08-04-2020 15:43

V�cudunuza bir ��p tenekesi muamelesi yapmay� b�rak��n

Deniz Demirda�, Dr. �mit Akta� ile Alfa Yay�nc�l�k etiketiyle yay�mlanan son kitab� �Ya�am Sevinci�ni, sa�l�kl� bir ya�am�n olmazsa olmazlar�n�, vitamin takviyelerini, bahar h�lsizliklerinin, alerjilerinin sebeplerini ve t�m d�nyay� etkisi alt�na alan Covid-19 vir�s� ile m�cadelede neler yapmal� gibi pek �ok konuyu konu�tu.

Vücudunuza bir çöp tenekesi muamelesi yapmayý býrakýýn

Yeni kitab�n�z “Ya�am Sevinci” okuyucusuyla bulu�tu. Kitab�n kaleme al���n�z�n temel dinami�i neydi? Bu kitab�n bir hedef kitlesi var m�?

Bu kitab� yazarken esas amac�m okuyucumu sa�l�kl� beslenmek, hayat�na �ifa katan al��kanl�klar edinmesi için motive etmekti. Her zaman söylüyorum bizi bizden ba�ka koruyacak kimse yok. Sa�l���m�z�n, beslenmemizin kontrolünü ele almam�z gerekiyor. “Ya�am Sevinci” tüm olumsuzluklara ra�men, okuyucuya pozitif bir bak�� aç�s� escort �e�me sunuyor, neyi nas�l de�i�tirmesi gerekti�ini, hastal�klardan korunmak için mutfa��nda neleri de�i�tirmesi gerekti�ini anlat�yor. Bu kitab� sa�l�kl� bir ya�am isteyen, ya�am sevincinin sa�l�k olmadan mümkün olmad���n� bilen herkes için yazd�m.

Kitapta özellikle vurgulad���n�z konulardan biri “Ya�am sevincinin, sa�l�kl� bir ya�am ile mümkün oldu�u” görü�ü. Burada bahsetti�iniz ya�am sevincinin tan�m� nedir? Ya�am sevinci ile sa�l�kl� bir ya�am sürmek nas�l mümkün?

Sa�l�k olmadan hayattan keyif almak da ya�am sevinci duymak da mümkün de�il. Kitapta bahsetti�im ya�am sevinci ya�am� ke�fetmek, potansiyelinize ula�mak, en önemlisi de bunlar� yapmak için ihtiyac�n�z olan enerjiyi, �evki, konsantrasyonu bulabilmektir. E�er sa�l�kl� de�ilseniz bunlar� yapamazs�n�z.

Ço�umuz ald���m�z e�itim s�ras�nda iyi bir ya�am sürmenin veya mutlulu�un ne demek oldu�unu, kaliteli bir ya�am sürdürmek için neler yapmak gerekti�ini ö�renmedik. Buradaki as�l sorun e�itim sistemi mi?

 

 

Ald���n�z e�itim potansiyelinizi ortaya ç�karmal�. E�er e�itim sistemi bu konuda ba�ar�l�ysa mutlu olmak için en önemli �eye sahipsiniz demektir. E�er yeteneklerinizi, yapabileceklerinizi fark�nda olur, kendinize potansiyelinizin hakk�n� verecek bir ya�am kurar, bir kariyer seçerseniz mutlu olmak konusunda önemli bir yol alm�� olursunuz. Gerçekten e�itim çok önemli ve maalesef ülkemizde sizin bir birey olarak parlaman�z�, ���ldaman�z� sa�layacak bir sistem yok. Di�erlerinden farkl�l�klar�n�z�, sizi özel k�lanlar� de�il de ayn�l���n�z� vurgulamak, öne ç�karmak üzere tasarlanm�� bir sistem süregidiyor. �çinizdeki potansiyele ula�amazsan�z mutlu da olamazs�n�z. Mutlulu�un en önemli �artlar�ndan birinin bu oldu�unu dü�ünüyorum. Bir di�eri ise sa�l�k. E�er kendinize iyi bakar, beslenmenize özen gösterir, vücudunuza bir çöp tenekesi muamelesi yapmay� b�rak�rsan�z yine mutluluk yolunda önemli bir ad�m atm�� olursunuz. Bu çok önemli!

