K�z �ocuklar�n� erkek �ocuklardan ay�rt etmeyi mahremiyet e�itimi zannetmi�iz
Pedagog Dr. Adem G�ne� ile Kitab�n Ortas� dergisi taraf�ndan yap�lan r�portaj� istifadenize sunuyoruz

Sizi biraz tan�yabilir miyiz? Neden pedagoji? Neden çocuk psikolojisi ve e�itimi?
Ankara’da do�dum, ilk, orta, lise e�itimimi Türkiye’de, üniversite e�itimimi ise Hollanda’da Rotterdam Üniversitesi’nde tamamlad�m. Hollanda pedagoji biliminde oldukça güçlü bir ülke, pedagoji alan�nda bir Nobel Ödülü olsayd�, san�r�m bunu Hollanda al�rd�. Çocuk haklar�, alternatif e�itim sistemleri ve çocuklarda davran�� bozukluklar�n�n ara�t�r�lmas� konusunda oldukça ba�ar�l� bir ülke. Öyle ki Montessori E�itimi Sistemi’nin kurucusu, Maria Montessori ya�ad��� dönemde ülkesindeki bask�lardan kaç�p Hindistan’a s���n�r. Onu orada bulup ülkesine getiren, Montessori felsefesinin yayg�nla�mas�n� sa�layan ülke yine Hollanda’d�r.
Çocuk e�itimi üzerine kurulmu� bir ülkede ya�ay�p da pedagojiden etkilenmemek pek de mümkün olmad�. 18 y�l Hollanda’da ya�ad�m, kendi kültürel de�erlerimden kopmadan, modern dünyan�n pedagoji alan�nda en güçlü ülkesinden ald���m e�itim ile kendimi çocuk dünyas�na çok yak�nla�t�rd���m� dü�ünüyorum. Türkiye’de pedagoji denildi�inde akla gelen ilk isimlerden biri olmak, birikimimi ülkemiz anne babalar� ile payla�mak bana kendimi iyi hissettiriyor.
Çocuk e�itiminde ilk s�rada yer alabilecek do�ru bilinen yanl��lar nelerdir?
San�r�m çocuk e�itiminde en temel yanl��, “A�aç ya� iken e�ilir” atasözünün yanl�� yorumlanmas�ndan kaynaklan�yor. Eskiler, “A�aç ya� iken e�ilir” demi�ler, ama biz, “A�aç ya� iken e�dirilir” diye anlam���z. Anne babalar çocuklar�n� terbiyesiz olacak, yanl�� yollara girecek diye daha çocuk ya�ta e�ip bükmeye çal���yorlar. Çocuklar� kötü insan olmas�n diye çok kayg�lan�yorlar. �nsan zaten iyidir, kötülük onu e�ip bükerken olu�ur. Do�as� bozulan ki�i h�rç�n oluyor, sald�rgan oluyor, doyumsuz oluyor… ��mar�k olmas�n diye yüz vermemek de büyüdü�ünde ezilmesin diye a��r� koruyucu davranmak da günümüz anne babalar�n�n en belirgin yanl���.
Çocuklarda mahremiyet e�itimi nas�l olmal� ve hangi ya�larda ba�lamal�d�r?
Mahremiyet e�itimi de ülkemizde y�llarca yanl�� anlamland�r�lm�� bir kavram. K�z çocuklar�n� erkek çocuklardan ay�rt etmeyi mahremiyet e�itimi zannetmi�iz y�llarca. Hâlbuki k�z� erkekten, erke�i k�zdan ay�r etmek, çocuklar�n di�er cinse kar�� daha yanl�� tutumlar sergilemesine neden oluyor. Mahremiyet e�itimi, duygular�n yönetilmesi e�itimidir. Çocu�un erken ya�tan itibaren duygular�n� nas�l yönetece�ini bilmeye ihtiyac� vard�r. Çocuk; kayg�s�n�, k�skançl�k duygusunu nas�l yönetece�ini bilmez bu duygular�n yönetimini erken ya�tan itibaren anne babas�ndan ö�renmelidir.
