Bilgen: �nsanl�k Suriye�de dibe vurdu
Suriye�deki geli�meleri, ba��ndan buyana yerinden takip eden Yeni �afak ve Tv Net muhabiri Y�lmaz Bilgen�le konu�tuk. Suriye�de Esed diktas�na kar�� 2011�de halk ayaklanmas� olarak ba�layan ve rejimin bar����l g�sterilere a��r silahlarla cevap vermesi sonras� sava� ortam�na d�n��en 7 y�ll�k b�y�k kaosu ve So�i�deki �dlib mutabakat�yla gelinen noktay� de�erlendirdi�imiz s�yle�ide Bilgen, �u ac� tesbiti yap�yor: �Asl�nda Suriye sava��n�n kaybedeni ma�eri vicdand�r, insanl���n bu anlamda dibe batmas�d�r. �nsanl�k Suriye`de dibe vurmu�tur.`

Suriye’deki geli�meleri, ba��ndan buyana yerinden takip eden Yeni �afak ve Tv Net muhabiri Y�lmaz Bilgen’le konu�tuk. Suriye’de Esed diktas�na kar�� 2011’de halk ayaklanmas� olarak ba�layan ve rejimin bar��ç�l gösterilere a��r silahlarla cevap vermesi sonras� sava� ortam�na dönü�en 7 y�ll�k büyük kaosu ve Soçi’deki �dlib mutabakat�yla gelinen noktay� de�erlendirdi�imiz söyle�ide Bilgen, �u ac� tesbiti yap�yor: “Asl�nda Suriye sava��n�n kaybedeni ma�eri vicdand�r, insanl���n bu anlamda dibe batmas�d�r. Ben içinde oldu�um için söylüyorum, her an paramparça bedenler ve bu görüntüler 7 y�ld�r her bölgede her dakika ekrana ta��nd� ve tüm bunlar diplomasinin ya da i�te resmi retori�in en alçak, en dip söylemleriyle sanki adi vaka cinsinden gibi alg�lan�yor dünyan�n gözünde.”
Röportaj: �ükrü Hüseyino�lu / �ktibas Dergisi
-Soçi’deki Erdo�an-Putin zirvesinden ç�kan a��r silahlardan ar�nd�r�lm�� bölge ve muhaliflerin �l�ml� ve radikal olarak ay�r�lmas�, �l�ml� olarak ifade edilenlerin orada kalacak olmas� gibi kararlar… Öncelikle bu kararlar� de�erlendirelim. Bu kararlar �dlib için ne ifade ediyor?
Türkiye-Rusya-�ran üçlüsünün ba�latt�klar� Astana sürecinin ba�lang�c� 23 Ocak 2016’d�r. Ondan önce de uluslararas� belki daha fazla �ey beklenen toplant�lar oldu, mesela i�te Cenevre, Riyad oldu, Kahire toplant�lar� oldu, ama bunlar�n hepsi fiyaskoyla neticelendi sonuç itibariyle. Cenevre’de ne oldu? Cenevre’de asl�nda genel hatlar�na bakt���m�z sürecin ba�lamas�yla birlikte hemen sonras�nda Halep bölgesinde rejimin çok ciddi ilerlemesi oldu ve buradan bakt���n zaman muhaliflerin ve bu arada Türkiye’nin de aleyhine i�leyen bir süreç ana hatlar�yla. Sonras�nda Rusya-�ran-Esed ittifak� Halep’i i�gal ettikten sonra orayla da kalmad�, �am civar�nda Guta’y� ve Duma’y� da ele geçirdiler. Bu arada rejimin kimyasal sald�r�lar� oldu bilindi�i gibi. Tüm bunlar olurken bile kimse masay� da��tmad�.
Asl�nda belki de Suriye sava��n�n özeti olan ya da belki sava��n en stratejik, uluslararas� kirlilik boyutundan en mü�ahhas noktas�na, Dera’ya sald�rd�lar. Dera neden önemli? Kuneytra-Dera hatt�, biraz sonuçlardan sebeplere do�ru gitti�iniz zaman bugünden sava��n genel seyrine, �srail’i en yak�ndan ilgilendiren husustu. Fakat bu süreçte mesela ABD’nin o bölgede ciddi iddialar� olmas�na ra�men, bak�yorsunuz orada �srail ve ABD Dera’n�n rejim ve destekçileri taraf�ndan ele geçirilmesi sürecini çok aç�k, çok net desteklediler. Orada vah�et boyutu da ya�and� birçok yerde oldu�u gibi. Humus’ta da ayn� �ekilde.
Astana süreci bu süreç zarf�ndaki insan katliam� boyutunda ele al�n�rsa, nereden bak�lsa bu süreçte en az 8-9 bin insan katledildi Dera ile beraber. Dera’da Esed rejimi, �srail ve ABD’ye ra�men mi bir �ey yapt�? Bakt�k, öyle de�il. Yol verdiler, hatta destek oldular, o süreçte herkes çok net gördü bunu. Mesela �dlib konusundaki gibi hiç mesaj verilmedi. �dlib sürecinde dört defa göstermelik de olsa hedef vuruldu, Deyrizor’dan Halep’e kadar �ran bahanesiyle rejim vuruldu. Ama Dera’da oradaki mazlum insanlar, 60-70 bin insan, daha sonras�nda bu 230-240 bini buldu, bir kapana s�k��t�lar, nereye gidecekleri belli de�il. Haftalarca orada aç�k alanda, kamp alan� denilmeyecek yerlerde kald�lar. Oras�, Suriye meselesindeki o uluslararas� insiyatifin, hedefin ne oldu�unu gösteren bir �ey. Dera çünkü bir taraf� biliyorsunuz Ürdün’e bak�yor, bir taraf� da �srail’e ç�k�yor. Hem �srail’in, hem Ürdün’ün rejimden yana bir tutum içerisinde oldu�u görüldü.
Ondan sonra zaten tek öbek, tek hedef nokta �dlib kald�. Asl�nda Suriye haritas�n� önüne aç�p bakt���n zaman burada rejimin önceli�i �dlib de�il. Çünkü �dlib’in 6.100 kilometrekare yüzölçümü var. Ama mesela Haseke’de, Rakka’da, Deyrizor’da, Halep’te, Münbiç’ten ba�layan hatta bakt���m�z zaman 26-27 bin kilometrekare bir sar� renge boyanm�� PKK’y� sembolize eden bir harita var. Burada bir üniter devlet, tekrar 2011 öncesi, i�te tek bir Suriye, parçalanmam�� bir Suriye retori�ini sahaya vurdu�un zaman �dlib burada en son göze çarpacak nokta.
Türkiye’nin her ne kadar süreçte ele�tirilebilecek yönleri olsa da gelinen nokta, Soçi’de var�lan mutabakat objektif okunursa bir ba�ar�d�r. Ku�at�lm��l�k var. Türkiye bu süreçte Amerika’yla oldu, i�te Suriye’nin Dostlar� yap�lanmas� vesaire. Kimin elini tutsa, kiminle beraber hareket etse ba�ka bir yol haritas�, ba�ka bir siyasi veya co�rafi bir arka plan, projesinin oldu�unu gördük, ya�ad�k.
-Tahran’daki zirvede de, Soçi zirvesinde de dile getirilen, mutabakat metinlerinde yer verilen “�l�ml� muhalifler” – “radikaller” ayr�m� Suriye halk� nezdinde gerçek bir kar��l��a denk geliyor mu?
Suriye halk� nezdinde öyle bir ay�rma, ayr��ma yok. Blok bir duru� hakim, Esed, Rusya ve �ran’a kar��.
