
Ahmed KALKAN
MUSTAFA �ZT�RK�E REDD�YE YA DA �MUSTAFA �ZT�RK�E KIZIP BENZER SU�LARI ��LEYENLER� YAZISINA EK
Mustafa �zt�rk, Kur’an’�n Allah’�n s�z� oldu�una dair onca âyetleri bilmeden konu�an birisi de�ildir. A�a��da bir k�sm�n� dillendirece�im �ekilde Kur’an, nice âyetinde Allah’�n kitab�n�n s�zlerinin de Allah’tan oldu�unu �ok a��k �ekilde bildiriyor. Kur’an hakk�nda insanlar� ��pheye d���rmenin iyi niyeti, samimiyeti olmayaca��n� d���n�yorum. Hele, Kur’an’�n isim vermeksizin prototip olarak her d�nemde g�r�lebilecek tipler olarak bahsetti�i �ah�slar�, cahiliyye d�nemindeki birka� ki�inin kimli�iyle �zde�le�tirip “evrensel bir kitap d�n�p dola��p bu kimselerden bahsetmez” gibi Kur’an hakk�nda yak���ks�z s�zler s�ylemesinin hi�bir te’vili olamaz. Hat�rlars�n�z, aradan bir ay kadar ge�ti ge�medi, televizyonlarda izleyicilere kar�� manya��n biri Kur’an’� y�rtm�� ve hakaret etmi�ti. O ateistti, bu ise �lahiyat profes�r�, meal yazar� ve tefsirci… Hangisi daha zararl� dersiniz? ��te bu Mustafa �zt�rk denilen akademisyen, kalk�p; “Kur’ân-� Kerim’in manas� Allah’tan olabilir, ama lafz�n� Hz. Muhammed (s.a.s.) �artlara uygun olarak kendisi ifade etmi�tir. Kur’an s�z olarak Rasulullah’�n s�z�d�r” diyebilmektedir. B�ylece Allah’�n korumas� alt�na ald��� ve ilâhî kelâm oldu�u âyetlerle sabit olan Kur’ân’�n mana olarak Rasûl’�n kalbine indirildi�ini ve Rasûl’�n bu anlam� kelimelere d�n��t�rd���n� iddia ederek Kur’ân’�n Allah’�n de�il de Rasûl�n kelâm� oldu�unu iddia edecek kadar ileri giden sapmalara s�r�klenmi� oldu.
K�yame Sûresindeki �u âyetler, Kur’ân vahyinin mana olarak de�il bizzat okunacak bir ilâhî kelam olarak inzal edildi�ini a��k�a ispat etmektedir. “(Rasûl�m!) onu (vahyi) �ar�abuk almak i�in dilini k�m�ldatma”. “��phesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir i�)tir.” “O halde, biz onu okudu�umuz zaman, sen onun okunu�unu takip et.” “Sonra ��phen olmas�n ki, onu a��klamak da bize aittir.” (75/K�yâme, 16-19). E�er mana inzal edilse ve kelimelerle ifade edilip a��klanmas� Rasûle b�rak�lsayd�, âyetlerde “dilin k�m�ldat�lmas�”ndan ve “mana”n�n okunmas�ndan s�z edilir miydi? Mana i�in “dilin k�m�ldat�lmas�” gerekmeyece�i gibi, onun kendisine “OKUTULMASI”ndan ve kendisine okunduk�a bu “okuman�n takip edilmesi”nden bahsedilmezdi.
“B�Z SANA OKUYORUZ, SEN DE OKUDUKLARIMIZI TAK�P ET.” denilmektedir. Mana soyuttur, okuma ise somuttur. Mana sadece kalpte-zihinde hâs�l olur; okunan �ey ise kalp ve zihin yan�nda kulakla i�itilir, hatta yaz�ya ge�irilmi�se g�zle de g�r�l�r. Bu demektir ki, vahiy anlam olarak peygamberin kalbine indirildi�i gibi laf�z olarak da indirilmi�tir. ��nk� sadece mana Hz. Peygamberin kalbine indirilmi� de�il, vahiy mele�i taraf�ndan lafz� her ne ise �yle okunmu�, el�i de manas� ve lafz�yla vahyi al�p vahiy kâtiplerine dikte ettirmi� ve muhataplar�na tebli� etmi�tir. Bu da bize g�steriyor ki, peygamber vahyi mana olarak ald� fakat bildi�i dille ifade etti, manay� kendisi lafza d�kt� �eklinde iddiada bulunanlar�n g�r��leri tamamen temelsizdir.
K�yâme sûresi 17. âyet gayet a��kt�r: “��phesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak Bize ait(bir i�)tir.”
