Radyo Denge'nin Hicret gecesi büyük ilgi gördü

Ankara merkezli Radyo Denge, 16. Yılı münasebetiyle düzenlemiş olduğu Hicret Gecesiyle dinleyicileriyle buluştu. 19 Aralık 2010 tarihinde, Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlenen organizasyonda unutulmaz anlar yaşandı.

21-12-2010


Ankara merkezli Radyo Denge 16. Yılı münasebetiyle düzenlemiş olduğu Hicret Gecesiyle dinleyicileriyle buluştu. 19 Aralık 2010 tarihinde, Kocatepe Kültür Merkezinde düzenlenen organizasyonda unutulmaz anlar yaşandı. Salon kapasitesinin üzerinde bir katılımla bir çok dinleyicinin ayakta izlemek zorunda kalmasına rağmen 4 saat boyunca coşku dinmek bilmedi. Program öncesi saat 15.00 de Radyo Denge yararına düzenlenen Kermes  de büyük ilgi gördü.
 
Program saat 18.00’ de Azerbaycanlı kardeşimiz Ruslan Gasımov’un okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Okunan Tevbe Suresi 38,39 ve 40. Ayetlerin Meallerinin seslendirilmesinin ardından değerli Hocamız, Şeyho Duman’ın Fussilet Suresi 33 (İnsanları Allah’a çağıran, iyi işler yapan ve ben  Müslümanlardanım diyenden kimin sözü daha güzeldir.) Ayetinin ışığında bizlere tekrar sorumluluklarımızı hatırlatan kısa ve öz sohbetiyle devam etti. Ardından Hicret konulu bir sinevizyon gösterisi ve 31 Mayıs 2010 tarihinde, katil terör devletinin Mavi Marmara saldırısında yaralanan ve tedavisi hala süren, şerefli ve örnek şahsiyetiyle şehidliği hayatında somutlaştıran, İLKAV Kurucular Kurulu üyesi Uğur Süleyman Söylemez kardeşimizin hayatı ve mücadelesini anlatan kısa bir sinevizyon gösterisiyle devam etti. Proğram; İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı, İLKAV Çocuk Kulübü’nün, 40 kişilik yaşları küçük ama sözleri büyük dev korosunun seslendirdiği ezgilerin oluşturduğu duygu dolu anlarıyla iz bırakarak ilerledi. Gerçekten de gecenin en çok takdir toplayan anlarından birini yaşatıp, duyguları harekete geçiren, gözleri yaşartan bu çocuk korosunu programa hazırlayanlar da çok dua aldılar. Ardından Radyo Denge programcılarından, sanatçı dostumuz Halit Alp’in Hicret konulu şiiri ve ezgileriyle devam etti.
 
Salondakileri program boyunca sürükleyici güzel hitabetiyle gecenin sunuculuğunu da yapan ve gecenin en güzel ve akıcı biçimde seyrini sağlayan Alper Tuna’nın, Mehmet Pamak’ın 11 yıl önceki Hicret günlerinde Almanya’da kaleme aldığı Hicret Atmosferi isimli şiirini, etkileyici ve duyguları harekete geçirici bir okuyuşla seslendirdi. Ve bu coşku hiç aralık verilmeden Değerli Hocamız Ahmet Kalkan’ın Hicret konulu, ortalama 35 dakika süren sohbetiyle devam etti. Hicretin mahiyeti ve Rasulullah S.A.V. ‘ın örnekliği ve mücadelesini nasıl anlamamız gerektiği ve meselenin neresinde olduğumuzun etrafında yoğunlaşan sohbet büyük bir ilgiyle takip edildi.
 
Ahmet Kalkan  bu konuşmasında “Hicret’in Anlamı, Önemi ve Günümüze Mesajları” üzerinde durdu. Kalkan bu sunumunda, hayatı kuşatan imani, ameli, yapısal ve mekansal hicretlere dikkat çekerek, son derece önemli hususları ve ölçüleri hatırlattı. Ve herkesi bu geceden itibaren hicreti süreklilik arz eden devrimci bir bilinçle gündemimizin birinci maddesi yapmaya çağırdı.
 
Kendisinin de programcısı olmakla iftihar ettiğini belirttiği Ümmetin Onurlu Sesi Radyo Denge’ye teşekkürle sözlerine başlayan ve “aramızda ciddi sevgi bağımız ve hukukumuz vardı” dediği Uğur Süleyman Söylemez’in, soyadı Söylemez olsa da, hal diliyle çok şeyler söylediğini belirtti. “O, hicretini Allah’a doğru yapıyor, ya bizim hicretimiz nereye doğru? Bu gidiş nereye?” diye önce kendimizi sorgulamamızı tavsiye etti. Hicretin tüm mü’minlere farz olduğunu belirten Kalkan, çok yönlü ve çok kapsamlı hicretin önce olumsuz tarafının tahlil edilip dışlanması gerekir ki, tevhid kelimesindeki mesajın açılımı olsun, dedi. 
 
