Selefi-Şii rekabeti maalesef İslam dünyasını zehirleyen ve Müslümanların geleceğini tehdit eden önemli bir sorundur.

 

Klasik Sünnilik bu konuda daha makul, aşırılıklardan beri olan bir çizgiyi temsil etmekte ve "ehl-i kıble" teziyle de, ayrışma yerine asgari olarak dayanışma zeminine imkân tanımaktadır.

 

Tabii ki doğrusu, tüm mezhebi ve meşrebi yaklaşım ve kimlikleri, tarihsel yaklaşım ve kimlikler oldukları bilinciyle doğru konumlandırmak ve aramızdaki ortak kelimeye ve dahası ortak Kitab'a dâvette bulunmaktır.

 

Ümmetin geleceği, mezhebi/meşrebi kimlikleri mutlaklaştırmak ve dayatmakta değil, Kur'an ve Rasulullah (a.s.)'ın örnekliği (sünneti) ışığında halimizin ıslahı ve ortak bir inşa çabasına yönelmeye bağlıdır.

 

Kısacası tarihsel anlayış ve kimlikler üzere rekabet yerine, Kitab-ı Kerim'in öğrettiği velayet bilinci (Bkz: Tevbe 71. ayet) üzere hareket etmekten başka çıkar yol yoktur.

 

(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)