
"mmeti" Arama Sonuçları

Kısacası tarihsel anlayış ve kimlikler üzere rekabet yerine, Kitab-ı Kerim'in öğrettiği velayet bilinci (Bkz: Tevbe 71. ayet) üzere hareket etmekten başka çıkar yol yoktur.

Asırlardır en hayati sorunlarını Mehdi ve Mesih gibi hayali varlıklara havale eden; her gün burnunun dibinde, onunla iç içe yaşadığı, kendisinin bütün kutsallarına savaş açmış düşmanını Deccal gibi uydurma isimlerle adeta buharlaştıran İslam ümmeti artık bu ölümcül uykudan uyanmalıdır.

Bugün için “ümmet” sözcüğü, seküler kesimlerce, kullanımı Müslümanlara terk edilmiş, onlar lehine kendilerinin kullanım hakkından feragat ettikleri bir şekle bürünmüştür. Zira seküler dünya, ümmet yerine “ulus”u doğurmuştur! En az ümmet kadar dini /Kur’ani bir kavram olan “millet”i kullanmakta hiçbir beis görmezken, bu dünya, ümmeti kullanmaktan özenle kaçınmaktadır. Bunda da, ümmet kavramının halifelik yönetimiyle olan yakın alakasından kaynaklanan tabir caizse bir kuyruk “kuyruk acısı” söz konusudur.

Kur’an bize kıssalarını hikâye olsun diye anlatmıyor. Bugün bu kıssaların gerçekliği kapımızı çalmış durumda ve bizden safımızı belirlememizi istiyor. Önemli olan, şer ve ihanet odaklarını görüp hakkın ve haklının yanında olup gücümüzün yettiği kadar İslam ümmetinin haklı davasına omuz vermektir.

Gazze tam anlamıyla bir cihad ve şehadet mektebi durumundadır. Dünyevileşme ve vehn (dünya hayatını sevip ölümü kötü görmek) hastalığının Müslümanlar arasında dahi yaygınlaştığı bir dönemde, “Hayat iman ve cihaddır” şiarını bizlere yeniden hatırlatan, bu şiarın bir topluma nasıl bir izzet kazandırdığını öğreten bir mekteb.

Bir grup İslami kuruluş, siyonist işgal rejiminin Filistin'deki gayri meşru varlığını giderek daha da genişletme yönündeki politikaları ile ilk kıblemiz Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik artan saldırılarına karşı Gazze İslami direnişinin başlattığı "Aksa Tufanı" cihadını selamlayan ve mücahitler karşısında büyük bir yenilgi alan işgal rejiminin hıncını Gazzeli sivillerden çıkarmak için başlattığı katliam saldırılarını telin eden bir bildiri yayınladı.

Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen "Mevlid-i Nebi" etkinliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Etkinlikte konuşan Mehmet Göktaş, "Evet, ya Resulullah. Biz sana ümmet olmaktan daha büyük bir şeref tanımıyoruz. Muhammed ümmeti olmaktan daha büyük bir pasaport, kimlik tanımıyoruz." diye konuştu.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası İslam dünyasının gösterdiği duyarlılığın, ümmetin “tek vücut” olduğunu kanıtladığını savunan Mescid-i Aksa’nın imam hatibi İkrime Sabri, bu depremin İslam ümmetinin duygularında birleşmesi ve birbirinin yanında olması için adeta bir “uyarı” niteliğinde olduğunu söyledi.

Bu hafta Kur'an Nesli Mescidi'nde, Şükrü Hüseyinoğlu "İstanbul Saldırısı ve Gazze'deki Yangın Faciası Çerçevesinde Ümmetin Hali" konulu Cuma sohbeti verirken, Rıdvan Dinçer "Evlatlarımıza Bırakacağımız Miras" başlıklı bir hutbe irad etti.

Mesela, kitapta yer alan "Sekülerleşen Dil", "Uluhiyyet ve Rububiyyet", "Cahiliyye", "Atalar Dini - Ata Dini", "Şehadet", "Zikr", "Hicret" "Kıssa-Menkıbe", "Başöğretmen" vs gibi konu ve kavramların maruz kalmış olduğu tahrifatın yeterince anlaşılmaması, üzerinde yeterince durulmaması, düşünüyorum ki İslam'ı doğru şekilde anlamanın başında duran engellerden ve Ümmetin kırılma noktalarındandır.