T�pk� bunun gibi cinsel duygular uyand���nda da bu duygular�n� nas�l yöneteceklerini bilmezler ve bunu da en yak�nlar�ndan ö�renmeleri gerekir. ��te erken ya�ta dönemsel olarak çocuklarda uyanan bu duygular�n tamam�n�n ad�m ad�m nas�l yönetilece�ini tarif eden e�itime, mahremiyet e�itimi denir. Mahremiyet e�itimi sadece cinsellikle ilgili de�ildir, bütün duygular�n yönetilmesini kapsar. Bana bir yetki verseler, anne babalar�n mutlak almas� gereken e�itim hangisidir diye sorsalar, hiç tereddüt etmeden “Mahremiyet E�itimi” derim.
Günümüz ailelerinin en temel sorunu
Çocuklar�n aile ile ba�lanma, aidiyet duygular�n�n kuvvetlenmesi veya zay�flamas� neye ba�l�d�r?
Aidiyet duygusunun zay�fl��� günümüz ailelerinin en temel sorunu. Çocuk bir aile içinde büyüyor ama o aile ile birlikte büyümüyor. Aile ile ba� kurmak yerine; televizyonla, telefonla, elektronik oyunlarla ba� kuruyor. Ailesinin temel de�erini alacak kadar vakti olmuyor. Anne babalar çocuklar�n�n yan�nda fiziksel olarak var oluyor ancak ruhsal olarak var olam�yorlar. Bu aidiyet duygusunun geli�mesine engel oluyor.
Çocu�un aile ile ba� kurabilmesi için �u 3 temel davran�� özelli�inin ailede olmas� gerekir:
- Fiziksel birliktelik,
- Duygusal temas,
- Zihinsel payla��m.
Aile üyelerinin her biri ayr� ayr� odalarda telefonlarda oyalan�yor ve fiziksel olarak bir arada olam�yorsa aidiyet duygusu geli�mez. Fiziksel bir arada olduklar� halde duygusal temaslar eksikse yine aidiyet duygusu geli�mez. Bu ikisi oldu�u halde zihinsel payla��mlar, dü�ünce payla��mlar�, sohbetler ve konu�malar yoksa yine aidiyet duygusu eksik kal�r, geli�mez.
Çocuklu�unda yeterince güven duygusu tadamam�� ki�iler yeti�kinlik y�llar�nda ne gibi sorunlarla kar��la��r?
Güven duygusunu tan�mam�� bir çocuk, yeti�kinlik y�llar�nda ya�ama sava� alan� gibi bakar. Zarara u�ramamak üzere sürekli kendini korumak zorunda hisseder. Çevresindeki ki�ilere ve hatta e�ine bile güvenemez. Bu güvenmeme, e�inin kendisini aldataca��ndan korkma �eklindeki bir güvenmeme de�ildir. As�l güvensizlik; kendini sevdiklerine teslim edememe, kayg� ve dirençleri ile ya�amak zorunda kalma hâlidir… Çocuklu�unda güven duygusu tadamam�� ki�ilere hayat tebessüm eder hâli ile görünmez.
Birçok yeti�kin cezas�z çocuk e�itimi olamayaca��na inan�yor. “Cezas�z E�itim” kitab�n�z ise toplum olarak çocuk e�itimine bak�� aç�m�z� kökten de�i�tirecek nitelikte. Cezas�z e�itim nedir?
“Cezas�z E�itim”, çocu�un bir birey oldu�undan yola ç�karak, onun ö�renme ihtiyaçlar�n� insan insana gidermeye çal��an bir e�itimdir. Bask�, zorlama, cezaland�rma gibi a�a��lama araçlar�n� kullanarak çocu�u edilgenle�tirmek de�il, çocu�un var olu�una sayg� duyarak, onun do�as�n� bozmadan, kendi mizac�na uygun bir �ekilde ki�ili�ini geli�tirmeye f�rsat tan�yan bir e�itimdir.
Ceza yöntemi ile e�itimin çocukluktan yeti�kinli�e ki�ilik geli�imine etkileri nelerdir?