Günümüz �artlar�nda hepimiz çe�itli sebeplerle ya�am sevincimizi kaybediyoruz. Yap�lan ara�t�rmalar da mutluluk oranlar�m�z�n dü�tü�ünü gösteriyor. Ya�am sevincimizi kaybetmemek için ne yapmal�y�z?

Tekrar ediyorum; her �eyin ba�� sa�l�kt�r. �stedi�iniz her �eye sahip olsan�z bile e�er sa�l�kl� de�ilseniz hiçbir �eyden keyif almazs�n�z. Tabii bunlar iç içe geçmi� kavramlard�r. Mutlu olabilmek için sa�l�kl� olmal�s�n�z. Ayr�ca mutlu olman�n da sa�l�k üstündeki pozitif etkisini unutmamak gerekir. Mesela hareketli bir ya�am sürmenin ruh halimizi nas�l olumlu etkiledi�ini maalesef unutuyoruz. Vücudumuz hareket etmek için tasarlanm��t�r. Yürüyü� yapt���n�zda beyninizde kendinizi iyi hissetmenizi, çevrenize, dünyaya daha pozitif bir pencereden bakman�z� sa�layan kimyasallar salg�lan�r. Dünyada, çevremizde her zaman kötü �eyler, moralimizi bozan �eyler oluyor. Bunlar� önlemek mümkün de�il. Bunlar için üzüntü ve kayg� duymak son derece insan� bir durumdur. Evet, bu olumsuz duygular� hissetmek normal, ama bunlara yenik dü�mek do�ru de�il. Çünkü böyle olunca kötü olan�n yan�ndaki iyili�i, çirkin olan�n yan�ndaki güzelli�i de görmek imkâns�zla��r. Pozitif dü�üncenin, sevdiklerinizle çevrili olman�n gücünü sak�n hafife almay�n!

Sa�l�kl� bir ya�am için olmazsa olmazlar nelerdir?

Sa�l�kl� bir ya�am�n olmazsa olmaz� do�ru beslenmektir. Toksik yiyecekler tüketiyorsan�z sa�l�kl� bir ya�am sürmeniz mümkün de�il.

Günümüzün en yayg�n problemlerinden biri de halsizlik ve bu halsizli�i gidermek ad�na al�nan türlü vitamin takviyeleri mevcut. Bu konuda sizin görü�leriniz nelerdir? Halsizlikle sava� nas�l mümkün olur? �laç hâlinde al�nan vitamin takviyeleri ne kadar do�ru ve etkili?

Kendinizi bitkin ve halsiz hissediyorsunuz. ��inize gücünüze odaklanmakta zorlan�yorsunuz… Unutmay�n hâlsizlikle sava� yediklerinizle ba�lar. Endüstriyel olarak üretilmi� g�dalar�n içindeki lezzet art�r�c� aromalar, g�daya renk vermek, raf ömrünü uzatmak için kullan�lan kimyasal maddeler enerjimizden çalar. Ne kadar çok toksik maddeye maruz kal�rsan�z hücreleriniz de o kadar çok zarar görür. Hücresel fonksiyonlar sekteye u�rad���nda ise mitokondriler yeterli enerji üretemezler. Bize senelerdir do�ru belletilen yanl��lardan biri de enerji için basit karbonhidratlara ihtiyac�m�z oldu�udur. Hâlbuki gerçek tam tersidir: Bize enerji verdi�i söylenen yiyecekler asl�nda enerjimizi çalar. Neymi� efendim, pilav,  ekmek, makarna, çikolata bize enerji verirmi�. Hâlbuki vücutta �eker olarak metabolize olan bu yiyecekler önce kan �ekerinin f�rlamas�na ard�ndan da aniden dü�mesine neden olur. Kan �ekerindeki dengesizlikler kadar insan� hâlsiz, bitkin b�rakan ba�ka bir �ey daha yoktur.

