�EHR-U RAMAZAN

      Ramazan; ya�mur demektir, yery�z�n� tozdan temizleyen ya�mur manas�na gelen “Ramadiyu” masdar�ndan gelir (Elmal�l�). Bu ya�mur yery�z�n� y�kad��� gibi, an'a, ay'a, zaman'a hayata anlam katan, kalp-zihin/ak�l-tasavvur kirini temizleyen hitab-� ilahi olan Kur'an'�n son nebiye inmeye ba�lad��� kadir gecesini i�inde bar�nd�ran ay�n ad�d�r.

     Yaratan, nimet veren, emreden ve d�zenleyen Rahman'�n m�'min kullar�y�z, emir ve nehiylerine sadakat ile teslim olan m�slimleriz, salat�m�z, ibatetimiz, dirimimiz ve �l�m�m�z alemlerin rabbi olan Allah'�nd�r(6/162).

     Rabbimiz, indirdi�ine iman ettik ve el�iye uyduk, b�t�n 'acziyetimizle' bizi �ahidlerle beraber yazmas�n� (3/53)yalvararak/yakararak niyaz ederiz.

     Oru� da emirlerden bir emirdir, severek ve isteyerek itaat edenlerdeniz. �ahid oldu�umuz ve olamad���m�z say�s�z hikmetlerle dolu olan bu emri sadece O'nun r�zas� i�in yerine getirenlerden olmam�z i�in yine O'ndan yard�m dilenmekteyiz.

    ''Ey iman edenler, sizden �ncekilere yaz�ld��� gibi oru� size de yaz�ld� (farz k�l�nd�). B�ylece korunursunuz.'' (2/183)

     ï¿½nsan� yaratan ve ona en do�ruyu g�steren O'dur, imtihana tabi tuttu�u kulunun zaaflar�n� ve ar�nma yollar�n�n nas�l olaca��n� bilen de O'dur, "O hi� yaratt���n� bilmez mi?" ilahi beyan� bunu bildirmektedir. Hayat�n b�t�n saha ve safhalar�na y�nelik olu�an ar�zi hastal�klar�n re�etesini vahiyle yazan ve kuluna ikram eden ve dahi kuluna �ah damar�ndan daha yak�n olan Allah'tan ba�ka kim ola ki?

    B�t�n emir ve nehiyler kendi ba�lar�na bir ama� de�il, bilakis ger�ekle�tircekleri daha �st ama�lar i�in ara�lar k�l�nm��t�r, emir ve nehiylerin t�m�n� ku�atan ve sadakat ile ger�ekle�tirilen kullu�un/ibadetin t�m� hikmetlerle doludur, bu kullar�n hayr�na y�nelik hikmetlerini/has�las�n� emirlerin hemen arkas�ndan gelen ifadelerde g�rmek de m�mk�n, vahyin t�m�ne y�nelik tefekk�rle �ahid olmakta m�mk�nd�r. Oru� emrinin ifade edildi�i ayetin ''B�ylece korunursunuz'' diye bitmesi gibi.

     Oru�lu olmak, riyas� s�f�ra yak�n olan muhte�em bir ibadettir, sorumluluk �uurunu ve Rabbe kar�� duyarl�l��� diri tutan kulluk eylemidir, di�ergaml��� ��reten bir k�lavuzdur.

     Vahiy ile bildirilen oru� emri gibi b�t�n emirler mutlak insan hayr�nad�r, nehyedilen her ne varsa insan/toplum yarar�nad�r. 

     Sadakat ile teslim olundu�unda her t�rl� kiri-pisli�i temizleyen, hak ile bat�l� birbirinden ay�ran (25/1), d�nyada izzeti, �erefi, erdemi, adaleti ve ahirette de felah� vaad eden mesaj-� ilahi olan (21/10) Kur'an'�n de�er katt��� her an/zaman/ay/�m�r/�l�m hay�rl�d�r ve sevimlidir.         