En yal�n tan�m� ile ceza ile e�itilmi� ki�ilerde “Kendilik bozuklu�u” olur. Kendi gibi olmak yerine (zarara u�ramamak için) beklendi�i gibi olmay� yetenek haline getirir ve ki�ili�i bozulur.
Çocuklar� belli s�fatlarla etiketlemek ve s�n�fland�rmak do�ru bir yöntem midir? Onlar� etiketlemek ve s�n�fland�rmak geçmi�ten günümüze var olan bir �ey mi yoksa modern ya�am�n getirmi� oldu�u bir sorun mu?
Çocu�u s�n�flara ay�rmak ça�lar önce de vard�. Yeti�kinler her dönemde de�i�ik isimler alt�nda çocuklar� “Kafas� çal��anlar” ile “��e yaramayanlar” diye ay�rt etmeyi ba�ard�lar! Bu insana yap�labilecek en büyük sayg�s�zl�kt�r. S�n�flarda çal��kan ö�rencilerin öne oturtturmak, notu yüksek olan ö�renciyi herkesin içinde ödüllendirmek, s�n�flar� A-B-C-D gruplar�na ay�r�p A s�n�f�na çal��kan ö�rencileri yerle�tirip, tembelleri de D s�n�f�na doldurmak utanç verici bir uygulamad�r. Hâlbuki D s�n�f�ndaki çocuklar�n böyle bir etiketleme ile kendini iyi hissetmeyece�ini anlamak için pedagog olmaya gerek yok. Modern e�itim sistemlerinde b�rak�n çocuklar� s�n�fland�rmay�, etiketlemeyi, ö�retmen ö�renci ili�kisini bile “�nsan insana” yürütmek için ö�retmeni üstün gösterecek her türlü ayr�nt�dan uzak tutmaya çal���l�r.
Ba�ar�n�n kendine has bir motivasyonu vard�r
A��r� motivasyon �eklindeki bir etiketlemenin de çocuklar üzerinde olumlu veya olumsuz bir etkisi olur mu?
Çocu�a a��r� motivasyon vererek onu övmek, onu ba�ar�l� göstermek için yüceltmek çocu�u kayg�land�r�r. Çocuk bunca övgünün kaybolmamas�, performans� dü�memesi için do�all���n� kaybeder. Övüngenlik hissini geli�tirir. Oysaki her ba�ar�n�n kendine has bir motivasyonu vard�r zaten. �ster çocuk olsun ister yeti�kin, bir i�i ba�ard��� zaman ald��� haz, onun sonraki ba�ar�lar�n�n da temelini olu�turur. Zaten insan do�as�nda böylesi bir itici güç varken bir de d��ar�dan a��r� motivasyon olu�turmak, duygu sistemini zarara u�rat�r.
Olumlu veya olumsuz etiketlemenin zararlar�ndan korunmak için pedagojinin getirmi� oldu�u çözümler nelerdir?
Ebeveynlere ve ö�retmenlere olumlu/olumsuz motivasyonlar ile ba�ar� olu�turmaya çal��malar� yerine iç motivasyonun ne oldu�unu ö�retmeye çal���yoruz. Merak, heves, istek üçlüsünün nas�l çal��t���, bu iç motivasyonlar�n nas�l olu�up kendi kendini çal��t�rd���n� anlat�yoruz anne babalara. Bu konularla ilgili olarak ayr�nt�l� bir kitap da kaleme ald�m; “Cezas�z E�itim-2” kitab� iç motivasyonlar�n nas�l olu�up çal��t��� konusunda oldukça güzel bilgiler içeriyor. Maria Montessori’nin çok güzel bir sözü var; “Ne kadar kamç�larsan kamç�la, hiçbir at do�ada özgürce ko�an at� geçemez.” Çocuk zarara u�rat�lmadan, iç motivasyonlar� geli�tirilerek yeti�tirilirse o çocu�a dünyan�n en k�ymetli miras� b�rak�lm�� olur.
Her ebeveynin en temel sorunlar�ndan biri çocu�unun okul ba�ar�s�d�r. Birçok anne baba çocuklar� ile yeterince ilgilense de onun okulda ba�ar�s�z oldu�unu görmekten rahats�zd�r. Bu sorunun temelinde ailelerin yetersizlikleri mi yat�yor yoksa ba�ka nedenleri de var m�?
