B�nyamin ZERAN

16 Mart 2024

SAH�P �IKILASI KEL�MELERE TUTUNULMALI

Kelimelerin aras�ndan geçerek bir gün ����� arama sevdas� üzerime borç oldu. Kendimi uzun caddelere, uzun patika yollara vurdum. Talan edilmi� kelimelerden örülü hisarlarla kar��la�t�m. Hiç biri Adem’e ö�retilen kelimeler kadar güçlü de�ildi. Ama Ademler kendisine emanet edilen kelimelerin gücünü farketmemekteydi. Sahte ���lt�lar alt�nda edindikleri ne kadar put varsa hepsine hayran hayran bakmaktayd�lar. Kazan�mlar diyordu bir k�sm�… kazan�mlar�m�z� kaybetmemek ad�na bir tarafta olmal�y�z diyordu bir di�eri… kazanmak neydi, kaybetmek nas�l bir �eydi anla��lm�yordu. E�yan�n mahiyeti kaybolmu�, hakikat buharla��p uçmaktayd�. Adem, Ademlerin yapt���n� �a�k�nl�kla izlemekteydi.

Yollar�n yürümekle a��nmad���n� ö�reneli çok oldu. Yollar a��nm�yordu evet ama insan sürekli a��n�yordu. Ya bedenen ya da zihnen a��nmaya devam ediyordu. Bedenen a��nmak bir sünnetullaht�r ve buna kar�� koymak imkans�zd�r. Ya zihnen a��nmak o da bir yasa m�d�r? Elbette o da bir yasaya tabidir. �nsan zihnini hangi kelimelerle süslerse o kelimeler onun zihnini o kavramlar�n dünyas�na göre bir �ekle sokar. Hakikatin pe�inde olanlar zihnini kötü olan �eylerden ar�nd�r�p a��nd�r�rken, sahteli�e tav olanlar ise zihninden hakikati a��nd�r�rlar. Ama hakikat hep bir yerlerde durur ve bir hakikat sevdal�s�n�n kendisini bulaca�� ana kadar sab�rla bekler. Ne sahtelik ne de hakikat asla kaybolmazlar. Her ikisinin de bu alemde mü�terisi mevcuttur. Hakikat büyük bedellere tabi olacaklar�n haketti�i bir kazan�md�r. Hakikate yüz çevirmek ise mutlak bir kaybedi�ten ba�ka bir �ey de�ildir.

Hakikat, güçten beslenmez. Hakikatin kendisi ba�l� ba��na bir güç do�urur. Kimseye yaltaklanmayaca�� gibi, her hangi bir partinin, ideolojinin, devlet adam�n�n ya da sermayenin lütfuna ihtiyaç duymaz. Tek ba��na herkese  ennihayetinde diz çöktürür. Niteli�in niceli�e galip geldi�i bir hayat� var k�lar. Oysa sahte ���lt�lar�n büyüsüne kap�lanlar kazan�m�n ve kaybedi�in neli�ini anlamaktan uzakla�m��lard�r. Talan edilmi� kelimelerle kendine hisarlar edinenler bulunduklar� hisarlar�n ne kadar güvensiz olduklar�n�n fark�ndad�rlar. Hisarlar�n ellerinden kay�p gitmemesi için susmak ve hakikate miyop bakmak zorundad�rlar. Uzak olan� görü� alan�ndan ç�karmak �imdiyle mutlu ve bahtiyar olmak için elzemdir. Oysa hakikat o uzak alandan birgün yak�na gelecek ve aynel yakiyn olarak kar��m�za ç�kacakt�r. Kazanmak ve kaybetmek i�te o gün tam olarak anla��lacakt�r.

Kazan�mlar�n� kaybetmek istemeyenlerin sustu�u bir ça�da hakikate sövme modas� ba�ka bir gerçeklik olarak zuhur etmektedir. Sarho� masalarda demlenenlerin salya sümük hakikate sinkafl� küfürlerinden sonra sahte kelimelerin kanatlar�na sokulup “modern insan” pozuna bürünmeleri ve ça�da�, laik kad�n/erkek rolü oynamalar� seviyesizli�in göstergesi olmaktan ç�km�� ve bizatihi kendisi oluvermi�tir. Sarho� masas�nda demlenenlerin sadece kendileri de�il ürettikleri ne varsa hepsi kusmuktan ibarettir. Zira talan edilmi� kelimelerle bir hayat in�a etme gayreti en ba��ndan sonuna kendini bilmezliktir. Sarho� masalar�nda demlenen “ça�da�lar�n” kendini bilmezliklerine a�inay�z elbette ama bunlar� bu �ekilde pervas�zla�t�ran Adem’in varislerine a�ina olmam��t�k.