 

    Dokundu�u, m�dahale etti�i, y�nlendirdi�i her�eye anlam ve de�er katan VAH�Y:

   

    �lahi hitap olan vahiy inmeye ba�lad��� geceye kadr/k�ymet bah�etmi�, indi�i ay� m�barek k�lm��, inzal olmaya ba�lad��� kalbe/rasule/insana usvetunhasanetun payesi vermi� ve alemlere rahmet vesilesi olsun i�in y�r�yen/g�r�nen/i�itilen/dokunulan g�zel ahlak numunesi k�lm��, birbirlerine d��man olanlar�n kalplerini iman nimetiyle kayna�t�rm�� ve karde� k�lm��(8/63), g�n�llere merhamet ya�murunu indirmi�, ekini ve nesli koruyan hayat bah�edici mesajlar� ile �rnek neslin in�as�n� sa�lam��, bilal ile ebubekir'i, arap ile farisiyi bir �mmet/cemaat k�lm��, kad�na onurunu/�ahsiyetini bah�ederek �st�nl���n gerek�esini takvaya ba�lam��, f�trat� yaratan�n eliyle adaleti tan�mlayarak erdemli/izzetli bir toplumun nas�l olu�aca��na y�nelik k�staslar ile k�yamete kadar cari olacak de�i�mez/de�i�tirilemez de�erler dizini olan kitabi rehberli�i b�t�n insanl��a g�stermi�tir. Bu �yle bir rehberlik ki, bireysel, duygusal, d���nsel, ailevi, sosyal, toplumsal, siyasal/y�netsel, ekonomik, tabiat�n korunmas�, h�lasa hayat�n b�t�n saha ve safhalar�na y�nelik olu�abilecek t�m ar�zi hastal�klara �ifa olan ve ��z�mleyen bir rehberliktir. 

     Vahiy inzal olmaya ba�lad��� geceyi bin aydan, yani koca bir �m�rden daha hay�rl� ve bereketli k�l�yorsa, ey insanl�k!! vahyin t�m� sizin zihinlerinize, g�n�llerinize, kalplerinize, ticaretinize/ekonominize, evlerinize, sokaklar�n�za, �ehirlerinize, �lkelerinize, meclislerinize, k�saca hayat�n�za inerse de�erlerinizi/k�ymetinizi ka�a katlar ve neye takabul eder hi� aklettiniz mi?

 

    Gizlenen, �rt�len ve tersy�z edilen RAMAZAN:

 

    Genelde d�nyada ve �zelde ya�ad���m�z �lkede toplumlara enjekte edilen ve ete s�te dokunulmadan anlat�lan-aktar�lan bir din tasavvuru mevcuttur. �zellikle ramazan ay�nda televizyon ve radyo kanallar� ve genelde b�t�n medya olanca �ok y�zl�l�kleriyle vahyin anlatmad��� bir dini ve vahyin anlatmad��� bir peygamberi anlatmaktad�rlar. 

    Kitap y�kl� merkeplerde korkular�ndan-korkutulduklar�ndan ve menfaatlerinden dolay� folklorik ve adetlerle/�rflerle bezenmi�, menk�belerle ve mitolojilerle s�slenmi� bir din anlatmaktad�rlar. ��nk� b�yle bir din anlat�m� kitap y�kl� merkeplerin hem ceplerini doldurmakta ve hem de ta�utlar�n/m�stekbirlerin, zulm� meslek edinmi� zalimlerin h���mlar�ndan ve tehditlerinden g�vende olmalar�n� sa�lamaktad�r.

    Dikkat ediniz, ‘la ilahe’ ye tekab�l eden m�stekbirler, vahyi yok sayan k�fr� y�neli�ler, hayata m�dahil ilahi h�k�mleri yok sayan �irki tasavvurlara hi� de�inilmeyen, sadece Allah’�n varl���na ve yarat�c�l���na indirgenmi�, yarat�c� fakat m�dahil olmayan ve yaratt�klar�n� ba��bo� b�rakt��� d���n�len-d���nd�rt�len bir ilah tasavvuru anlat�lmaktad�r.

