RUH-BEDEN İLİŞKİSİ

Hızır YILDIRIM

04-07-2023 10:27


Üzerimizde taşıdığımız, bizlere emanet olarak verilen bedenimizi tanıyor muyuz?

Pekala, ruh nedir ve görevleri nelerdir?

Ruh olmasaydı beden, beden olmasaydı ruh bir anlam ifade eder miydi?

Ölüm gerçekleşince ruhun tekrar Allah'a dönmesi ve bedenin ise tekrar toprak olması, tekrar dirilme ile sonsuz hayatta ceset ve ruhun tekrar birleşmesini nasıl anlamak lazım?

Bu gibi birçok sorular, akleden insanların aklını hep meşgul edegelmiştir. Dünyaya gönderilişimizin amacını iyi anlar ve kavrayabilirsek birçok meseleyi de çözeriz.

“O hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için, ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.” (Mülk, 2)

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyât, 56)

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ, 35)

“Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.” (İnsan, 2)

Bu ve buna benzer ayetler, bizlere şunu anlatmaktadır: imtihan için gönderildiniz ve asıl olan kimliğinize kavuşmak için, her türlü meşakkatten sonra hak ederek sonsuz ve ebedi, ölmeyen bedene kavuşmak için sınava tabi tutuluyorsunuz. Sınavı verip başaranlar cennette ebedi kalacak, sınavdan başarısız çıkanlar ise cehennemde ebedi kalacaklar.

Bu sınavların başında sizlere emanet olarak verilen bedenimizdir. Bedenimizin anatomisini iyi tanımalıyız.

Rabbimiz bizlere, ruhun bendende yaşaması için birçok donatılar sunmuştur. Bunlar: akıl ve irade başta olmakla beraber; ıslah edilmeyi bekleyen nefis ve şeytandır. Fıtratımıza iyilik, kötülük, korku ve sevinç vs. kodlanmıştır.

Beden ise azalarıyla birlikte bizleri kayıt altına alıyor. Göz, kulak, burun, ağız ve dil, el ve ayaklar, beyin ile bağlantılı bir şekilde iyi ve kötü amelleri kayıt altına alırlar. Hafaza Melekleri de yapmış olduğumuz her bir ameli kaydederler.

“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” Zilzal, 7-8)

Gezdiğimiz ve kaldığımız mekânlar; nesneler ve tarih kısacası her şey ya aleyhimize şahit, ya da lehimize şahit olacaktır.

“O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler ayakları yaptıklarına şahitlik eder.” (Yasin, 65)

"Bu kadar çok kayıt altında ve şahitler huzurunda; gel de günah işle, Allah'a asi ol ve ebedi hayatını mahvet, olacak şey değil!"

Ruha ölmeyen dünya bedenini kısa süreliğine emanet, yani kullanımına verilmiştir. Vücut hasta olunca, acıyı duyan ruhtur. Ölüm acısını ve dünya bedeninden ayrılma vaktinin geldiğini fark eden ruhtur. Cehennem bedeni ölümsüz olacak ve ruh ise azabını duyacak olandır. "Keşkelerin fayda vermeyeceği o gün için tedbir almamız gerekmez mi?"

"Keşke şunu yapmasaydım, şu hayrı yapsaydım, şu harama bulaşmasaydım, şu helal dairesinde olsaydım, cimrilik etmeyip Allah yolunda sürekli infâk etseydim!"

İbadetlerimizi gösterişsiz, Allah için yapsaydım vs. dememek için. Dünya hayatında telafisi var tabi ki! Bunun telafisi ancak samimi tevbe ile gerçekleşir.

“Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Kâfirler keşke bunun bilincine varsalardı.” (Ankebût, 64)

Zamansız ve sonsuz âlemde, tarih sayfaları olmayacak. Tarih saniye, dakika, saat, hafta, ay, yıl ve yıllar bizlerin yaptıkları ve gerçekleşen olaylar kayıt altına alınmak için var.

Hiç bir şey inkâr edilemeyecek, gizli yapılanlar, yalan söylenenler, yalan şahitlikler her şey önümüze gelecek. "Hâkimler hâkimi olan Allah, adil-i mutlak bir şekilde kulun hakkını da verecektir!"

İki kişi ahir hayatta çok pişmanlık duyacak; kâfir keşke peygamberle yol tutup iman etseydim, Müslüman ise keşke daha çok hayır yapsaydım diyecek.

Yaşlanmış, hasta, uzuvları eksik, beden toprak olacak, ruh Allah'a dönecek, İsrafil (a.s.) sûra üflemesiyle beden ve ruh birleşip hesap verip gerçek mekânına; yani ya cennette mükâfat görecek, ya da cehennemde ceza görecek.

İnsan hiç bir şeyi kaçıramayacak; vücut azalarımız ile melekler yaptığımız amellere şahit olacak. Nesneler şahit, tarih her anımıza şahit, güneş, ay ve yıldızlar şahit, gece ve gündüz şahit olarak Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğiz.

O, zor hesap gününde, şahitlerin lehimize şahitlik yapmalarını biz inanan kullara Rabbimiz nasip eylesin!

YORUMLAR
  • Muradi   07-07-2023 23:55

    Ruh beden ayrımı Müslümanların inançları arasına Hristiyanlık ve diğer dinlerden geçmiş olmalıdır. Zira Kur'an böyle bir ayrımdan hiç bahsetmiyor. Kur'an'da ruh kelimesi de genel olarak vahiy anlamında kullanılır. İnsan için ruh kelimesi kullanılmaz. Ölünce ruhun Allah'a döndüğü bedenin toprak olacağı inancının birinci kısmı da zanna dayalıdır. Eğer böyle bir şey olsaydı 'her nefs ölümü tadacaktır' şeklindeki ayetin ruhlar ise Allah'a dönecektir şeklinde olması gerekirdi. Dolayısıyla, insan için ruh/beden ayrımından bahsedenler aslında ruh inancı üzerinden insanın ölümsüz olduğunu iddia etmeye çalışıyorlar demek gerekiyor. Gerçek ise, ölümün ruh ve beden olarak nefsi(insanı) bütünüyle kapsadığı ve ruh/beden ayırımı şeklinde insanın bölünebilen bir varlık olmadığıdır.

Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN