist ideolojik kalıplar ve yalanlar üzerine Suriyeliler konusunda toplumsal bir histeri yaşanıyor. İşte genç bir Suriyelinin İstanbul'da muhatap olduğu histerik tepkiler ve gencin gerçekleri izah çabası...

Hicret, öncelikle muhatap olunan bütün cahilî inanç ve düşüncelerden uzaklaşma ile başlar. Rasûlullah’ın (s) hicreti, bu anlamda mücadele ve dâvetin bütün aşamalarına renk ve yön veren mesajları muhtevîdir. Hicret, Mekke’nin darlığından Medînet’ül-İslâm’a yol alıştır.

Muhataplarından Hz. Ömer'in davranışını bekleyenler, neden kendisi bir Hz. Ömer olmayı istemiyor veya denemiyor?

Rasulullah'ın, üzerinde durulması, anılması gereken "doğumu", bir bebek olarak dünyaya geldiği tarih midir, yoksa vahye muhatap olarak Peygamberlikle görevlendirildiği tarih midir? Bunu da düşünmemiz gerekir.

Vahiy, akla hitap eder. Akletmeden vahiy doğru anlaşılmaz, doğru yaşanmaz. Aklını vahye muhatap kılmayan ve vahyi selîm akılla aklederek doğru anlamaya çalışmayan kimse, üç günde bir hatim de yapsa, vahyi terk etmiş, Kur’an’ı mehcur bırakmış olur. Vahiy olmadan akıl, dosdoğru çalışmaz, insanı kurtarmaz. Tek kanatlı kuşun yükselip uçamayacağı gibi, bu durum da insanı dünyada huzura, âhirette ebedî ödüle götürmez.

Herkese hesap sorulacağı gün; Cenab-ı Hakk’ın yüz çevirdiği, muhatap olmadığı, “Niçin öldürdünüz?” sorusunu bile sormadığı insanlardır onlar. O masuma soracaktır Cenab-ı Hak. İşte o gün, o masum, ana babasının onu nasıl diri diri toprağa gömdüğünü bir bir anlatacaktır. Dünyada hiçbir hâmisi olmamış, herkesin gözü önünde zulme uğrarken kimse müdahale bile etmemiştir. Peki hangi günahı sebebiyle öldürülmüştür? Zalimlere sorarsanız -kendilerince- haklı birçok nedenleri vardır. Cahiliye toplumu, bu iğrenç fiili uygulayanları değil cezalandırmak, kınamamıştır bile. Bunu yapanlar da utanmamıştır yaptığından, bütün toplum ise “Allah’ın verdiği gözlerle” seyircidir sadece.

Cin ve insan şeytanlarının, Allah’ın ihlâslı kullarını hâkimiyetleri altına almaya güçleri yetmez. Bu sebeple, ihlâs sahibi kullardan da zaman zaman günaha meyledenler olsa bile, bunlar günahta ısrar etmek yerine büyük bir pişmanlıkla hemen tevbe edip Allah’a sığınırlar. Şeytanların güçleri, ancak kendilerine meyleden ve kendiliğinden şeytana uymaya yönelen azgınları etki altına almaya yeter. Dünyada olduğu gibi hesap günü de kendi aralarında dayanışma gösteren cin şeytanları ile müstekbir insan şeytanları, kandırdıkları zayıf ve güçsüz kesimlerin ise ahirette kendilerini suçlamalarına ve kendilerinden şikâyetçi olmalarına muhatap olacaklardır.

Kur’an’ın mutluluk ve mutsuzluk tanımı maddi bir temele dayanmaz; bedeni değil ruhu muhatap alır. Ruh için mutluluğu temin eden; hayvani gücün (nefsin) melekî güce (ruha) boyun eğmesi ve melekî gücün (ruhun) telkini doğrultusunda hareket etmesidir.