    �yle bir resul/resuller anlay���-alg�s� anlat�lmaktad�r ki, sanki resuller Firavunlarla, Nemrutlarla, Ebu Cehillerle ve sahip olduklar� zihniyetleriyle/d�zenleriyle m�cadele etmemi�-edilmemi�, ya�ad���m�z �a�a bu zihniyetler hi� ta��nmam��, kimlikleriyle-ki�ilikleriyle-zihniyetleriyle tarihin sayfalar�nda kalan fig�rler olarak g�r�lm��(dondurulmu�), dolay�s�yla putperest alg� ve �erikle�tirici y�neli�ler adeta tarihin konusu olarak g�r�lerek ve de zaman�n �erikle�tiricileri-ink�rc�lar� g�z ard� edilerek reddiyesi olmayan bir din in�a edilmeye �al���lm��t�r.

    Peygamberlerin tevhidi m�cadelesi gizlenerek/saklanarak ve tersy�z edilerek, peygamberlerin misyonlar�-fonksiyonlar� ete s�te dokunmayan-kar��mayan ‘’renksiz, tats�z, tuzsuz, kokusuz, her renk ve kokuyla uyu�abilen’’ bir ilahi davete! �ndirgenmi�, her ne olursan ol bizdensin biz de sizdeniz anlay���yla dinin hayata m�dahale eden i�levi kopar�larak ahiret s�rg�n�ne g�nderilmi�tir.

    Ahiret s�rg�n�ne g�nderilen dinin d�nyada i�i-i�levi yoktur art�k, din ile d�nya i�leri bunun i�in birbirinden ayr��t�r�lm�� ve hatta cami duvarlar�na ‘’burada d�nya kelam� ‘’i�i’’ konu�ulmaz’’ levhalar� as�larak dini hayat�n ve yarat�l�� gayesinin konusu olmaktan ��kar�p rit�ellerin ve kuru-soyut ''religion'' inan� konusuna indirgemi�lerdir. 

    Al�c�lar�n olmad��� bir yerde sat�c�lar�n i� yapamayaca�� ger�e�inden yola ��karak toplum da bundan gayet memnundur. Kulaklara ve g�n�llere ho� gelen ve hi�bir bedel istemeyen, hayatlar�n�n b�y�k bir k�sm�na da m�dahil olmayan b�yle bir dinden fevkalade ho�nutturlar. Tam da arad�klar� ve arzulad�klar� din b�yle bir dindir.

    Sadece kutsayarak ama hayatlar�na m�dahalesini g�z ard� ederek y�neldikleri Kur’an, sulu g�zlerle methiyeler sunulan, kutlu do�um haftalar�yla, mevlid ve kandillerle meded istenilen-beklenen, misyonuna hi� at�f yap�lmayan bir peygamber, hayatlar�n�/keyiflerini bozmad�klar�ndan dolay� ba� tac�d�r. Ticaretlerine, aile hayatlar�na, sosyal hayatlar�na ve y�netimlerine ses ��kart�lmayan ve s�rg�ndeki kutsiyetleriyle yetinilen, kolayl�kla cennet bah�eleri da��tan ‘’alg�lar�nda-tasavvurlar�nda-zanlar�nda m�kes bulmu�’’ Kur’an ve peygamberin bu konumlar�na asla toz kondurmazlar, b�y�l� ve t�ls�ml� b�yle bir tasavvura kimsenin g�lge d���rmesine r�za g�stermezler ve buna yeltenenleri de sap�kl�kla nitelendirirler.

    ��te ramazan ay� ve oru� da bu minvalde toplum ve onlara �nderlik edenler taraf�ndan ihya!/icra! edilmektedir. Bir de kutsal! G�n ve gecelerde g�nahlar�n kilometre g�stergesi de s�f�rland�� m�  de�meyin keyiflerine…

    Hayatlar�n�n her sahas�na ve safhas�na m�dahale eden, heva ve heveslerini ya�amalar�na engel olan, �zg�rl�klerini! ellerinden alan bir kitap ve bir din istememektedirler. Kad�n erkek aras�ndaki ili�kilere kar��an, ekonomilerine s�n�r getiren, sosyal hayat�n belirlenmesinde, y�netimin-sistemin olu�umunda modernizmin y�ce! �st�n! �zg�rl�k��! de�erlerinin k�lavuz edinilmesine raz� olmayan ve bu y�neli�leri bat�l sayan bir dinden/kitaptan asla raz� olmazlar. Toplumun genelinin din tasavvuru b�yledir.

    Anlamad�klar�, anlamak istemedikleri ve anlamak i�in de hi� �aba g�stermeye niyetli olmad�klar� Kur’an’�, b�y�k bir tazimle ve hu�uyla! Y�z�nden ‘’y�z� suyu h�rmetinden beklenti i�ine girerek’’ okurlar ve dinlerler. Kur’an’� ve dini, hayatlar�n�n k���c�k bir k�sm�na ve rit�ellerle s�n�rland�r�lm�� sahas�na m�dahale eden ve de i�i bo�alt�lm�� bir ubudiyete indirgeyerek tasavvur ederler.

    Bir de Allah’�n vaaz etti�i dinle yetinmeyen dindarlar! vard�r ki, Allah’�n ayetlerini ve peygamberin sahih �rnekli�ini yetersiz-eksik g�ren, dini s�rekli enflasyona tabi tutarak bid’ad, hurafe, menk�be ve mitoloji �reten bedbaht-zavall�, haddini bilmez hadsizlerin eliyle, t�pk� 57/27 ayetinde oldu�u gibi t�retilen/�retilen ruhbanl��� in�a ederek hem kendilerine hem de takip�ilerine yaz�k edenler vard�r.

    Allah’�n Kur’an’da kul ve resul olarak tan�mlad��� g�zide el�ilerine, vahiyle s�n�rl� ve sorumlu tuttu�u resullerine, olmad�k ve olamayacak s�fatlar y�kleyerek resul�-resulleri hayat�n ve �rnekli�inin d���na ��kararak y�celtti�ini zanneden beyinsizler cirit atmaktad�r ve bu toplumda bu t�r anlat�m ve alg�lar ne�v�nema bulmaktad�r.

    Bir de vahyi ve in�a etti�i dini s�rekli tenzilata u�ratarak, prati�i olmayan ve �nermeyen, trajikomik bir din alg�s�, temiz! kalplerle y�nelinen ve asla hayata m�dahale etmemesi i�in temiz! kalplere kilitlenen/hapsedilen bir din tasavvuru vard�r ki, bu da genelde (post)modernist elitlerin ve onlar� takip-taklit eden, tek meziyetleri kuru bir taklit�ilik olan ‘’sonradan g�rme’’ ve pop�ler fig�rleri ilahla�t�ran, dinle ilgili konumu soruldu�u zaman atalar�n� g�stererek dinsel aidiyetini ifadelendiren b�y�k �o�unluk s�z konusudur. 

    Bu co�rafyan�n ta�ras�nda, kasaba ve k�ylerinde hayatlar�n� s�rd�renlerin din alg�s� da maalesef el yordam�yla atalar�ndan ald�klar�-edindikleri din alg�s�n� yine el yordam�yla birbirlerine aktaran, hurafelerle-hik�yelerle-masallarla-mitlerle bezenmi� bir din tasavvuru anlat�l�r ve ya�an�l�r. Adetler/�rfler genelde insanlar�n tasavvurlar�n� in�a etmi�tir. Bunda sistemin rol� ve y�nlendirmesi veya do�ru din alg�s�n�n ula�mas�na y�nelik engellemesinin pay� �ok b�y�kt�r. Tabi ki, sistem/rejim sadece ta�rada de�il �lkenin b�t�n�nde bunu ba�ar�yla icra etmi�tir. Sistemini/rejimini koruyabilme ad�na dini dindarlar�n eline b�rakmayacak kadar ak�ll�! Dinin do�ru anla��lmas�na ve anlat�lmas�na m�saade etmeyecek kadar zeki! Ve dini do�ru anlatanlar�-aktaranlar� da derdest edip zindanlara ve dara�a�lar�na g�nderecek kadar �eviktir!..

    Bu �rnekler bu �lkenin yak�n tarihinde say�lamayacak kadar �oktur.

    Rahmetli babam�n bizlere anlatt��� ve benimde bazen anlatt���m eskilerde k�y ortam�nda ya�an�lm�� trajikomik bir din alg�s�n� �rneklendirme ad�na sizlerle de payla�ay�m.