Kur'an Nesli Tv youtube kanalında, Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu "Gündem Özel" programında konu "Ümmetin Unuttuğu Doğu Türkistan ve Çin Zulmü" idi. Türkistan Tv Yayın Koordinatörü Muhammed Ali Atayurt'un konuk olduğu programın video kaydını sunuyoruz.

Kur'an Nesli Tv youtube kanalında, Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu "Gündem Özel" programında konu "Ümmetin Unuttuğu Doğu Türkistan ve Çin Zulmü" olacak. Türkistan Tv Yayın Koordinatörü Muhammed Ali Atayurt'un konuk olacağı program inşallah 21 Ekim Cuma, Saat: 21.00'da canlı yayında.

Rasulullah’ın mevlidini kutlamak, onu üsvetün hasene edinen bir İslam ümmeti tarafından yepyeni bir İslam ümmeti inşa etmek uğrunda bir çaba değildir; mevlid-i nebî ihtifalleri sadece Rasulullah’ı tüketme, tüketim nesnesine dönüştürme gayretidir.

Siyonist işgalci Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınına tepki amacıyla Gazze’de çok sayıda Filistinli, gösteri düzenledi. “Aksa, İslam ümmetinin şerefi ve inancıdır”, “Kollarımızı kesseler de Aksa’nın bayrağı yere düşmez” yazılı pankartlar açıldı, Yahudilerin en büyük baskın dalgasına hazırlandıkları vurgulandı.

Müslümanlar siyaset sahnesinde yoksa, bu bütün İslam ümmetinin -bir ferdi bile kalmamacasına- helak olduğu ya da İslam ümmetinin dünyanın bir yerine zindanlara tıkıldığı, hareket imkanlarının tamamen ellerinden alındığı gibi varsayımlarla izah edilebilir ancak. Bunun dışında Müslümanın siyasete bigane kalmasının izahı yoktur.

Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, Afganistan Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.Heniye, "Taliban’ın Afganistan’da Amerikan işgaline karşı kazandığı zaferin ümmetin işgal altındaki topraklarını işgalden kurtarmaya gücünün yettiğini gösterdi" dedi.

Kur’an; bu ümmetin mürşidi, hareket kaynağı ve yön verenidir. Bundan dolayı bu ümmet, hiç yenilmez, hep yener. Çünkü düşmanlarıyla girdiği savaşta, doğrudan doğruya Rabbânî önderliğin emri altındadır.

Şeyh Ahmet Yasin’in ümmetin suskunluğunu Allah’a şikâyet eden haykırışı kıyamete kadar kulaklarımızda çınlayacak ve Filistinli kardeşlerimize adeta, “Siz ve Rabbiniz gidin Siyonistlere karşı savaşın, biz burada oturuyoruz” diyerek kendi hallerine terk edişimizin utancını unutturmayacaktır.

Ümmetin izzetli sesi, Filistin İslâmi Direniş Hareketi HAMAS’ın kurucusu ve manevi lideri olan Şeyh Ahmed Yasin’i şehadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. Şeyh Ahmed Yasin, Siyonist İsrail tarafından 22 Mart 2004’te Gazze’ye yönelik düzenlenen hava saldırısında şehadete kavuşmuştu. Şehâdetinin yıl dönümü vesilesiyle Şeyh Ahmed Yasin’in hayatı ve mücadelesi hakkında siz okuyucularımızı bilgilendirmeye çalışacağız:

Dinimizin emretmiş olduğu hükümlerin gerçekleşmesi için kolektif irade ve aklı üretmemiz ve güç birliği yapmamız gerekmektedir. Buna rağmen, tevhidî uyanış süreci olan 40 yıllık önemli bir birikimimiz olduğu halde, neden tevhidde vahdet oluşturup insanlığa vahyin şahidliğini yapacak kolektif bir iradeyi, ülke çapında kuşatıcı örnek bir İslam cemaatini, ümmeti yeniden inşa edecek Kur’an neslini oluşturamadık?
Makaleler
Hava Durumu