Pedagojide, e�itim, anne baban�n sorumlulu�u de�ildir. E�itim, ö�retmenin sorumluluk alan�d�r. Ö�retmen ba�ar�s�, e�itim sistemine ba�l�d�r. Ülkemizde maalesef kabul edilmi� bir e�itim sistemi yok. Hâlbuki ülkemizin modern e�itim sistemleri ile tan��mas�, ilkokul, ortaokul, lise ve hatta üniversitelerde modern e�itim sistemlerinin olmas� ba�ar�y� art�racakt�r. Ki�ilik özellikleri farkl� farkl� olan ö�retmenlere, tek bir müfredat sunmak ö�retmenleri y�prat�yor.
Her çocu�un ö�renme h�z� farkl�, hatta her çocu�un yetene�i farkl�. Biri matematik zekâs�na sahipken bir di�eri sosyal zekâya sahiptir. Herkes matematikte ba�ar�l� olmak zorunda de�ildir. �imdi sizin s�n�f�n�zda 10 tane kinestetik zekâya (hareketle ilgili yetene�i olan) çocuk varsa ve siz bu çocuklara nas�l matematik dersi yap�laca�� ile ilgili temel pedagoji e�itimi almad�ysan�z s�n�fta ders yapamazs�n�z. Dolay�s�yla çocuklar� cezaland�rmak, anne babalar� da e�itimin içine dâhil etmek zorunda kal�rs�n�z. Ama anne babalar ö�retmen de�il ve onlar da i�ini gücünü b�rak�yor çocuklara ö�retmenlik yapmaya çal���yor. Ö�retmek bir sanatt�r, ince ayr�nt�lar� vard�r. Çocu�un ba��na oturup “Hadi dersini yap, hadi hadi…” diye diye ö�renme olmaz. Bu durum hem anne babalar�n kendini suçlu hissetmesine neden oluyor, hem de çocuklar y�pran�yor.
Ö�renme tamamen okulda gerçekle�en bir eylemdir. Nadiren okulda zaman yetmedi�inde ö�retmen velilerden özür dileyerek yard�m isteyebilir. Bunu rica yerine, sanki anne babalar�n ö�retmenlik formasyonu varm�� gibi eve ödev göndermeleri, çocuklar�na ö�retmenlik yapt�rmalar� oldukça yanl��t�r. E�itimde ba�ar�l� ülkelere bakt���m�zda onlar�n ilkokul ça��nda çocuklara ödev vermediklerini, anne babalar� e�itime dâhil etmediklerini görüyoruz. Yap�lan bilimsel çal��malar da ödevin e�itime katk�s�n�n çok dü�ük seviyelerde oldu�unu gösteriyor zaten.
Ruhsal geli�im için 3 temel �art
Anne baban�n, çocuklar� ile dost olmas� do�ru mudur? Bunun çocu�un duygu dünyas� ve ruh dünyas� üzerinde ne gibi etkileri vard�r?
Anne baba, çocu�u ile güvenli bir ba� kurmal�d�r. Bu ba��n ad�, dost olmak da olabilir, anne baba olmak da. Çocu�un sa�l�kl� ruhsal geli�imi için 3 temel �arta ihtiyaç vard�r. Bu sa�land���nda çocuk ruh sa�l��� korunmu� olur zaten. Bunlar:
- Ko�ulsuz sevgi,
- Güvenli ba�,
- Özgür bir ortam.
Çocu�un kendisini var edece�i özgür bir ortam ve ona duygusal destek sunuluyorsa, bunu hangi duygusal kökenle sunarsan�z sunun fark etmez. �ster dost ister anne baba… Ancak burada bir noktan�n alt�n� çizmekte fayda var. Anne babalar bazen i�i abart�yor, çocuklar� ile arkada� olmaya çal���rken, çocuklar için güvenli bir liman olan s���nmaya ihtiyaç duyduklar�nda gelip gö�süne yaslanacaklar� yeri kaybediyorlar. Çocu�a anne baba duygusunu kaybettirmeden, dost olmakta sak�nca olmaz.