    ‘’Anas�yla o�lu bir arada ya�ar, aylardan ramazand�r ve ana sahuru haz�rlar sofraya oturur, o�lu da sahura kalkar ve sofraya oturmak ister, anas� o�luna hitaben hay o�lum namaz k�lmazs�n oru� tutmazs�n neyni sahura kalkars�n der, o�lu da anas�na cevaben der ki, hay ana namaz k�lmam oru� tutmam sahura da kalkmayay�mda GAVUR mu olay�m der’’

    Bu ve benzeri �rnekleri, insanlar�n dine dair tasavvurlar�n�n toplumun de�i�ik katmanlar�nda ve s�n�flar�nda �ok�a g�rmek m�mk�nd�r.

    Yukar�da k�saca �zetledi�imiz gibi bu co�rafyada Allah’�n ismi an�larak Allah’�n kullar� aldat�lmakta, Allah’�n vaaz etti�i dini kendi �rettikleri din tasavvurlar�yla gizleyerek/�rterek insanlar kand�r�lmakta, hegemonya sahiplerinin menfaatlerine ses seda ��karmayacak bir toplum olu�turularak y���nlar y�nlendirilmektedir. Tabi ki, aldatanlar kadar aldananlar da huzuru ilahide hesaplar�n� vereceklerdir.    

    Oysa.., vahyin tan�mlad��� ve anlam katt��� ramazan bamba�ka bir mesaj vermktedir:

    �lemleri yoktan var eden ve hikmetsiz, nedensiz, i�levsiz yaratmaktan m�nezzeh olan rabbimiz, ilahi ��retisi olan Kur’an’da ve onu hayat�yla �rneklendirerek pratize eden Resulullah’�n (s.a.v) �ahs�nda bamba�ka bir din anlatmaktad�r.

    Hayata, yarat�l�� ger�e�ine-gayesine anlam katan, hay�r ve g�zellikle bezeyen ve bunu da vahiyle bizlere bildiren rabbimizdir.

    Ramazan ay�n� ve bunun i�indeki kadir gecesini anlaml�/hay�rl� k�lan da vahyin ta kendisidir. Bu da vahyin bu ayda ve kadir gecesinde inzal olunmaya ba�lad��� i�indir. Yoksa g�nderilen vahyin ve in�a etti�i dinin belirli g�n ve gecelere indirgenmesi, bu ay�n ve gecenin d���ndaki zaman dilimlerinde vahyin ve dinin hayata m�dahilli�ini g�z ard� eden anlay��� vahyin kendisi reddetmektedir.

    ‘’Ramazan ay�… �nsanlar i�in hidayet olan ve do�ru yolu ve (hak ile bat�l� birbirinden) ay�ran apa��k belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmi�tir.’’ 2/BAKARA/185

    ‘’Ger�ek �u ki, Biz onu (Kur’an’�) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne oldu�unu sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan daha hay�rl�d�r.’’ 97/KAD�R/1-2-3

    Rabbimiz varl�k �lemini yaratm�� ve bir d�zen koymu�tur, canl�-cans�z yarat�lanlar�n t�m� O’na (''tav'an ve kerhen'' istese de istemese de) teslim olmu�  ve kendilerine y�klenenleri icra etmektedirler. Rabbimiz, yarat�lanlar�n i�inde imtihana tabi tutmay� murad etti�inden dolay�  insan ve cinlere irade vererek ve bu iradelerini de kullanmalar�n� isteyek di�er varl�klar gibi teslim olmalar�n�, itaat etmeleri istemi�tir. 

    �rade verdi�i insanlara ve cinlere de bu iradelerini nas�l ve ne �ekilde kullanacaklar�n� g�nderdi�i vahiylerle ve prati�ini g�rebilmeleri i�in de el�ilerle destekleyerek yol g�stermi�tir.

    Zulm�n ve koyu karanl���n h�k�m s�rd���, insani ve f�tri olan b�t�n de�erlerin hi�e say�ld��� bir ortamda karanl��� par�alarcas�na yery�z�n� ayd�nlatan, insan� ve hayat� tan�mlayan, yarat�l�� gayesini-ger�e�ini sinelere hayk�ran, hak ile bat�l� birbirinden ayr��t�ran Furkan/Kur’an bu ayda Kadir gecesinde, misyonuyla, �rnekli�iyle �lemlere rahmet olarak se�ilen-g�nderilen Resulullah’a inzal edilmeye ba�lanm��t�r.

