Ahmed KALKAN

09 Temmuz 2022

BAYRAMLARI BAYRAM YAPAN, ALLAH'A YAKLA�MA �UURUDUR

Bayramlar, ne�e ve sevinç günleridir. �slâm, kendi toplumunu huzur ve sevincin zirvelerine t�rmand�ran kendine has özel günler tesbit etmi� ve tüm ba�l�lar�n� bu günlerde birbirleriyle kayna�t�rm��t�r. Dinimiz, her �eyde oldu�u gibi bayram konusunda da orta yolu seçmi�tir. Dejenere olmu� toplumlarda görülen bayram enflasyonu da, insan do�as�na ayk�r� bayrams�zl�k da, f�trat ve denge dini �slâm'da do�ru görülmemi�tir. Her toplumun, kendi inançlar�na göre, kendine has bayramlar� oldu�u gibi; Medine �slâm devletinin kurulu�undan bugüne bütün �slâm âleminde kutlanan, bu ümmetin de iki bayram� vard�r: Biri Kurban, di�eri de Ramazan Bayram�.

�slâmî karde�li�in, dayan��ma ve huzurun perçinlendi�i bu mübârek günler, müslümanlar�n huzur, mutluluk, dostlarla dayan��ma ve en büyük dost Allah’a yak�nla�ma günleridir. Hz. Peygamber Mekke'den Medine'ye hicret etti�i zaman, Medinelilerin iki bayram� oldu�unu ö�rendi. Medineliler bu bayramlar�nda oyun oynar ve e�lenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber, bu günlerin bayram olarak devam etmesini kabul etmedi ve �öyle buyurdu: “Allah Teâlâ size kutlad���n�z bu iki bayrama bedel olarak daha hay�rl�s�n�, Ramazan Bayram� ile Kurban bayram�n� lûtuf olarak vermi�tir.” (Ebû Davûd, Salât 239, Nesâî, Iydeyn 1; Ahmed bin Hanbel, Müsned, III/103, 178). Bu Peygamberî tav�rdan yola ç�karak, bir müslüman, bu iki bayram�n d���nda ba�ka bir bayram kabul edemez.

Ramazan bayram�, oruçla, nâfile namazlarla, infak ve ikramlarla Allah'a yakla�an, sosyal dayan��ma içinde zenginin fakirin haliyle hallendi�i bir ortam�n sonucunda hak edilen �lâhî bir arma�and�r. Ramazan'daki kulluk okulunun diploma törenidir. “Allahu ekber, Allahu ekber!” �eklinde yüksek sesle getirilen tekbirler de bu co�kunun d�� âlemle payla��lmas�d�r. Bu özel namaz ve tekbirler, benzetme yerinde ise, Yarat�c� ile bayramla�mad�r. Namazdan, bu güzel randevudan sonra insanlar aras� bayram ba�lar. Önce aile, sonra akrabalar ve daha sonra bütün müslümanlar birbiriyle bayramla��r; sesli tekbirler �eklindeki sloganlar da tabiattaki di�er varl�klarla bayramla�ma, onlarla selâmla�mad�r.

Namazs�z, ibâdetsiz bayram olmaz. Yüce Rasûl �öyle buyurmu�tur: "Bu günümüzde yapaca��m�z ilk �ey, namaz k�lmakt�r." (Buhârî, Iydeyn 3; Müslim, Edâhî 7). Bayramlar Allah'a yak�nl�k ve kulluk zamanlar�d�r. Her iki bayramda bayram namaz� k�l�nmadan bayram ba�lamaz. Hac'da, önce �eytan ta�lan�r, sonra bayram ba�lar. �eytan� ma�lup etmeden, �eytanlara ta� atmadan mü'min bayram yapmaz. Bayram�n ilân� çokça ve yüksek sesli tekbirlerle olur. Allah'�n en büyük oldu�u, O'nun d���ndaki �eylerin çok da önemli olmad��� ilân edilir bayramlarda. "Bu bayram günleri, yeme içme ve Allah için zikir günleridir."

