
"Arap" Arama Sonuçları

İki buçuk ay önce siyonazi çetesi şefi Netanyahu'yla birlikte açıklama yaparak "Gazze'yi cehenneme çevireceğiz" tehdidinde bulunan Amerikan sarı şeytanı Trump, kanlı elleri ve necis ayaklarıyla mukaddes topraklara gitti ve işbirlikçi kukla Arap rejimleri tarafından şaşaayla karşılanıp, üç trilyon dolar haraçla uğurlandı. Hem bu durumu telin, hem de bu sarı şeytanın Türkiye'ye gelme ihtimaline karşı tepki göstermek maksadıyla birkaç gündür İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Trump Tower önünde şeytan taşlama nöbeti tutuluyor. Dün akşamki nöbette konuşma yapan editörümüz Şükrü Hüseyinoğlu, "iki mezhep" vurgusunda bulundu. İşte o konuşma:

Bir Müslüman, hiçbir zaman Allah’ın Rasulü’nün (sas) “ayaklarımın altındadır” dediği asabiyet duygusuyla diğer ırklara yaklaşamaz. Dolayısıyla Müslüman nezdinde her türlü milliyetçilik, ırkçılık; -bu, Kürtçülük olabilir, Türkçülük olabilir, Arapçılık olabilir- gayri İslami’dir!

“Demir Duvar” adlı kült eserinde Siyonist tarih anlatısını boks ringine çıkarıp yumruklayan Avi Shlaim, “Üç Dünya, Bir Arap-Yahudi’nin Anıları”nda aynı şeyi kendi aile öyküsünün altını çizerek yapmış. Bu da, muhtevanın tesirini ve akılda kalıcılığını artırmış.

İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler bütün güçleriyle bir avuç Hamas mücahidi üzerine abanmış bulunsalar da gerçekte İslam ile savaşmaktadırlar. Filistin’i çevrelemiş Arap rejimleri de batının hizmetkarlarıdır. Yaşadığımız, tam anlamıyla 2023 model bir haçlı seferidir.

Yusuf S. Kamadan, siyonist işgal rejiminin Filistin'in kültürel mirasına nasıl tecavüz ettiğini inceliyor. Bu inceleme, siyonist rejimle Kemalist rejim arasındaki bir benzerliği de ibretlik şekilde ortaya koyan bir içeriğe sahip.

İşte “Selamun aleykum” ifadesi, İslam’ın bize öğrettiği, Rabbimizin birçok ayetinde vurgu yaptığı ve Rasulullah (a.s.)’ın aramızda yaygınlaştırmamız öğüdünde bulunduğu selamlama biçimi olarak İslam’ın bir şiarı niteliğindedir.

Kerkük yine gündemde. Lakin İslam kardeşliği ile değil, Türkmenlik, Kürtlük, Araplık tartışmasıyla maalesef. "Kerkük bir İslam şehridir" denilse anında bitecek olan bir tartışma, ortaya ırklar ve ırkçılıklar girince uzayıp gidiyor, çatışma sebebi oluyor. Peki Kerkük'ün dili olsaydı bu tartışmalara dair ne derdi?

Cidde'de düzenlenen "Arap Birliği Zirvesi" bağlamında, Hac ve onun bir rüknü olan şeytan taşlama konusunda güncel bir değini...

Akademisyenlere göre, Türkiye’de bazı medya organları ve siyasi çevrelerin sığınmacılara ve özellikle Suriyelilere yönelik ayrımcı ifadeleri Batı’da aşırı sağcı partilerin Müslümanlara ve Araplara yönelik kullanıldığı söylemlerle benzerlikler gösteriyor.

İngiliz uşağı altı Arap "Genel valiliği" kraliçenin ölümü üzerine yas ilan etti diye onları eleştiren ve emperyalizm karşıtlığı kasan Kemalistlere hatırlatılır...

Türkçede oyun kelimesi oynamak, eğlence gibi anlamları yanında hile, düzen, desise, entrika anlamlarına da gelmektedir. “Bana oyun yapma” dediğimizde, karşımızdakinin bizim hakkımızda tuzak kurduğu, entrika içinde olduğunu ifade etmiş oluruz. Arapçada mekr ve keyd gibi kelimeler de bu konuya delalet ederler.

Cihad kelimesinin karşılığı "savaş" değildir! Burası iyi anlaşılmalıdır. Cihad, yukarıda da açıkladığımız gibi, Allah'ın dinini O'nun rızası için ve razı olduğu şekilde her tarafa ulaştırmak için yapılan her türlü faaliyet ve harekettir. Savaşmaya ise Arapça “kıtal” denir ve kıtal, Cihadın sadece bir bölümünü ihtiva eder.

Bu arzusunu ve hatta mücbir olan sebebini başka muhitlerde de söylemiş olacaklar ki, o günlerde bana Şer’iye Vekili Konya Mebusu Hoca Vehbi Efendi ve sözüne inandığım bazı zatlar şu malumatı vermişlerdi: “Gazi, Kur’an-ı Kerim’i bazı İslamlık aleyhtarı züppelere tercüme ettirmek arzusundadır. Sonra da Kur’an’ın Arapça okunmasını namazda dahi men ederek bu tercümeyi okutacak. O züppelerle de işi alaya boğarak aklınca Kur’an’ı da İslamlığı da kaldıracaktır. Etrafında böyle bir muhit kendisini bu tehlikeli yola sürüklüyor.”

Radyo Denge´de Arap Baharı ateşinin yakıldığı Tunus ve Tunus´ta gerçekleştirilen darbe konuşuldu. Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel'de, 17 Aralık 2010'da başlayan Arap Baharı ateşinin yakıldığı ve son dönemde Tunus'ta sessizce gerçekleştirilen darbenin konu edildiği programa Araştırmacı yazar Ali Kaçar konuk oldu.

Tunus’ta 11 yıl önce “ekmek, onur ve özgürlük” sloganıyla başlayan, pek çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesini içine alan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan süreç, darbe, karşı devrim, iç savaş ve dış müdahalelerle sonuçlandı.

Ürdünlüler, hükümetin siyonist işgal rejimi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzaladığı enerji karşılığında su verilmesini kapsayan “niyet beyanını” ve ‘normalleşme’ anlaşmalarını protesto için gösteri düzenledi. Ürdün, küresel su endeksine göre dünyanın su konusunda en fakir ikinci ülkesi.

“Cinsiyetle ilgili olarak Kur’ân’ın diline yeniden bir bakış açısı getirmek Arapça’nın nötr (cinsiyetsiz) bir dil olmadığı göz önünde bulundurulduğunda çok daha lûzumlu hâle gelmektedir.” Ayşenur Ünal yazdı.

Fas’ın işgal rejimiyle resmi ilişkileri başlatmasının ertelenmesinde ülkedeki İslamî hareketin önemli rolü olmuştur. Ancak görüldüğü kadarıyla Trump’ın Arap dünyasındaki birtakım ihanet rejimlerinin, perde arkasında yürüttükleri ilişkileri perdenin önüne taşımalarını sağlama çabalarından elde ettiği sonuçlar şimdiki Fas kralı VI. Muhammed’i de cesaretlendirdi.
Makaleler
Hava Durumu