Ahmed Kalkan Hoca daha sonra şöyle konuştu: “Olumsuz hicretin en belirgini Kur’an’dan hicrettir. Peygamberimizin, ümmetinden bazılarını Allah’a şikâyet edeceğini ifâde eden âyet, bu olumsuz hicretin kişilerin âhiretini mahvedecek nitelikte olduğunu ortaya koyar: “Peygamber dedi ki: ‘Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur’an’ı mehcûr (hicret edilip terk edilen bir şey yerinde) tuttular.” (25/Furkan, 30). Bu âyette geçen hicret (mehcûr) kelimesi, terk edilmiş, dinlenilmeyen, tercih edilmeyen demektir.”
 
Anlattığı konuyu güncel örneklerle zenginleştiren Kalkan, daha sonra şöyle konuştu: “Kur’an’dan, Allah’tan uzaklaşmak, önceliği başka şeylere vermek, hayatın merkezine başka şeyleri yerleştirmek demektir, tersine bir hicrettir. Kur’an’ı bırakıp başka kitapları hayatın merkezine almak, Kur’an’dan fazla başka kitap ve benzerlerini okuyup öne çıkarmak, Kur’an’dan cahiliyenin hükmüne/Anayasa kitabına, Kur’an’dan filan TV. Programına, Kur’an’dan para adlı kitaba hicret etmek, ahiret ve vahiy eksenli hayat tasavvurunu terk edip dünyevileşmek, Kur’an’ı mehcur bırakmak demektir. Hicrandır, sürgündür olumsuz hicretler. Temel tevhidî sâbiteleri terk edip olumsuz anlamda değişim ve dönüşüm yaşayanlar, muhâcir değil; olsa olsa tükürdüğünü yalayan döneklerdir (Bkz. 35/Fâtır, 15-16; 5/Mâide, 54). Toplumu olumlu yönde değiştirme gayretinde olmayanlar, toplum tarafından olumsuz değiştirmelere karşı koyamaz. Kalabalıkların içinde erir gider. Bugün topluma yön göstermek zorunda olan cemaatler ve başlarındaki liderler ciddi anlamda savrulmayı, olumsuz hicreti yaşıyorlar. İnsanlara karanlıklardan, zulümden, adaletsizlikten kurtuluşun yolu olarak sadece Kur’an’i çağrıyı gündemleştirmek yerine; ilaveten batıla çağrıyı da gündemlerine alıyorlar. Şirk sisteminin anayasasına, demokrasisine, bâtıl düzenin küçük çaplı ıslahına da çağırıyorlar ve bu olumsuz hicretin gölgesinde yanlış hedefler gösteriyorlar.” 
  
Salondaki muhteşem kalabalığın sonuna kadar dikkatle dinlediği konuşmasını Kalkan şöyle sürdürdü: “Günümüz câhiliyye toplumları, tersine hicreti yaşamanın bir göstergesi olarak; ‘Kur’an’a, onun hükümlerine inanmıyor; ‘Mushaf”a inanıyor. Üzerinde mürekkep olan ve yazı şeklinde üzerine basılan kâğıtlardan ibaret mushafa inandığını gösteriyor insanımız; bu mushafa abdestsiz dokunmuyor, göbeğinden yukarı tutmaya özen gösteriyor, çocuklarına mushafın yazıldığı yazıyı (elif-bâyı) öğretmek için bazı fedâkârlıklara katlanıyor. Mushaf, evi yangından, otomobili kazadan korusun diye büyük veya küçültülmüş ebatlarıyla odalara ve arabalara asılıyor. Birisi ayaklarının altına almış olsa, hayatını riske atarak en günahkâr bir kimse bile o kimseyi cezalandırmaya kalkar. Mushafa inandığını bu toplum gerektiğinde bedel ödemeyi göze alarak ispatlar. Ama Kur’an’ın hükmü ayaklar altına alınmış olması, Allah’ın emir ve yasaklarının önemsenmeyişi, isyan edilişi halktan hemen kimsenin önemsediği bir husustur. Kur’ın hükümleri, emir ve yasakları açısından içinde yaşadığımız toplum Kitapsız bir toplumdur, devlet Kitapsız bir devlettir, mahkemeler Kitapsızdır, okullar Kitapsızdır, iş hayatı kitapsızdır… Kitap çoktandır çok yönüyle mehcur bırakılmıştır. Olumlu hicret yeniden Kur’an’ı hayata hâkim kılma gayretiyle olacaktır.  
 
Olumlu hicret, imanî ve fikrî hicret aşamasından başlar, amelî, bedenî hicretle devam eder, yapısal hicretler sürdürülür ve gerektiğinde en son olarak mekânsal (coğrafî) hicretle sona erer. Ama, mânevî boyutuyla hayat boyu devam eder. Vatan, ancak insanî/İslâmî değerlerle birlikte kutsaldır. Bu değerlerden koparılmış kuru bir toprak parçası saygın belde anlamında vatan değildir.
 