Günümüzde gerek toplumun, gerek e�itimcilerin, gerekse anne ve babalar�n çocuk geli�imi ve psikolojisi hakk�nda bilgi aç�s�ndan donan�m sahibi oldu�unu dü�ünüyor musunuz?
Maalesef günümüzdeki yeti�kinlerin birço�unun pedagojik yetersizlik içinde olduklar�n� görüyorum. Çocuk e�itimi ile ilgili bir tane kitap okumam��, hatta bilgi edinmeye “Kitap ile çocuk yeti�tirilmez!” diye kap�s�n� kapatm�� anne babalar�n say�s� az�msanmayacak kadar fazla maalesef. Hatta size burada bir ince ayr�nt�dan bahsedeyim; ülkemiz üniversitelerinde Pedagoji Bölümü yok, 1982 y�l�nda, pedagoji bölümleri kald�r�lm��. Bir ülkede pedagoji bilimi olmadan siz ö�retmenlere hangi pedagoglarla pedagojik formasyon vereceksiniz. Anne babalar� pedagoji ile nas�l dost hâle getireceksiniz ki?
Çocu�u ile kaliteli vakit geçirmek isteyen bir anne baban�n ne yapmas� gerekir?
Asl�nda yanl�� bilinen pedagojik ayr�nt�lardan biri de budur. Birçok anne baba çocuklar� ile sabahtan ak�ama kadar oynad�klar�n�, çocuklar�n�n ise bir türlü oyuna, e�lenceye doymad�klar�n� �ikâyet ediyor. Çocukla bir araç ile etkile�imde bulunmak kaliteli vakit geçirmek de�il, ho� vakit geçirmektir. Oyun bir araçt�r, parka gitmek bir araçt�r, ko�mak, z�plamak, saklambaç oynamak birer araçt�r ve bu araçlar üzerinden çocuklarla etkile�im içine girmeye ho�ça vakit geçirmek diyoruz. Çocukla arac�s�z etkile�im kurmaya ise kaliteli vakit diyoruz. Asl�nda göz göze temas ederek, sözel ileti�im içinde, an� ya�ayarak, orada olarak bir etkile�imde bulunmak kaliteli vakittir. Çocuk 5 saat ho�ça vakit geçirse doyamaz, ancak 45 dakika kaliteli vakit geçirse anne babas� ile ruhsal doyuma eri�ir. Kaliteli vakit geçirmek için anne baba çocukla ileti�imi ö�renmelidir. Sohbet etmeli, konu�mal�, aktif dinleyici olmal�d�r.
Peki, çocuk yeti�tirmenin özü nedir?
Çocuk e�itiminin özü, çocu�un do�as�na sayg� duymakt�r… Mizac�n�n onu var edi�ine zemin haz�rlamakt�r… Onu yönetmek ve yönlendirmek de�il, onun kendisi olmas�na olanak tan�makt�r.
Sizin için kitap yazmak m� okumak m� daha keyifli bir süreç?
Benim için çocuk davran��lar�n� gözlemlemek, analiz etmek daha keyifli bir süreç. Çocuk davran��lar�n� gözlemledikçe hem kitap yaz�yorum hem kitap okuyorum.
Kitab�n Ortas� okurlar�na çocuk e�itimi alan�nda okumalar� için tavsiye edebilece�iniz kaynak kitaplar var m�?
Size bu alanda 5 tane kitap önerebilirim:
- Alice Miller-Yetenekli Çocu�un Dram�,
- Daniel Siegel-Drams�z Disiplin,
- Nilüfer Devecigil-I����n Yolu,
- Maia Szalavitz-Köpek Gibi Büyütülmü� Çocuk,
- Dana Suskind-Otuz Milyon Kelime.
Yak�n zamanda okudu�unuz ve okurlar�m�za tavsiye edebilece�iniz kitaplar var m�?
Yak�n zamanda Mark Wolynn’in Seninle Ba�lamad� kitab�n� okudum, okurlar�n�za da okumalar�n� tavsiye ederim.
Röportaj: Mahi Çelik