“Kıssa” kelimesi esas olarak “izlemek”, “izi tâkip etmek” anlamına gelmektedir. Istılah olarak kıssa: “Âdeta olaylara yeniden bir canlılık verilerek, tarihin derinliklerinde kaybolup unutulmuş veya bazı izleri insanlığın hafızalarında varlığını koruyabilmiş hâdiselerin, muhataplara, yalan ihtimali veya hayalin karışması mümkün olmayacak bir tarzda anlatılmasıdır.” Kıssa dilimize de girmiş bir kelimedir; “Kıssadan hisse” ve “bir kıssa bin hisse” gibi tabirler Türkçede sıkça kullanılır. “Kıssa”, edebiyatta “hikâye” anlamında kullanılır.

Kur’an’ın anlaşılmasında “lafız” – “mâna” – “maksat” bütünlüğünün gözetilmesi ve bu mefhumların doğru konumlandırılması çok önemlidir. Subjektif davranmanın daha mümkün olduğu mana ve maksat öncelikli çeviriler, meal okuyucusunun Kur’an lafızlarına mümkün olduğunca birebir muhatap olma hedefine aykırıdır.

Sözü geçen ayette “eğri ile doğrunun bir birinden ayrılması” üzerinde düşünmeye daha çok ihtiyacımız olsa gerektir. Allah resulünün muhatap olduğu ilk vahiyle birlikte yeni bir düzenin temelleri Ramazan ayında atılmıştır. Bu ay hak ile batılın bir birinden iyice ayrıldığı, hakkın tüm delilleriyle meydana çıkıp batılın bütün kirli oyunlarını bozduğu, tahakkümüne son verdiği ay olması bakımından kıymetlidir. Bizim meselemizde burasıdır.

İsrail'le normalleşme mutabakatı çerçevesinde imzalanan anlaşmayla, 20 milyon dolarlık tazminat karşılığı Tel Aviv'e açılan davalar düşürülünce, Mavi Marmara davalarında muhatap Türkiye oldu. Bunun ilk örneği Denizli'de gerçekleşti. Mavi Marmara'da yaralanan Zeki Kaya, 260.000 liralık maddi-manevi tazminat talebiyle dava açtı.

Moskova, Esed'in kimyasal silah kullandığı gerçeği ve bunun yansımalarıyla muhatap olmak yerine daha kolay olan seçeneğe yöneldi ve yanıltıcı bir propaganda kampanyası başlattı.

Allah Rasulü (a.s.)'ın, üzerinde durulması, anılması gereken "doğumu", bir bebek olarak dünyaya geldiği tarih midir, yoksa vahye muhatap olarak Peygamberlikle görevlendirildiği tarih midir?

İsrail’in müzakere edilmesi gereken bir muhatap olmadığını vurgulayan YILDIRIM, İsrail’in bir an önce Filistin’den sökülüp atılması gereken bir ur olduğunu, bunun böyle bilinmesi gerektiğini ve bu hususta söz söyleyip icraatta bulunanların her daim bu gerçeği göz önünde bulundurması gerektiğini ifade etti.

Ramazan Ayı’nın gelmesiyle dünya Müslümanlarında manevi bir coşku hakim. Oruç ibadetinin gerçekleştiği mübarek ayı Müslümanlar çeşitli şekillerde idrak etme çabasında. Bununla birlikte birçok sıkıntıya da muhatap durumdalar.

Aksaray Ortaköy'de Bünyamin Tekgöz öncülüğünde Müslümanların organize ettiği ve Mehmed Durmuş ile Şükrü Hüseyinoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı 'İslâm'ı Kaynağından Öğrenmek' konu başlıklı konferans, geçtiğimiz Cumartesi günü (14.05.2016) gerçekleştirildi. Güzel bir katılım olduğu konferansta, Hüseyinoğlu kısaca 'Kur'an'ın herkesi fert fert muhatap alarak indiğini ve Kur'an'ı anlşayıp yaşamanın her fert için bir farziyet olduğunu" ifade ederken, Durmuş da, Allah'ın Kitabı ile aramızdaki bağın nasıl koparıldığını anlattı ve Kur'an'dan uzaklaşılmasının sonucu olarak "paralel din anlayışları" oluştuğunu kaydetti. Programın videolarını dikkatlerinize sunuyoruz:
Makaleler
Hava Durumu