Mü'min her an hicret halindedir, daha doğruya, daha güzele doğru yürüyüş, daha ileri menzillere ulaşmak için sefer halindedir. Bu, bazen iç âlemin bir menzilinden öteki menziline doğru hal değişikliğidir. Bütün hayat, bir yolculuktur, insan da yolcu. Önemli olan bu yolculuğu hayırlı bir kulvarda (sırât-ı müstakîmde) ve hep hayra doğru sürdürmektir. O yüzden hicret, sadece sosyolojik değil; aynı zamanda psikolojik imkân değişikliğidir.
 
Vatan, ancak insanî/İslâmî değerlerle birlikte kutsaldır. Bu değerlerden koparılmış kuru bir toprak parçası saygın belde anlamında vatan değildir. Mü'min her an hicret halindedir, daha doğruya, daha güzele doğru yürüyüş, daha ileri menzillere ulaşmak için sefer halindedir. Bu, bazen iç âlemin bir menzilinden öteki menziline doğru hal değişikliğidir. Bütün hayat, bir yolculuktur, insan da yolcu. Önemli olan bu yolculuğu hayırlı bir kulvarda (sırât-ı müstakîmde) ve hep hayra doğru sürdürmektir. O yüzden hicret, sadece sosyolojik değil; aynı zamanda psikolojik imkân değişikliğidir.
 
Bütün bâtıl ideolojileri, tâğutî düzenleri, câhiliyye âdet ve anlayışlarını, İslâm dışı tüm dünya görüşlerinden ayrılan, onları terk eden, tâğuttan kaçınan kimsedir muhâcir ve bu eylemlerdir hicret. Hicret, önce Mekke’lerimizi inşâ etme çabasıdır. Mekke’lerde Medine’lerimizde öncülük yapacak Mus’ab bin Umeyr’leri yetiştirecek her meşru çabayı üstlenmektir.”
 
Ahmed Kalkan Hoca, Tevhidî çizgiden savrulmaya, demokratikleşmeye, sağcılaşmaya ve dünyevîleşmeye doğru hicretten Allah’a sığınma duasıyla konuşmasını tamamladı.  
 
Tekbir nidalarıyla ilerleyen sohbetin sonucunda Radyo Denge Müdürü Hayati İsaoğlu’nun Radyo Denge’nin misyonu ve 16 yıllık mücadelesinin sonucunda Vahyin çizdiği yoldan kıl kadar sapmadan ilerlemeye çalıştığını ve bu anlamda özellikle dinleyicilerinin bu misyonun gerçekleşmesi uğrunda Radyo Dengeye gereken desteği vermesi gerektiğini vurguladığı kısa sunumuyla devam etti. Radyo Dengeye Programlarıyla destek veren, yıllardır aralıksız devam eden, vefakar programcıların samimi programlarının kısa tanıtımıyla organizasyon coşku dolu alkışlarla sahneye gelen Kardeşlik Çağrısı’nın etkileyici konseriyle devam etti. Özellikle Kutlu Bir Sevda, Mavi Emzikli Bebek ve Kürtçe ezgileriyle ortlama 40 dakika süren bir ezgi şöleni yaşatan Kardeşlik Çağrısı tekbir ve tevhid nidalarıyla sahneden indi.
 
Böyle bir organizasyonun oluşmasında en büyük emeği olan değerli Sponsor Firmalar (Can Sürücü Kursu , Şelale Giyim , Asımın Nesli Kreş ve Gündüz Bakım Evi , Cantürk Cam Balkon ve Kapama Sistemleri , JETPET , Rengi Alem Alışveriş Merkezi , Kılıçkan Kardeşler Kırtasiye , Benli Kitap Kırtasiye , Gazi Duşakabin ve Banyo Dolapları , İmar Emlak , İLKAV , Huzur Psikolojik Danışmanlık , Enti Halı)’a birer birer teşekkür edildi.
 
Program Grup Genç ‘in, 1 saati aşan coşkunun hiç dinmediği ve tekbir ve tevhid sloganlarının sık sık eşlik ettiği konseriyle devam etti. Özellikle 8 yıl aradan sonra çıkardıkları son albümleri “Sözü Var” dan seçilen ezgileri ve sloganlaşmış eserleriyle Radyo Denge dinleyicilerinin yoğun talebi nedeniyle sahneye bir daha çıkmak zorunda kalan Grup Genç Kurtuluş isimli ezgilerini defalarca seslendirmek durumunda kaldı. Program, Grup Genç’in Kurtuluş isimli ezgilerinin dinleyicilerin, şahadet parmaklarını kaldırarak ayakta hep beraber seslendirilmesiyle, tevhid nidalarıyla sona erdi.
 
Program sonunda düzenlenen imza ve kısa söyleşileriyle Grup Genç, Kardeşlik Çağrısı ve Ahmet Kalkan sevenleriyle buluştular. Hem katılımcılar, hem de dinleyicilerin memnuniyetlerinin ifade ettikleri bu tür organizasyonların daha büyük salonlarda icra edilmesi ve daha kısa aralıklarla tekrarı tavsiye ve talepleriyle gece sona erdi.

Etiketler : #Radyo   #Denge'nin   #Hicret   #gecesi   #büyük   #ilgi   #gördü   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN