�mer �SLAM

17 A�ustos 2009

M�SL�MANLARIN TAR�H�NDE D�RD�NC� KIRILMA: ��A

  • Günümüzdeki Müslümanlar�n mezhebi  farkl�l�klar�n� anlamam�z için  bunlar�n ilk ortaya ç�kt��� zaman  dilimini iyi tahlil etmemiz gerekir. Müslüman toplumun önemli bir bölümünü te�kil eden �iileri anlamak için de, olu�ma a�amalar�n� yani tarihini bilmemiz gerekir. Bu noktada �öyle bir sorunla kar��la��yoruz.  Hangi tarih, Sünnilerin yazd��� m�,  �iilerin yazd��� m�? Bu sorunu, her iki kesimin kaynaklar�nda  meydana geldi�inden �üphe olmayan bariz olaylar� zikrederek a�abiliriz. Bu tarihi olaylara �ii ve Sünni bak�� aç�s� ile bakmak diye bir zorunlulu�umuzun olmad���n� da belirtmekte yarar var.

    Halife Ali’nin �ehadetinden sonra Ali taraftarlar� yani �ia, Emevi iktidar� kar��s�nda muhalif kimli�ine büründü. 680 y�l�nda Hüseyin b. Ali’nin Kerbela’da katledilmesi �ia tarihinin en önemli olaylardan biridir. Kerbela, �ia’n�n hem zalim iktidarlar kar��s�nda k�yam gelene�inin ba�lang�c� hem de �ia’n�n teolojisini olu�turmas�nda bir kalk�� noktas� oldu.

    Halife Ali’nin peygamber veya ilah oldu�u inanc� savunan Gulat (a��r�, sapk�n) �ii gruplar�n� hariç tutarsak, �ia’n�n inanç, hareket, dü�ünce farkl�l��� itibariyle üç büyük kola ayr�ld���n� görüyoruz:                                                                          

    �MAM�YE:  Hüseyin b. Ali’nin katliam�ndan kurtulan tek evlad� Zeyne’l Abidin (ö.719) siyasi olaylara kar��madan Medine’de ibadetle ve ilimle me�gul oldu. Ayn� �ekilde Muhammed Bak�r (ö.737) Medine’de pasif bir tutum tak�nd�. Muhammed Bak�r’�n o�lu Cafer-i Sad�k(ö.765) onlar�n bu tutumlar� ve görü�lerini sistematize ederek  �mamiye  mezhebini olu�turdu. Cafer-i Sad�k, Ali hakk�nda a��r� giden Gulat �ia f�rkalar�na itibar etmedi. Amcas� Zeyd’in Emeviler kar�� muhalif ve sert tutumunu hiçbir zaman tasvip etmedi. Emeviler dönemindeki pasif tavr�n� Abbasiler döneminde de sürdürdü. Abbasiler zaman�nda da siyasetten uzak kalan pasifist tutumlar�na ra�men Abbasiler taraf�ndan tüm Ali o�ullar�na kar�� yap�lan eziyet, zulüm ve ambargolardan nasiplerini ald�lar.

    Ya�anan bask�lar ve katliamlar sonras� süreçte, onlarda ilahi bir kurtar�c� (Mehdi) beklentisi, Siyasi otoriteye kar�� dü�üncenin ve niyetin  gizlenmesi (takiyye), nübüvvetin devam� olarak önderli�in ve örnekli�in Allah taraf�ndan seçilmi� �ah�slar arac�l��� ile devam etti�i inanc� (�mamet) bu ekolün en temel vas�flar� oldu.  F�khi esaslar�n� Caferi Sad�k ortaya koydu�u için bu mezhebe Caferiler de denilmektedir.
    Daha çok �ran, Irak, Azerbeycan, Lübnan’da yayg�n olan bu mezhep mensuplar�  1979’da gerçekle�tirdikleri devrim ile �ran’da �slami-�ii–�mami (Caferi) esaslara uygun bir devlet kurmay� ba�ard�lar.

