08-09-2014 16:21

Mehmet Pamak: ��te Kur`an ilimlerini tahsil etmi� ve y�llarca Kur`an`a davet etmi� bu alim, akademisyen, hoca ve �nc� �ahsiyetlerin, bu birikimlerini bir tarafa b�rak�p ya da yeni tevillerle e�ip b�kerek sistem i�i siyasete destek amac�yla kullanmalar� ibret verici ve son derece �z�c�d�r. Bu kesimlerin b�yle bir basiretsizlik ve ilkesizlikle, pragmatizmin yol a�t��� s��l�k ve ufuk darl���yla sonu�ta tevhidi nebevi y�ntemden uzakla�malar� sebebiyle �iddet eksenli tekfirci `a��r� u�` bunlara y�nelik hakl� tepkiden de beslenerek daha fazla b�y�m��t�r. Yani alimlerden, hocalardan, cemaat �nderlerinden sad�r olan bu t�r sistem i�i siyasete me�ruiyet kazand�rma ilkesizlikleri, bir k�s�m M�sl�manlar� sistem i�i uzla�ma zeminlerine savururken, di�er bir k�sm�n� da bu savrulmaya k�zg�nl�k ve tepkisellikle �iddet eksenli �teki uca itmektedir. Asl�nda bu iki sapma, iki u� birbirini itme, tahrik etme ve besleme rol� de oynuyorlar. Bat�l sistem i�i uzla�mac� �izgiye savrulanlara k�zanlar yeni bir ilkesizlikle �l��s�z tekfir ve k�r �iddete kayarken, onlar�n bu k�r �iddetini ve zulm�n� g�renler de laik demokrasinin `faziletlerini` (!) yeniden ke�fetmeye ba�layabiliyorlar. Sonu�ta bu iki uca kayanlar birlikte, vasat olan Nebevi y�nteme, �slam`a, M�sl�manlara ve �slami tevhidi m�cadeleye b�y�k zararlar veriyorlar.

�ki bölümünü yay�nlad���m�z "�srail'in Gazze Sald�r�lar� ve Ümmetin Hali" konulu söyle�imizin yay�nlanma sürecinde, ba�ta I��D hareketlili�i ve bölgeye yönelik yeni emperyalist müdahalelerle geli�en olaylar�n da de�erlendirilmesinin önemi sebebiyle yeni sorular yöneltti�imiz Mehmet Pamak'tan ald���m�z cevaplar�, 3. ve son bölüm olarak ilginize sunuyoruz.

Radyo Denge

3. Bölüm

instagram haberleri

Emperyalistlerin ve Siyonistlerin Bölgemizde Etkin Olmalar�n�n Müsebbibi Bölge Yönetimleri ve Ölçüsüz �iddete Yönelen Yap�lard�r

Radyo Denge: "Bölgedeki emperyalist oyunlar�n ve projelerin sonuç almas�n�n sebebi, bölge ülkelerindeki yönetimlerin "figüran"l��a raz� olan i�birlikçi konumlar�, edilgenlikleri ve birlikte özgün politikalar geli�tirememeleridir" demi�tiniz. ��te bu durumun etkisiyle, yani üzerlerindeki yöneticilerin i�birlikçilikleri, zulümleri, bask�lar� sebebiyle de bölgede bu yönetimleri silahl� mücadeleyle devirmek isteyen I��D gibi yap�lar ortaya ç�k�yor. Bu sefer de bu yap�lar� bahane ederek yine emperyalist güçler devreye giriyor ve bölgeye müdahale ediyorlar. I��D gibi örgütlerin sizin de belirtti�iniz �slam'a zarar veren uygulamalar�n� bizler k�narken, ABD ve �ngiltere gibi emperyalist ülkeler I��D mevzilerini vurunca, Müslümanlar emperyalist müdahaleye kar�� hakl� bir tepki gösteriyorlar ama sonuçta baz�lar� da bu sebeple I��D'i savunmaya geçiyorlar. Bu durumu nas�l de�erlendiriyorsunuz?

Pamak: Daha önce bu konuda söylediklerimi önemine binaen bir daha hat�rlayal�m: "Bölge ülkeleri ç�kar eksenli politikalarla emperyalistlerin bölge için yazd�klar� senaryolar�n figüranlar� olacaklar�na, de�er eksenli özgün yerli politikalarla, bölge halklar�n�n bar�� içinde birlikte ya�ayabilecekleri inisiyatifler geli�tirebilseler ve bölgenin aktörleri olarak hiç de�ilse görece ba��ms�z politikalar üretip çat��may� de�il bar��� egemen k�lsalard� bu noktalara gelinmezdi. Bat�l� ve do�ulu emperyalistlerin saf�na kay�p bölgede cephele�eceklerine, inisiyatif al�p bölgenin sorunlar�n� bölgede geli�tirecekleri yerli ve özgün politikalarla çözmeyi deneselerdi ve böylece bölge halklar�n�n kaderleri üzerinde söz sahibi olmalar�n�n önünü açsalard�, sonuçta da despot, diktatör yönetimlerin tasfiye olmas�n�n yolunu aç�p zulümlerini engelleyebilselerdi, bölge sadece emperyal projelere hizmet edip yerli halklara zarar veren bugünkü kaosa sürüklenmezdi. Tabii ki sonuçta, I��D benzeri kör �iddet eksenli gruplar�n istismar edip ye�erece�i, güçlenece�i ve kolayca maniple edilip yönlendirilebilece�i ortamlar olu�mazd�. Ama maalesef �ran ve Suriye do�ulu emperyalistlerin saf�nda (Irak hem do�ulu hem de bat�l� emperyalistlerin oyunca��), Türkiye, Suud, Körfez, Ürdün ve Sisi'nin M�s�r'� Bat�l� emperyalistlerin saf�nda yer alarak emperyalistlerin ve �srail terör devletinin projelerinin figüran� olmak durumuna dü�tüler ve bu ç�kar eksenli çat��mac� yöneli� sonucunda bölge de bugünkü kaosa sürüklendi. Bu durum da, hem emperyalistlerin bölgeyle daha kolay oynamalar�n�n önünü açmakta, hem de �srail terör devletinin Filistin ve bölge üzerindeki projelerini uygulamaya koymakta daha da cesaretlenmesine, azg�nla�mas�na sebep olmaktad�r."

��te bu sebeplerle bugün bölgemiz giderek daha tehlikeli çat��malara do�ru sürüklenmekte, �slam ve Müslümanlara büyük zararlar veren emperyalist ve Siyonist projeler daha kolay uygulama alan� ve imkan� bulabilmektedir. I��D gibi yap�lar da bu tür ortamlar�n ürünleridir.

Dünya Müslüman Alimler Birli�i Genel Sekreteri Ali Karada�i, Al Jazeera-Türk’ün sorular�na verdi�i cevapta; I��D, El Kaide, Boko Haram ve �ebab gibi örgütlerin normal olmayan ko�ullarda, bölgedeki baz� despot rejimlerinin bask�lar� nedeniyle ortaya ç�kt���n� söylüyor. Bu tür yap�lar�n nüvelerinin özellikle bask�c� rejimlerin hapishanelerinde hayat buldu�unu, ilk ç�k���n�n M�s�r hapishaneleri oldu�unu, zindanlara at�lan Müslümanlar�n kendilerine zulmeden, i�kence eden polis ve askerlerde, bildikleri �slami vas�flar�n hiçbirisini görememelerinin tekfirci sert fikirlerin zeminini olu�turdu�u tespitini yap�yor. Bu fikri ilk sahiplenen Muhammed �ükrü Mustafa'n�n kurdu�u gruba ‘Tekfir ve Hicret Cemaati’ ad�n� verdi�ini ifade ediyor. Yani �iddete dayal� fikirlerin olu�mas� ve yay�lmas�n�n as�l nedeninin, yöneticilerin uygulad���, zulüm, bask� ve de�i�mez iktidarlar� oldu�unu söylüyor.

Tabii bir de buna, sosyalistiyle, kapitalistiyle seküler emperyalist Bat� devletlerinin hem onlar� desteklemek suretiyle onlar�n bask� ve zulümlerinin arkas�nda yer almalar�, hem de bizzat gerçekle�tirdikleri i�gallerle Müslüman halklar� sömürmeleri, hakl� direni�leri bahane ederek kitlesel katliamlara maruz b�rakmalar� da eklenince, hakl� olarak �iddet e�ilimi Müslüman gençler aras�nda çok daha fazla yayg�nla�abilmi�tir.

Karada�i'ye göre; i�te böyle bir ortamda "Arap Bahar�" ortaya ç�k�yor. Önce Tunus kendi bask�c� yöneticisinden kurtuluyor, sonra da M�s�r. Ama halklar�n kaderlerini özgürce belirlemelerinin önü kesilip, emperyalist ülkeler ve yerli i�birlikçileri silahl� güçler eliyle müdahaleler ba�lay�nca, bu durum da bölgede �iddete dayal� mücadele e�ilimine sahip kesimlerde "bizim sava�maktan ba�ka mücadele yolumuz yok" anlay���n�n tekrar keskinle�erek ortaya ç�kmas�na yol açm��t�r.

Karada�i bu noktada, Kissinger'in "Amerika'n�n gücü iki temel esasa dayan�r, birincisi yarat�c� kar���kl�k ki bu kar���kl�k ABD’ye çal��ma alanlar�, müdahale alanlar�  sa�lar, ikincisi iplerin elimizde olmas�" sözünü hat�rlat�yor. "Bu amaçla Amerikan haçl�, siyonizm projesi olarak kimi yap�lar üretilmi� ya da içlerine s�z�lm�� olabilir" tespitini yap�yor. "T�pk� M�s�r’daki selefi ak�mlar, Ezher kökenli ki�iler ve baz� Sufi hareketler gibi. Amerika’n�n �l�ml� �slami dü�ünceyi hedef alan stratejisi, �slam dünyas�nda ba�ar�l� olmu� ak�mlar�, bo�a ç�karmak maksatl�d�r... Bugün �slam dünyas�nda halk�n tek kabul etti�i gerçeklik �slam’d�r. Dolay�s�yla �slam ile mücadeleyi yine �slam içindeki ki�ilerle yap�yorlar" ifadelerini kullan�yor. (http://www.dunyabulteni.net/haberler/306269/karadagi-isid-zalim-rejimlerin-urunu).

Dünya Müslüman Alimler Birli�i 4. Dönem Toplant�s�nda konu�an eski Kudüs Müftüsü ve Mescid-i Aksa Camii �mam� Sabri ise: "A��r�l�k, yöneticilerin diktatörlü�ü ve alimlerin görevlerini yerine getirmemesi sonucu ortaya ç�k�yor. Alimler halk�n aras�na kar��mal�" diyerek, bizzat "Alimler Birli�inin" ve onu te�kil edenlerin dü�tü�ü durumu itiraf mahiyetinde bir aç�klama yap�yor. Kanaatimce buradan ç�kar�lmas� gereken sonuç �u olmal�d�r; bir yandan despot rejimlerin ve emperyalistlerin bask�, zulüm, sömürü, i�kence ve katliamlar� mazlum halklar�n çocuklar�n� �iddete yönlendirirken, di�er taraftan "�slam alimi", "Müslüman ayd�n, öncü, cemaat lideri" unvan� ta��yanlar�n nitelikli ve güzel bir örneklik/model olu�turamamalar�, mazlum halklar�n çocuklar�nda meydana gelen hakl� tepkiyi Nebevi bir yönteme kanalize edememeleri, bu anlamda ilmiyle amil ahlakl� örneklikler ve do�ru temsiller ortaya koyamamalar�d�r. Hatta tam tersine bu öncülerin ortaya koyduklar� eklektik, hak-bat�l kar���m� söylem ve duru�lar, bat�l sistem içi siyasetlere eklemlenmeye yönelik ça�r�lar, bu silahl� mücadeleye dayal� �iddet eksenli uca do�ru e�ilimi daha da besleyen bir rol oynamaktad�r. Çünkü kendileri Nebevi vasatta bir örneklik olu�turmak yerine, sistem içi siyasete do�ru meyledip, üstelik Müslümanlar� Nebevi yöntemle sadece Kur'an'a davet edecek yerde sistemin laik demokratik partilerine oy vermeye ve hatta bu �irk amelinin "farz", "ibadet", "takva" aksinin ise "günah" oldu�unu bile söylemeye kadar varan ilkesiz, tutars�z yakla��mlar� sebebiyle bunalan ve bu gidi�e sinirlenen gençlerin de öteki uca, tekfirci �iddet eksenli uca do�ru savrulmas�n� tahrik ediyorlar.

Sistem �çine Do�ru Demokratik Savrulmalar, �iddet Eksenli Tekfircili�i Besleyen Bir Rol Oynuyor

Radyo Denge: Bu konuda somut baz� örnekler verebilir misiniz?