Vahiy sadece kalbe ilka edilip zihinde toplanm�yor; bunun yan�nda kelime kelime yani laf�z olarak da okutuluyor, peygambere tekrar ettiriliyor. �stelik Rabbimiz vahyin “manas�n�” inzal edip kelimelerle ifade edili�ini Rasûl’�ne b�rakm�� olsayd�, ayn� âyetlerde “onu a��klamak da bize aittir” ifadesini kullan�r m�yd�? 19. âyette buyrulur ki: “Sonra muhakkak onu a��klamak Bize ait(bir i�)tir.” Bizim “a��klamak” olarak �evirdi�imiz kelime “beyan”d�r. Biliyoruz ki peygamberin, vahyi, oldu�u gibi insanlara tebli� etmek yan�nda; a��klama g�revi de var. Bu âyet, âyetlerin hangi anlamlara geldi�ini, nas�l anla��lmalar� gerekti�ini el�iye ��retenin da vahiy mele�i oldu�unu belirtmektedir. Beyan, Hz. Peygamber’in (s.a.s.), tabiri caizse Kur’ân’� tefsir etmesi, a��klamas�d�r. Bu i�i de kendisine vahiy mele�i ��retmi�se, bu durumda Kur’ân’�n anla��lmas�nda ilk ba�vurulacak g�venilir kaynak Hz. Peygamber’in s�nnetidir. Bu olayda dikkat edilecek husus, (Kur’ân’a arz y�ntemi de dâhil tahkîkî bir yakla��mla) g�venilir rivayetlerin uydurma (mevzû) olanlar�ndan dikkatle ay�rt edilmesi olmal�d�r (Ali Bula�, Tarihselcilerin Mana Laf�z Ayr�m� ve Tarihselci Tez A��s�ndan K�yâme Sûresinin 16-19. �yetlerinin Tefsiri, 25. 01. 2019, alibulac.net)
Bu t�r Kur’ân’a ��phe d���ren delilsiz uydurma tezler hep Bat�l� oryantalistlerin de etkisiyle g�ndeme getirilmektedir. Nitekim oryantalist Rudy Paret’in de, “�yetler ve �slâm Tarihi” �al��malar�nda “Allah metinler halinde vahiy indirmemi�, tarihsel �artlar� yorumlayabilecek sezginin �n�n� a�m��t�r demek daha do�ru olur” �eklinde tarihselcilerle ayn� ama�l� beyanlarda bulunarak Kur’ân hakk�nda ��pheler olu�turan yorumlar ortaya koydu�u bilinmektedir. Bu t�r �slâm d��manlar�n�n ve modernitenin etkisiyle baz� ilâhiyat�� akademisyenler de ayn� ��pheleri sûret-i haktan g�r�nerek M�sl�man halklara yaymaya �al��maktad�rlar. Rabbimizin “Kelimeleri yerlerinden kayd�rarak (tahrif edip) de�i�tiriyorlar.”(5/Mâide, 13) dedi�i hâl, ayn� zamanda bu t�r sapmalara da i�aret etmekte de�il midir? Kelimeler Allah’tan olmasa, Allah “KEL�MELER�N TAHR�F�NDEN, KEL�MELER�N KONULDU�U MEVZULARDAN DE���T�R�LMES�”nden bahsetmezdi. ��te bu kesimlerin, insanlar� bu sapk�nl�klar�na �a��r�rken, uydurduklar� fikirlerin Allah’�n murad� ve �slâmî oldu�unu iddia ve iftira etmeleri ise, insanlar� “Allah ile aldat�p” bât�l yollara iknâ etme �abas�ndan ba�ka bir �ey de�ildir. (Mehmet Pamak, �eytan Tuzaklar�ndan Korunmak, s. 249)
Kur’an, tamamen Allah s�z�d�r. Kelimelerinin se�ili�i, c�mlelerinin kurulu�u, âyetlerinin tertibi, laf�zlar� ve manas� ile tamamen Allah’a aittir. Bu konuda vahiy mele�i ve Peygamberimiz sadece birer el�i, birer vas�tad�r. “��TE O K�TAB (KUR’AN); ONDA ASLA ��PHE YOKTUR.”(2/Bakara, 2). Allah’�n s�z� oldu�u konusunda hi�bir ��phe yoktur. �yette el-Kitab diye Kur’an’dan bahsediliyor. Kitabda s�z vard�r, yaz� vard�r. Kur’an da okunan ve toplanm�� olan demektir. Allah’tan indirilen Kitab ve Kur’an oldu�una g�re s�z ve okunacak bir metin s�zkonusudur.
“Allah, kendi i�inde uyumlu, ger�ekleri tekrar tekrar dile getiren bir kitap olarak s�zlerin en g�zelini indirdi…” (39/Z�mer, 23). Dikkat edilirse, “s�zlerin en g�zelini” indiren Allah’t�r. Manan�n denilmiyor, s�zlerin en g�zeli deniliyor.
“Biz, vaktiyle Mûsâ’ya kitab� indirmi�tik” (41/Fuss�let, 45). O kitab�n �zelli�i ne idi? “Levhalarda Mûsâ i�in her konuya dair ���d� ve her �ey hakk�nda gerekli a��klamalar� yazd�k…” (7/A’râf, 145). Mûsâ aleyhisselâm’a verilen Kitab, levhalar halinde idi, g�kten o �ekilde indirildi. Hz. Musa’ya mana olarak inmedi�i, levhalara yaz�l� olarak s�zler, kelimeler, c�mleler halinde indi�i gibi, Muhammed aleyhisselâm’a da Kitab, s�z olarak indirildi.