��in s�rr�, sa�l�kl� ya�lar, kaliteli protein kaynaklar�, fermente g�dalar ve mevsim sebzelerinden olu�an bir beslenme modelini benimsemekten geçiyor. Baz� vitamin ya da mineral eksikliklerinin de ilk belirtilerinden biri hâlsizlik ve bitkinliktir. Mesela B12 vitamini eksikli�inin en önemli belirtilerinden biri hâlsizliktir. Böyle bir durum varsa sorunun kayna��nda B12 eksikli�i olup olmad��� mutlaka kontrol edilmeli. Özellikle vejetaryenler, mide enzimlerinin azalmas� yüzünden B12 vitaminini ayr��t�rmakta zorlanan ya�l�lar ve çok mide ilac� kullananlarda B12 eksikli�ine s�k rastlan�r.

Vitamin ve mineral takviyeleri, diyetinizle yeterli miktarda alamad���n�z, sisteminiz için elzem olan besin maddelerinden mahrum kal�r�z. Tar�m topraklar� art�k eskisi gibi zengin de�il.  Dolay�s�yla da yediklerimiz eskisi kadar çok vitamin ve mineral içermiyor. Bu yüzden diyetimizi takviyelerle desteklemek mant�kl� bir yakla��m. Yaln�z besin takviyesi seçerken sentetik olarak laboratuvarlarda üretilenler yerine do�al orijinli olanlar� tercih edin. Hangi besin takviyelerini, ne kadar miktarlarda kullanman�z gerekti�i de doktorunuz taraf�ndan, baz� testlerden sonra belirlenmeli. Tabii önce besin takviyelerinin önemine, hastal�klar� önlemedeki etkisine inanan bir doktor bulmal�s�n�z.

Toplum olarak en ufak rahats�zl�klar�m�zda bile ilaçlara ba�vuruyoruz. Neden bu kadar çok ilaç kullan�yoruz? Bunun yerine ne yapabiliriz?

Maalesef do�ru bir tespit. Çok ilaç kullan�yoruz ve bu son derece yanl��, hem de a��r bedelleri olan bir yanl��. Ba�� a�r�yan hemen bir a�r� kesici al�yor. Uykusuzluk çekenler uyku ilac�ndan medet umuyor.  En basit so�uk alg�nl���nda antibiyotik almaktan imtina etmiyor. Neyse ki bu konuda etkili bir sa�l�k politikas� geli�tirildi de en az�ndan geli�igüzel al�nan antibiyotik kullan�m�na kar�� bir fark�ndal�k olu�tu. Herkesin ecza dolab�nda bulunan a�r� kesicilerin son derece tehlikeli, hatta ölümcül yan etkileri oldu�u nedense göz ard� edilir. Hele çektikleri kronik a�r�lar yüzünden bu ilaçlar� devaml� kullananlar için risk daha da büyük! Basit bir a�r� kesici yüzünden karaci�erinizin iflas etmesi uzak bir ihtimal gibi görünüyor olabilir. Ama hepimizin k�r�kl�k hissetti�inde ald���, çolu�umuza çocu�umuza içerdi�imiz asetaminofen içeren ilaçlarla bu mümkün! Zaten karaci�er yetmezli�i vakalar�n�n %99’unun sahne arkas�nda ilaçlar vard�r!

Leblebi gibi reçete edilen antidepresanlara ne demeli? Bu ilaçlar�n ciddi yan etkileri vard�r. Bu ilaçlar� kullananlar�n ileride yine depresyona girme riskleri ciddi oranda art�yor. Baz� vitamin ve mineral eksikliklerinin, kötü beslenmenin depresyona neden oldu�u biliniyor. Son y�llarda ba��rsak floram�zdaki dost bakterilerle tip 2 diyabet gibi kronik hastal�klarda ise ilaçlar sadece hastal���n semptomlar�n� bask�l�yor, bu esnada da hastal���n vücutta yapt��� tahribat devam ediyor. Bu kadar çok ilaç kullanaca��m�za önce sofram�zdakileri, beslenme modelimizi de�i�tirmeliyiz. E�er mevsimsel beslenir, sa�l�kl� ya�lar, kaliteli protein tüketir, en önemlisi toksik yiyecekleri sofran�zdan men ederseniz pek çok kronik hastal���n da önünü kesmi� olursunuz. Hastal�klar� önlemede ve tedavi etmede bitkisel kürlerin önemi de unutulmamal�. Bugün pek çok bilimsel ara�t�rman�n merkezinde bitkiler var, Amerika’n�n ikinci büyük kanser ara�t�rma merkezi olan John Hopkins’in brokoli ekstresi olmas� bitkilerin hastal�klar�n tedavisinde ne kadar etkili oldu�unun en iyi kan�t�d�r.