-Burada �unu sormak istiyorum: ABD’yle Münbiç’le ilgili bir mutabakata var�l�yor, fakat sahada bak�yorsunuz farkl� �eyler oluyor. Astana sürecinde de çat��mazl�k bölgesi olarak ilan edilen bölgelere bizzat Rusya’n�n a��r sald�r�lar gerçekle�tirdi�ini gördük. Tüm bunlar çerçevesinde bugüne kadar ya�ananlara bakt���m�z zaman Soçi’de al�nan bu kararlar konusunda Rusya’ya nas�l güvenilecek, Rusya’n�n burada farkl� hesaplar� olabilir mi? �dlib’deki direni�i bölmeye çal��mak vesaire gibi. Bu aç�dan bakt���m�zda sorgulamak gerekmez mi?
Kimse Rusya’ya güvenmiyor. Nusayri rejiminin psikolojik ba�kenti Lazkiye’dir ve onlar oray� kendilerine bir kale gibi görüyorlard�. Ve Tartus. Mesela 2013-2014’te Esed’in en yak�nlar� diyorlard� ki; en az�ndan Nusayrilere uluslararas� camia iki yer verir, Tartus ve Lazkiye. Bu anlamda çok parçal� Suriye haritas�nda da böyle geçiyordu zaten. Fakat orada Rusya denkleme girdi, daha sonra bilinen facia dönemi. Burada Rusya’n�n cinayetlerini kapatacak herhangi bir mekanizma yok, fakat Soçi’de var�lan sonuç kazan-kazand�r. Çünkü burada Türkiye’nin gerek Avrupa Birli�i düzeyinde, gerek Körfez ülkeleri, gerek Asya giri�imleri, Birle�mi� Milletler nezdindeki kulland��� her tür enstrümanlar ve söylem bence Rusya’y� burada yaln�zla�t�rd�. Türkiye Rusya’yla müzakere ediyordu, fakat �dlib konusunda ABD’yle beraber veya Bat�yla beraber hareket ediyordu. Niçin? ABD’nin burada Türkiye’yle beraberli�i �dlib’i çok dü�ündü�ünden, oradaki Müslümanlar� dü�ündü�ünden de�il tabi. Ama �dlib bitseydi mesela, ABD isterse Rakka’y�, Deyrizor’u filan 100 kere devlet ilan etsin, Suriye’de Rusya kar��s�nda kaybeden taraf olacakt�.
- K�sacas� makro planda i� maalesef ABD-Rusya ç�kar çat��mas�na dönmü� durumda diyebiliiz…
Her dedi�ini elde eden bir Rusya ve i�te geleneksel bir ABD-Rus z�t kutup denklemi, onun için ABD biraz buradan yürüdü. Ama Avrupa Birli�i’nin kayg�lar� daha farkl�yd�. �u kadar insan gelse, bunun en az yüzde 15-20’si do�rudan Bat�ya geçecekti herhangi bir yolla. Onlar bundan korktular, çünkü art�k Almanya’n�n, Belçika’n�n, Hollanda’n�n Suriyeli kabul etmeye tahammülleri yok. Bizde nereden bak�lsa 4 milyon civar�nda göçmen var, Almanya’da 250 bin. Bizim 4 milyondan daha fazla yük geliyor onlara.
O aç�dan bak�ld���nda, �dlib konusunda Türkiye, Rusya ve �ran’la müzakere ediyordu, ancak konsensüs olarak, psikolojik aç�dan, co�rafi aç�dan, pragmatik aç�dan Bat�yla beraberdi. Rusya biraz buna mahkum oldu. Ben �unu garanti edebiliyorum: E�er Rusya �dlib’i vurmaya ba�lasayd�, kesinlikle farkl� gerekçelerle rejimin birçok noktas� vurulacakt� ve Rusya biraz farkl� �ekilde hizaya getirilecekti, o yolu denemediler. Tabii burada Türkiye de tüm gücünü kulland� çok net söylemlerle, hiç böyle dolay�na girmeden. Ama yine bakt���n zaman bir çat��mas�zl�k bölgesi, gerginli�i dü�ürme vesaire üst ba�l�klar�yla ba�layan süreçte zaten yani çok fazla yeri ele geçirdi rejim ve destekçileri. 2014-2015 ba��nda Suriye’de Esed rejiminin kontrol etti�i alan yüzde 27-27,5 civar�ndayd�, �imdi bu yüzde 60-70’leri geçti, yani bu da ola�anüstü bir �eydir ve yine bu Astana sürecinde olan bir �eydir. Bak�ld���nda da böyle bir durum var.
Zaten �dlib, hani böyle kimse bir �ey payla�m�yor. Sonuç itibariyle e�er bu süreç ileriye do�ru i�lerse, yeni anayasa, seçim, yani herkesin kat�ld���, mültecilerin geri döndü�ü, muhalif tutuklular�n b�rak�ld��� süreç normal i�lerse, zordur tabi bu, çok zorluklar ç�kacakt�r, Suriye’nin –t�rnak içerisinde- normalle�me sürecinde herkes b�rakt��� yerden çekilecek. Rusya da burada aksi durumda bir i�galci olacak.
-�dlib Türkiye için ne ifade ediyor?
�dlib sadece �dlib de�ildir. Türkiye için �dlib’in rejimin eline geçmesi demek Afrin’in ku�at�lmas� demekti, Afrin’in tehdit edilmesiydi ayn� zamanda. Suriye D��i�leri Bakan� Velid Muallim dedi ki; bizim hedefledi�imiz �dlib filan de�il, eliyle gösterdi, biz buraya gelece�iz, oras� bizim. Yani Hatay ve �skenderun’u onlar halen Suriye haritas�nda gösteriyorlar. Türkiye bunu gördü tabi.
-Bu noktada �unu sormak istiyorum ben: �dlib’in dü�mesi diye bir argüman üretildi; i�te �dlib dü�tü�ünde Suriye’deki muhalefet bitecek, Esed rejimi yeniden Suriye’de hakimiyetini peki�tirecek filan diye. �imdi Allah korusun �dlib dü�mü� olsa Suriye’de sorun bitecek mi? Geçmi�te de, son 7 y�ld�r da bu kanl� dikta rejiminin katliam�na maruz kalm�� mazlum Suriye halk�, �dlib dü�tü�ünde her �eyi unutacaklar m�? Bu konuda ne dersiniz?
Yeni bir süreç ba�lard�. Bu böyle bir �ey de�il, yani her �eyi b�rakal�m hiçbir �ey bitmezdi. Bu çocukça bir �ey, yani �dlib’le yeni bir süreç ba�lard�, yeni bir çat��ma hatt� olu�urdu, daha farkl� boyut kazanacakt�. Ben biraz daha ba�ka boyuttan bakay�m; burada belki Bat� manipülasyonuna daha aç�k, ABD’nin manipüle edece�i, Rusya’n�n, �ran’�n ve Türkiye’nin de dahil oldu�u Esed merkezli yeni bir çat��ma alan� olu�acakt�. �dlib öyle bitirilecek bir yer de�il yani.
