Ahmed KALKAN

10 Aral�k 2020

MUSTAFA �ZT�RK�E KIZIP BENZER SU�LARI ��LEYENLER

Mustafa �zt�rk’�n “Kur’an Allah’�n s�z� de�ildir” demesi, yeterli ve ilmî a��rl��� olan kaliteli ele�tirilere muhatap olmasa da, k�smen ele�tirildi. Bana g�re s�rpriz ve umulmad�k bir s�z de�ildi. Hele �zt�rk’�n tarihselci oldu�u bilinince bu onun gayet do�al bir anlay���d�r, onun bu s�z� s�ylemesi gayet do�ald�r, demek gerekti�ini d���n�yorum. Ancak, su�u sadece �zt�rk’e y�klemenin âdil olmad���n�, bu su�un asl�nda �ok yayg�n oldu�unu s�ylemek gerekiyor. �zt�rk’� su�layanlar�n da ne kadar�n�n bu konuda ne kadar mâsum oldu�unu de�erlendirmek icap ediyor. Asr-� saâdeti hâri� tutarsak, bin seneyi a�k�n bir zaman i�inde Kur’an’a d�n���n en yo�un oldu�u d�nemleri ya��yoruz. Bunun �ok �nemli, hayatî bir de�i�im oldu�unu s�ylemek gerekiyor, ama s�yleyemiyoruz. Kur’an’a d�n���n rahmet ve bereketini, fayda ve hayr�n� g�remiyoruz. ��nk� Kur’an’a Kur’an’�n istedi�i gibi yakla�m�yor Kur’an’� �ne ��kartt���n� d���nenler. �htilaflar� ��z�me kavu�turmak i�in okunup teslim olunmas� gereken Kur’an’� nice ihtilaflar�n kayna�� gibi g�rmeyi ve g�stermeyi nas�lsa ba�arabilmi�iz. T�m m�’minlerin karde� oldu�unu belirten Kur’an’� ba�ka m�’minlerin sap�kl���n�n, hatta kâfirli�inin kan�t� olarak g�rebilmi�iz meselâ. Hemen herkes Kur’an’� dil m�zraklar�n�n ucuna asm��, kar��s�ndaki karde� olmas� gereken m�sl�manlarla sava��yor. Birbirlerini a��klayan âyetleri birbiriyle �arp��t�r�yor. Ba�kas�n�n Kur’an anlay���n�n yanl��l���n� g�r�yor, ama kendi Kur’an anlay���n� hi� sorgulam�yor cemaatler ve �ah�slar. �yle bir duruma geldi ki m�sl�manlar�n ba�ka m�sl�manlar�n din ve Kur’an anlay��lar�n� ele�tirileri �o�unlukla do�ru, ama o ba�kalar�n�n da o ele�tiren kimselerin Kur’an anlay��� hakk�ndaki ele�tirileri de do�ru. Canl� Kur’an denilecek, “�u kimse veya kimselere bak, Kur’an’� tan�” demeyi hak edecek Kur’an nesli yok.

Mustafa �zt�rk gibi ciltlerle Kur’an tefsiri yazmaya �al��an ve Kur’an’la, tefsirle ilgili onlarca kitab� bulunan kimsenin Kur’an anlay��� sakat. Adam daha Kur’an’� Allah’�n kitab� olarak kabul etmiyor, ama ba�kalar�na Kur’an’� anlat�yor. �yi de sadece bu �lâhiyat profes�r� de�il, daha kendisinin anlamad���, inanmad��� bir kitab� g�ndemle�tiren. Onu a��r ifadelerle su�layanlar�n da ondan, fazla bir fark� yok. Soyad� �zt�rk olan bir ba�ka �lâhiyat profes�r�n�n Kur’an’la g�zelle�ece�i yerde, nas�l giderek deizme kayd���na �ahit olduk. Bana s�rpriz gelmiyor �lâhiyat profes�rlerinin, akademisyenlerin tarihselcili�e meyletmesi, Kur’an’a teslim olmamas�. Bu kimselerin �o�u, devletin dinini Allah’�n dinine tercih etmi�, tâ�utlara, zâlimlere hi� s�z etmemi�, okullardaki puta tapmaya, devletin laik ve Kemalist bir k�f�r devleti olmas�na tepki vermemi� insanlar. Kur’an’la insanlar� uyarmas� gerekirken, Kur’an’la insanlar� uyutmay� tercih eden kimseler. Hi� s�rpriz de�il devletin din ��retti�i kurumlarda devletin kitaps�zl���n� ele�tirmeyen insanlar�n Allah’�n kitab�n� ele�tirmeleri. �yi de, bu problem sadece devlet okullar�n�n problemi de de�il. Sanki medreselerdeki âlimlerin, yurt d���nda e�itim alm�� kimselerin istisnalar d���nda Kur’an anlay��lar� Kur’an’�n istedi�i gibi mi?