Secdelerle, iç dünyam�z bayrama kavu�ur. Sevincin en yüksek doza ç�kt��� bu günlerde ölüm ve ölüler de unutulmaz. Di�er âlemde ya�ayan akrabalarla bayramla��l�r. Bayramlar s�la-i rahmin icrâ edilmesi �eklinde ya�ayan dostlarla beraberlik oldu�u gibi, hayattakilerle ölüler aras�nda da bir köprüdür. Böylece müslüman�n sevincine tatl� bir hüzün ve ölüm ötesi duyarl�l�k kat�lacakt�r.

Bayram günlerinde bo�az�m�za dizilen ac� bir soru: "Kâfirlerin emrinde ve onlar�n oyunca�� konumunda, çe�itli zulümlere muhâtap, zillet içinde ya�ayan dünya co�rafyas�ndaki günümüzün müslümanlar�, nas�l sevinip bayram yaps�nlar, bayram yapmaya haklar� var m�d�r?"

Esas bayram, gerçek bayram; �slâm'�n her �eyimize, bireysel, sosyal ve siyasal hayat�m�za hâkim olmas�yla, Allah'a hakk�yla kulluk sergilememizle ortaya ç�kacakt�r. Bayramlar Allah'a kullu�un neticesi, Allah'a yakla�man�n sembolleridir. Esas bayram, tâ�utlar�n Cehenneme çevirdi�i dünyay� Cennete benzetti�imiz ve Cenneti hak etti�imiz gün olacakt�r. Bayram bir liyâkattir. Kazançlara bayram; kay�plara mâtem yap�l�r. Kur'an'�n (sosyal ve siyasal hayata yans�mas� gereken tüm hükümleriyle) mahkûm, dünyan�n da zindana döndürüldü�ü bir zamanda, bayram yapmaya ne kadar hakk�m�z oldu�unu dü�ünmeliyiz. Medine �slâm Devleti kurulmazdan önce Mekke’de, Habe�istan’da ya�ayan müslümanlar�n bayramlar� yoktu. Bugün küfrün egemenli�i alt�nda ya�ayan, müslümanca ya�ama hakk�n� elde edemeyen müstaz'af müslümanlar�n bayram yap�p sevinmeye ne kadar haklar� olabilir?

Bayramlar Allah'a kullu�un neticesidir. Tüm vücuduna ve nefsinin arzular�na oruç tutturan ve kendini Allah'a aday�p nefsini ve sevdiklerini kurban edebilenlere Allah'�n birer lütfudur Ramazan ve Kurban Bayramlar�. Bu anlay��tan uzak ya�ayanlar olsa olsa �eker ve Et Bayram� kutlarlar. Bayramlar, sadece bir sevinç günü de�ildir. Ayn� zamanda �ükür, zikir, di�er mü’minleri hat�rlama, muhâsebe ve derlenip toparlanma günleridir. Gönül arzu ederdi ki, bayrama �slâm âleminin gülen yüzü ile girelim ve sevinip bayram yapmaya hak kazanal�m.