Sa�l�kl� ya�am konusunda sosyal medyada ve toplum içerisinde inan�lmaz bir bilgi kirlili�i söz konusu. Bu bilgi kirlili�iyle nas�l sava�abiliriz? Do�ru bilgiyi edinmek için neler yapmal�y�z? Genel geçer bilgilerle hareket etmek ki�iden ki�iye farkl�l�k gösteren insan bünyesinde ne gibi tahribatlara yol açar?

Gerçekten de bilgi kirlili�i çok fazla. Do�ru olan�, gerçek olan� ay�rt etmek için ilk önce size sunulan bilgiyi ak�l süzgecinizden geçirin. Mesela tereya��n� kötüleyip margarini sa�l�kl� diye mi lanse ediyorlar? Hangisinin do�al oldu�unu dü�ünün. Biri insanl�k tarihi boyunca tüketilmi� bir besin di�eri ise laboratuvarlarda, kimyagerler taraf�ndan üretilen bir trans ya�. Zaten biraz mant�k yürüttü�ünüzde do�ru olan� bulursunuz.

Sa�l�k ile ilgili do�ru bilinen yanl��lar nelerdir?

Tam tah�llar�n sa�l�k için elzem oldu�u, beslenme modelimizde ö�retildi. Yaz�lar�mda s�k s�k glutenin zararlar�n�, modern bu�day kadar olmasa çavdar ve yulaf gibi tah�llar�n da gluten içerdiklerini dile getiriyorum. Üstelik bunlar�n hepsi basit karbonhidratt�r. Yani bunlar� yer yemez kan �ekerimiz tavan yapar. Ba��m�za ne geliyorsa kan �ekerinde ani f�rlamalara neden olan karbonhidrat zengini beslenme modelimizden geliyor. Maalesef tam tah�l tüketerek sa�l�kl� bir �ey yapt���n� dü�ünen çok ki�i var. Tam tah�llar�n faydal� oldu�una, tah�llardaki besin maddelerinin ba�ka bir hiçbir �eyde olmad���na inand�r�lm��lar. Tah�llar neden ba� üstünde tutuluyor? B vitamini aç�s�ndan zengin bir besin kayna�� olduklar� için. Peki, gerçekten öyle mi? Mesela 100 gram tam bu�day unu 44 mcg folik asit içerir, ama 100 gram kuzu ci�eri yedi�inizde 400 mcg folik asit al�rs�n�z. Ayn� miktarda taze fasulyenin içinde ise bu miktar 658 mcg’a f�rlar. Tam bu�day unundaki B3 vitamini (niasin) ve B1 vitamini, susam ve keten tohumunda kat be kat fazla miktarda bulunur.

Gelelim ya��n damarlar� t�kad���, kalp krizine neden oldu�u yalan�na! Onlarca y�ld�r tereya�� yemedik, peynirin, yo�urdun diyetine ra�bet ettik. Ya� �i�manlat�r diye cevizden, bademden, hatta zeytinya��ndan bile uzak durduk da ne oldu? Ya�s�z “light” ürünleri tercih ettik. Peki, az ya�l� bol karbonhidratl� beslendik de ne oldu? Ben size söyleyeyim ne oldu�unu? Sa�l�m�zdan olduk! Tip 2 diyabet patlad�. Kanserler artt�. Kalp krizine ba�l� ölümler artt�. Alzheimer yeti�kin nüfusun kâbusu hâline geldi. “Doymu� ya�lara dikkat edin, mümkün oldu�unca s�n�rlay�n.” deniyor. Doymu� ya�lar dedikleri ne biliyor musunuz? Tereya��, peynir ve yo�urtta bulunan ya�lar. Yani binlerce y�ld�r yedi�imiz ve genetik olarak a�ina oldu�umuz ya�lar. Söylenenin aksine sa�l�kl� ya�lar �i�manlatmaz, aksine kilo verdirir. Neden? Çünkü sa�l�kl� ya�lar�n glisemik indeksi s�f�rd�r, birlikte yendikleri yiyeceklerin glisemik indeksini dü�ürmek gibi harika bir marifetleri de vard�r. Kan �ekeriniz dengeli seyretti�inde, tok hissetti�inizde sizi �ekere, tatl�ya, böre�e, çöre�e do�ru adeta m�knat�s gibi çeken mekanizma da devre d��� kalm�� olur.  Kendinizi saatler boyu tok hissedersiniz.