Gelin, hidâyet kitab� olan Allah’�n kitab�na yakla�man�n, ama yanl�� yakla�man�n �rneklerini ba�l�klar halinde g�relim.

  • �u iddiay� savunanlar: "Kur’an anla��lmaz. M�sl�manlar, Kur’an okuyorlar, ilimleri yeterli olmad��� halde, Kur’an’� anlad�klar�n� san�yorlar. Arap�alar� yok veya yeterli de�il, âlim de�iller. Buna ra�men Kur’an âyetlerini g�ndem ediyorlar. Hâlbuki kendileri Kur’an’la me�gul olacaklar�na âlimlerin o âyetlerden anlad�klar�n� ��renmeleri ve âlimlere uymalar� gerekir."
  • Kur’an yerine hadis rivayetlerini merkeze almak, selefin o ayetleri anlad���n�n d���na ��kmamak, Kur’an âyetlerini ilk �� nesil nas�l anlad�ysa o anlay���n d���na ��kmak, dalâlettir, sap�kl�kt�r diye kabul etmek. Unutuluyor ki, Kur’an k�yamete kadar insanlara hidâyet vermek, her d�nemdeki insanlar�n temel problemlerini ��zmek i�in g�nderilmi�tir. Eski âlimler, kendi d�nemlerindeki problemlere ��z�m getirmi� olabilirler. Onlar�n bug�nk� problemleri bilmeleri m�mk�n de�il ki, ��z�m getirebilsinler.
  • Modernistler ve onlardan biri olan �zt�rk tarihselcili�i savunuyor. Baz� âyetlerin h�km� g�n�m�zde uygulanmaz, onlar sadece belirli bir zamanda uygulanmak i�indi diyorlar. Bu anlay��� �iddetle ele�tiren gelenek�iler de asl�nda benzer �eyi savunuyorlar. Baz� âyetlerin h�km� nesh edilip kald�r�lm��t�r. O âyetler bir-iki sene i�inde h�k�ms�z hale gelmi�tir. O âyetler formalite icab� Kur’an’da yer al�r, onlar h�k�ms�zd�r, g�n�m�zde uygulanmaz diyebiliyorlar. Halk�n da ��yle demesine sebep oluyorlar: “Do�rudur, Kur’an b�yle diyor olabilir. Ama o eskidendi. �imdi zaman de�i�ti…”
  • �zt�rk ve benzerleri diyor ki: "Kur’an, Allah’�n s�z� de�ildir, Rasul�n s�z�d�r." Baz�lar� da diyor ki; "Rasul ne s�ylediyse vahiydir. O, hi�bir zaman kendi kafas�ndan konu�maz, onun s�zleri de korunmu�tur. Hatta, hadis rivayetleri Kur’an’�n baz� âyetlerinin h�km�n� yok sayd�r�r, nesh eder. Kur’an’�n h�k�mlerinden �nce hadis rivayetlerini merkeze almal�, âyetler o rivâyetlere ters d���yorsa âyetler te’vil edilmeli veya nesh edildi�i belirtilmelidir." Bu iddialar�n inand�r�c� olmas� i�in, Kur’an’la ba�da�masa da o g�r��te âlimlerin ittifak etti�ini, hakk�nda icmâ oldu�unu iddia etmek, delil isteyene Kur’an gibi kutsalla�t�r�lan filan âlimin eserini nass gibi de de�il nassa y�n verecek �ekilde tekrar etmek. Peygamberimizin s�yledi�i t�m s�zler de vahiy ve korunmu� ise, Kur’an’�n da temel �zelli�inin vahiy olmas� ve Allah’�n korumas� alt�nda oldu�una g�re, Kur’an’la hadisler, yani Rasulullah’�n s�zleri aras�nda pek bir fark kalmam�� oluyor. Bu kabul�n �zt�rk ad�n� koymu�; Kur’an Rasul�n s�z�d�r diye.  �zt�rk’�n “Kur’an Allah’�n s�z� de�il, Rasûlullah’�n s�z�d�r” demesi, “ha âyet, ha hadis kabul edilen rivâyet, ikisi e�ittir” diyen gelenek�ilerin g�r���ne yakla�mas� a��s�ndan onlar�n takdir edip alk��lamas� icap eden bir s�ylemdir. Niye (sadece) �zt�rk’e k�z�yorsunuz? Bakm��, “Kur’an �efaat t�m�yle Allah’a attir” demi� kabul g�rmemi�, zinan�n cezas� 100 sopad�r dedi�i i�in neredeyse y�z sopay� yiyecek kadar su�lanm��, “�yleyse Allah’�n emri de�il, Rasul’�n emri diyeyim de bu su�lanmalardan kurtulay�m” diye d���nm�� olmal�. 