-Sonuçta Suriye’de ciddi bir sorun var, asla uzla�amayacak bir devlet ve halk var. Dolay�s�yla �dlib’in dü�mesiyle, askeri olarak orada bir sonucun al�nmas�yla bu sorun bitmezdi k�sacas�…
Dedi�im gibi, Türkiye 12 üs kurdu�u bir yerde bu i�i seyretmezdi. Az önce söyledi�im gibi 130-140 kilometrenin Mihraç Ural’a, DEA�’a, T�KKO’ya, bilmem DHKP-C’ye, PKK’ya aç�k. PKK 6 bin adam�n� bu i�e ay�rm��t�, �dlib kadrosuna. Türkiye de yani oturup bunu izlemezdi. DEA�, PKK neyse bugün Mihraç Ural da odur, T�KKO da odur, di�er terör unsurlar� da odur. Buna �ran’�n �u an oraya ta��d��� bütün yap�lar� da ekliyorum. Bunlar da PKK gibidirler, DEA� gibidirler, insanl��a kar�� suç i�lemi�lerdir…
-Suriye’de zaten ba�ta BM Güvenlik Konseyi üyeleri Rusya ve ABD olmak üzere birçok devlet de insanl��a kar�� aç�k ve a��r suçlar i�lemi� durumda. Suriye 2011’den beri bütün bölgesel ve küresel güçlerin ç�kar çat��malar�n�n odakland��� bir yer oldu. Ve bakt���m�z zaman dünyada meseleye böyle insani aç�dan, ya�l�lar, kad�nlar, çocuklar katledilmesin diye tamamen insani aç�dan bakan ne uluslar aras� bir kurulu� ne de devlet baz�nda olay� tamamen böyle ele alan bir aktör oldu. Birle�mi� Milletler’in bu anlamda ciddi bir çabas� ve söylemi olmad�, ABD, Rusya ve AB zaten do�rudan emperyal güçler. Yani insanl���n geldi�i nokta ve ya�ad��� irtifa kayb� aç�s�ndan Suriye meselesini de�erlendirsek…
�imdi 800-900 bin diyorlar, fakat Suriye’de katledilen insan 1 milyonu a�t� kesin olarak. Çünkü binlerce, on binlerce kay�p var, ak�betinden haber al�namayan insanlar var. Asl�nda Suriye sava��n�n kaybedeni ma�eri vicdand�r, insanl���n bu anlamda dibe batmas�d�r. Çünkü mesela dü�ünsenize, ben içinde oldu�um için söylüyorum, her an paramparça bedenler ve bu görüntüler 7 y�ld�r her bölgede her dakika ekrana ta��nd� ve tüm bunlar diplomasinin ya da i�te resmi retori�in en alçak, en dip söylemleriyle sanki adi vaka cinsinden gibi alg�lan�yor dünyan�n gözünde. Dü�ünsenize Amerika’da bir okula ki�isel bir sald�r� oldu�u zaman yerde yatan kanl� adam tüm dünyan�n gündemi oluyor. Suriye’de insanl�k dibe vurdu.
Ben �unu söyleyebilirim özet olarak: Ben bir gazeteci olarak bu sava��n hep içerisinde ya�ad�m, her cephesinde bulundum. Buran�n zulme kar�� direni� boyutunu hiç unutmayaca��z ve önemsizle�tirmeyece�iz. Fakat �unu söyleyebilirim: Bu sava� ç�kmadan önce bir saha fizibilitasyonu yap�lm��, bir co�rafya tanzimi, bir harita projeksiyonu vard�, 2011’den sonra da o arka plandaki kurtlar bu i�in prosedür-pratize a�amas�na geçtiler…
-2011’den önce de emperyalistlerin Suriye’ye yönelik bir plan� vard� yani.
Sadece Suriye de�il, Türkiye’ye yönelik de bir plan vard�, �slam co�rafyas� yeni bir Neo-Haçl� dalgas�yla kar�� kar��yayd�. �imdi bakt���n zaman Suriye bahanesiyle sahaya inen devlet say�s� 67-68 oldu, bunlar�n ço�u Haçl� birlikleri. Ben asl�nda Suriye’nin çok daha öncesinde, yani bütün bu olaylar�n, o Arap Bahar�n�n çok daha öncesinde sahaya tekrar ini�, o eski Haçl� ruhuyla, vah�etiyle, ya�mac�l���yla sahaya tekrar ini� plan� oldu�unu ve 2010-2011 süreçlerinde M�s�r, Tunus, Libya, Suriye, Irak’ta ve saire bunun sahadaki canl� uygulamas�n� izledi�imizi görebiliriz. Hiçbir yer normalle�medi, normalle�ecek gibi de gözükmüyor. Ama ben çok a��r suçlara maruz kalm�� kad�n gördüm, çok parçalanm�� çocuk gördüm, çok fazla parçalanm�� insan gördüm, çok fazla yaral�, parçalanm�� aile var. Bugün 13 milyon insan, bunun 5,5-6 milyonu yurt d���nda, 13 milyon insan dü�ünsene evini, yurdunu, köyünü terk etmi�. Di�eri iç göç, 5,5-6 milyonu d�� göç; bu korkunç bir tablo. Dü�ünsenize, bu sosyolojik bünyeye ayk�r� bir �ey. Ama bu kadar anormalli�i dünya tolere edebiliyor.