Pamak: Mesela  Dünya Müslüman Alimler Birli�i Ba�kan� Yusuf el-Karadavi; "laiklikle �slam ba�da��r", "din bireyseldir", "ekonominin dini iman� olmaz" anlay���na sahip ve Müslümanlar� bu anlay��a ve bütün dinlere e�it uzakl�kta duraca�� iddia edilen Anglosakson laikli�ine ça��ran AKP ve Erdo�an'a oy verilmesinin "dini bir fariza" oldu�unu söyleyebilmi�tir. "Türkiye halk� son y�llarda farkl� alanlarda kalk�nmay� beraberinde getiren büyük bir demokrasi örne�i sergiledi. Ben bu demokrasi yolundaki ba�ar�y� Türkiye ve �slam ümmetine hay�r getirmek üzere yollar�n� tamamlamalar� için ça�r�da bulunuyorum, Oylar�n�z� heba etmeyin" diyebilmi�tir. "Kendi �ahs�m ad�na ve Dünya Müslüman Alimler Birli�i Kurumu ad�na" �erhini dü�erek yapt��� aç�klamada, herkesin oy kullanmas� ve bu hakk�n� heba etmemesi gerekti�ini söyleyen Karadavi; "Ülkesinin ve halk�n�n yarar� do�rultusunda do�ru buldu�u kimseye oy vermek dini bir farizad�r. Kur'an bize bu yönde talimat vermi�tir" ifadesini kullanabilmi�tir. "Müslüman Türkiye toplumunun cumhurba�kanl��� seçiminde samimiyeti ve cesaretiyle, güçlü, güvenilir, bilgili, vatan�na, dinine ve milletine sad�k oldu�unu ispatlayan Ba�bakan Recep Tayyip Erdo�an'� seçmesine davet ediyorum. Zekas� ve geni� perspektifiyle halk�n�n deste�ini alan Erdo�an, bu duru�uyla, Allah'�n onunla olmam�z� emretti�i bir ki�i oldu�unu gösteriyor. Çünkü Allah bize, 'Allah'tan korkun ve sad�klarla beraber olun' diyor" (AA - http://www.aa.com.tr/tr/s/370800--guvenlir-samimi-ve-guclu-lider-erdogani-destekliyorum) aç�klamas�yla tevhid dininin ölçü ve ilkelerini laik demokratik siyaset için kullanacak kadar ileri gidebilmi�tir. Ancak dikkat çekici bir husus �udur ki; baz� tevhidi kesim haber siteleri bu kadar önemli bir savrulmay� ve ele�tirilmesi gereken bir bilgiyi görmezden gelme yöntemini tercih etmi�lerdir. Böylece kendilerinin Türkiye'de ortaya koyduklar� AKP yanl�s� yozla�t�r�c� tavr�n, içeriyi kendileri kadar bilmeyen d��ar�da da nas�l bir erozyona yol açt���n� adete gizlemeye çal��m��lard�r.

Evet, Türkiye'de de birçok "alim", "ilahiyatç� akademisyen" ve kimi "hocalar", "�slami cemaat" iddias�ndaki yap�lar�n önderleri, tevhidi uyan�� süreci öncüleri, ayd�nlar� zaman zaman bu tür söylemleri tekrar ede geldiler, ortak bildirilerle Kur'an'a ayk�r� yollara destek olmaya ça�r�lar yapabildiler. Davetin muhataplar�n� ve Müslümanlar� sadece Kur'an'a ve Resulullah'�n mücadele sünnetine, nebevi yönteme ça��rmak sorumluluklar�n� zaafa u�ratarak, baz� kazan�mlar ve görece özgürle�me imkan� ad�na bat�l sistem içi siyasete destek vermeye de davet ettiler.  Yani davetlerine �irk bula�t�rd�lar. Kimisi "oy vermeyin koyverin diyemem" diye ba�lad��� ça�r�lar�n�, AKP'ye ve politikalar�na oyla aktif destek vermenin "ibadet, takva, Allah'a teslimiyet" oldu�unu söyleyecek kadar ileri ta��yabildi. Kimileri de "Erdo�an ve AKP'ye oy vermemenin büyük günah ve CHP'ye destek vermek" oldu�unu söyleyebildi. Kimileri de, laik oldu�u ve bu sebeple Allah'�n hükmüyle hükmetmedi�i ve üstelik Anglosakson laikli�inin �slami oldu�unu da söyledi�i halde, s�rf "görece özgürlük" sa�lad��� için AKP döneminde art�k laik ulus devletin ve laik rejimin "ta�ut olmaktan ç�kt���n�" söyleyebildiler. Böylece elde edilecek kimi kazan�mlar için AKP ve politikalar�na destek ve oy vermenin "maslahaten gerekli" oldu�unu ifade edip, oy verme ça�r�s� yapabildiler. Sonuçta hep birlikte, muhafazakar demokrat, liberal laik AKP hükümetine "teolojik alt yap� ve me�ruiyet kazand�rmaya" kadar giden söylemlere kayd�lar.

"�slam âlimi", "Müslüman ayd�n, hoca" ya da "�slami cemaat önderi" s�fatlar�yla an�lan �ahsiyetlerin maalesef çok büyük ekseriyetinin "gelecek tasavvuru" ile gaye ve hedeflere dair ufku; sistem içi siyaset ve sistem içi de�i�imle iktidar olma s�n�rlar�n� a�amamaktad�r. Bu yüzden de vahye ve sünnete uygun özgün bir istikamet ve hedef belirlenememekte, zaman zaman bu tür e�ilimler ortaya ç�ksa da istikrarl� olunamamakta, korunup geli�tirilemeden tekrar sistem içinden esen rüzgarlara göre yelken aç�lmaktad�r. Sonuçta da bu tevhidi nebevi yöntem kal�c�la�t�r�lamamakta, bu yolda sab�rl� ve azimli bir örneklik olu�turulamamaktad�r. En fazla, sistem içinde kalarak, ama geçmi� tarihsel süreçte üretilmi� kültür ve medeniyet birikimini yeniden ihya etme hedefini de gündemle�tirerek ve bu hedef kutsalla�t�r�l�p mevcut bat�l sistemle bütünle�tirilerek seküler sistemlere me�ruiyet sa�lanmaya çal���lmaktad�r. Öncelikle geleneksel cahiliye olarak nitelendirilebilecek bid'at ve hurafeleriyle bir bütün olarak kutsalla�t�r�lan geleneksel kültür ve medeniyet birikiminin oldu�u gibi ihyas� bir sapmad�r. Bir de geleneksel birikimi modern cahiliye olan laik ulus devlet ve onun seküler liberal kavram ve de�erleriyle de harmanlay�p bunlar� da kutsal ilan eden eklektik bir anlay��a saplanmak da bir di�er sapmad�r. Böylece ortaya ç�kan sentezle Allah'�n hükmünü ve vahyi belirleyici k�lmayan "Yeni Türkiye" olu�turmak ve bu hedefi kutsalla�t�rmak, �slamile�tirmeye çal��mak bir di�er sapt�rma gayretidir. Maalesef mevcut bat�l sistemlere me�ruiyet kazand�ran, böylece seküler rejimi kutsalla�t�r�p geni� kitlelere benimseterek ömrünü uzatan ve toplumun din alg�s�n� hak-bat�l kar��m� istikamette yönlendirmeye yol açan bu gidi�e en fazla kar�� ç�kmas� gereken tevhidi uyan�� süreci bak�yesi kesimler bile bu söylemden çok etkilenip sahiplenmekte ve bu sistem içi siyasete eklemlenivermektedirler.

��te Kur'an ilimlerini tahsil etmi� ve y�llarca Kur'an'a davet etmi� bu alim, akademisyen, hoca ve öncü �ahsiyetlerin, bu birikimlerini bir tarafa b�rak�p ya da yeni tevillerle e�ip bükerek sistem içi siyasete destek amac�yla kullanmalar� ibret verici ve son derece üzücüdür. Bu kesimlerin böyle bir basiretsizlik ve ilkesizlikle, pragmatizmin yol açt��� s��l�k ve ufuk darl���yla sonuçta tevhidi nebevi yöntemden uzakla�malar� sebebiyle �iddet eksenli tekfirci "a��r� uç" bunlara yönelik hakl� tepkiden de beslenerek daha fazla büyümü�tür. Yani alimlerden, hocalardan, cemaat önderlerinden sad�r olan bu tür sistem içi siyasete me�ruiyet kazand�rma ilkesizlikleri, bir k�s�m Müslümanlar� sistem içi uzla�ma zeminlerine savururken, di�er bir k�sm�n� da bu savrulmaya k�zg�nl�k ve tepkisellikle �iddet eksenli öteki uca itmektedir. Asl�nda bu iki sapma, iki uç birbirini itme, tahrik etme ve besleme rolü de oynuyorlar. Bat�l sistem içi uzla�mac� çizgiye savrulanlara k�zanlar yeni bir ilkesizlikle ölçüsüz tekfir ve kör �iddete kayarken, onlar�n bu kör �iddetini ve zulmünü görenler de laik demokrasinin "faziletlerini" (!) yeniden ke�fetmeye ba�layabiliyorlar. Sonuçta bu iki uca kayanlar birlikte, vasat olan Nebevi yönteme, �slam'a, Müslümanlara ve �slami tevhidi mücadeleye büyük zararlar veriyorlar. Üstelik iktidar eksenli bu iki uç, kulluk ve ahiret eksenli Kur'ani çizgiyi ve Resulün mücadele sünnetini tavizsiz sürdürmekte �srar eden vasattaki az say�da Müslüman'� ise, yok say�p d��l�yorlar, hatta bazen "hala orada m�s�n�z?" diyerek küçümsüyorlar.

Evet, sonuç olarak bizce de bütün bu sebeplerle �slami uyan�� süreci mensuplar�, "�l�ml�l�k" ve "radikallik" olarak tan�mlanan iki uca do�ru itilerek, zorlanarak, yönlendirilerek vasattaki Nebevi yöntemden uzakla�t�r�l�yorlar. Kur'ani davet ve in�adan uzakla�t�r�larak ilahi yard�m� hak etme imkan�ndan da mahrum b�rak�l�yorlar. Sonuçta bir taraftan bölgede egemen k�ld�klar� i�birlikçi despot yönetimlerin bask�, zulüm ve i�kenceleriyle, di�er taraftan bizzat kendilerinin i�gal, istila, katliam ve sömürü politikalar�yla bölgeye tahakküm eden emperyalist devletler, bölge halklar�n�n zulme itiraz eden çocuklar�n�n hakl� bir isyanla silahl� mücadeleye do�ru kaymas�n� sa�l�yorlar. Sonra da içlerine s�zarak ya da bizzat yeti�tirdikleri kadrolara da bu tür yap�lar te�kil ettirerek veya ba�ka yöntemlerle (ürettikleri silahlar� istediklerine istedikleri kadar -istedikleri parayla- vererek, istihbarat çal��malar� ve provokasyonlar yaparak) istedikleri istikamette yönlendirmeler yap�yorlar. Böylece bölgenin kaosa sürüklenmesini ve kendi yeni müdahalelerine ya da yeni emperyalist projelerini uygulamalar�na müsait ortamlar�n olu�mas�n� sa�lay�p kullan�yorlar.

Radyo Denge: Bunlara ilaveten I��D gibi yap�lar� ortaya ç�karan ortama dair neler söylenebilir ve neden öncelikle bu ortam� haz�rlayanlar ele�tirilmelidir?

Pamak: Mesela PKK'n�n ulusalc� bir refleksle kör bir �iddeti esas alan bir isyan hareketi olarak ortaya ç�k���nda ve bu kadar güçlenmesinde nas�l Kemalist diktatörlü�ün, inkâr ve asimilasyon politikalar�yla olu�turdu�u zulüm batakl��� ve Diyarbak�r Cezaevi i�kenceleri önemli bir rol oynam��t�r. Ayn� �ekilde I��D gibi yap�lar�n �slami duyarl�l�k ta��yan, ama vahyî ölçü ve hudutlar� a�arak kör �iddeti esas alan bir isyan hareketi olarak ortaya ç�k�p güçlenmesinde de �ii taassubuyla hareket edip Sünni halk� bask� ve zulümleriyle, hatta katliamlar�yla bunaltan Maliki diktatörlü�ünün önemli pay� vard�r. Ayr�ca ABD i�gali, ABD ve i�birlikçisi �ii iktidar sahiplerinin birlikte kotard�klar� Felluce ve Ramadi katliamlar� ve Ebu Garib Cezaevi i�kenceleri, Müslüman kad�nlara reva görülen tecavüzler önemli rol oynam��t�r.

