
"Rabb" Arama Sonuçları

Rabbimize adanmışlığımızın bir nişanesi olması duası ile Kurban Bayramınızın mübarek olmasını diliyoruz.

Şu an çözülen, Kürt meselesi değil PKK meselesidir. Kürt meselesi ise, Kürtlerin fıtri kimlik ve haklarının tanınıp bir hukuka bağlanmasıyla bir çözüm yoluna konabilecek bir konudur. Tabii ki bu meselenin asıl çözümü, fıtri hakları Rabbani öğreti ve ölçüler çerçevesinde güvenceye alan, kulların kullara tahakkümünü ortadan kaldıran ölçü ve hukuk dini olan İslam’ın egemen kılınmasıyla mümkündür.

Evet, tüm Nebiler (a.s.) ve beraberlerindeki mü’minler gibi Rasulullah (a.s.) ve beraberindeki ilk nesil de dönemlerinin “28 Şubat süreci”ne de “AKP süreci”ne de Rabbani ilke ve ölçüler üzere sebat ederek direnmişler, istikamette istikrar üzere olmuşlar, Âlemlerin Rabbi’nin ol dediği yerde olup dur dediği yerde durmayı bilmişlerdir.

Cuma sohbeti: Rabbimiz Bu "Hac"dan Râzı Olur Mu? I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Bu, söz konusu kuruluşlar açısından tükenmişliğin, İslami mücadeleden kopmuşluğun, düzenin aktörlerine entegre olmuşluğun acı fotoğrafıdır. Tevbe-i nasuh gerektirir, Âlemlerin Rabbi ile yeniden akit tazelemeyi elzem kılar.

Hz. İbrahim, Rabbine yönelişiyle insanlık için güçlü bir örnek sunar. “Ben Rabbime gidiyorum” ifadesi, bâtıldan hakikate yönelen bir kalbin kararlılığını; “O bana yol gösterecektir” ise Allah’a duyulan sarsılmaz güveni ifade eder. Bu ayet, imanın yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve teslimiyet olduğunu vurgular.

İnananların sayısı, tüm Rasuller ve Nebiler dönemlerinde tarih boyunca genelde azınlık olarak kalmıştır. Ancak Rabbimizin hiçbir buyruğunda kemiyeti, Allah’a ‘gönülden’ boyun eğen az sayıdaki kimselere tercih ettiğine dair bir delil yoktur.

Rabbimizin inayetiyle Gazzeli kardeşlerimiz için harekete geçiyoruz. Amerikan emperyalizmi ve siyonazi çetesinin soykırım saldırılarına karşı mazlum kardeşlerimizin yanında olma bilinciyle Suriye sınırına dayanıyoruz.

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

Türkiye'deki Kur'ani/Tevhidi bilinçlenme sürecinin öncülerinden Ercümend Özkan ağabey, 24 Ocak 1995'te İslami çalışmalar için gittiği Adana'da kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Kısacası nasıl yaşamışsa öyle de vefat etmişti, Allah yolunda koştururken. Rabbimiz ona rahmet etsin, şahitliğini makbul kılsın.

Oysa biz Müslümanlara bu yarışı sonlandırmamız ve yaradan Rabbe kulluk yarışı emredilmişti. Biz yaradan, tek olan Rabbin rızası için mi yarışıyoruz yoksa şeytanın güzel gösterdikleri için mi? Oysa okuduğumuz kitap bize yarışacağımız bir yol sunmuştu, takvada yarışın diyordu. Biz takvayı mı yanlış anladık acaba!

Erdemlilik, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimize nankör olmayı değil, O’na şükreden kullar olmayı gerektirir. Rabbine vefası olmayanın başka hiç kimseye gerçek anlamda vefasından söz edilemez. Ki vefalı olmak, erdemli olmanın çok mühim bir cüzüdür.

Gazze hepimizi sınıyor. Zalimlere meylediyor muyuz, mazlumdan yana mıyız? Elimizden bir şey gelmiyorsa bari zalimler gibi konuşmayalım. Susmayalım, gündemimizi Gazze’ye sabitleyelim. Haykıralım, belki Rabbimiz katında mazeretimiz olur.

Hamd kavramı ve Rabbimizin el-Hamid ismi çerçevesinde 10 Kasım törenlerinin değerlendirilmesi...

Cuma hutbesi: "Ey Gazze, Sen ve Rabbin Gidin Savaşın" Mı Diyeceğiz? I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Türkiye'deki İslami dâvet ve mücadelede müstesna bir yeri ve katkısı bulunan Ahmed Kalkan hocanın ikinci vefat yıldönümü bugün. 16 Ekim 2021 günü aramızdan ayrılan Ahmed hocamıza Rabbimizden rahmet dilerken, ona dair bir tanıklık yazısını tekrar paylaşmakta fayda görüyoruz.

İşte “Selamun aleykum” ifadesi, İslam’ın bize öğrettiği, Rabbimizin birçok ayetinde vurgu yaptığı ve Rasulullah (a.s.)’ın aramızda yaygınlaştırmamız öğüdünde bulunduğu selamlama biçimi olarak İslam’ın bir şiarı niteliğindedir.

Rasulullah (a.s.)'ın Mekke'den Medine'ye hicreti milat alınarak Ömer (r.a.) döneminde belirlenen hicri takvimde 1445. yıla girmiş bulunuyoruz. Rabbimizden yeni yılın tüm Müslümanlara ve insanlığa hayır getirmesini niyaz ediyoruz.

Allah’ı yok sayan, sadece O’nun adını kullanarak kendisine meşruiyet ve halk desteği sağlayan bu sisteme dahil olduğu, verdiği oylar ile şu veya bu kişinin, partinin, görüşün iktidara gelmesine sebep olduğu için Rabbine ne cevap verebilecektir insan. Din konusunda ehven-i şer diye bir kuralın olmadığını bildiği halde kendisini bununla mı savunabilecektir.

Yaratmanın ve emretmenin elinde olduğu Rabbimizin farzına uymak yerine, çağın dayattığı tarzların peşisıra koşuşturmanız, Rabbinizin emirlerine tâbi olarak anlamlı bir hayatın öznesi olmak varken, modernizmin iğvasına kapılarak tüketilen, tüketen ve tükenen bir hayat anlayışının nesnesi olmanız, siz farkında olmasanız bile biz mü’minleri fazlasıyla üzmektedir.
Makaleler
Hava Durumu