Allah, kendi kitab�n� korumaya alm��t�r. “Hi� ��phe yok ki o Zikri / Kur'ân'� Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz'iz.”(15/Hicr, 9). Korunan sadece mana m�d�r; elbette Kur’an dedi�imiz s�z ve manan�n b�t�n�d�r. Korunan, kelimesi kelimesine b�t�n Kur’an’d�r. E�er manay� Peygamberimiz kendisi dillendirseydi, ba�ka zaman ayn� kelimelerle dillendiremeyebilir, anlam� ayn� kalmak �zere farkl� �ekillerde dillendirdi�i olurdu. Ayn� anlam�, her zaman ayn� kelimelerle dillendiremeyebilirdi. Hâlbuki, Peygamberimizin bir defa okudu�u âyeti, hi�bir zaman en k���k bir de�i�iklikle okudu�u vâki de�ildir. Demek ki, o Rasulullah’�n s�z� de�ildir. �nsan, kendi s�z�n� kelimesi kelimesine her zaman, hele �st�nden seneler ge�ti�i halde, y�zlerce sayfa tutar�ndaki kendi s�z�n� kelimesi kelimesine aynen tekrarlayamaz. Kur’an’�n s�zlerini Rasul kendisi tespit etseydi, kendi hatalar�n�, Zeyneb’le ilgili durumlar�, �irk ko�arsan can damar�ndan yakalar�z gibi tehdit ifade eden s�zleri bu �ekilde dillendirir miydi?
“B�Z SANA KUR’AN’I OKUTACA�IZ; B�R DAHA ASLA UNUTMAYACAKSIN.” (87/A’lâ, 6). Demek ki okutulacak bir kitap var, kitapta s�zler vard�r ve o s�zleri Peygamberimize okutan da Allah’t�r.
“EL�F L�M R�. BUNLAR APA�IK K�TAB’IN �YETLER�D�R. D���N�P ANLAYAB�LES�N�Z D�YE B�Z ONU ARAP�A B�R KUR’AN OLARAK �ND�RD�K.” (12/Yusuf, 1-2). Mânâ olarak Peygamberimizin kalbine inmi� olsa ve Peygamberimiz onu kelimelere d�km�� olsayd�, Allah “Arap�a bir Kur’an olarak indirdik” demezdi. Laf�z Allah’tan olmasayd�, b�t�n insanlara meydan okuyup bir benzerini getiremezsiniz demezdi (2/Bakara, 23).
“Kur’an elbette de�erli bir el�inin s�z�d�r.” (69/Haakka, 40). Bu de�erli el�i, Rasulullah m�d�r acaba? Rasulullah’a �air diyorlard�, kâhin diyorlard�. “O B�R �A�R S�Z� DE��LD�R. NE DE AZ �NANIYORSUNUZ! O B�R K�H�N S�Z� DE DE��LD�R. NE DE AZ D���N�YORSUNUZ!” (69/Haakka, 41-42). Demek ki, bu rasul�n (el�i), Muhammed (a.s.) de�il de, Cibril oldu�u anla��l�yor. �ster Cibril, ister Muhammed (a.s.) ikisi de el�idir. El�i, el�ili�ini yapt��� zat�n s�zlerini nakleder. Cibril el�i olarak bu s�zleri getirmi�. Nereden getirmi�? “O, âlemlerin rabbi taraf�ndan indirilmi�tir.” (69/Haakka, 43). Kur’an’�n Peygamber s�z� olmad��� kesin �ekilde belirtiliyor:“E�er peygamber kendi s�zlerinden baz�lar�n� bize isnad etseydi, Elbette onu k�sk�vrak yakalard�k. G�c�n� kuvvetini elinden al�rd�k. Sonra onun can damar�n� kopar�rd�k. Hi�biriniz buna engel olamazd�n�z.” (69/Haakka, 44-47). B�rak�n Kur’an’�n b�t�n�n�, kendi s�zlerinden baz�lar�n� bile Allah’a isnad etseydi, onun can damar�n� kopar�p ona izin vermeyecek Allah vard�. Nas�l olur da b�t�n bunlara ra�men bir m�sl�man, Kelâmullah/Allah’�n kelâm�, s�z�ne, Allah’�n de�il, Peygamber’in s�z� diyebilir?
Unutmamak gerekir ki �eytan, Allah'a kar�� bilmedi�imiz �eyleri s�ylememizi emreder (2/Bakara, 169). Bir m�’min, s�yledi�i s�zlerin Allah’a iftira olma ihtimalini d���nerek �rpermeli de�il midir? “Allah’a yalan uydurarak iftira eden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? ��phesiz ki o zâlimler, kurtulu�a ermezler.” (6/En'âm 21)