-Az önce söyledi�iniz hususlar� birileri retorik yaparak, i�te Suriye daha önce payla��lm��t� �eklinde, Suriye’deki kanl� dikta rejimini me�rula�t�racak söylemler üretiyorlar.
Hay�r, o anlamda söylemiyorum.
-Siz söylemiyorsunuz da, birileri oradan rejime me�ruiyet üretmeye çal���yorlar…
Müslümanlar k�yamete kadar Be�ar’�n zalim oldu�unu, katil oldu�unu tuttu�unu biliyor, bu ayr� bir �ey. Fakat ben bütün oyalama süreçleri, ard�ndan gelen katliamlar� seyretme, en basit mesela Birle�mi� Milletler’de toplan�rs�n�z dersiniz ki; karde�im, Halep’te i�te 2013 May�s ay�ndan itibaren 8 ay içerisinde 13 bin sivil katledilmi�… O zaman Halep Askeri Meclis Ba�kan� bana bir rapor vermi�ti. 2013’te günlük 70-80 aras�nda bomba at�l�yor, varil bombas� ve saire, ki bunlar korkunç rakamlar. Dersiniz ki; i�te bak�n istatistik, tablo çok ac�, biz buray� uçu�a yasak bölge ilan ediyoruz. Bundan kim kaybederdi? ��te en son Dera’da ya�anan hadiseye bakt���m�z zaman, bunun önceden kurgulanm��, burada kesinlikle �srail kendine en az�ndan psikolojik alan, saha ve zemin altyap�s� olu�turdu. Suriye’de herkes kaybetti. Geçen gün haberini yazm��t�m, Esed’in 786 uça�� varken bugün 80 uçak uçuram�yor, bak�n 700 tane uçak ve helikopter kaybetmi�. Kim kazand�? Bu sürecin kazananlar� ABD, Rusya, �srail, PKK. Esed bir �ey mi kazand�? Hiçbir �ey kazanmad�. Bir kere halk�nla sava�a tutu�tu�un zaman, varaca��n nokta senin için hazin bir �eydir yani.
- Hmeymim üssünde Putin’in arkas�ndan emir eri gibi yürüdü, hatta Putin’in generalleri durdurdular onu, yani öyle bir konuma dü�tü…
Kaybetti yani, fazla da kalamayacak, o da bunu biliyor.
-�unu da de�erlendirelim diyorum. Cenevre süreci ve Astana süreci, yani iki süreç var, sizce gerek Cenevre süreci, gerekse Astana sürecinde gerçekten Suriye’deki sorunun çözülmesine, halk�n taleplerinin gözetilece�i bir çözümün olu�mas�na yönelik bir ç�k�� m� vard�? Yoksa netice itibariyle oradaki bir emperyal bölü�üm projesinin enstrüman� m�yd� her iki süreç de? Bunu nas�l de�erlendiriyorsunuz?
Cenevre �antaj süreciydi ve hiçbir �ekilde çözüme hizmet etmedi.
- �antaj derken, muhaliflere yönelik mi?
Muhaliflere �antaj yapt�lar, oyalad�lar, mesela Cenevre’de al�nan kararlar�n tamam� oyalama amaçl�d�r.