  • Kur’an h�k�mleri sanki bu d�neme hitap etmiyor gibi g�n�m�zdeki e�itim ve bu bahane ile heykellere tapma anlay���na, câhiliyyenin her t�rl�s�n�n �zg�rce ya�and��� sosyal ya�ay��a, tâ�utî d�zene ve siyasi uygulamalara y�nelik, putlar� reddetmeyen, demokrasiyi savunan ve Allah’�n indirdi�i h�k�mler yerine kendileri h�k�m ve kanun ��kar�p ilahl�k taslayanlar� �ven anlay�� ve ya�ay��a sesini ��karmayan yakla��m, eski âlimlerin zaman�nda bu kadar a��k k�f�r uygulanmad��� i�in onlar�n bu konulara bahsetmedi�inden, g�ncel �irk ve tu�yan hakk�nda bir �ey s�ylemeyen, s�ylerse te’vil edip �arp�tacak �ekilde k�fr� aklayarak g�ndem eden anlay��. 
  • M. Kemal de �yle diyordu: “Kuran'�n yasalar�n� Muhammed yazm��t�r. Muhammed'in koydu�u esaslar�n toplu oldu�u kitaba Kur'an denir.” (Kaynak: M. Kemal'in emriyle liselerde okutulan tarih kitab�, 2. Cilt, 1938). "Atat�rk"� reddetmeyen, tam tersine, onu merkeze alan e�itim sisteminde �zt�rklerin yeti�mesi gayet do�ald�r. Ancak, halk da, halk�n tasvip etti�i y�netim de belirli �l��de de olsa Atat�rk��d�r. Devlet Atat�rk��d�r, zâhire g�re iktidar da Atat�rk��d�r, laikli�in �slam’a ters olmad���n� iddia edecek kadar laikli�i benimser. "Atat�rk"�n se�ti�i din olan laikli�e, be�erî anayasa ve yasalar� kabul etmeye ses ��karmayan kesimler… Allah’�n Kitab� ile de�il, kendilerinin uydurduklar� kanunlarla insanlar� y�neten bir devlet sistemine itiraz eden ne âlim, ne cemaat, ne M�sl�man fertler kalm��t�r. Bu yakla��m, Kur’an’� Allah’�n kitab� kabul etmi� mi say�l�yor?
  • “Muhammed e�ittir Allah” diyen tarikat��lar�n, �eyhlerini ve yat�r dedikleri �l�leri yar� tanr� kabul edenlerin ve tasavvufu �slâm’� tahrif eden bât�l bir zihniyet olarak g�rmeyenlerin Mustafa �zt�rk’� ele�tirmeye haklar� var m�d�r?
  • Bilindi�i gibi, Kur’an’�n bir mislini insanlar�n getiremeyece�ini Kur’an meydan okuyarak belirtir: “Kulumuza indirdi�imiz kitaptan dolay� bir ��phe i�inde iseniz onun misli/benzeri bir sûre de siz getirin, Allah’tan ba�ka tapt�klar�n�z� da yard�ma �a��r�n; e�er iddian�zda samimi iseniz!” (2/Bakara, 23). Kur’an b�yle derken; uydurma bir rivayeti Peygamberimize atfedip onun “Kitap ve onun bir misli bana verilmi�tir” dedi�ine inanan bir zihniyet, Mustafa �zt�rk’ten �nce kendisini sorgulamal�d�r.
  • Hz. �mer’e de iftira at�p ona “Halk�n �mer Kur’an’a ilave yapt� demelerinden korkmasayd�m, bu recim ayetini Kur’an’a ilave ederdim” dedirten, recim âyetini ke�inin yedi�ine inan�p Allah’�n korumay� �zerine ald��� ayetlerini koruyamad���na inanan kimselerin Mustafa �zt�rk’� k�namaya haklar� yoktur. ��nk� Allah’�n kitab�n� Allah kendisi korur, (hâ�a) korumad���na ve eksik oldu�una g�re Allah’�n kitab� olamaz anlay���na kap� a�an kimseler, Allah’�n kitab�n� nas�l savunacaklar?
  • Mustafa �zt�rk’� k�yas�ya ele�tirip, Ubey bin Kâ’b’�n Kunut duâlar�n�n Kur’an sûreleri oldu�unu iddia etti�ini hi� ele�tirmeden nakleden, Abdullah bin Mes’ud’un Felak ve Nâs sûrelerinin Kur’an’dan olmad���n� iddia etti�ini kabul ederek bunu gayet normal bir iddia imi� gibi ele�tirmeyen anlay���n Mustafa �zt�rk’� su�lamaya ne kadar hakk� vard�r?

Tabii, bunlar� yazd�m diye �zt�rk’� de b�rak�p beni su�layanlar ��kacak, ama Kur’an’a, �u âyete ters d��t�n diye de�il; baz� âlimlere, baz� rivayetlere ters bir anlay��� savundu�um i�in, bu gerek�e ile, yani Kur’an’�n yerine ba�ka temel referans kayna�� koyarak su�layacaklar. 

Kur’an diyor ki: “Do�rusu bu Kuran sana ve �mmetine bir ���tt�r, siz ondan sorumlu tutulacaks�n�z.” (43/Zuhruf, 44)