Giderek hakikate s�rt�n� dönüp, bulundu�u hali sevme durumu bir ku�atmaya dönmü� durumda. Art�k bize ait olan�n bizden uzakla�t�r�ld��� ve ba�kalar�na ait olanlar�n bize giydirildi�i ruh dünyas�nday�z. Sahte kimliklerle dola�may� kendine kar sayanlar�n kalpazanl��� içinde ya��yoruz. Susuyoruz ama susmakla konu�mak aras�nda bir e�ikte duruyoruz. Kirli hesaplar�n ortas�nda bize neyin dü�üce�i kayg�s� hakikatin bizden uzakla�mas� kadar endi�elendirmiyor. Kelimeler bir bir uçuyor gökyüzüne. Kendisine talip olacaklar�n omzuna konacak bir ku� olman�n aray���yla… Adem’e verilen kelimeler ki insana mekan oldu�unda insan� insana yurt k�lmakta mahirdir. Kelimelerini kaybetmi� biri a�k�n� diri tutacak güçten yoksun kalm�� demektir. Zira bize verilen kavramlar hakikatin e�i�idir. Biz o e�ikten içeri girmeye talip isek zamandan ve mekandan ba��ms�z olarak konu�ma cesaretine eri�mi�iz demektir.

Konu�ma cesaretine eri�ebilmek bilmekle, bilmeyi arzulamakla mümkün oluyor. Ama sadece bilmek yetmiyor. Bilmek bendeki eylem gücünü de tetikleyebiliyorsa konu�maya mecbur ediyor. Konu�mak da bilmek kadar üzerimize sorumluluk yüklüyor. Susanlar�n susmaktan elde etmeyi umduklar� kazan�mlar� biz konu�makla reddediyoruz. Sadece reddetmek mi elbette de�il! Konu�mak, sahip ç�kt���m�z kelimelerle Adem’in varisi olmay� kabul etmek anlam�na da geliyor. Adem’in varisleri olmay� kabul etmek her dönemde Kabillerin hedefinde olmay� da kabul etmek  anlam�na gelmektedir. Bizim kelimelerimiz bizi tunçtan daha sa�lam k�lmaya muktedir kelimelerdir. Bize sürekli kelimelerimizin ça� d���l���ndan ve kurlara kar�� etkisizli�inden dem vurmaktalar. Paran�n ve hazz�n kar��s�nda önemini yitiren sözler bütünü olarak an�lmakta kelimelerimiz. Ölen çocuklar�n feryad�na çare olmayan, bombalanan �ehirlerin gürültüsü alt�nda kaybolan ve açl�ktan ölmekte olan insanlar�n açl���n� hayk�rmayan kelimelerden ibaret oldu�u söylenmekte bize kelimelerimizin. Öyle mi gerçekten! Yoksa sebep ba�ka m�?

Biz kelimelerimizi bizi süsleyen birer ziynet olarak m� ta��maktay�z yoksa, bizi içinde bar�nd�rd��� bir mekan olarak m� tasavvur etmekteyiz. Bir mekan ki içinde ya�ad���m�z, sevdi�imiz, k�zd���m�z, aç kald���m�z, tok oldu�umuz, sava�t���m�z, payla�t���m�z ne varsa hepsini birbirimize yaslanarak birbirimizle ya�ayarak tecrübe etti�imiz bir mekan… o kelimeler ki kumdan kaleler olmay�p tunçtan berkitilmi� surlar olarak bizi ötekine kar�� dimdik ayakta tutan enerji kayna�� olmad��� sürece sözün gücü ne ola ki! Kelimelerin terkedildi�i bir zamanda tek ba��na bir ümmet olabilmek de de�erlidir elbette ama ondan da de�erlisi yan�m�zda bir �smail ile Ishak’�n omuz verdi�i bir ortamda beytin duvarlar�n� yükseltirken ellerini ta��n alt�na sokabilmesidir. Ben olma �ahitli�inin biz olma bilinciyle bileylendi�i bir zamana ta��yabilen kelimelerin varisleri olmak böyle bir �eydir.