-Rejime zaman kazand�rma, ABD’nin ç�karlar�na uygun bir zemin kazand�rma…
PKK’n�n kuzeydeki olu�umunun garantörü, haz�rlay�c�s� Cenevre’dir, yani De Mistura’d�r kesinlikle. Çünkü ben onun muhaliflerle konu�tu�u konu ba�l�klar�n�, nas�l tehdit etti�ini biliyorum. De Mistura, PKK’n�n devlet olmas� için �artlar�n olgunla�mas�yla ilgili sava�� uzatan ki�idir… Mesela en basitini söyleyeyim �imdi; Halep korkunç �ekilde vuruluyor, mahvoluyor. Adam Birle�mi� Milletler’de, yapaca�� i� çok basit, sivil mekânlar�n uçu�a yasak bölge ilan edilmnesi, fakat yapmad�lar… �imdi niye mesela Rakka’da rejim uça�� uçam�yor veya Rus uça�� uçam�yor veya i�te Deyrizor’da? Amerika dedi ki; uçu�a yasak, burada ben var�m. Peki bu Suriye’nin çocuklar�n�n, kad�nlar�n�n bu kadar de�eri yok muydu yani, PKK’l� i�gal çeteleri de�eri yok muydu?
- Maalesef uluslararas� siyasette yok…
Cenevre süreci 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 dönemlerinde tamamen göstermelik, dedi�im gibi sahadaki �artlar�n olgunla�mas� için diplomatik oyalama dönemiydi, diplomasinin çirkef yöntemleriyle. Hem i�te bu süreçte muhalifler bitirildi, zay�flat�ld�, sonra muhaliflerin �dlib’e s�k��mas�…. Ama muhaliflerin kontrolünde olan ba�ta Deyrizor-Haseke hatt� olmak üzere, Rakka hatt� olmak üzere buraya da bir uydu, bir korsan terör yap�lanmas�n�n güya �slami görüntüler üzerinden getirilip, daha sonras�nda tiyatronun PKK ile sonland�r�lmas� söz konusu oldu. Rakka, muhaliflerin 2013’te ilk kurtard��� ildi oysa. �imdi bak�yorsun harabe bir �ehir, Musul’la beraber. Kim var orada? PKK var. Münbiç’te kim var? Münbiç mesela Rakka’dan önce muhaliflerin elindeydi ve Münbiç yine ilk kurtar�lan �ehirlerden birisi. Böyle bakt���n zaman çok net bir �ey var.
- Astana da asl�nda, ABD’nin Cenevre üzerinden Suriye’yi kendi istedi�i gibi biçimlendirme plan�na kar�� Rusya’n�n bir süreci de�il mi temelde?
Türkiye, Cenevre bile�enlerinden umudu kestikten sonra zorunlu olarak, bir de kendi devlet refleksiyle, i�te kuzeydeki geli�meler Rusya ve �ran’la müzakereye yöneldi. Astana Türkiye’siz olmuyordu zaten, Astana’n�n birinci aktörü Türkiye’dir. Zaten �ran’la Rusya müttefiktir. Astana denilen �eyin, yani o harc�n temel unsuru Türkiye, çünkü Türkiye’siz Astana olmaz.
- Fakat i�te Astana süreci de asl�nda bakt���m�z zaman totalde, mesela Halep’i falan dü�ünürsek muhalefetin aleyhine geli�en bir süreç oldu sahada, öyle de�il mi?
Devletler bir �eyler konu�mu�tur, yani konu�tular da. Mesela �imdi ben 2013-2014’te böyle demiyordum, ama �imdi mesela �unu diyebilirim: Bu optimizm veya gereksiz Pollyannac�l�k filan de�il. Mesela yazd�m ben, Halep’in Türkiye’ye devredilece�ine inan�yorum, Türkiye’yle beraber yönetilece�ine yani. Rejimin orada hiçbir �eyi yok, Halep Nusayrilikten tamamen uzak, orada 100 tane Nusayri ç�kmaz yani. Buna Hama’y� da ekleyebiliriz, �dlib’i de ekleyebiliriz. Ama yok bu dediklerim olmazsa zaten fiyaskodur, fecaattir. Tamamen katillere hizmet eden, suiistimale hizmet eden bir �eye dönü�ür ki bunun dü�ünülmesi bile çok kötü bir �eydir, o zaman çok büyük bir kaz�k yemi� oluruz yani tabiri caizse.