Bunlar gibi pek çok do�ru bellenen yanl�� var…

Günümüzün en büyük sorunlar�ndan biri de fazla kilolar ve bu fazla kilolar�ndan ne yaparsa yaps�n kurtulamad���ndan yak�nan insanlar var. Sizin bu konudaki öneri ve tavsiyeleriniz nelerdir? Kilo veremedi�inden �ikâyet eden bir insan ne yapmal� veya yapmamal�d�r?

Öncelikle basit karbonhidratlar� hayat�ndan ç�karmal�. Kilo al�yoruz çünkü çok fazla karbonhidrat tüketiyoruz! Ekmek, pilav, makarna, pizza yedikçe doymuyor, aksine daha çok ac�k�yoruz. Bir oturu�ta bir ekmek yeseniz, büyük boy pizzay� bitirseniz bile bir-iki saat içinde hiçbir �ey yememi� gibi ac�k�rs�n�z. Çünkü basit karbonhidratlar kan �ekerinizin dengesiz seyretmesine, açl�k ataklar�na neden olur ve bu bir k�s�rdöngü �eklinde sürer gider. Siz de giderek daha fazla kilo al�rs�n�z.

Çözüm moda diyetlerden, ya�� al�nm�� light ürünlerden de�il diyet yapmadan kilo vermenizi sa�layacak, aç kalmadan zay�flatacak bir beslenme modelinden geçiyor. Sa�l�kl� ya�lar�n yan�na protein de ekledi�inizde saatlerce ac�kmad���n�z�, açl�k ataklar� ya�amad���n�z� fark ettiniz mi? Derisi al�nmam�� tavuk eti, somon, hamsi, palamut gibi ya�l� bal�klar ve k�rm�z� ette bu mükemmel ikili bir arada bulunur. Yumurtay� bol tereya�� ile pi�irdi�inizde, ev yo�urdunu içine ceviz, badem ya da f�nd�k katarak yedi�inizde de sizi uzun süre tok tutacak birlikteli�i yaratm�� olursunuz. Ya� ve protein kombinasyonunun yan�na mevsim salatas� ya da mevsim sebzeleriyle haz�rlanm�� zeytinya�l� bir yemek ve ev yo�urdu, evde kurulmu� tur�u gibi zengin probiyotik kaynaklar�n� ekledi�inizde ise ihtiyac�n�z olan tüm besin maddelerini, vitaminleri al�r, diyet yapmadan kilo verirsiniz.

Probiyotik zengini beslenmenin kilo kontrolüne yard�mc� oldu�unu gösteren bilimsel bulgular da var. Yani diyetinizde ne kadar çok fermente g�da varsa o kadar kolay kilo veriyor, verdi�iniz kilolar� geri alm�yorsunuz.

Pek çok uzman D vitamini ihtiyac�n�n vücutta yeterli oranda kar��land���nda birçok hastal�ktan korunaca��m�z� söylüyor. Sizin bu konudaki görü�ünüz nedir?

Çok do�ru bir tespit, kat�l�yorum. D vitamini asl�nda, ci�er, k�rm�z� et, yumurta, tereya�� gibi besinlerle vücudumuza ald���m�z, güne�le aktive olan bir hormondur ve vücutta pek çok hayati fonksiyonda rol al�r. Rezervinizi doldurmak için D vitamini zengini besinler tüketmeli ve güne�lenerek bu hormonu aktive etmelisiniz. �sveçli bilim insanlar�, ya�lar� 25 ile 64 aras�nda de�i�en 26.000 kad�n�n güne�lenme al��kanl�klar�n� 20 y�l boyunca incelemi�ler. Çal��man�n sonucunda, düzenli olarak güne�lenen kad�nlar�n daha uzun bir ya�am sürdü�ü; güne�ten kaçanlar�n ise kalp krizi ve kanserden ölme riskinin önemli oranda art��� görülmü�. E�er D vitamini eksikli�iniz varsa ba����kl�k sisteminiz çöker. Depresyona girme riskiniz artar. Kemikleriniz kofla��r osteoporoz hastas� olursunuz. Tüm kanserlere yakalanma, kalp krizi geçirme riskiniz artar.