Suriye'de de �ran ve Hizip destekli Baas katliamlar� ayn� etkiyi artt�ran bir rol oynam��t�r. Dolay�s�yla tabii ki öncelikle bu zulüm batakl���n� olu�turan emperyalist i�galciler ve onlar�n i�birlikçileri olan zalim diktatörler ile destekçileri sorumlu tutulmal�, tel'in edilmelidirler. Ayn� �ekilde, Saddam rejimini devirmek üzere Irak'a gelirken daha ba�tan, o diktatöre kar�� sava�an "Ensar-el �slam" kamplar�n� vurup yüzlerce Müslüman'� havadan att�klar� füzelerle alçakça katleden emperyalistlerin ve onlara yer gösteren yerli i�birlikçileri laik Kürt ulusalc�lar�n�n bu gelinen noktadan sorumlu tutulmalar� ve tel'in edilip k�nanmalar� öncelikli oland�r. Çünkü bu zulüm batakl�klar� olu�turulmasayd�, bu batakl�klardaki �artlar�n zorlamas�yla bu kör �iddet eksenli yap�lar ye�ermeyecek ve sonuçta bugünkü kaos ve çat��malar, masum halklar�n katledilmesi gibi ac� olaylar ya�anmayacakt�. Bu yüzden, kanaatimce birisi laik ulusalc�l�k, di�eri �slam ad�na zulme isyan tepkiselli�iyle ortaya ç�kan, ama ilkesizlik ve ölçüsüzlük sebebiyle sonunda kendileri de alternatif zulümlere kayan PKK ve I��D gibi yap�lar�n zulmünden, onlar� do�uran �artlar� haz�rlayanlar da sorumludurlar. Tabii ki, PKK ve I��D'in sorumluluklar�n� ve suçlar�n� ortadan kald�rmamakla beraber, öncelikle onlar� do�uran zulüm batakl���n� olu�turan emperyalist seküler devletler ve bölgedeki i�birlikçi diktatörlükler sorumlu tutulmal� ve öncelikle onlara hesap sorulup, öncelikle onlar tel'in edilmelidirler.

Bölgedeki Etnik, Mezhepçi ya da Hizbi Çat��malar, Olu�an Kaos Ortam�nda Emperyalist Müdahaleleri Kolayla�t�r�yorlar

Radyo Denge: Peki, bu a��r� �iddet yanl�s� gruplar�n olu�turduklar� kaos ve çat��ma ortam�ndan istifadeyle yap�lan bölgeye yönelik yeni emperyalist sald�r�lardan da ayn� zamanda bu gruplar�n da sorumlu tutulmalar� gerekmiyor mu? Ayn� �ekilde bölgedeki etnik ya da mezhepçi veya ayn� mezhepten olsa da farkl� yap�lanma halindeki silahl� gruplar aras� çat��malardan faydalanarak taraflar ad�na emperyalist devletlerin istihbarat örgütlerinin yapt�klar� bombalama ve katliam provokasyonlar�n�n vebalini de bu çat��an yerel gruplar ta��m�yorlar m�?

Pamak: Son derece do�ru ve hakl� bir soru bu. Bu konudaki hakl�l���n�za aç�kl�k getirmek için Türkiye'den bir örnek vermek istiyorum: Geçmi�te Müslümanlar aras� çat��malar vard� Kürdistan bölgesinde ve o süreçte onlar ad�na birbirlerine yönelik olarak J�TEM de suikastlar düzenleyip bu Müslümanlar aras� kavgay� k��k�rtmaya çal���yordu. Biz o zaman J�TEM'in yapt�klar�n�n bile birinci sorumlusunun onlara bu zemini haz�rlayan a��r�l�klarla vahyî ölçülere uymayan Müslümanlar oldu�unu söylüyorduk. Yine i�gal sonras� Irak'ta k��k�rt�lan mezhepçi çat��malarda, �ii-Sünni kesimler, aras�nda masum sivillerin bulundu�u mescid ya da pazar yeri gibi yerlerde bomba patlat�p, bomba yüklü araçlar� infilak ettirip katliam yapan ve bu büyük yanl��� cihad sanan, ölürse �ehid olaca��n� uman cahillerin olu�turdu�u bu kaos ortam�n� kullanarak Irak'ta CIA ve MOSSAD'�n da iki tarafa yönelik bu tür eylemler yapt���na dair aç�k tespitler yap�lm��t�. Hatta bu istihbarat örgütlerinin, �ii ve Sünni çat��mac�lardan daha da fazla eylem yapt�klar� ve taraflar� daha fazla kan dökmeye k��k�rtt�klar� biliniyor. CIA ve MOSAD zaten alçak katil örgütlerdir ve böyle alçakl�klar yapmalar� onlara yak���r. Bu yüzden, onlara bu f�rsat� veren kendi ahmaklar�m�z� suçlamam�z ve öncelikle bu kaos ortam�n� olu�turmalar� ve böyle eylemlerin yap�labilirli�ine dair zemin haz�rlamalar� sebebiyle daha fazla onlar� sorumlu tutmam�z gerekir. Çünkü bu tür i�lerin yap�lmas� zeminini bölgenin farkl� gruplar�n�n cahil müntesipleri olu�turmasayd�, CIA ve MOSSAD bu tür eylemlere giri�tiklerinde hemen fark edilirdi ve asla tekrarlayamazlard�.

Bölgemizdeki �iddet eksenli silahl� mücadele gruplar�, Ruslar�n Afganistan’� i�gal etti�i dönemde �ehid Abdullah Azzam’�n ba�latt��� noktada hakl� ve do�ru bir hedefe yönelmi�lerdi. Bu dönemde söz konusu gruplar sadece i�gale ve i�galciye kar��, canlar�n�, ülkelerini, namuslar�n�, inançlar�n� korumak amaçl�, ba��ms�zl�k ve özgürlük mücadelesi veriyorlard�. Rus i�galcilere kar�� kurtulu� sava�� veren bu gruplar asla Rusya’n�n içine sivil halk�n ya�ad��� alanlara bu sava�� ta��m�yorlard�. Sava�, sadece i�galin oldu�u bölgeyle ve zalim, katil i�galciyle s�n�rland�r�lm��t�. Daha sonraki dönemde ise, özellikle de Amerika ve NATO i�gali sonras�nda i�galcinin üsleri nerede varsa bunlar da hedef olarak görüldü, oralara yönelik sald�rlar da yap�lmaya ba�land�. Yani i�galci devletlere ait ba�ka ülkelerdeki üsler vb. de hedef al�nmaya ba�land�. Ancak yine de mümkün oldu�unca i�galci devlet ve onun askeri gücü hedefteydi. Daha sonraki süreçte ise, özellikle de Zerkavi ve I��D’le yeni bir merhaleye geçildi. Art�k kendilerinden olmayan, kendilerine destek vermeyen herkes fikrî ya da silahl� eylemlerinin hedefi olacakt�. ��galcilerle birlikte, onlar�n i�birlikçisi oldu�una inand�klar� ya da kendileri için riskli gördükleri, kendilerine biat etmeyen herkesi vurulabilirlerdi (Turan K��lakç� röportaj�; http://www.islahhaber.com/news_detail.php?id=55218).

�spanya'da içinde her dinden ve kesimden sivil insan�n bulundu�u bir treni patlatman�n, Londra'da ayn� mahiyetteki metroyu bombalaman�n, �stanbul Taksim'de bir banka �ubesi ve Sinegog önünde kendini patlatarak her kesimden onlarca sivil masum insan� haks�z yere katletmenin �slam ve insanl�kla, �slamî ahlak ve f�tri erdemlerle olumlu bir ili�kisini kurabilmek mümkün de�ildir. Hele bir de Bako-Haram misali yüzlerce masum k�z� ailelerinden kaç�rarak, bir de utanmadan bunlar� satacaklar�n� aç�klamak gibi eylemlerin �slam ad�na yap�l�yor olmas�, �slam'a kafirlerin bile vermeyece�i zarar� veren bu ki�iler ad�na büyük bir utanç kayna��d�r. Bunlar ancak ölçü ve hudut tan�maz bir azg�nl���n d��a yans�malar�ndan ibarettir. Nihayet �iddet eksenli bu tür örgütlerin bugünkü uygulamalar� da ay�r�m yapmaks�z�n herkesi hedef alabilmektedir.  Bu uygulamalarla ister gayrimüslim ister Müslim olsun kendilerinden olmayan herkesin art�k hedef tahtas�nda oldu�u bir dönem ortaya ç�kt�. �imdi bu tür gruplar�n olu�turduklar� bu kaos ortam�nda, yabanc� istihbarat örgütleri de �üphesiz ki birtak�m katliamlar� ya do�rudan ya da bu gruplara s�zarak farkl� gruplar�n imzas�yla gerçekle�tiriyorlarsa, bundan da ayn� zamanda bu ortam� haz�rlayan gruplar da sorumludurlar. 

Bat� Zihniyeti; �nsan� Kendine ve Rabbine Yabanc�la�t�ran Sapk�n Seküler Tercihiyle, �nsani Olan� Tüketip Fesad� Küreselle�tirmi�tir

Radyo Denge: Bugün I��D vb. örgütlerin yapt�klar�n� bahane ederek �slam'a ve Müslümanlara a��r ele�tiriler yapan ve onlar� bahane ederek bölgemize yönelik sald�r�lar�n� tekrarlayan ABD, AB gibi Bat�l�lar�n ve yerli bat�c�lar�n, zulüm ve katliam aç�s�ndan sicili nas�ld�r?

Pamak: Bugün bölgemizde en fazla etkin olan ABD emperyalizmi, yüz y�llard�r süregelen ve dünyaya hep kan ve gözya�� sunan Bat� sömürgecili�inin bir parças�n� te�kil etmektedir. “Bat� medeniyeti” denilen “tek di�i kalm�� canavar”, sadece maddi ç�kar ve sömürü üzerine kurulmu�, zaman içinde geli�tirip kabul etti�ini iddia etti�i insani de�erleri bile sadece bir kamuflaj malzemesi olarak kullanmaktan öte gidememi�, sürekli insanl��� ve insani de�erleri tahrip eden uygulamalara imza atm��, insanl���n tan�k oldu�u en büyük vah�et ve soyk�r�mlar� gerçekle�tirmi� bir büyük sapk�nl���, azg�nl��� ve fesad� temsil etmektedir.

Daha önce de ifade etti�im üzere, itiraz� temsil eden erdemli istisnalara ra�men, genelde Bat�n�n, özelde ABD’nin bu kadar büyük bir fesad�n kayna�� haline gelmesinin en temel sebebi vahiyden koparak hevan�n ilahla�t�r�lmas�, ilahi mesaj�n d��lanmas� suretiyle heva ve zanna dayal� keyfili�in anaforunda seküler bir dünya görü�ünün esas al�nmas�d�r. Yani Kur’an’�n “onlar hayvanlar gibidirler, hatta tercih ettikleri yol bak�m�ndan hayvandan bile a�a��d�rlar” (Furkan Suresi, 43-44) diye vas�fland�rd��� düzeylere dü�ülmesidir. Bir ba�ka ifadeyle "(ahsen-i takvim üzere) en güzel bir biçimde” yarat�lm�� ve yeryüzünün halifesi k�l�narak onurland�r�lm�� olan insanl���n (Bakara, 30), bu temiz ve güzel f�trat� bozup, kendisine sunulmu� insani erdem ve ahlaki de�erleri yani vahiyle gelen “�erefi” d��layarak “esfel-i sâfilin”e (a�a��lar�n a�a��s�na) dü�mü� olmas�d�r (Tin Suresi).

��te bu tercihler sonucunda, Bat�n�n bugünkü seküler, kapitalist, sömürücü, i�galci, katliamc� zihniyetini; “Tanr�larla(!) sava�an” Grek putperestli�i, �slam dü�manl���nda karar k�lan �irke bula�m�� H�ristiyanl�k ve Yahudilik ile Grek putperestli�inin ça�da� versiyonu olan ve insan� ilahla�t�ran pozitivizm birlikte olu�turmaktad�rlar. Asl�nda bat� kültürü ve inanc�, hep bir cahiliyeden di�erine savrularak, �irkte �srarl� bir süreklilik ortaya koymu� ve Bat� insan�n�n f�trat�na ve Rabbine yabanc�la�ma sürecini ifade etmi�tir.

Bu süreçte Bat�l�lar, Haçl� Sava�lar� ve ticaret yollar� ile �slam âlemindeki görkemli medeniyetle tan��t�lar. Ayr�ca Endülüs’te, Kuzey Afrika’da, Sicilya’da ve ba�ka yerlerdeki ilim ve kültür merkezleri ile kurulan bar��ç�  ili�kiler sonucunda, �slam medeniyetinin ilmi birikimlerini aktararak, ay�lmaya, uyanmaya ba�lad�lar. Akl�n� hûrafelere kurban ederek ya�ayan Bat�l�, akl�n�, dü�ünme hürriyetini geri alma özlemiyle yanmaya ba�lad�. Böylece Rönesans cahiliyesine geçi� gündeme geldi. Ortaça� karanl���n�n temel özelli�i akl� faaliyetten al�koymak, dü�ünceyi dumura u�ratmakt�. Rönesans ve ondan sonraki dönemlerde ise bu durumun tam z�dd� geli�ti. Ak�l her alana müdahalenin tek vas�tas� olarak egemenli�ini kurmaya ba�lad�. Akl�n önünde hiçbir s�n�r tan�nm�yor, akl� ilahla�t�ran bir rasyonalizmle yine bir ba�ka a��r�l��a kay�l�yordu. “Ayd�nlanma”  ad� alt�nda ortaya ç�kan “yeni karanl�k”lara sürüklendiklerini ne o gün, ne de bugün anlayamad�lar, anlamak istemediler.