 

    F�trat� yaratan ve k�lavuzunu vahiyle belirleyen Rabbimizdir:

   

    Vahiy: Kavramlar� in�a eder, belleklerde-zihinlerde olu�an olumsuzluklarla ve bat�l alg�larla f�trata ayk�r� olarak i�i doldurulan kavramlar�n i�ini bo�alt�r ve f�trata uygun olanla doldurur, vahyin in�a etti�i kavramlarla in�a olunan kalp/ak�l insan�, �ahsiyeti, tasavvurlar�, bilinci, y�n�/yolu, hayat� ve toplumu in�a eder.

    Vahiy: Abdullah’�n o�lu Muhammed’i in�a ederek Allah’�n kulu ve resul� Muhammed (s.a.v) ve insanl��a son nebi olarak g�nderilen bir rehber/�nder/�rnek k�lm��t�r. Vahiyle hayat� okuyarak �ahsiyetini in�a etmeye �abalayan, ilahi h�k�mlere sad�k kalman�n m�cadelesini veren, vahyin tan�mlad��� kulluk bilincini ku�anmaya cehd eden ve nebinin takip�ileri olmay� �nceleyen m�’minlerde insanl��a �rnek olmal�d�rlar ve olmak zorundad�rlar.

    Vahiy: �ahsiyetlerin ve olu�turduklar� toplumlar�n neyi nas�l ne �ekilde tan�mlamalar� gerekti�ini, hayat� nas�l okumalar� ve nas�l ya�amalar� gerekti�ini, nelere y�nelip nelerden sak�nmalar� gerekti�ini, nelerin iyi-k�t�, hak-bat�l, kar-zarar, g�zel-�irkin, adalet-zul�m, kal�c�-ge�ici, hay�r-�er, takva-f�cur, k�f�r-iman, sadakat-ihanet, vahdet-tefrika, isyan-teslimiyet, haram-helal, erdem-zillet, zafer-yenilgi, h�sran-felah, k�saca hayata dair insana dair e�yaya dair her ne varsa temel konularda ‘’ya� ve kuru’’ hi�bir �eyi eksik b�rakmaks�z�n belirledi�i hudutlarla (k�rm�z��izgilerle) beyan etmi�tir.

    F�trat� yaratan ve k�lavuzunu da belirleyen Rabbimiz hi� ��phe yoktur ki d�nyada ve ahirette felah�n-kurtulu�un yeg�ne adresini-yolunu-y�ntemini belirleyendir, bilendir. 

    Ger�ek olan �udur ki, insan�n-insanl���n ya�ad��� zul�m, vah�et, katliam, s�m�r�, insani ve f�tri de�erlerin alt�st edildi�i, ilahi ��retiyi yok sayan ve  de�erler manzumesini kendi aciz beyinlerinden �rettikleriyle tan�mlayan-tasarlayan, bunu da yaparken hevalar�n� ve tutkular�n� �nceleyen, di�er insanlar� da �ncelediklerine uydurmaya �al��anlar�n ve zorlayanlar�n yap�p ettikleridir insanl��� H�SRANA/KARANLI�A g�t�ren.

    Vahiy: Temel konularda belirledi�i-tan�mlad���-tasarlad��� h�k�mlere ve hudutlara ra�men, in�a etti�i kavramlara ra�men, ilahi h�k�mler yok say�larak �retilen b�t�n d���nceleri, doktrinleri, ideolojileri, izm’leri, y�neli�leri, yol ve y�ntemleri (bunlar ister gelene�in/k�lt�r�n ister modernizmin �rettikleri olsun) bat�l saymaktad�r ve h�sran�n d�nyada da ahirette de ka��n�lmaz oldu�unu beyan etmektedir. 103/1-2-3 de belirtildi�i gibi.

 

    M�'minlerin sorumlulu�u:

   

    Vahiy eksenli d���nen, vahyin tan�mlad��� mutlak kadir/m�dahil olan Allah’a iman eden, vahyin tan�mlad���-tan�tt��� res�lleri/res�l� �rnek alan ve hayatlar�na ta��man�n m�cadelesini veren m�’minlere, hem kendilerini her t�rl� pislikten koruyabilmeleri ve b�ylelikle hakikate �ahidlik edebilmeleri i�in, hem de Allah’�n vaaz etti�i pak dinle/ �slamla insanlar� bulu�turabilmeleri i�in �ok b�y�k sorumluluk ve g�revler d��mektedir.