D vitamini takviyesi almay� do�ru buluyor musunuz? 

�deali D vitamini zengini besinler tüketmek ve güne� banyosu yapmak. Bu ikisi bir araya geldi�inde vücudunuz D vitamini üretmek için ihtiyac� olan her �eye sahip olmu� oluyor. Ama e�er güne�ten yeterince faydalanmak için f�rsat bulam�yorsan�z D vitamini eksikli�inden mustarip olman�z kaç�n�lmaz. Özellikle vejetaryenlerde bu hayati önemi olan vitaminin eksikli�ine çok s�k rastlan�r. Çünkü en zengin D vitamini kaynaklar� et, ci�er, bal�k, yumurta gibi besinlerdir.

Ayr�ca ya�land�kça böbrekleriniz D vitaminini vücudun faydalanabilece�i aktif forma dönü�türmekte zorlan�r. Bu yüzden de ya�l�larda D vitamini eksikli�ine çok s�k rastlan�r. �deal D vitamini de�eri 30-60 ng/ml olarak belirlenmi�tir. Ancak bu hayati vitaminin kanserden koruyucu etkisinden faydalanmak istiyorsan�z bu de�eri 100 ng/ml’nin üstünde tutman�z� öneriyorum. Basit bir testle D vitamini de�erinizi ölçtürebilirsiniz. D vitamini eksikli�i olan herkese D vitamini takviyesini öneriyorum, D vitamini de�erinizi 100 ng/ml’ye kadar yükseltmeyi hedefleyin.

Malum önümüz bahar. Bahar halsizli�ine ve bahar alerjilerine kar�� al�nabilecek önlemler nelerdir? Bu konuda okuyucular�m�za ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Mevsim dönü�lerinde vücut bu de�i�ikli�e adapte olmaya çal���r, dolay�s�yla hâlsizlik görülmesi normaldir. Alabilece�iniz en etkili önlem do�ru bir beslenme modeli ile enerjinizi art�rmakt�r. Tabii uykunuza özen göstermek, e�er egzersiz yapm�yorsan�z düzenli olarak yürüyü� yapmaya ba�lamak da bu semptomlar�n hafiflemesine yard�mc� olacak, vücudunuzun mevsimsel de�i�ime adapte olmas�n� kolayla�t�racakt�r. Daha sa�l�kl� ya�amak isteyen herkese, ama özellikle de alerjik bir bünyeye sahip olanlara gluteni kesmelerini öneriyorum. Yani gluten içeren tüm bu�day ürünlerinden uzak duracaklar. Glutenin alerjileri tetikledi�i, hatta baz� durumlarda alerjinin alt�nda yatan esas neden oldu�unu gösteren çal��malar var.

Malum tüm dünyay� etkisi alt�na alan Covid-19 virüsü ile ülkemiz de mücadele etmeye ba�lad�. Bu konuda görü�leriniz nelerdir? Bu süreci sen ufak zararla atlatmak ad�na neler yapmal�y�z? Böyle güçlü virüs salg�nlar�yla mücadelede en önemli ad�mlar nelerdir? Birey olarak sa�l���m�z�, direncimizi, ba����kl�k sistemimizi güçlendirici neler yapabiliriz?

Tüm viral enfeksiyonlarda oldu�u gibi en etkili korunma s�k s�k ellerinizi y�kamakt�r. Ellerinizi y�kamadan gözlerinize, burnunuza dokunmaman�z da çok önemli. Çünkü virüsün ellerden vücuda giri�i bu �ekilde oluyor. E�er kendinizi toplumdan izole etme ve eve kapanma �ans�n�z varsa bunu mutlaka yap�n. ��ine gitmek zorunda olanlar da insanlarla güvenli bir mesafede durarak yukar�da anlatt���m gibi el hijyenine büyük önem göstermeli.