Bu yeniden do�u�(!), Rönesans dönemi, asl�nda  ortaça� öncesi rasyonalist Grek cahiliyesine bütün sap�kl�lar�yla yeniden dönü� ve bu sap�kl�klara bir yenisini ekleme anlam� ta��yordu. Bu ise, kilise ad� alt�nda, dinî olana, ilahî olana topyekûn kar��  ç�k�p, dini tam anlam�yla hayattan kovma te�ebbüsüdür. Bu yozla�m�� inanç ve kültürün yol açt��� yabanc�la�ma sürecinde, ya�anan insand���la�ma ve f�trat�n kirlenmesi sonucunda Kur’an’�n “hayvandan a�a��” ya da “esfel-i sâfilin” (a�a��lar�n a�a��s�) dedi�i hal, f�tri özelliklerini koruyan ve “erdemli insan” olarak tan�mlanabilecek kimi istisnalar d���nda, Bat� insan�n�n genel karakteri haline gelmi� bulunuyor. ��te bu istisnalar bugün f�tri bir aray��la meydanlara ç�k�p “ba�ka bir dünya mümkün” diye hayk�rarak “adalet” ararken, "esfel-i sâfilin" karakterini ta��yan büyük ço�unlu�un destek verdi�i iktidarlar�n yönetiminde bütün Bat�l� emperyalist devletler, ABD, AB ve katil ordular� NATO, �slam’� tehdit ve dü�man ilan ederek, �slam co�rafyas�nda i�gal, sömürü ve katliam planlar�n� uyguluyorlar.

Üstelik bugün halen, insan�, insanl�k onurunu ve insani erdemleri tüketip, fesad� küreselle�tirdi�i, yani “yeryüzünde fesad ç�karan” konumunda oldu�u halde, "biz �slah edicileriz” yalan�n� (Bakara, 11-12) yayan bu katil zihniyetin elinde dünyan�n sonunu getirebilecek derecede yok edici silahlar bulunmaktad�r. �nsani vas�flar�n� yitirerek hayvanlardan a�a�� dü�mü� (Furkan, 44) bu yozla�m�� karakterin elinde, bir de sürekli yeniledi�i teknolojiye göre giderek çe�itlendirip artt�rd���, tüm insanl��� yok edecek boyutta (kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar dâhil) vah�i silah stoku bulunmas�, insanl�k için en büyük tehdidi olu�turmaktad�r.

��gal, Zulüm, Sömürü, ��kence ve Katliam; Seküler Sapk�n Paradigmayla Azg�nla�an Bat� Zihniyetinin Karakteri Olmu�tur

Radyo Denge: Bat� seküler zihniyetinin üretti�i modern paradigman�n kanl� tarihinin olu�turdu�u zulümlerden ve bunlar�n sonuçlar�ndan somut örnekler vererek biraz bahsedebilir misiniz?

Pamak: Özellikle de, Bat�y� temsil eden ve Bat�l� di�er devletlerce sürekli desteklenen ABD ve �srail ba��ndan beri iç içe geçip bütünle�mi� iki terörist devlet olarak tarihte yerlerini alm��lard�r. �kisi de daha do�u�lar�nda, ba�ka halklara ait topraklar� zorla i�gal ederek ve yerli halklar üzerinde soyk�r�m uygulayarak, kan ve gözya�� üzerine kendi varl�klar�n� in�a etmi�, adeta kanla beslenen “vampir devletler” hüviyetini kazanm��lard�r. Kurulu�ta mazlum halklar�n kanlar� üzerine olu�turulan bu devletler, ondan sonraki tüm tarihlerinde de sürekli kanla beslenme ihtiyac� içinde olmu�lar, sürekli yeni i�galler ve yeni kan dökücü sald�r� ve sömürülerle hayatlar�n� idame ettirmi�lerdir. Halen gerek Gazze'de, gerekse di�er bölge ülkelerinde ya�anan kanl� süreç de bunun devam etti�inin göstergesidir.

“K�ta ke�fi” yalan�yla Avrupa’dan gelen istilac�lar, yerli K�z�lderili halk�n topraklar�n� ve kaynaklar�n� ya�malay�p hayatlar�n� mahvederek, sonuçta dünyan�n en vah�i ve en büyük soyk�r�m�n� gerçekle�tirmi�lerdir. Bu büyük istila ve imha sonucunda nüfuslar�n� 10 milyondan 200 bine indirdikleri halde, sanki K�z�lderililer onlar�n topraklar�n� i�gal etmi� ve onlar� imha etmi� gibi gösterip, bu gün de sürdürdükleri çarp�tma ve sahtekarl�klar�n�n en büyü�ünü yaparak, üstelik bu masum halk� suçlamaktan utanmam��lard�r. Kölele�tirip çiftlik ve madenlerinde kar�n toklu�una çal��t�ramad�klar� yerli halk� imha edince, meydana gelen i� gücü aç���n�, Afrika’dan kaç�r�p getirdikleri siyahi insanlar� kölele�tirmekle kapatmaya çal��m��lard�r. Görüldü�ü üzere ba�lang�çtan itibaren Amerika’n�n olu�umunun ekseninde hep madde, ç�kar ve sömürü yer alm��, bunun için milyonlarca masum insan katledilmi�, mazlum halklar�n kaynaklar� ve eme�i çal�nm��t�r. ABD’nin kurulu� sürecinin ba�lang�c�nda yer alan bu ilk ve büyük günah, daha sonraki serüveninde de art�k de�i�mez politikas� hüviyetini kazanarak sürdürülmü�tür. Bu vampir devlet daha sonra da �srail ile bütünle�ip ikiz devletler halinde ayn� kanl� serüveni birlikte sürdürmü�lerdir.

En büyük insanl�k suçu olan �rk ay�r�mc�l���na dayal� politikalarla, milyonlarca insan� katleden bu ahlaks�z ve adaletsiz terör devleti, silah gücüne dayanarak, Latin Amerika’da, Afrika’daki Mobutu’dan Filipinlerdeki Marcos’a, Ortado�u’daki krall�klardan Kuzey Afrika’daki despotlara kadar bütün dünyada en kanl� diktatörlüklerin korunmas� ile sömürü ve zulmünü devam ettirmi�tir. �srail terör devletinin varl���n� ve bugün halen yapt��� vah�i katliamlarla devam�n� sa�layan da ba�ta ABD olmak üzere Bat�l� liberal demokratik emperyalist devletlerdir. Emperyalist Bat�n�n lideri ABD, sömürü ve hegemonya amaçl� sald�r�larda, Vietnam’da 4 milyon, Do�u Timor’da 200 bin, Latin Amerika’da 200 bin, Filipinler’de, Lübnan’da 10 binlerce, Orta Amerika’da 200 bin, bir atom bombas�yla saniyeler içinde Hiro�ima ve Nagazaki’de 350 bin, ilk Irak sald�r�s�nda ve bilahare ambargo ile milyonun çok üzerinde, son Irak sald�r�s�nda ise yakla��k bir buçuk milyon, Afganistan’da 100 binlerce vd. olmak üzere toplam� on milyonlar� çok a�an say�larda masum ve mazlum insan�n haks�z yere ölümüne yol açan büyük vah�etlerin alt�na imza atm��t�r. Üstelik bu rakamlar, Afganistan ve Irak’ta oldu�u gibi bir k�sm�nda di�er Bat�l� devletlerin katk�s� olsa da, sadece ABD’nin katliamlar�n�n sonuçlar�d�r.

Bunlara; �ngiltere, Fransa, Almanya, �spanya, Portekiz, �talya, Hollanda, Belçika vb.nin sömürgecilik sürecinde, Asya ve Afrika ba�ta olmak üzere tüm dünyada yapt�klar� katliam ve zulümler de, ayr�ca hep birlikte sahip ç�k�p destekledikleri Siyonist terör devletinin yakla��k 60 y�ld�r Filistin’de yapa geldi�i katliamlar da, Bosna’da S�rplara ihale ettikleri ve dolayl� destek verdikleri soyk�r�mda Müslüman halktan 400.000’e yak�n insan�n katledilmesi de ilave edildi�inde, Bat� medeniyeti denilen canavar�n son birkaç yüzy�la yay�lan vah�eti çok daha vahim noktalara ula�acakt�r. Bunlar liberal demokratik kapitalist sistemin yol açt��� büyük ve yayg�n vah�etten sadece baz�lar�. �u ana kadar, kendi aralar�nda yapt�klar� mezhep sava�lar�nda katlettikleri on milyonlar�, bu say�lara dahil etmi� de�iliz.

Üstelik I. ve II. Dünya Sava�lar�nda ba�ka medeniyetlerin halklar�n�n kan� yan�nda birbirilerine yönelik katliamlarda yok ettikleri insan say�s� da on milyonlarla ifade edilebilir. I. Dünya sava��nda 65 milyon, II. Dünya sava��nda ise 72 milyon civar�nda insan (bunlar�n yar�s�ndan çok fazlas� sivil olmak üzere) katledilmi�tir. Seküler modern paradigman�n di�er üretimi olan komünizmin uygulamalar�na bak�ld���nda yine ayn� vah�etin devam etti�i görülür. Ba�ta Sovyet Rusya olmak üzere bu zeminde de, seküler zihniyetin di�er vah�eti çok daha aç�k ve net bir biçimde yine on milyonlarca masum insan�n katliam�yla sonuçlanm��t�r.

Öncelikle I��D'i Ortaya Ç�karanlar� Tel'in Etmeyenlerin Sadece I��D'e Ele�tiri Yapmas� Dürüst ve Tutarl� Bir Tav�r De�ildir

Radyo Denge: Sovyetlerin çökü�üyle Bat�n�n, bu sefer eski dü�man� Rusya'y� da yan�na alarak �slam’� ve Müslümanlar� öncelikli tehdit konumuna yükseltip dü�man ilan ederek ortaya koydu�u büyük vah�et halen devam ediyor ve i�te bu süreç I��D benzeri örgütlerin ortaya ç�kmas�n� sa�l�yor, öyle de�il mi?

Pamak: ABD, AB ve NATO, komünist sistemin çökü�ünü müteakip, daha önce var olup da, komünizme kar�� “Ye�il Ku�ak” deste�i sa�lamak için geri plana çektikleri �slam'a yönelik dü�manl��� tekrar öne ç�kar�p, Haçl� kinini güncelle�tirerek �slam’� ve Müslümanlar� tehdit ve dü�man ilan ettiler. Bir yandan liberal kapitalist sistemin zaferini ve “tarihin sonunu” ilan ederken, di�er yandan da “medeniyetler aras� sava�” tahrikleriyle �slam’� ve Müslümanlar� hedef gösterdiler. Ard�ndan “�slam radikal ve �l�ml� versiyonlar�yla önce kendi içinde sava�acak” yönlendirmeleriyle, Müslüman halklar� mezhep k��k�rt�c�l��� yaparak, �l�ml� ve radikal diye bölüp tahrik ederek kendi içinde çat��t�rmaya çal���yorlar. Bunun için, �slam co�rafyas�nda AKP liderinin ve �spanya Ba�bakan�n�n e� ba�kanl���n� yapt�klar� “medeniyetler ittifak�” ve Gülenistlerin önemli bile�eni oldu�u “dinler aras� diyalog” aldatmacas�yla “�l�ml�” kategorisinden yanda�lar edinerek, sürekli provokasyonlar ve yönlendirici çal��malar yap�yorlar. Bütün bunlarla, bölgemizi kaos içinde tutarak, istedikleri gibi oynamaya ve ç�karlar� istikametinde yönlendirmeye çal���yorlar.

Bat�da �slam ve Müslümanlara yönelik dü�manca plan ve projeler haz�rlad�lar, sonra da, alçakça i�galler, istilalar, sömürüler, katliamlar, tecavüzler ve i�kenceler, bu insand���la�m�� Bat�l�  insan karakterinin en i�renç ve en vah�i uygulamalar�yla �slam co�rafyas�nda gerçekle�tirildi. “�nsafs�z hava araçlar�”yla gerçekle�tirilen suikastler, bu uçaklardan korkakça at�lan füzelerle vurulan evler, sivil kad�n, çocuk ay�rmadan yap�lan katliamlar, Ebu Gureyb’te Guantanomo’da ve daha CIA’n�n binlerce gizli i�kence merkezlerinde, ülkelerinden korsanca kaç�r�l�p getirilen masum Müslümanlara yönelik çok boyutlu zulümler, vah�i i�kenceler, ülkelerini i�gal edip haks�z yere katlettikleri masum insanlar�n cesetleri üzerine idrarlar�n� yapacak ve bir de bunu resimleyip yay�nlayacak kadar alçakl�kta s�n�r tan�mayan davran��lar, hep bu vah�i ve hayvandan a�a�� karakterin eseriydi.