Bütün bunlarla birlikte, unutmamal�y�z ki, her çe�it a��r�l�k dinimizde yasaklanm��t�r. Allah’�n müslümanlara ihsan etti�i bayramlar� kabul etmemek, o günleri di�er günlerden farks�z görmek dinin tasvip edece�i bir husus de�ildir. Bayram� ç�lg�nca e�lenip Allah’a isyan ederek geçirmek, nas�l bayram rûhunu katlederse; Allah’�n bayram yapmam�z� istedi�i günleri kabul etmemek de bir isyand�r. Allah’�n Rasûlü �öyle der: "Ey Ebû Bekir, her toplumun (kendi inanc�na göre) bayram� vard�r. Bu (Ramazan ve Kurban Bayram�) bizim bayram�m�zd�r." (Buhârî, Iydeyn 3; Müslim, Salâtu'l-Iydeyn 16). Bu bayramlar�n ne�e ve sevinç günleri oldu�unu yine bizzat Hz. Peygamber ifade buyurmu�lard�r. (Bkz. (Buhârî, Iydeyn 2 ve Müslim, Salatu'l-Iydeyn 16). Bayramlarda sevinçli oldu�unu aç�kça ortaya koymak �slâm'�n prensiplerindendir. Biteviye ak�p giden sosyal hayat�n monotonlu�u bayramlarla k�r�larak akraba, e� ve dostlar ziyaret edilmekte, fakirler hat�rlanmakta, yetimler sevindirilmekte, küsler bar��t�r�lmakta, Allah’a daha fazla ilticâ edilmektedir.

Bayramlar yine, yenilip yedirildi�i, içilip içirildi�i ikram günleridir. Akraba ve e�-dost ile beraberce bu günün mutlulu�u payla��l�r. Bunun için de bayramlarda oruç tutmak Hz. Peygamber taraf�ndan yasaklanm��t�r (Buhârî, Savm, 66; Ahmed b. Hanbel III/34, 35). Fakat bayramlar yukar�da belirtilen hedeflerinden de sapt�r�lmamal�d�r. Zira bayramlar sadece yemek, içmek ve tatil yapmaktan ibaret de�ildir. Bu gerçe�i göz ard� edip cemiyet hayat�n� düzenleyen ve aradaki uçurumlar� kald�ran böyle bayramlarda, tatil bahanesiyle toplumdan kaçarak bir deniz kenar�nda ya da lüks bir otelde vakit öldürmek, her �eyden önce bu bayramlar�n fazîlet ve sevab�ndan mahrum kalmakt�r.

Di�er taraftan bu bayramlar �slâm'�n vakar ve �ahsiyetini, olgunluk ve yüceli�ini gösteren müesseselerdir. Bu hakikati görmek için, Güney Amerika karnavallar� ile Avrupa'n�n fa�inglerini ve y�lba��/noel bayramlar�n�, �slâm'�n bayramlar� ile kar��la�t�rmak yeterlidir. �slâmî bayramlar, arkas�nda tatl� hat�ralar, yetim ve kimsesizlerle, fakirlerin mutluluk gözya�lar�n� b�rak�rken; yukar�da sayd���m�z di�er milletlerin bayramlar�, arkalar�nda sadece sefâlet, içki kokusu, yollarda metrelerle ölçülen pislik ve çöp, hepsinden de vah�isi içki ve alkolün sebep oldu�u nice �st�raplar ve ölüler b�rakmaktad�r.

Bayram günlerini e�-dost, h�s�m-akraba ziyaretle�meleri yerine; tan�d�klardan uzakla�ma ve hevâ istikametinde e�lenceyi tercih etme, son y�llarda ortaya ç�kan ve dünyevîle�erek lâle devrini hortlatmaya çal��an zenginler aras�nda giderek yay�lma temâyülü göstermektedir. Bayram vesilesiyle evden uzakla��p büyük masraflara katlanarak tatil ve e�lence yerlerine gidilmesi, bayram yapmak ad�na bayram rûhundan kaçmakt�r. Dinin bu iki mübârek ve kutlu günlerini bat�l� ve bât�l ölçülere göre kutlama ve dejenerasyon aç�s�ndan bir ölçüttür. "Para benim, bayram benim; diledi�im yerde istedi�im gibi bayram geçiririm; kim ne kar���r?" demeye hiçbir müslüman�n hakk� yoktur. Çünkü para ve her türlü mülk Allah'�n, bayram da �slâm'�n. Sen de müslümans�n. �slâmî örfe ters; misafirperverlik anlay���n� yok eden; kom�u, akraba, dost ili�ki ve dayan��malar�n� öldüren; fakir-zengin kayna�mas�n� engelleyen, nefsin arzu ve isteklerinin ön plana ç�kart�l�p uyguland��� bir bayram anlay���, hayat�m�z ve toplumsal huzurumuz için, nesillerimiz ve ahlâk�m�z aç�s�ndan tehlike i�aretidir. Özellikle çocuklar ve gençler bayram harçl�klar�n� gayr-� me�rû yerlerde harcamamal�, her türlü haram e�lence ve oyunlardan kaç�nmal�d�r. Müslümanca sevinip e�lenmesini bilemeyenler, sevinçlerinin yar�n sonsuz üzüntüye dönü�ebilece�ini hat�rdan ç�karmamal�d�r.