    ZEYD�YE: Hüseyin’in torunu olan Zeyd b. Ali’nin geli�tirdi�i aktif, k�yamc�, ak�lc� ekol.  Zeyd, zalim yöneticiye kar�� “iyili�i emr ve kötülü�ü men” ilkesi gere�i k�yam� farz görerek hareket etti.  Zeydilerin ço�u k�yam�nda Mutezile taraftarlar�n�n deste�i oldu. Zeydiye’nin bir çok yönden ayn� oldu�u Mutezile’den ayr�lan yönü “�mam�n Ali o�ullar�ndan olmas� gerekti�i” dü�üncesidir.  Halife Ali’nin sahabenin en faziletlisi olmas�na ra�men hilafetin Halife Ebu bekir’e ve Ömer’e  verilmesinin maslahat gere�i oldu�u görü�ünde idi. Bu dü�ünceleri sebebiyle di�er �ii gruplar taraf�ndan ele�tirilerek d��land�.

    740 y�l�nda Emeviler’e kar�� Zeyd ve o�lu Yahya’n�n k�yamlar� kanl� bir �ekilde bast�r�ld�. �mameti sadece Hüseyin o�ullar�nda görmedikleri için Hasan o�ullar�ndan takipçileri oldu. Özellikle Abbasi Devleti zaman�nda Hasan o�ullar� bir çok k�yam gerçekle�tirdiler.  Kararl�l�kla sürdürdükleri uzun mücadeleler sonucunda Yemen’de ve Hazar bölgesinde Zeydi devletler kurdular.  �çtihad kap�s�n� sürekli aç�k tuttuklar� için ve di�er mezhep ve görü�lerle ( özellikle Mutezile ve Hanefilik) irtibat içinde olduklar� için  uzun y�llar canl� ve aktif kalabilmi�lerdir. Günümüzde Zeydi Müslümanlar, Yemen’de yo�un olarak ya�amaktalar.

    �SMA�L�LER:  Cafer Sad�k’�n ölümünden sonra, ondan hemen önce ölen o�lu �smail’in imam oldu�unu iddia eden ki�iler yeni imam Musa Kaz�m’a itiraz ederek  ayr�ld�lar. Bunlar yeni bir �ii grup olu�turdular: “�smaililer” Muhammed b. �smail’e biat eden grup, yeni bir hareket tarz�, yeni bir inanç geli�tirdi. Gizlilik hem hareketlerine hem de bilgi sistemlerine damgas�n� vurdu. Naslar�n bâtinî manas� bulundugunu iddia ettikleri için onlara Batiniyye  de denildi. Bilginin ak�l ve duyularla de�il ancak masum imam�n ö�retmesiyle elde edilece�ini iddia ettiler. Kurduklar� gizli örgütlenmeler ve Bat�ni e�itim çal��malar� sayesinde 150 y�l sonra Kuzey Afrika’ya ve Akdeniz’e hükmeden Fatimiler’i ve Arap yar�madas�n� ya�malayan Karmatiler ‘i kurdular. Hasan Sabbah’�n  Nizari suikastçileri ile Selçuklular�n ba��na bela oldular. Nusayrilik, Dürzilik, Bahailik, Kadiyanilik gibi bir çok alt gruplara ayr�larak günümüze kadar varl�klar�n� sürdürdüler.

    *******

    �ia’y� 680 y�l�ndan itibaren bir k�r�lma noktas� olarak görmemizin sebebi  �slam’�n siyaset, inanç ve bilgi alanlar�nda ki getirdikleri farkl� yorumdur.   

    �öyle ki; �mamiyye �ias�na göre, �slam toplumunu yönetme yetkisi, Ehl-i Beyt mensubu 12 �mama Allah ve Resul'ü taraf�ndan nas ve tayinle verilmi�tir. �nsanlara, imamlar�n� seçme yetkisi verilmemi�tir. 12. imam Mehdi Muntazar'd�r. O ölmemi�tir ve K�yamet kopmadan önce gelip dünyada zulme ve adaletsizliklere son verecektir.(1) �mamlar, peygamberler gibi masumdurlar.[2] Yani Ehl-i Beyt mensuplar� çirkin davran��lardan, hata ve yanl��lardan, büyük ve küçük günahlardan korunmu� ve temizlenmi�lerdir, bu sebeple onlar�n sözlerinin hüccettir.[3] �mamlar t�pk� Nebi ve Resuller gibi meleklerden daha üstündür.[4] Neticede ma'sum olan Ehl-i Beyt'i sevenler, Ehli beyt’in �efaati ile asla ate�e girmeyeceklerdir.(5]  "Onlar� sevmek iman; onlardan nefret küfürdür. Onlar�n buyru�u Allah'�n emri; yasaklar� da Allah'�n nehyidir. (6] �mamlar�n bütün ilimleri ve Kur'an'�n zahir ve bat�n�n� bilirler ve ilahi bir bilgiyle donat�lm��lard�r.(7)  Onlar� tan�mayan ve biat etmeyenin iman� kabul edilmez. (8)