Susmak, ancak üzerinde konu�ulamayacak bir durum oldu�unda k�ymetlidir. Aksi durumda susmak insan� �eref makam�ndan ala�a�� edecek bir eylemdir. �ehirler bombalan�rken, insanlar fevc fevc bo�azlan�rken, çocuklar�n ç��l�klar�, annelerin gözya�lar�na kar��m��ken susmak ve sadece izlemek kelimelere s�rt çevirmektir. Banka hesaplar�ndan, çek yapraklar�ndan, borsadaki hisselerden, devleti alinin makamlar�ndan, fildi�i kulelerinden, konforlu mekanlardan ve keyifleri kaç�rmayacak muhabbet ortamlar�ndan daha de�ersizse hakikatin neli�i, susal�m hep beraber aynel yakine kadar…

ya da elbisesinin kirlerinden ar�nm�� olarak kalk ve uyar ilkesince bize emanet edilen a��r sözün künhüne vararak yeniden in�a olmay� dilemek ve dile�imiz için gayret edelim. Kelimeleri üzerine yap��an kirlerden, asalaklardan ar�nd�rarak hayat�n içine dahil etme gayreti susmakla çözülebilecek, halledilebilecek bir mevzu de�ildir. Konu�mak, ama a�z�ndan ç�kan� kula��n duyaca��, kalbin de tatmin olaca�� ve Adem’e emanet edilen kelimelerin çizgisinde bir konu�ma olmal�.

Kelimelerin aras�ndan geçerek bir gün ����� arama sevdas� üzerimize borç olal� yitik kelimelerimizi aramakla geçecek ömrümüz. Yiti�ini kaybeden arar ya yiti�ini farketmeyen ne yapar! Hayat �rma��n�n bir kenar�na çekilip, ayak ayak üstüne atarak üstümüze ak�n eden dev dalgalardan kaç�nmay� kar bilerek ya�amak körlük oyunu oynamaktan ba�kaca bir �ey olmasa gerek. Ac�lar�n, elemlerin, ölümlerin üzerimize boca edildi�i bir zamanda kazan�mlar�m�z� koruman�n tela�� bizi Kabillerin yanda�� yapmaktan öteye gitmeyecektir. Adem’in varisi Habil oldu�umuzu iddia edip Kabil’in yan�nda saf tutmak hakikate miyop olmak demektir. Ne kadar görmezden gelinirse gelinsin hakikat her daim bir güne� gibi alemin üstünde parlayacakt�r. �nsan kendisine emanet edilen kelimelere sahip ç�kt���nda ki�isel nüzul sebebini tamamlayacakt�r. ��te o vakit insan olman�n mahiyetine eri�ecektir.

�nsan, elbette zaman zaman yorulacak, üzülecek ama asla pes etmeyecek. �nsanl���n, hayvanat�n ve tabiat�n bunca üstüne ak�n ak�n kötülük kusuldu�u bir zamanda susmak insan�n kendi ki�isel nüzul sebebine ihanet etmesi demektir. Hele ki bu dünyay� kurtaracak bu kadar de�erli kelimelere sahipken onlara s�rt çevirmek yeryüzünde i�lenmi� ve i�lenecek tüm kötülüklere pay sahibi olmak demektir. Yeryüzündeki hiç bir kelime Rabbin Adem’e ö�retti�i kelimelerden daha güçlü ve daha soylu de�ildir. Buna hakk�yla iman etmek gerek…

Da��lmadan Diri Kalabilmek

Görmeliydim

Geceye akan suyun rengini

Ve

�tibar etmemeliydim

Talan edilmi� kelimelerle

Örülen hisarlara.

Karn�m� de�ip duran

Z�lg�tlara tav olmamal�yd�m

Tutmal�yd�m h�nc�m�

Bilemeliydim a�kla

Sevdalar içre do�an

Güne�lere tutunmal�yd�m.

Yüzümü eskiten renklere bel ba�lamadan

�nançlar�m� toparlamal�y�m,

Her yeni güne borçlanarak

Ya�am� kavgaya ulamal�y�m.

Beni kendi ücras�nda yok edecek

Dü�lere yüzümü çevirerek

Kelimelerin aras�nda kaybolmal�y�m,

O kelimeler ki

Onlarla çelikten i�lenmi�

Bir m�zrak olmal�y�m

Ve

Bö�rüne saplanmal�y�m

Put edindi�im ne varsa

O kelimeler ki

Beni dipdiri k�lmal�

Tümüyle uyu�ma arzuma ra�men.

(�ktibas Dergisi Mart Say�s�)