Bayramlar, bizi Allah’tan uzakla�t�ran de�il; Allah’a yakla�t�ran günler olmal�d�r. �nsan, Allah’a ne kadar itaat ve ibâdetle yakla��yorsa o oranda bayram yapmaya hakk� olur. Bir ay tutulan orucun, bu ayda verilen f�tra ve zekâtlar�n, teravih gibi ekstra namazlar�n, yani çe�itli ibâdetlerin yap�lmas�n�n sonunda Ramazan bayram� yap�l�r. Kurban kelimesi, kurbiyet; Allah’a yakla�t�ran ibâdet anlam�na gelir. Kurban; en de�erli varl�klar�m�z� �brâhim gibi gözünü k�rpmadan Allah yolunda fedâ etmenin; gerekti�inde de �smâil gibi kendi can�m�z� hiç çekinmeden O’nun için verebilmenin sembolüdür. Bayram, namaz k�larak ba�lar, bu günde ekstra tekbirler ve zikirler vard�r. Namazdan, ibâdetten kopuk bir bayram anlay��� dinimizde yoktur. Allah’tan gâfil geçirilen günler bayram de�ildir.

Yine, bayram vesilesi ile, insan� Allah'a yak�nla�t�rma �öyle dursun; O'ndan uzakla�t�racak TV. özel e�lence programlar�n�n, dinle ve dinin mukaddesât�yla alay etme ve hakaretler ya�d�rma anlam�na geldi�ini bilmek zorunday�z. Zira bayram süresince geceli gündüzlü yay�na konulan TV. kanalizasyon pislikleriyle bayram�m�z� kutlamak ad�na içini/ruhunu bo�alt�p isyanlarla dolduranlar, bu iki bayram �slâm'�n ve müslümanlar�n bayram� oldu�u halde, en rezil e�lencelerle müslüman mahallesinde salyangoz satmay� âdet edinenlerdir. Ço�u programlara bakt���n�zda kendinizi bir bat�l� ülkede karnaval ve fa�ing gösterileri aras�nda bulur, bayramlar� �eytanlara yak�nla�ma ve Allah'a isyan günlerine çevirenlerle beraber olursunuz.