    Her ne kadar �ii alimler, bu inanç esaslar�n�n Kur’an’dan delilleri oldu�unu iddia ederek yüz küsür ayet öne sürseler de söz konusu ayetlere (9) farkl� farkl� meallerden bakt���m�zda �unu görmekteyiz; bu ayetlerde zikredilen üstün vas�flar�n �mam Ali ve soyundan gelen imamlar� i�aret etti�i sadece bir yorumdan öteye geçmemektedir.

    Tarihi olaylara gönderme yap�larak tespit edilen itikad esaslar� ne kadar tutucu ve duygusal ise, sultanlar�n saraylar�nda tespit edilen itikad esaslar� da bir o kadar yanl� ve zulüm kokmaktad�r.

    �u bir hakikattir ki iman esaslar�, Kuran’da Allah’�n aç�kça “�man edin!” dedi�i aç�k, net,  yoruma meydan vermeyen muhkem ayetlerine dayanmal�d�r. Say�s�n� ve mahiyetini Kuran’�n muhkem ayetlerinin çizdi�i  iman esaslar�, ümmeti parçalanm��l�ktan kurtar�p birli�ini sa�layacakt�r.

    D�PNOTLAR:
    (1) "�mam, insanlar�n din ve dünya i�lerini tedbir etmek, aralar�nda zulmü, dü�manl��� gidermek, adaleti yaymak hususunda peygamberin umumi velayetine haizdir ve bu bak�mdan �mamet, nübüvvetin devam�d�r. Peygamberleri göndermek nas�l bir lütüf ise, peygamberden sonra, onun yerine �mam� nasbetmek de lütüftur ve vücub-� zati ile Allahü Teala'ya vacipdir; bu bak�mdan �mamet, ancak Allah Teala'dan nass ile, yahud o �mam'dan önceki �mam�n, onu �mametini beyaniyle tahakkuk eder; insanlar�n seçmesiyle ve istemesiyle olmaz; �nsanlar dilediklerini �mam olarak tayin, yahud dilediklerini azl hakk�na da sahip de�illerdir. Ayn� zamanda insanlar �mams�z da kalamazlar."  , Muhammed R�za el-Muzaffer: �ia �nançlar�, çev. Abdulbaki Gölp�narl�, s. 50-51.
    [2] el-Muzaffer, �ia �nançlar�, 51-52.
    [3] Tabersi, Mecmû'u'l-Beyân fi Tefsîri'l-Kur'ân, IV, 357; Tabatabai, el-Mizân fi Tefsîri'l-Kur'ân, Beyrut  XVI, 312-313; �eyh Saduk, �ii �mamiyye'nin �nanç Esaslar�, çev. E.Ruhi F��lal�, 110, 113;
    [4] �eyh Saduk, 104.
    [5] Bu konudaki hadisler için bkz. Makrizi, Fazlu Âl el-Beyt, 51-52.
    [6] �eyh Saduk, 110
    [7] "�mam�n, ilahi hükümlere, ilahi maarife, bütün bilgilere sahip olmas�, peygamber, yahud kendisinden önceki imam vas�tas�ylad�r. Yepyeni bir �ey hakk�nda da ima, Allah Teala'n�n, ona ihsan etti�i kutsi kuvvetle, ilham yoluyla gere�i gibi hükmeder; o �eyi künhüyle anlar, bilir, Bir �eye yönelirse ve bilmek dilerse, o �ey hakk�nda ancak gerçe�i bilir; yan�lmaz, �üpheye dü�mez; bu hususta akli delillere, yahud belletenlerin belletmesine ihtiyac� yoktur." el Muzaffer,  �ia �nançlar�.
    (8)  “�mam Muhammed Bak�r: Allah taraf�ndan imam� olmayan bir kmsenin iman�, ibadeti, sayi ve tela�� heba olur. Amelleri kabul olunmaz." Vesalu� �ia c.1 s.90
    (9)  Bakara 124, �sra 71, Ahzab 33, Maide 55, �ura 23, Ali �mran 103...