    Hakikate ve �a�a �ahitlik eden m�’minlerin i�i hi� kolay de�ildir, hem kendilerini ve nesillerini gelenek�ili�in ve modernizmin �erikle�tirici olan r�zgarlar�ndan-f�rt�nalar�ndan koruyacaklar, hem de Allah’�n halis dinini insanlara-toplumlara anlatacaklar-ta��yacaklar. 

    Bunu yapabilmelerinin-becerebilmelerinin ko�ulu d���nsel ve eylemsel y�neli�lerinde vahyi �nceleyen m�’minlerin kendi aralar�nda yard�mla�malar�, birlikte hareket etmeleri, birbirlerini veli/dost edinmeleri, hayata dair soru ve sorunlar� omuz omuza payla�arak ��zmeye �al��malar�, do�ru bilgiye ula�abilmek i�in s�rekli payla��m i�inde olmalar�, enaniyet mikrobunu �ld�rmeleri, rabbimizi raz� edecek Salih amellerin neferlikte de vaziyet eden konumda da i�lenebilece�i g�z ard� edilmeden yakla��lmas�, havalarda u�u�an ve yere bir t�rl� inmeyen fikri tart��malar�n bir ucundan tutularak yere indirilmesi, kendimizi ve durumumuzu k���ltmeden ve b�y�tmeden ‘oldu�u gibi’ do�ru d�r�st tan�mlay�p �u an yap�labileceklerden ba�lan�larak yar�nlara kap� aralanabilmesinin (Allah’�n yard�m�na lay�k olabilmenin ko�ulu budur zaten) daha ger�ek�i oldu�unu bilerek, h�zla ak�p giden �mr� g�zel �rnekliklerle-�ahidliklerle doldurman�n gayreti i�inde olmalar�, ne kadar taraftar toplad���m�zla de�il, ilahi �l��lere-h�k�mlere ne kadar sad�k kald���m�zla hesaba �ekilece�imizi unutmadan, �zerimize d��en ve g�c�m�z yetenleri samimiyetle yapabilmemizle m�mk�nd�r. 

    �zzet ve �eref, felah/kurtulu�, mutmain bir nefisle Rabbimize d�n��, raz� olan ve olunan bir kul olabilmek i�in, bu d�nya hayat�nda vahyin olumsuzlad�klar�n� olumsuzlamak, olumlad�klar�n� olumlamakla ve hayat�m�za yans�tmakla m�mk�nd�r. 

    Rasulullah'�n �ikayet edece�i “��te (o G�n) Rasul: ‘Ey Rabbim!’ diyecek, ‘�u benim toplulu�um var ya; i�te onlar bu Kur’an’� terkedilmi� bir halde b�rakt�!” (25.30) muhataplardan de�il, kanatlar� alt�na almak isteyece�i �mmetinden olmak i�in cehd etmek durumunday�z.

    �mr�n ramazan olmas� i�in inzal olmaya ba�lad��� geceyi �mre bedel g�ren/k�lan vahyin hayat�m�za inmesi, tasavvurumuzu ve y�neli�lerimizi in�a etmesi, b�t�n �retimlerin mihenk ta��/k�stas mercii k�l�nmas� ve onay al�nmas� �artt�r, gayr�s� h�sran olur mazallah.

    Ramazan m�barektir/berekettir zaten, onu idrak ile ku�anarak kendimizi in�a edelim..,

    Vahiy/Kur'an y�cedir zaten, onu hayat�m�za ta��yarak izzeti ku�anal�m..,

    Rasulullah (s.a.v) ahlak�n timsalidir zaten, onu takip ederek ahlaklanal�m.., 

    Karde�/�mmet/vahdet olmak gereklidir zaten, o binaya tu�la ta��yanlardan olal�m..,

    Allah'�n laneti zalimlerin �zerinedir zaten, taraf�m�z� belirleyerek dik dural�m.

 

    Ho� olan ho� gelir zaten, geleni ho� kar��layal�m ve naho� olmaktan kurtulal�m.