Üstelik tüm bu katliam, suikast, yarg�s�z infazlar, i�kenceler, tecavüzler, sözüm ona kendilerinin uluslararas� hukuklar�na da ayk�r�yd�. Ama onlar ac�k�nca putlar�n� kolayca yiyebilen, f�trat� bozulmu�, hevay� ilah edinmi� mü�riklerdi. Erdemli istisnalar hariç Bat� bütün bu vah�ilikleri, alçakl�klar� yayg�n bir biçimde ve son derece azg�n bir cüretkarl�kla yapabilmektedir. Üstelik tüm bunlar, Bat�n�n Rönesans ve reform süreci sonras�nda, ayd�nlanma san�lan yeni karanl�klara savruldu�u süreçlerde yap�lm�� bulunmaktad�r. Hatta “orta ça�” denilen dönemde yapt�klar�ndan daha vah�i uygulamalar� bu dönemde de tekrar etmekle beraber, Bat�, yeni dönemin ileri teknolojiye dayal� silahlar�yla daha çok say�da insan� katletmi�, daha kitlesel ölümlere yol açm�� bulunmaktad�r.

Bat� zihniyetinin yerli temsilcileri olan Kemalist, ulusalc�, sol, sa�, liberal, sosyalist, laik, demokrat kesimler, bizzat bat�l� “liberal demokrat” toplumlar�n, kaynaklar�n� çalmak, sömürmek ve �slami e�itim almalar�n�, bilinçlenmelerini engellemek için on y�llard�r destekledikleri diktatörlerin bask� ve zulmü alt�nda yoksullu�a, e�itimsizli�e mahkum edilen Müslüman halklar aras�ndan bu kadar vah�i karakterler ç�kt���n� gösterebilirler mi? Saddam'lar, Esedler, Mübarekler, Sisiler vb. ile onlar�n yerli halklara tahakkümünü sa�layan ordu, yarg�, polis, medya güçleri ise, yine bat�n�n seküler kültürüyle yeti�tirdi�i ve yerli halklara kar�� kulland�klar� u�aklar�yd�lar. Emperyalistler ve i�birlikçileri olan bu u�aklar� taraf�ndan kaynaklar� gasp edildi�i, özgürlükleri, en temel haklar� yok edildi�i için, gere�i kadar beslenemeyen, yeterli �slami e�itim alamayan, fakirle�tirilen bu kitlelerin içinden bugüne kadar, seküler Bat�c� ayd�nlar�n(!) çok övdükleri Bat�n�n seküler üniversitelerinde e�itim alm�� vah�i insanlar�n�n yapt�klar�n� yapabilecek bir örnek ç�km�� m�d�r? Yeterli �slami e�itimi almalar� yine Bat� taraf�ndan engellenmi� ve yokluklara mahkum edilmi� olan bu kitlelerin, gelenek olarak babalar�ndan devrald�klar� �slami duyarl�l�klar ve vahyin k�r�nt�lar� bile, onlar� Bat�n�n üniversite mezunlar�n�n yapt�klar� böyle karaktersizliklere, caniliklere sürüklenmekten al�koymaktad�r.

Bizzat Bat�l� emperyalist devletlerin i�gal, sömürü ve katliamlar� ile yerli i�birlikçikleri despot, diktatör yönetimlerin bask�, zulüm, sömürü ve katliamlar�n�n olu�turdu�u zulüm batakl�klar�nda, yine Bat�l�lar�n birçok engelleriyle ku�at�lm�� zeminlerde yeti�en bölge halklar�n�n çocuklar�n�n bugün yapt�klar�n� ele�tirme hakk�n� kendilerinde görebilmeleri için, Bat�l�lar�n ve Bat�c�lar�n önce kendilerini ve ideolojilerini hesaba çekme tutarl�l���n� gösterip utanmalar� gerekir.

Suriye ve Gazze'de Ya�anan Katliamlar� Destekleyen Emperyalist Vicdan, H�ristiyan ve Ezidiler için Harekete Geçti

Radyo Denge: ABD ve Bat�l� ülkelerin I��D'e havadan müdahaleleri ve Kürt yönetimine silah yard�m� için seferber olmalar�, iddia ettikleri gibi H�ristiyan ve Ezidilere yönelik zulüm ve göçe zorlanmalar� sebebiyle insani yard�m eksenli midir?

Pamak: Dedi�iniz gibi, ABD öncülü�ündeki emperyalist Bat�n�n olmayan insani ve vicdani yönü varm�� gibi gösteriliyor ve bir yandan ABD, sözüm ona Ezidileri ve H�ristiyanlar� koruma amaçl�(!) bombalamalarla I��D'i geriletmeye çal���rken, di�erleri de I��D'e kar�� Pe�mergelere silah yard�m� için seferber olmu� bulunuyorlar. Barack Obama, gazeteci Foley'nin I��D taraf�ndan kafas� kesilerek öldürülmesine de�inerek, "Halk�m�za zarar verenlere mesaj�m�z net: Amerika unutmaz, elimiz her yere uzan�r, sab�rl�y�z, adalet yerini bulacak", "I��D gibi bir kanserin kökünü kaz�man�n kolay ve h�zl� olmayaca��n�" ifade ediyor. Sanki yüzy�llard�r ve halen milyonlarca masum insan� katleden alçakl�klar� kendileri yapmam��lar, kendileri insanl��� yok eden bir kanser de�illermi� gibi. Savunma Bakan� Hagel de; "(I��D militanlar�) Onlar�n bir tehdit olu�turdu�unu, zalim olduklar�n�, daha önce görmedi�imiz türden bir �ey olduklar�n� biliyoruz. Daha iyi organize olmu�lar, daha iyi finanse ediliyorlar, daha fazla kapasiteye sahipler, daha iyi yap�lanm��lar. Daha önce görmedi�imiz türden barbar yap�ya sahip tehlikeli bir vah�et ideolojisine sahipler. Bu grup, sadece terörist olmay� a�an düzeyde tehlikeli ki�ilerden olu�uyor. Bir ordular. Bugün Irak'�n, Suriye'nin yar�s�n� kontrol ediyorlar. Onlar� ciddiye almal�y�z, geriletip yok etmeliyiz" gibi abart�l� bir �ekilde büyük bir tehditle kar�� kar��ya olundu�una dikkat çekerek dünya güçlerini ittifakla harekete geçmeye ça��rm��t�r. Üstelik I��D'in yapt�klar� kendilerinin sadece K�z�lderililere uygulad�klar� barbarl�k ve vah�etin milyonda birine bile ula�amazken, siyahlara ve tüm dünya mazlum halklar�na bugüne kadar yapt�klar� zulüm, vah�et ve katliamlar� ise daha önce ifade etmi�tim..

D��i�leri Bakan� ve Savunma Bakan� taraf�ndan Berlin'de aç�klanan karara göre Almanya da, Irakl� Kürtlere Milan Tanksavar füzeleri ile makineli tüfek gönderecekmi�. Buna göre Pe�mergeye 30 Milan tipi tanksavar, 500 tanksavar füzesi, 10 bin el bombas�, 8 bin G3 ve G36 tipi silah gönderiliyor. Bunlar�n mühimmatla birlikte anti tank silahlar� ve çe�itli sava� araçlar� da gönderilen askeri yard�m malzemeleri aras�nda bulunuyor. Almanya ayr�ca insani yard�m çerçevesinde 50 milyon Euro da para yard�m� yapacakm��. �ngiltere de Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin (RAF) Amerli’nin "kurtar�lmas�"n�n ard�ndan Kuzey Irak’ta I��D’e kar�� sava�an Kürt Pe�mergelere 9 ton cephane yard�m� ula�t�rd���n� aç�klam�� bulunuyor.

Görülüyor ki, I��D'e kar�� mücadele ad� alt�nda, bir yandan (bir çok silahlar�n� I��D'e kapt�r�p da I��D'in a��r silahlarla teçhizine yol açt�ktan sonra) Irak ordusuna yeniden silahlar veriliyor (yani dolayl� olarak I��D silahland�r�lm�� oluyor). Bir yandan bu kadar aç�k silahland�ramad�klar� Kürt bölgesi art�k daha aç�ktan ve daha a��r silahlarla dolduruluyor. Bir yandan da PKK ayn� mücadelenin müttefiki haline dönü�türülerek bu silahlanmadan pay�n� alacak bir konuma getiriliyor. Belki böylece, Bat�l�lar� çok rahats�z eden Türkiye'nin Kürt sorununu çözme projesi de, PKK silahland�r�l�p, bölge sava� ortam�nda tutularak arkadan vurulmak ve akamete u�rat�lmak da isteniyor olabilir.

Görüldü�ü üzere oynad�klar� oyunlarla, bölge insanlar�n�n kanlar� pahas�na birçok emperyalist plan� ayn� anda uygulay�p çok say�da ç�kar� ayn� süreçte elde etmeye çal���yorlar. Silah üreticisi emperyalist devletler böylece hem eski silah stoklar�n� tüketiyorlar, hem yeni silahlar�n� deneme imkan� buluyorlar, hem bu gerginlik vesilesiyle bölgeye petrol kar��l��� silah sat���yla büyük kârlar elde ediyorlar, hem de bölgeyi etnik, mezhebi ve hizipçi k��k�rtmalarla birbirine k�rd�r�p zay�flatarak emperyalist projelerini daha kolay uygulamaya koyabiliyorlar.  Halbuki I��D tehlikesini abart�l� biçimde büyüterek, bir taraftan bölgedeki devlet ve örgütleri birbiriyle terbiye edip kendilerine muhtaç k�lanlar ve bu vesileyle bölgedeki güçlere silah ya�d�ranlar, üç y�ld�r soy k�r�ma muhatap Suriye muhalefetine çok ihtiyac� olan a��r silahlar� bir türlü vermeye yana�m�yorlar, Esed katliamlar�n�n devam�na göz yumuyorlar. I��D'in eline verilen a��r silahlar�n ve bu vesile edilerek Kürt ve Irak yönetimlerine ya�d�r�lan silahlar�n çok daha az�n�n, neden Suriye'de direnen �slami direni� gruplar�na verilmedi�i (ki verilseydi hem Esed'in katil diktatörlü�ü sona ermi�, hem de I��D gibi örgütlerin palazlanmas� engellenmi� olurdu), üzerinde dü�ünülmesi gereken bir durum de�il midir? Aç�kt�r ki, bölgenin kaos içinde olmas� ve yeni yeni krizlerle, gerginlik ve sava�larla bölgedeki kaosun devam etmesi, emperyalistlerin bölge üzerindeki hegemonya ve ç�karlar�n�n korunmas� ve süreklili�i bak�m�ndan gerekli görülüyor.

ABD yetkilileri, "Personelimizi koruma çabalar�m�za ek olarak, sadece Irak'a de�il, genel anlamda Ortado�u'ya ve bölgedeki Amerikan personeli ve ç�karlar�na tehdit olu�turan I��D örgütüne kar�� koyma çabalar�nda Irak hükümetini desteklemeye devam edece�iz" diyerek aç�kça ç�karlar� u�runa bölgede kan dökmeyi sürdüreceklerini ifade ediyorlar.  Savunma Bakan� Chuck Hagel, �u iddiada bulunuyor: “I��D, �imdiye kadar gördü�ümüz en geli�mi� ve en iyi finanse edilen gruptur. Bunlar bir terör örgütü olman�n çok ötesindeler. �deolojiyle stratejik ve taktik askeri mahareti birle�tirmi�lerdir. Son derece iyi finanse ediliyorlar.” "Bu, gördü�ümüz her �eyin ötesindedir. Bu yüzden her �eye haz�r olmal�y�z” diyor. Emperyalist devletler, I��D tehdidini ve yapt�klar�n� siyasi amaçlarla kas�tl� olarak abartarak sunmakta, tabii ki I��D'in de bu amaca hizmet edecek malzemeleri bolca üretmesi üzerine, elinde bulundurdu�u ajanslar arac�l���yla dünya medyas�n� yönlendirerek k��k�rt�c� yay�nlar yap�lmas�n� sa�lamaktad�r. Böylece de yeni bir dü�man� hedef alarak, yeni tehdidi göstererek silahlanma, sald�r�, i�gal ve ba�ka ülkelere müdahaleyi esas alan politikalar�n� kendi halklar�na kolayca onaylatmakta, demokratiklik aldatmacas�n�n gere�i olarak halklar�n� arkalar�na almak için bu tür tehditleri her zaman kullanmaktad�rlar.

Bas�nda yer alan haberlere göre, Musul'un I��D'in eline geçmesinden çok daha önceden beri sistematik olarak ma�dur edildi�i iddia edilen Musullu H�ristiyanlar, uzun zamand�r ABD'nin ve Bat�n�n yard�m�n� bekliyorlard�. Ama Maliki diktatörlü�üne tam destek veren ABD ve Bat�n�n hiç sesi ç�km�yordu. Suriye ve daha birçok bölgede Bat�n�n dolayl� deste�iyle 200 bini a�k�n masum insan katledilerek tam bir soyk�r�m ya�and��� halde, buradaki mazlum halklar da 3 y�l� a�k�n bir süredir bu büyük vah�ete kar�� insanl�k onurunun ve vicdan�n�n harekete geçmesini, beyhude bir bekleyi�le bekleyip duruyorlard�. Ayn� �ekilde tam da bu süreçte, bu kaos vesilesiyle kendisine sunulan alan� de�erlendirerek Gazze'nin her yandan ku�at�lm�� mazlum halk�na karadan, havadan ve denizden a��r silahlarla sald�ran Siyonist katil terör devleti �srail de iki binin üzerinde ço�u çocuk, kad�n masum insan� katletmi�, on binin çok üzerindeki Gazzeliyi de a��r yaralam�� oldu�u halde, bunun yan�nda daha dün Bosna’da, Çeçenistan’da, Ke�mir’de; bugün ise Myanmar, Do�u Türkistan ve M�s�r'daki bask�, zulüm ve katliamlarda bir türlü insani ve vicdani yönleri harekete geçmemi�tir bu emperyalist güçlerin. Ama bütün bu katliamlar� seyrederek katil despot rejimlere, Siyonist katillere  zahiren dolayl�, el alt�ndan ise do�rudan destek veren ABD ve Bat�n�n olmayan vicdan� ve insani yard�m duyarl�l���, ancak I��D Kürt bölgesine sald�r�ya geçip ABD ve Bat� ç�karlar�n� da tehdit etmeye ba�lay�nca, görünü�te bu bölgede göçe zorlanan H�ristiyan ve Ezidiler için, ama ayn� zamanda arka planda emperyalist ç�karlar için harekete geçivermi�lerdir.

Afganistan ve Yemen'de ABD'nin katil insans�z hava araçlar�n�n savunmas�z siviller üzerinde yol açt��� y�k�m�, masum insanlar�, kad�nlar�, çocuklar� on y�l� a�k�n zamandan beri nas�l katliama maruz b�rakt���n� içimiz ac�yarak, yüre�imiz yanarak izlemiyor muyuz? Ayn� �ekilde daha çok yak�n zamanda 2013 y�l�nda katil Maliki diktatörlü�ü, el-Anbar ve Felluce'de sadece diktatörün istifas�n� ve adalet talep ettikleri için yeni bask�, zulüm ve katliamlar gerçekle�tirerek mazlum halk� �iddete dayal� isyana sevk ederken, ABD ve Bat� Maliki rejimini desteklemeyi sürdürdüler. Yüz y�llard�r bölgede birlikte çat��mas�z bar�� içinde ya�ayan, hatta zalim Saddam döneminde bile bir çat��ma içinde olmayan farkl� mezhepler, ABD ve Bat� i�gali sonras�nda bugün bu derece mezhep çat��malar�na sürükleniyorlarsa bunu da emperyalist devletlerin yönlendirdi�i çok aç�k bir gerçektir. ��te bütün bu zalimane uygulamalar ve emperyalist politikalar, bölgedeki �iddet eksenli isyan� hakl� olarak tetikliyordu.

Bugün Irak'taki I��D mevzilerine hava sald�r�lar�n� düzenleyen ABD ve bölgeye silah yard�m� için seferber olan Bat� ülkesi yanda�lar�, bu kaos ve çat��ma ortam�n�n olu�umunu  sa�layan esas fail de kendileri olunca, insan olanlar�n onlar�n bu ikiyüzlülü�üne tükürmesi gerekiyor. Ama maalesef bölgedeki birçok siyasetçi ve önder bile maalesef bunun fark�nda olan tutumlar, politikalar geli�tiremiyorlar. �uras� iyi bilinmelidir ki, ABD ve yanda�lar� Bat�l� emperyalist ülkelerin bölgeye ve I��D'e yönelik yeni sald�r� hamlelerinde ve Kürt bölgesine silah yard�m�nda asla insani hiç bir duyarl�l�k rol oynam�yor. Her zamanki gibi onlar sadece kendi süfli ç�karlar�n� koruman�n derdindeler. I��D e�er Erbil'e yakla�masayd�, muhtemelen müdahale de olmazd�. Nitekim, AA'da yer alan bilgiye göre; Avrupa Birli�i Irak Delegasyonu Ba�kan� Büyükelçi Jana Hybaskova, "baz� AB üyelerinin I��D petrolünü sat�n ald���n�" ifade ediyor. Bu aç�klama, I��D'in ç�kard��� petrolü sat�n alarak örgüte finansman sa�layan AB üyesi ülkelerinin ç�karlar� için ne kadar ikiyüzlü ve tutars�z olabildiklerini ortaya koyan son derece ahlaks�z yeni bir örne�i ortaya koymaktad�r.

I��D'� Ele�tirmek Sadece Tevhidi Akideye ve �slami Ölçülere Sadakat Gösteren Müslümanlar�n Hakk� ve Görevidir

Radyo Denge: Siz, öncelikle I��D gibi örgütleri ortaya ç�karan �artlar� haz�rlayan zalimleri tel'in etmeyip hatta onlarla iç içe olarak I��D'i k�nayanlar, bu tutumlar�nda samimi, tutarl� ve dürüst de�ildirler diyorsunuz. Peki I��D'in yapt�klar� ona nas�l bir konum belirliyor, onu ve yapt�klar�n� nas�l de�erlendirmek laz�m?

Pamak: Evet, öncelikle yüzy�llara sâri ve halen devam eden kendi i�gal, istila, sömürü ve katliamlar�n� hesaba çekip, bu hallerini süratle terk edip k�namayanlar�n bölgenin zulme isyan eden çocuklar�n�n kimi haks�zl�klar�n� ele�tiri konusu yapmalar�, hakl�, âdil, samimi, tutarl�, dürüst ve insani de�ildir. I��D'i olu�turan zulüm batakl���n� ortaya ç�karan �ran ve ABD destekli Maliki diktatörlü�ünün y�llard�r süregelen, özellikle Sünni kesime yönelik adaletsizlikleri, katliamlar�, hak ihlalleri üzerinde durmadan, �iddet eksenli e�ilimleri besleyen �artlar� olu�turan zalimler ve destekçileri tel'in edilmeden sadece ���D'in bir sonuç olarak ortaya ç�kan zulümlerini ele�tirmek yeterli, hakl� ve âdil de�ildir. Do�al olarak bu tarafl� tutum sahiplerinin samimiyet ve dürüstlükleri de sorgulan�r. Ama hangi �artlar sonucu olursa olsun ortaya ç�kan bir örgütün �slam ad�na �slami tüm ölçü ve ilkeleri ve �er'i hudutlar� yok etmeye de hakk� yoktur ve arkas�ndaki zulüm batakl��� gerekçe gösterilerek bu yap�lanlar mazur, me�ru, hakl� görülemez. Ancak bu hali ele�tirmek sadece tevhidi ak�deye ve �slami ölçülere sadakat gösteren, Kur'an ahlak�n� ku�anm�� Müslümanlar�n hakk� ve görevidir.

"Kim, bir insan�, bir can kar��l��� veya yeryüzünde bir bozgunculuk ç�karmak kar��l��� olmaks�z�n öldürürse, o sanki bütün insanlar� öldürmü�tür. Her kim de birini (hayat�n� kurtararak) ya�at�rsa, sanki bütün insanlar� ya�atm��t�r" (Maide, 32) ayetinin yolumuzu ayd�nlatmas� gerekirken, �slam ad�na ortaya ç�kan baz� silahl� gruplar�n �slami ölçülere ayk�r� olarak sadece hegemonya amac�yla rastgele insanlar�, masum halklar�, kad�nlar� ve günahs�z çocuklar� bile katledebilmesi hiçbir sebeple mazur ve me�ru görülemez. Rabbimizin kullar�n� imtihan sebebiyle dünyada irade serbestli�ine sahip k�lan "Dinde zorlama yoktur" (Bakara, 256) ve "dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin" (Kehf, 29) ayetlerine ra�men, insanlar� zor ve �iddet kullanarak �slam'a girmeye zorlamak, aksi takdirde katletmek �slami de�ildir. "Ancak alemlere rahmet olarak gönderilmi�" (Enbiya, 107) olan Peygamber'in (s) konumunu, baz� a��r� �iddet yanl�s� gruplar�n, vahye uygunlu�u ara�t�r�lmadan sahih olmayan baz� rivayetleri ayetmi� gibi mutlakla�t�rarak, "k�l�ç Peygamberi"ne (s) indirgemeleri, esir ald�klar�n� topluca öldürdü�üne dair uydurma rivayetleri esas almalar�, yanl�� yöntemleri �slami sanmalar�na yol açmaktad�r. Bu vahye, sünnete ve ilme ayk�r� hurafeci yakla��mlar sonucunda; baz� Müslümanlar�n, Allah'�n imtihan dünyas�nda kendilerini özgür iradeleriyle gerçekle�tirmeleri için serbest b�rakt��� kullar�n�n aras�nda adalet ve güvenli�i sa�lamak üzere inzal edilmi� �slam ad�na ölçüsüz bir �iddete kaymalar�, adaleti ve güvenli�i yok ederek masum insanlar� kolayca katledebilecek hale gelmeleri, hatta ba�ka Müslüman gruplar� bile s�rf kendilerine biat etmedikleri için katletmeleri hiç bir sebeple mazur ve me�ru görülemez. Hatta failini �slam'�n d���na ç�karacak ve ebedi cehennemlik yapacak kadar büyük bir günaht�r. "Kim bir mümini kasten öldürürse cezas�, içinde ebediyen kalaca�� cehennemdir. Allah ona gazap etmi�, onu lânetlemi� ve onun için büyük bir azap haz�rlam��t�r" (Nisa, 93).

"�slâm hukukçular�n�n büyük ço�unlu�u Hz. Peygamber ve Hulefâ-yi Râ�idîn'in talimat ve uygulamalar� do�rultusunda, bizzat sava�a kat�lanlar d���nda kalan sivilleri, yani kad�n, çocuk ve ya�l�lar�, engellileri, çiftçileri, mabetlere çekilmi� din adamlar�n� ve sava�la ilgisi bulunmayan di�er insanlar� öldürmenin yasak oldu�una hükmetmi�tir. Dü�man askerinin, esir al�nd�ktan sonra kaçmaya te�ebbüs etmesi veya sava�maya yönelmesi gibi durumlar d���nda birileri taraf�ndan öldürülmesi haramd�r. Sava�ta bile dü�man etkisiz hale getirilip esir al�nd�ktan sonra daha ileri bir davran�� uygun görülmemi�, esirlere uygulanacak hüküm Kur'an'da �u �ekilde belirlenmi�tir: "�nkâr edenlerle -sava�ta- kar��la�t���n�z zaman boyunlar�n� vurun. Nihayet onlar� iyice y�ld�r�p sindirince ba�� s�k�ca ba�lay�n (esir al�n). Sava� sona erince de art�k ya kar��l�ks�z veya fidye alarak onlar� sal�verin" (Muhammed 4). Esirlerin gerekti�inde öldürülebilece�ini savunanlar�n Hz. Peygamber döneminden verdikleri birkaç örne�in hepsinde esirler sadece sava�t�klar� ve esir al�nd�klar� için de�il sava� öncesinde veya esaret halinde i�ledikleri suçlar ve özel durumlar� sebebiyle ölümle cezaland�r�lm�� olup bundan hareketle esirin öldürülebilece�i sonucunu ç�karmak isabetsizdir." (Prof. Dr. Ahmet Özel / el Cezire). Buna ra�men I��D sava� halinde bile olmayan kimseleri esir almakta, rehin tutmakta, �antaj amaçl� kullanmakta ve istedi�i zaman da kafas�n� keserek vah�i biçimde katledebilmektedir. Bunlar �slami de, insani de olmayan uygulamalard�r.