Bunlar zaten televizyonlarda, gazetelerde de s�k s�k tekrarlanan önlemler. Tabii bunlar�n yan�nda ba����kl�k sisteminizi destekleyeceksiniz! Sadece koranavirüsten de�il tüm hastal�klardan korunmakta en etkili silah�n�z güçlü ve dengeli bir ba����kl�k sistemidir. E�er sa�l�kl� beslenmenin temel kurallar�na uyuyorsan�z, zaten koruma alt�ndas�n�z demektir. Ama özellikle bu dönem daha dikkatli, daha özenli olmakta, sisteme doping yapmakta fayda var. Size bu konuda birkaç ipucu vermek istiyorum… D vitamininin ba����kl�k fonksiyonlar�n�n etkin bir �ekilde çal��mas�nda hayati bir önemi vard�r. �u dönem D vitamini takviyesi almakta ciddi fayda var. Probiyotik dopingi yapmay� da unutmay�n. Ba����kl�k sisteminizi güçlendirmenin en etkili yollar�ndan biri ev tur�usu, ev yo�urdu gibi probiyotik zengini g�dalardan geçiyor. Ba��rsaklardaki faydal� bakteriler vücuda giren virüslerin ba����kl�k sistemiyle ilk kar��la�t��� yerdir.  Bu ilk kar��la�madan galip ç�kman�zda dost bakterilerin hayati bir rol oynad���n� unutmay�n.

Bol bol zencefil çay� tüketin, �hlamur çay�, ye�il çay için. Listeye zerdeçal� da ekleyin. Hem zerdeçal, hem de zencefilin güçlü antiviral etkileri oldu�unu uzun y�llard�r biliyoruz. Bu konuda pek çok bilimsel çal��ma var. Zencefil ve zerdeçal�n koronavirüsün tutunma riskini art�rd���n� iddia edenlere de kulak asmay�n. Bu bitkisel güçlerin koronavirüse kar�� koruyucu etkisine dikkat çeken ve tedavideki faydalar�n� gösteren bilimsel çal��malar yay�nland�. Çinko zengini beslenmek, C vitamini takviyesi kullanmak ve antiviral etkisi ile bilinen bir ar� ürünü olan propolis ile ba����kl��� desteklemek de iyi bir fikir.

Covid-19 virüsü ile ayn� zamanda toplumca psikolojik bir sava��n içerisine de girmi� olduk. Psikolojik dirayetin ba����kl��� do�rudan etkiledi�ini de göz önünde bulundurursak, bu sorunla k�sa vadede ve uzun vadede mücadelede en önemli kriterler nelerdir? Bu psikolojik sava�ta nas�l muvaffak oluruz?

Gerçekten de kronik stres ba����kl�k sisteminin çökmesine neden olur. Di�er yandan televizyonu her açt���m�zda ister istemez strese giriyoruz. Gereken tüm önlemleri al�n ve panik yapmay�n! C vitamininin kronik stres s�ras�nda vücut s�ras�nda salg�lanan ve ölüm hormonu olarak da bilinen kortizol seviyesini a�a�� çekti�ini gösteren bilimsel çal��malar var. Özellikle bu dönem diyetinizdeki C vitamini zengini besinleri art�r�n. Diyetinizi C vitamini takviyesi ile desteklemek de ak�lc� bir strateji. Lavanta, anason, Alman papatyas�n� (hepsinden e�it miktar kullan�lacak) üç dakika kadar kaynat�n. Her defas�nda taze olarak haz�rlaman�z gereken bu bitkisel kür, stres alt�ndayken gev�emenize, sakinle�menize yard�mc� olacakt�r. Günde dört defa içebilirsiniz.

Türkiye’deki önlemler yeterli mi?

Böyle bir salg�na tamamen haz�rl�kl� olmak, gerekli tüm önlemleri almak gerçekten hiç kolay de�il! Hatta mümkün bile de�il. Ancak pek çok ülkeye göre önlem almak konusunda çok daha h�zl� davrand���m�z� söyleyebilirim. Bu önlemlerin ne kadar etkili oldu�u, gerçekten yeterli olup olmad��� esas önümüzdeki günlerde belli olacakt�r. Tabii bu salg�nda sorumlulu�un büyük k�sm�n�n bireyin kendisine dü�tü�ü de unutulmamal�. Kendinizi koruyacak, sosyal mesafeye dikkat edecek ve ba����kl���n�z� destekleyeceksiniz.

 

Röportaj: Deniz Demirda�

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !