
�mer �SLAM
M�SL�MANLARIN TAR�H�NDE �LK KIRILMA: S�YAS� SE�K�NC�L�K
Resulullah sonras� müslümanlar�n tarihini okurken, belli ba�l� dönüm veya k�r�lma noktalar�n� tespit edebilirsek, bugünün müslüman�n�n din, siyaset, itikad, mezheb….. anlay��lar�n� da bir yere oturtabiliriz.
Müslümanlar�n tarihi süreçte ya�ad��� büyük k�r�lma noktalar�ndan ilki, Resulullah’�n vefat�nda hemen sonra meydana geldi. Bu olaya k�r�lma dememizin sebebi, Müslümanlar�n Resul sonras� ortaya koyacaklar�, siyasi prati�in s�n�rlar�n� daraltan, siyaseti yapma hakk�n� sadece bir kabileye veren bir sonucun ç�km�� olmas�ndand�r.
*******
Bu olay�n geli�imine k�saca bir göz atal�m:632 y�l�nda Resulullah vefat etti. Haber duyulur duyulmaz Ensar, Müslümanlar�n ba��na kendilerinden birini seçmek için Beni Saide gölgeli�inde topland�. En güçlü aday ise Hazreç kabilesinin reisi Sa’d b. Ubade idi. Ensar’�n halife seçmek için topland���n� haber alan Ebu Bekir, Ömer b. Hattap ve Ebu Ubeyde hemen Beni Saide’ye geldiler. Onlar�n geli�i ile devlet ba�kanl��� seçiminin gidi�at� de�i�ti.
Ensâr’�n sözcüsü Sâbit b. Kays, �slâm’� yayma konusunda üstünlüklerinin bulundu�unu, peygamberin on y�ldan fazla Mekke’de kalmas�na ra�men kavminden çok az say�da insan�n ona inand���n�, ona inanlar�n ise onu koruyamad�klar�n�, peygamberi kendilerinin korudu�unu, Arap kabilelerinin kendileri sayesinde itaat etmek zorunda kald�klar�n� hat�rlatarak ba�kanl���n kendilerine ait oldu�unu savundu.
Toplant�ya kat�lan Ebu Bekir ve Ömer b. Hattab, yapt�klar� konu�malarda özetle �unlar� ileri sürdüler: “Biz, sizden önce müslüman olduk. Biz muhacirler, peygamberin a�iretindeniz. O’nun miras�, onun a�ireti olan Kurey�’e kalmal�d�r. Araplar, Kurey�’ten ba�kas�n�n halifeli�ini tan�mazlar”
Uzun tart��malardan sonra Ensardan Evs kabilesinin de olumlu tav�r tak�nmas� ile Ebu Bekir, orada halife seçildi.
Hâ�imo�ullar�, Peygamber’in cenazesiyle u�ra�t�klar�ndan, Ümeyye o�ullar�n�n ileri gelenleri ise de�i�ik yerlerde görevli bulunduklar�ndan hilafet müzakerelerinde yoktular. Hâ�imo�ullar�, Sakîfe toplant�s�n�n ard�ndan ertesi gün yap�lan genel bîate de kat�lmad�. Onlar�n yan� s�ra Zübeyr b. Avvâm, Fadl b. Abbâs, Hâlid b. Sa’îd, Mikdâd b. Amr, Selmân el-Fârisî, Ebû Zer Gifarî, Ammâr b. Yâsir, Ubey b. Ka’b gibi bir çok tan�nm�� isim de bîate i�tirak etmedi.
Hâ�imo�ullar�, bir süre Halife Ebû Bekir’e muhalefeti sürdürdüler. Ali b. Ebi Talip bîat edinceye kadar onlardan kimse bîat etmedi. Resulullah’�n k�z� Fat�ma ile Halife Ebu Bekir aras�nda ‘fedek Arazisi’ meselesi k�rg�nl��� da etkili olmu�tur. Ali b. Ebu Talib ancak Fat�ma’n�n vefat�ndan sonra halifeye bîat etti. Biat� esnas�nda Ali b. Ebu Talib ona �u serzeni�te bulunmu�tur: “Ey Ebû Bekir! Bizim sana bîat etmeyi�imiz senin faziletlerini ve Allah’�n sana ihsan etti�i hayr� k�skand���m�zdan de�ildir. Biz, peygamberin halifesi olma hakk�n� kendimizde görüyor ve sizin bunu zorla alm�� oldu�unuzu dü�ünüyoruz.” Ard�ndan kendisinin Resulullah’a olan yak�nl���n� hat�rlatarak bu konudaki hakl�l���n� dile getirmeye çal��t�. Bu sözler Ali b. Ebu Talib ve onun �ahs�nda Hâ�im�ullar�n�n hilafetle ilgili dü�üncelerini ve ayn� zamanda bîate yana�mamalar�n�n nedenini aç�klar gibidir.
Hâ�imo�ullar�n�n yan� s�ra Ümeyye o�ullar� da, Halife Ebû Bekir’e kar�� muhalefet ettiler. Resulullah’�n vefat etmesi üzerine Ebû Süfyan’�n Necran’daki valilik görevini b�rak�p, eski mevkiini kazanmak için Mekke’ye geldi�ini ancak bu arzusunu gerçekle�tiremeyece�ini anlay�nca Medine’ye gidip Halife Ebû Bekir’e kar�� Hâ�imo�ullar�n� k��k�rtmaya çal��t��� belirtilmektedir. Ebû Süfyan, Ali b. Ebu Talib’e “Halifelik niçin Kurey�’in küçük bir kolu olan bunlar�n elinde kals�n? Sen arzu edersen ben bunlar�n etraf�n� askerlerle ku�at�r�m. Ey Abdimenâf o�ullar�, nas�l oluyor da Ebû Bekir sizin elinizden hilafeti al�yor? Ey zay�f say�lan ve a�a��lanan Ali ve Abbâs neredesiniz? Ey Hasan’�n babas�, uzat elini sana bîat edeyim.” diye öneride bulundu. Ancak Ali b. Ebu Talib’den istedi�i ilgiyi göremedi. Ümeyye o�ullar�ndan Hâlid b. Sa’îd ve Ebân b. Sa’îd gibi isimlerinde Halife Ebû Bekir’e muhalefet etmelerinde Ebû Süfyan’a benzer bir tav�r görülür.
Ayn� �ekilde Sa’d b. Ubâde Medine’den ayr�l�ncaya kadar Halife Ebû Bekir’e bîat etmedi�i gibi topluma da kar��mad�. Hatta Hac ibadeti dahil Cuma ve vakit namazlar�na bile gitmedi. Ömer b. Hattab’n�n hilafeti zaman�nda �am’a göç ederek burada vefat etti.
********
Beni Saide ile kurulan bu hilafet modeli, ani geli�en olaylar�n etkisi ile kuruldu ve sonraki nesillerce �slamla�t�r�ld�. Beni Saide toplant�s�nda devlet ba�kanl���n� ele geçiren Kurey�, sonraki seçimlerde de bu kanaat� peki�tiren uygulamalar ortaya koydu. Halife Ebu Bekir’in yerine tayin etti�i Ömer b. Hattab da Kurey�’tendi. Yine Halife Ömer’in yerine geçecek ki�inin seçilece�i alt� ki�ilik �ura’da da Kurey� d���nda kimse yoktu. Sonraki dönemlerde Emevi ve Abbasi hanedanlar�, yönetimin Kurey� kavmine ait bir hak oldu�unu Resulullah’a dayand�r�lan haberlerle teyit ettirdiler.Müslümanlar�n ba��na getirilen Ebu Bekir’e “Resul’ün Halifesi” unvan� verildi. Devletin ba��na gelen ki�iyi, peygamberin vekili olarak görmek önemli bir sorun idi. Belki de bu yüzden Ömer b. Hattab, bu ünvan� kullanmad�. Kendisine “Emirül Müminin” denilmesini istedi. Vekilini peygamberin tayin etmesi gerekti�i iddia edilerek, devletin ba��na Resulullah’�n kimi tayin etmi� olabilece�i yolunda teoriler, rivayetler ortaya ç�kt�.
Daha sonra Müslümanlar�n içinden bir grup, �slam dininde yönetici belirlemesinden daha önemli bir i� olmad��� ileri sürülerek, yöneticiyi de t�pk� peygamber gibi Allah’�n seçti�i görü�ünü ileri sürdü. Bunu bir inanç esas� olarak itikad�na koydu.
Halbuki, Kur’an’a göre; peygamberin a�ireti, akrabas�, o�lu, k�z� olman�n ki�iye bir ayr�cal�k, bir imtiyaz sa�lamad���; üstünlü�ün takva’da oldu�u apaç�k ortadad�r.
Günümüzden bin 377 y�l önce ya�anan bir olay� ne diye irdeliyorsun? Resulullah’�n seçkin sahabilerini neden ele�tiriyorsun? Her tarihi olay kendi �artlar� içinde de�erlendirilmelidir, bugünün zihin yap�s� ile o günü de�erlendirmek do�ru mu?, �eklinde itirazlar gelebilir. Maksad�m�z kimseyi a�a��lay�p, haks�zca ele�tirmek de�ildir.
Bu ve bunun gibi tarihi olaylar� gündeme getirmekteki maksad�m�z, günümüz Müslümanlar�n�n inanç ve dü�ünce yap�s�n� olu�turan sabitelerinin ço�unun tarihi �artlar�n etkisi ile meydana geldi�ini ortaya koymakt�r. “Hilafet ve �mamet” meselesi Ehli Sünnet’in ve �ia’n�n itikat esaslar�nda yer alan ana konulardan biridir. Ve bu konudaki ortaya konan esaslar, tamamen tarihseldir, Kur’ani bir temeli yoktur.
Bugün bu siyaset meselesini do�ru bir �ekilde tart��abilmeli ve tarihi kanaat ve ön kabulleri bir kenara b�rakarak Kuran’�n ortaya koydu�u dünya görü�ü ve ile akletmeliyiz. Kuran’�n siyasete ili�kin ayetlerini temele alarak siyasi bir teori üretmeliyiz. Ayr�ca Resulullah’�n Medine tecrübesi de dikkate almal�y�z. ��te o zaman, Müslümanlar�n bir devlet talebi olmal� m�? Müslümanlar�n tarihte ve günümüzde kurdu�u yönetimler ne kadar �slamidir? �slam, teokratik bir devlet emreder mi? gibi sorulara da do�ru cevaplar bulabiliriz.