
"Emel" Arama Sonuçları

Bugün Türkiye dahil bölge ülkelerinde onlarca Amerikan işgal üssü varsa, bugün ABD ve İngiltere’nin bölgedeki en büyük işgal üssü olan siyonist gasp rejimi bizzat bölge ülkeleri tarafından korunup kollanıyorsa, bunun temelinde 19. asrın sonu, 20. asır başında modern dönemin “Şas b. Kays planı” olarak vizyona konan uluslaşma ve ulus-devletleşme plan-projeleri vardır.

Faruk Köse: Videoda iki sorunun cevabını araştırıyorum: 1- İsrail-İran savaşı danışıklı dövüş veya tiyatro mu? 2- Sünni Müslümanlar İsrail’e karşı İran desteklemeli mi? Ayrıca bu kapsama giren başka hususları da derinlemesine ele alıyorum.

Cuma hutbesi: İslam Dâvâsının Unutturulan Temel Mahiyeti I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

ESMA DERSLERI - 4 - İnşa Temeli | Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

İşte bu noktada “gidenin yerine neyin geleceği” sorusu Suriye açısından da karşımıza çıkmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla, muhtemel Baas sonrası döneme ait iki yaklaşım öne çıkmaktadır: “Özgür Suriye” vizyonu ve “İslami Suriye” vizyonu.

ESMA DERSLERI 2 (Temel Esaslar) | Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Cuma hutbesi: İslam'ı Hayata Hâkim Kılmanın Temeli İlimle Donanmaktır I Yasin Aydoğan I Kur'an Nesli İlim Merkezi

İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.

Yazar Mücahit Gültekin, insanlığın bugün travmatik boyutta bir kültürel saldırı ile karşı karşıya olduğunu ve bu saldırının insanın yaratılış itibariyle sahip olduğu temel özellikleri hedef aldığına dikkati çekti. Gültekin, bu travmanın, anlam dünyamızda yaşadığımız yapısal sarsıntıların da ana nedeni olduğunu belirtti.

Bugün Filistin’de siyonist işgal rejiminin varlığı söz konusu ise, işgal 1948’den bugüne varlığını daha da genişletiyor ve İslam coğrafyasının merkezi bir bölgesi olan Filistin’de sürekli olarak hunharca katliamlar gerçekleştirebiliyor, 500 güne yaklaşan bir süredir de Gazze’de açık bir soykırım gerçekleştirebiliyorsa, tüm bunların temelinde, İngiliz emperyalizmi tarafından İslam coğrafyası için bir asır önce biçilmiş olan ulus, ulusal sınırlar ve ulus-devlet formatı yatmaktadır.

‘Doğru düşünme’nin temelinin ‘ilm’e dayanmak zorunda olduğunu belirten Kürşad Atalar, bir düşüncenin bir metoda ulaşmasının ise düşüncenin ilmi yönden yetkinlik derecesine ulaştığını gösterdiğini, bu metodun illa doğruluk anlamı taşımadığını ama yetkinlik derecesinden söz edilebileceğini vurguladı.

Cuma sohbeti: Dâvetin Temel İlkeleri I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Dünyadaki tüm dillerin ve renklerin ilahi birer ayet olması hasebiyle müslümanlar olarak kendimizi milliyetçiliklerin dar alanlarına hapsetmemeliyiz.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Ercümend Özkan: “Analarının karnından bir şey bilmez halde çıkarılan insanların, çıkışlarını takib eden bir süre sonra ‘külli şeyin kâdir’ bir varlık haline dönüşmesi mümkün olmazken, insanın temel yanılgısı böyle olabildiğini sanmasıdır…”

Müslümanlar artık sistemin tüm ayartmalarına rağmen müstakil bir duruş sergilemeli ve bütün olarak Allah’ın dini ve emirleri dışında hiçbir uzlaşmaya yanaşmamalıdır. Aksi takdirde işlenen suçların meşruiyet sağlayıcısı ve ortağı olacaktır.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Filistin’de işgale karşı mücadele 76 yıldan beri kesintisiz bir şekilde süren bir mücadeledir. Ancak bazı zamanlarda olayların yoğunluk düzeyi artmıştır. Yoğunluk düzeyinin düştüğü dönemlerde ise siyonist işgalciliğin gerçek kimliğini gizleyerek, “normalleştirme” faaliyetleri yürütülmüştür.

“Holokost” kavramsallaştırması 2. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Nazilerin işlemiş olduğu korkunç insanlık suçlarını tanımlamayı ve mahkûm etmeyi hedefleyen insani/ahlaki temelli bir kavramsallaştırmanın ötesinde, yapılan zulümler ve çekilen acıların insanlık düşmanı bir ideoloji (siyonizm) ve onun taraftarlarınca, politik ve ekonomik çıkarlar doğrultusunda azami derecede kullanılan bir araç/enstrüman işlevi görmüştür, görmeye devam etmektedir.

İnsan nisyanla malüldür derler. Öğrendiğimiz şeyleri hayat düsturu haline getirmezsek çabuk unutabiliyoruz. Yaşam biçimimizi, düşünme ve eyleme biçimimizi yeniden gözden geçirme fırsatı sunan bu kıyamı daima aklımızda tutarak varlık bilincimizi bileylemeliyiz. İşte bu yüzden Gazze bize iyi bir öğretmendir. Bu öğretinin kıymetini bilelim.
Makaleler
Hava Durumu