Gusül abdesti ile bedenimizi, temiz ve güzel elbiselerimizle d���m�z� bayrama uygun hale getirdi�imiz gibi, ruhumuzu da bayramda fazladan tekbir, tefekkür, zikir ve benzeri güzelliklerle ar�nd�rmam�z gerekmektedir. Kur'an ve Sünnetin çok önem verdi�i s�la-i rahmi icrâ, yani yak�nlarla ziyaret, telefon, mektup gibi araçlarla tebrikle�erek ihyâ etmeli, büyüklerin aya��na, dostlar�n evine gitmeli, çocuklar�, muhtaçlar�, yetim ve dullar� sevindirmeliyiz. Bayram ziyaret ve görü�melerinin �slâmî tebli� için büyük bir f�rsat ve imkân oldu�unu unutmamal�y�z. Hasta ve ölüleri ziyaret ederek veya en az�ndan duâlar göndererek hat�rlamal�y�z. Maddî ve mânevî zulümlerle kâfirler taraf�ndan ezilen insanlar�, aziz olmas� gereken zelîl müslümanlar� dü�ünmeli, onlarla dayan��ma içinde olmal� ve kavlî ve fiilî duâlar yollayabilmeliyiz. Her �eyden önemlisi, Arefe gecesi ve bayram gün ve geceleri umumî af günleridir. Bu günleri de�erlendirmeli, böyle zamanlarda co�an rahmet çe�mesinden yararlanmak için kaplar�m�z� nereye tutaca��m�z� bilmeli, al�c�lar�m�z� esas al�nmas� gereken yere ayarlamal�y�z. En büyük insan öyle buyuruyor: "Kim, sevab�n� Allah'tan ümit ederek Ramazan ve Kurban Bayram�n�n gecelerini ibâdetle ihyâ ederse, kalplerin öldü�ü gün onun kalbi ölmeyecektir." (�bn Mâce, S�yâm 68). Rabb�m�z�n say�s�z nimetlerinin fark�nda oldu�umuzun ni�ânesi olarak �ükür, dilimize ve yüzümüze yans�mal�. Evet içimiz a�lasa bile tebessüm yüzümüzden eksik olmamal�.

Câmiler de bayram yapar bayramlar� ve bayram say�lan Cuma günleri. Di�er namazlarda onda biri bile dolmayan câmiler, bu bayramda genle�ir, hâlâ kalbinde küllenmi� iman bulunan insanlar� da ba�r�na basmaya, kuca��nda yer vermeye can atar, kendisini bunca zamand�r hat�rlamayanlara küsüp onlar� reddetmez. Ama, “müslüman�m” diyenler unutmamal� ki; her gün birkaç kez yeme�e ihtiyaç duydu�u gibi, günde be� kez mânevî g�dâlara da ruhunun ihtiyac� vard�r. A�ac�n kökü kururken, yapraklar�n� �slahla u�ra�mak gibidir; be� vakit namaza önem vermeyip ihmal etti�i halde, Ramazandaki teravih ve bayramdaki bayram namaz� için cemaate ko�mak. Çünkü tevhid en önemli farz, be� vakit namaz da iman�n isbat� anlam�nda büyük bir farz iken; teravih sünnet, bayram namaz� da baz� mezheplere göre vâcip, baz�lar�na göre sünnettir. �slâm a�ac�n�n kökü imand�r, tevhidî ilkelerdir; Allah'a isyan say�lan tüm davran��lardan, haramlardan kaçmak ve farzlar� yerine getirmektir. Bununla birlikte, müslüman da câmi gibi toplayan/ça��ran olmal�d�r; da��tan/uzakla�t�ran de�il. Cumadan cumaya, bayramdan bayrama aln� secdeye de�en, câmiye gelenler, cemaatin misafiri say�l�r, onlara ihsan ve ikram edilmelidir. Onlardan para istemek yerine; onlara bro�ür, kitap hediye etmek, maddî ve mânevî ikramlarda bulunmak gerekir. Ama gel gör ki, yard�m edilmesi gerekenlerden yard�m istenir, doktorun görevini ihmalinden dolay�, hastan�n doktoru tedâvi etmesini beklemektir bu.

Filistin ba�ta olmak üzere dünyan�n nice yerinde müslüman kan� akar, insan�m�za maddî ve mânevî her çe�it zulüm uygulan�rken, �slâm d��� ortam ve yap�lar ki�ileri Allah'tan koparmaya ve dünyevîle�tirmeye çabalarken, barda��n dolu k�sm�n� gösteren bayramlar da olmasa teselli kaynaklar�m�z iyice kuruyacakt�r. Gerçek bayramlara ula�mak temennîsiyle, hak edenlerin bayramlar� mübârek olsun!

(Not: Bu makale, A�ustos 2011 tarihinde bu sitede yay�nlanm��t�r.)