Asla olmamas� gereken "Müslüman toplumlar aras�nda ortaya ç�kacak sava��n hükümleri ise Müslüman olmayanlara kar�� yap�lanlardan farkl� oldu�u gibi, esirlerine uygulanacak hükümler de farkl�d�r. Böyle bir sava� s�ras�nda uleman�n ço�unlu�una göre esir al�nan erkekler hapsedilirler, öldürülemezler; öldürülmeleri halinde diyetleri ödenir. Kad�n ve çocuklar hiçbir �ekilde esir al�namaz. Esir al�nan erkeklerle koruma alt�nda bulundurulan kad�n ve çocuklar sava� sonunda serbest b�rak�l�rlar." (Prof. Dr. Ahmet Özel / el Cezire). I��D uygulamalar�nda ise, kendilerine biat etmeyen Müslümanlar hedef al�narak sebepsiz olarak sadece hegemonya kurmak amac�yla sava��lmakta, katledilebilmekte ve mal, can ve namuslar� helal say�labilmektedir. I��D benzeri yap�lar, "sava�mayanlara kar�� sava��lmamas� ya da kar�� taraf�n vazgeçmesi durumunda bar���n adalete daha uygun oldu�u"na yönelik ayetleri de yok sayarak, kendileriyle sava�mayanlarla, hatta sava�mak istemeyenlerle ve asla sava��lmamas� gerekenlerle me�ru olmayan "hilafet" ad�na sava�makta, hatta vazgeçenlerle de sava�arak adalete daha uygun oldu�u bildirilen bar��� da kolayca ayaklar alt�na alabilmektedirler. Bütün bunlar�n �slami �er'i ölçülerden sapma d���nda izah� yoktur.

Müslüman Alimler Birli�inden Karada�i, I��D’�n hilafet ilan� hakk�nda Al Jazeera'ye yapt��� aç�klamada �unlar� ifade etmi�tir; “Herhangi bir grup veya devletin kendi kendine hilafet ilan etmesi me�ru de�ildir ve �eriata ayk�r�d�r. Çünkü hilafet asl�nda tüm �slam alemine vekalet etmektir. Hilafette tüm �slam ümmetinin, alimlerinin ve beyinlerinin hakk� vard�r. Dolay�s�yla belirli bir grubun kendi kendine hilafeti ilan etmesi �er'i aç�dan bat�ld�r.” “Ne yaz�k ki �slam’� �iddetle özde� hale getirmek isteyenler var. �slam ‘Rahman ve rahim olan Allah’�n ad�yla’ ba�lar. Müslüman her i�e bu cümleyle ba�lar. Müslüman rahmetsiz i� yapmaz. Ne yaz�k ki baz� Müslümanlar �iddete ba�vurarak Bat� dünyas�n�n eline koz veriyor. Ama �slam onlar�n i�ledi�i cinayetlerden masumdur. ‘Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik’ diye buyurmu� Cenab-� Hak. �slam rahmet dinidir; azab�n, öldürmenin ve i�kencenin dini de�ildir” (http://www.islahhaber.com/news_detail.php?id=55545).

Ahmed Kalkan karde�imiz de bu konuda �u do�ru tespitleri yap�yor ve hakl� baz� sorular� gündeme ta��yor: "Irak’ta bir anda ortaya ç�kan bir örgüt, milyonluk nüfusa sahip �ehirlerde kar��s�ndaki askerlerin bir tek silah atmadan teslim olup �ehri teslim etmesiyle çok kolay hâkimiyeti ele alabiliyor. �slâmî devlet, �eriat’�n zaferi, bunca �er güçlere ra�men gerçekten bu kadar kolay m�?  I��D’in alternatif �slami siyasi bir projesinin var oldu�u, �slâmî bir devletin alt yap�s�n� olu�turup en son olarak baz� �ehirleri ele geçirdi�ini iddia etmek mümkün de�ildir. Tepeden inme ve sürpriz bir oldu-bitti ile bir devlet kurulmaz. Ba�dadi denilen �ahs� kim ne oranda tan�yor? Kendisi saklanan, kendi emniyeti bile bulunmayan bir halife, kendisine bey’at edenleri nas�l koruyabilir? Kendi güvenli�i olmayan onca Müslüman'a nas�l otorite olabilir?  Örgütün sözcüsü geçti�imiz ay yapt��� uzun bir aç�klamas�nda, kendisinin daha önce nispet edildi�i el-Kaide örgütünün lideri Zevahiri'yi de yoldan ç�kmakla ve sap�tmakla itham ediyor, yanl��lar�ndan dönüp tevbe etmesi için kendisine mühlet verdiklerini aksi takdirde onu da kâfir ilan edeceklerini duyuruyordu. Yanl��lar�ndan dönmesinin �artlar� aras�nda Müslüman Karde�ler cemaatini ve onun içinden M�s�r cumhurba�kanl���na seçilmi� sonra da gayri me�ru darbeyle görevinden uzakla�t�r�larak zindana at�lm�� olan Muhammed Mursi'yi tekfir, Mursi'yi ve �hvan liderlerini ta�ut ilan etmesi de yer al�yordu. Bu grubun di�er �slâmî gruplara, sana bana bak��lar� genellikle tekfircilik üzeredir. Ve tekfir ettikleri Müslümanlar�n kan� helal oldu�u gibi, mallar� da, kar�lar� ve k�zlar� da kendilerine helâld�r. Bu anlay�� ve özellikleri, onlar� birtak�m kirli hesaplar�n sahipleri taraf�ndan güdülmeye müsait hale getiriyor. Bat� kaynakl� emperyalizmin �slâmî bilinçlenmeyi önünde engel olarak görmesi ve �slâmî de�i�im ve dönü�üm taraftarlar�n� terörize etme ihtiyac�na ve  '�slamofobi' diye adland�r�lan �slâm’dan insanlar� korkutma anlay���na uygun, onlar�n �slâm’� öcü göstermesine malzeme veren bir anlay�� ve uygulama içinde oldular, oluyorlar. Il�ml� �slâm anlay���na da, tekfirci ve zâlim din anlay���na da kar��y�z. Cihad’� Kur’an’daki geni� anlam�yla ve hayattaki tüm boyutlar�yla anl�yor ve cihad�n her �eyden önce insan öldürme de�il, insan kurtarma gayretleri oldu�unun alt�n� çiziyor, gerekti�inde insanlar� mahvedenlere kar��, �slâm’�n usûl ve esaslar�n� belirtti�i tarzda sava��n da emrolundu�unu ve buna da haz�r oldu�umuzu ifade ediyoruz. 'Ya benden olacak, bize bey’at edeceksin ya da öleceksin!'  yakla��m�n� Rabbânî de bulmuyoruz, nebevî usulle de ba�da�t�ram�yoruz. Kur’an ve sahih sünnette belirlenen �slâm anlay���n�, sava� hukukunu, �slâm’�n hangi yollarla ve nas�l devlet olaca��n�n Kur’an’daki ilkelerini ö�renmeyi tavsiye ediyoruz. �limsiz cihad�n, anar�i ve terör olu�turabilece�ini unutmamal�y�z" (http://www.ahmedkalkan.com.tr/component/k2/item/411-isid-e-nasil-bakiyorum.html).

I��D'in �slam'a ayk�r� uygulamalar� onu saltanat dönemi uygulamalar�n�n bile gerisine dü�ürmü� bulunmaktad�r. I��D'in hakim oldu�u yerlerde estirdi�i tam anlam�yla "terör" sebebiyle, insanlar kitleler halinde da�lara s���n�yorlarsa; girdi�i yerlerin halk�na eminlik ve güven veremiyorsa, bu hal ne ile izah edilecektir? Halbuki Resulullah (s) bir hadisinde, "Kom�usu �errinden emin olmayan ki�i gerçekten iman etmemi�tir" (Buhârî, Edeb 29; Müslim, �man 73) buyuruyor. Hem de bu kom�unun mü'min olmas� da �art de�ildir. Yani kafir kom�usu �errinden emin olmayan Müslüman iman�n� yenilemelidir. Çünkü iman Allah'a güvenmekle özde�tir. Allah'a güvenen mü'min de çevresine güven veren emin bir �ahsiyettir. Resulullah (s) henüz Peygamber olmadan, vahiy gelmeden f�tri ahlakla mü�rikler için bile emin oldu�u  halde, bugün vahiyle bulu�up mümin vasf� kazananlardan baz�lar� mü'min karde�leri için bile emin olam�yorlarsa, bilsinler ki bu durum mü'minlik vasf�yla asla ba�da�maz. Osmanl� ordular� bile bir ülkeye girdiklerinde, oran�n gayrimüslim yerli halklar� onlar� özlemle bekliyor ve onlardan sadece adalet uman bir hal üzerinde bulunuyorlard�. Bunlar ise; zulüm, katliam, kafa kesme uygulamalar�yla, üstelik bütün bu yapt�klar� sanki çok matah bir �eylermi� gibi propagandas�n� yaparak yay�lmas�n� da bizzat kendileri sa�layarak, insanlar�n kendilerinden ve dolay�s�yla �slam'dan nefret etmelerini, korkmalar�n� bizzat kendileri temin ediyorlar. Böylece insanlar, hatta kimi Müslümanlar bile "e�er �slami yönetim böyle olacaksa olmas�n daha iyi" diyerek seküler laik demokratik sistemlere do�ru meylediyorlar. Ayr�ca bu kadar büyük zulümler, �slam'a ayk�r�l�klar, adaletsizlikler sebebiyle, "�slam devleti" ve "hilafet" gibi kavramlar�n y�pranmas�na, küçük dü�ürülmesine de yol açmaktad�rlar. Küresel emperyalist sistem, sanki �slam ad�na bunlar�n vah�etini gösterip, bölge halklar�n� laik liberal dünya sistemine ikna ve entegre etme projesini uyguluyor gibi.

Suriye'deki �slami Gruplar, I��D'i Tevbe Etmeye, Müslümanlar� Öldürmemeye ve �slami Ölçülere Riayete Ça��r�yorlar

Radyo Denge: Bölgedeki, özellikle I��D'in sald�r�s�na u�rayan Suriye muhalefeti içindeki di�er �slami gruplardan yap�lm�� I��D'e dair bir aç�klama var m�?

Pamak: Evet var. Öncelikle �unu ifade edeyim ki, I��D muhalif �slami gruplar� arkadan vurup Esed'in i�ini kolayla�t�ran bir rol oynam��t�r. Esed de muhalefeti bölüp kendi içinde çat��t�rarak zay�flatmak ve hegemonyas�n� sürdürmek için elinden geleni yapm��t�r. Bu ba�lamda kontrolü alt�ndaki baz� yerleri PKK'n�n Suriye kolu olan PYD'ye, (baz� alanlar�) özellikle petrol kuyular�n�n oldu�u baz� yerleri de I��D'e terk edip çekilmi�, bilahare de t�pk� Bat�l� emperyalist devletler gibi I��D'den petrol sat�n alarak, ona finans sa�lama konumunda kalm��t�r. Muhaliflerin kontrolü alt�ndaki baz� yerleri Esed güçlerinin bombalamas�n�n hemen ard�ndan buralara I��D'in yerle�mesi gibi durumlar da bu anlamda dikkat çekmi�tir. ��te bu kaos ortam�nda I��D'in sald�r�s�na muhatap olan �slami cephelerden baz�lar� I��D'i uyaran aç�klamalar da yapm��lard�r.  Bunlardan sadece bir tanesini aktaray�m. Suriye'de katil Esed rejimine kar�� mücadele eden muhalifler I��D'e seslendikleri bir video yay�nlay�p, uyar� ve ça�r�larda bulunarak �unlar� söylediler;

�lk konu�an direni�çi: "Devle (I��D) ferdlerine sesleniyorum. Biz Nusret Cephesiyiz. Allah'�n kelimetullah�n� yüceltmek için sava��yoruz. Mazlumlar�n zafere ula�mas� için sava��yoruz. Esed Rejimi'ni ve Ordusu'nu yenilgiye u�ratmak için sava��yoruz. Biz bu topraklara Allah'�n �eriati hakim olsun diye geldik. �nsanlara zulmetmek için gelmedik. Buralar� ifsad etmek için gelmedik. Ey Devle'nin neferleri ve askerleri. Size hakka dönmenizi nasihat ediyorum. Yapm�� oldu�unuz hatalar� terk edin ve hakka yönelin. Allah için sava�maya dönün. Mücahidleri öldürmeyi b�rak�n. Ba�dadi ve Adnani'nin size söylediklerini terk edin ve Müslümanlar� öldürmeyi b�rak�n. Tüm bunlar� terk edin ve Allah yolunda sava�an mücahidler olun. �am topraklar�na yapt���n�z hicreti bo�a ç�karmay�n. Biz dinin yard�mc�lar� ve Allah'�n askerlerine kar�� sava�mak için buraya gelmedik.  Allah'a hamdolsun Allah bizi kendi yolunda kafirlere kar�� sava�mak için buraya gelmemizi nasip etti. Fakat sizler buraya gelme amaçlar�n�zdan sapt�n�z. Sizler �u anda Allah'�n dü�manlar�na kar�� sava�mak için gelen mücahidleri öldürüyorsunuz.  Sizlere nasihatim hakka dönmenizdir. Bu konular hakk�nda konu�an alimlerin sözlerine kulak verin. Tüm o alimler sizin yanl�� yolda oldu�unuzu söylüyorlar. Hatta o alimlerden baz�lar� sizin harici oldu�unuzu söylüyorlar. Allah için hakka dönün. Kendi emirleriniz, �eyhleriniz yerine alimlerin sözlerini dinleyin."

�kinci konu�an direni�çi: "Bizim amac�m�z Müslümanlar�n ve �slam'�n zafere ula�mas�d�r. Onlar(I��D) geldiler ve bizim topraklar�m�z� i�gal ettiler. Müslümanlar�n canlar�n� ve mallar�n� helal gördüler. So�ukkanl�l�kla Müslümanlar� öldürmeye ba�lad�lar. Dediler ki Ba�dadiye biat etmeyen tüm Müslümanlar mürted olmu�tur (dinden ç�km��t�r). Bu �slam �eriatine ayk�r�d�r. O'nu kim halife seçti Müslümanlara. Önce devlet ilan ettiler. Sonra hilafeti ilan ettiler. Sonra da Müslümanlar� öldürmeye ba�lad�lar."

Üçüncü konu�an direni�çi: "Biz burada kalmaya ve kendimizi savunmaya devam edece�iz. Allah size kar�� bizim yan�m�zdad�r. Siz buraya Allah yolunda sava�an mücahidleri öldürmeye geldiniz. Sizler kendi emirlerinizin ve �eyhlerinizin sözlerini dinliyorsunuz. �üphesiz ki Allah k�yamet günü size �unu soracak: "Bu insanlar� neden öldürdünüz?" ��te o gün ne Adnani ne de Ba�dadi size yard�m edemeyecek. O gün sadece kendiniz hesap vereceksiniz. Bir dü�ünün; Nusret Cephesi ve di�er gruplardaki mücahidleri niçin öldürdü�ünüzü. Sizin yapt�klar�n�zdan dolay� benim kalbim hüzün içerisinde. Allah'tan sizleri do�ru yola iletmesini istiyorum". (INCANEWS).

��te bu haberden de anla��ld��� üzere, Suriye'de katil Baas rejimine kar�� mücadele eden �slami cephe gruplar� I��D'in yapt�klar�n�n �slam d��� oldu�unu ifadeyle, onlar� tevbe edip �slami ölçülere riayete davet ediyorlar.

I��D'in Yapt�klar�, Emperyalist Projelere Önemli Katk�lar Sunuyor

Radyo Denge: Peki, I��D'e yönelik ABD sald�r�s� nas�l de�erlendirilmeli? ABD I��D üzerinden neleri kotard�?

Pamak: Tabii ki, bütün bunlara ra�men I��D'e yönelik ABD sald�r�s�na s�ra gelince; bizce ABD'nin sald�r�s� da ba�l� ba��na bir ba�ka zulümdür. Ama �eytan ve dostlar�n�n zulmü, vah�eti onlar�n temsil etti�i ifsad�n do�al sonucudur. �eytana insanlar� sapt�rmas� sebebiyle söylenecek tek �ey lanet etmek ve kovulmu� lanet �eytan�n �errinden Allah'a s���nmaktan ibarettir. Büyük �eytan ABD ve dostlar� AB ülkelerinin I��D'e ve Irak topraklar�na yönelik son sald�r� zulmü de bölgeye yönelik süregelen emperyalist amaçl� alçakça projelerinin ve vah�i katliamlar�n�n devam�ndan ba�ka bir �ey de�ildir. Ancak I��D'in yapt��� zulümler de bu tür �eytani emperyalist müdahale ve projelerin i�ini kolayla�t�ran bir rol oynamakta, onu �eytan�n ifsad�n� kolayla�t�rma konumuna dü�ürmektedir. Bu sebeple de, I��D'in �slam ad�na yapt��� zulümler �eytan�n yapt�klar�ndan daha fazla �slam'� ve Müslümanlar� yaralamaktad�r. �uras� iyi bilinmelidir ki, ABD'nin kendisine sald�r�s� asla I��D'in me�ruiyetinin kan�t� olarak kullan�lamaz.

Emperyalist devletler I��D benzeri kör �iddeti esas alan örgütlerin, önce olu�mas�n� sa�layacak ortam� haz�rlayarak, sonra da bölgede önlerini açarak ortaya ç�kan kaos ve gerginlikten faydalan�p kendi projelerini gerçekle�tirmeye, bölgeyi sömürmeye dayal� ç�karlar�n� güvence alt�na almaya çal���yorlar.  ABD D��i�leri Bakan� John Kerry, I��D’in Suriye ve Kuzey Irak’ta uygulamakta oldu�u ‘soyk�r�m program�na’ kar�� koymak ad�na kapsaml� bir uluslararas� ittifak ça�r�s�nda bulundu. Görülüyor ki, kendilerinin sürekli yapa geldikleri büyük katliam ve "soy k�r�m"lar� unutan, Suriye ve Irak'taki Esed ve Maliki'nin ve de �srail terör devletinin gerçek anlamda soyk�r�m olarak nitelenebilecek katliamlar�n�, bask�, zulüm ve diktatörce tutumlar�n� destekleyen ya da görmezden gelen alçaklar I��D'in yapt�klar�n� �slam'a fatura edince kolayca "soy k�r�m" olarak niteleyip topluca haçl� ruhunu ku�an�yorlar ve bölgede istedikleri yeni düzeni kurmak için bunu bir bahane olarak kullan�yorlar.

ABD, I��D sayesinde rakipleri ortaklar yapt�. Bölgesel Kürt Yönetimi ile �ran aras�nda diyalog artarken Irak merkezi yönetimi ve Bölgesel Kürt yönetimi aras�ndaki derin husûmet bir anda yerini ortakl��a b�rakt�. Silah deste�i alan Pe�merge, Amerikan hava sald�r�lar� e�li�inde Musul'da ilerledi. �ran'�n da deste�ini yitiren Maliki, ba�bakanl�ktan çekildi ve yerine I��D ile mücadelede Irak'� birle�tirmeye yetecek kadar ku�at�c� olaca�� san�lan �badi geldi. Amerikal� yetkililer alçakça manipülasyonlarla yönlendirip bütün bu politik amaçlarla istifade ettikleri I��D’i üstelik Suriye'de resmi rakamlara göre 250.000 ki�inin ölümüne neden olan Baas rejiminden  bile daha tehlikeli göstererek ve hatta katliamc�, soy k�r�mc� Esed ile ittifak bile gündeme getirilerek �slam ve Müslümanlar aleyhine ba�ka sonuçlar� da kotarmaya çal���yorlar.

I��D kullan�larak bir taraftan Irak hükümeti terbiye edilip, �ran, ABD ortak deste�iyle Maliki istifa ettirilip yeni hükümet kurulmas� sa�land�, di�er taraftan Türkiye ile ABD ve Irak'tan ba��ms�z petrol al��veri�ine te�ebbüs eden Kürt bölgesel yönetimi terbiye edilip, zor durumda kal�nca da yard�m edilerek ABD ve Bat�ya muhtaç oldu�u ve haddini bilmesi, ba��ms�z politikalar gütmemesi gerekti�i ihtar edilmi� oldu. Di�er taraftan da, Esed gibi diktatörlüklerden daha tehlikelisi var imaj� olu�turularak, Esed'in y�k�lmas� halinde gelecek olanlarla ilgili dünya kamuoyu aleyhte yönlendirilmeye çal���ld�. Bat�, bölgede �slam’�n ve Müslümanlar�n söz sahibi olmas�n�n önünü "terör" propagandas� ile kesmeye çal���yor. I��D gibi örgütleri ve �slam'a da ayk�r� olarak yapt�klar�n� abart�l� biçimde propaganda edip kullanarak, Suriye, Filistin ve M�s�r'daki �slami gruplar�n, �HVAN ve HAMAS gibi gerçek �slami davet ve direni� cemaatlerinin halklar� üzerinde ve dünyada daha fazla kabul görmelerini, sayg�nl�k kazanmalar�n� ve bölgelerinde söz sahibi olmalar�n� engellemeye çal���yor. Bat�daki (Amerika ve Avrupa ülkelerinden binlerce, resmi raporlara göre "üç binin üzerinde" gencin ülkelerini rahatlatan bir temizlik(!) imkan� sunarak I��D saflar�na kat�lmak üzere ülkelerinden ayr�ld�klar� biliniyor) ve tüm dünyadaki Müslüman gençlerin bu abart�l� propagandan�n tesirinde kalarak I��D'in saflar�na kat�lmas� adeta yönlendirilerek, hem �slam bu a��r�l�klarla yaftalan�p kötü gösterilmeye çal���l�yor, hem de bu e�ilimdeki samimi ama sahih bilgi ve bilinçten yoksun gençler bu tür uçlara itilerek mahkum edilmeye ve yok edilmesi gereken teröristler olarak gösterilerek tasfiye edilmeye çal���l�yor. Bunun yan�nda, emperyalist devletler, bir yandan Suriyeli muhalifleri arkadan vurmak, di�er yandan Irakl� Maliki ve Kürt yönetimlerini terbiye etmek için I��D'den faydalan�yorlar. Bütün bu aç�lardan bak�ld���nda, I��D'in yapt�klar� emperyalist projeler aç�s�ndan son derece yararl� olmu� bulunuyor.

Seküler Liberal, Sol, Kemalist ve Ulusalc�lar�n, Mazlum Müslüman Halklar�n Önünde Ba�lar�n� Utançla E�ip Özür Dilemeleri Gerekir

Radyo Denge: Peki I��D'i ve onun üzerinden �slam'� ele�tiren seküler liberal, sol, kemalist ve ulusalc�lar�n tutumlar� nas�l de�erlendirilmelidir?

Pamak: I��D'in asla �slami olmayan ve �slam'dan bir sapmay� te�kil eden insanlara korku salan, binlercesini yurdunu terke zorlayan bu tür bask� ve zulümlerinin faturas�n� �slam'a kesip, I��D üzerinden �slam'� ele�tirmeye cür'et eden önyarg�l�, Bat�l�lar�n, Bat�c� seküler sol, liberal ve alevi yazarlar�n, siyasetçilerin, gazetecilerin; öncelikle kendileriyle örtü�en seküler dü�üncenin müntesiplerinin tarihte ve bugün yapt�klar� ve yapmaya devam ettikleri zulüm ve katliamlar�n� hat�rlamalar� gerekir. Bu ba�lamda, Bat� seküler paradigmas�n�n ortaya ç�kard��� kapitalist blo�un kotard��� 1. ve 2. Dünya Sava�lar�nda yüz milyonun çok üzerinde masum insan� katleden büyük zulüm ve katliam�n� hat�rlas�nlar. Sonra da, ayn� sapk�n paradigman�n di�er kolu olan sosyalizm ad�na da sadece Sovyetlerin yine sadece Stalin döneminde hegemonya kurdu�u co�rafyada  ve civar�nda bile on milyonlar�n çok üzerinde katliam yapt���n� hat�rlas�nlar. Yine Avrupa'da on y�llar süren zaman dilimine yay�lan mezhep sava�lar�nda ayn� �ekilde milyonlarca insan�n� nas�l ac�mas�zca katlettiklerini, bunun yan�nda Haçl� seferlerinin Müslüman halklara yönelik vah�etini, bunlara ilaveten de Kore, Vietnam ve Kamboçya  benzeri ülkelerde ayn� seküler sapk�n paradigman�n temsilcilerinin nas�l alçakça i�gal ve katliamlar yapt�klar�n� dü�ünsünler.

I��D üzerinden �slam'� ve Müslümanlar� haks�z ele�tirilerle mahkum etmeye çal��anlar; bahsetti�im büyük insanl�k suçlar�na ilaveten yanda�� ve takipçisi olduklar� seküler modern paradigman�n ürünü emperyalist demokrasilerin ve bölgede egemen k�ld�klar� Siyonist katillerin, sadece son 20 y�lda Çeçenistan, Afganistan, Irak ve Filistin'de bizzat kendilerinin yine milyonlarca masum Müslüman'� nas�l vah�ice katlettiklerini hat�rlas�nlar. En son olarak da Suriye ve M�s�r'da diktatör ve darbecilerin yan�nda yer al�p, yüz binlerce masum Müslüman'� vah�ice katletmelerini, binlercesini de dakikal�k uyduruk mahkemelerde kitlesel idam kararlar�yla susturmaya çal��malar�n� nas�l destelediklerini ve kendilerinin de bu vah�etler kar��s�nda nas�l edilgen ve suskun kald�klar�n� dü�ünüp utanç içinde ba�lar�n� yere e�melidirler.

Ayr�ca ayn� seküler çevreler, �slam ümmetini uyduruk ulusal s�n�rlarla bölüp despot yönetimleri egemen k�l�p, bir de �srail terör devletini bölgenin kalbine b�çak gibi saplay�p bugünkü bütün çat��malar�n, kan ve gözya��n�n tohumlar�n� bilerek, planlayarak ekenlerin; yine kültürel olarak pe�lerinden sürüklendikleri seküler emperyalist demokrasiler oldu�unu dü�ünmeli, bu zulüm batakl���nda yeti�en I��D üzerinden �slam'� ve Müslümanlar� suçlamaya kalkanlar bir kez de bu sebeple utanmal�d�rlar. Ayr�ca, Türkiye'deki Ermeni tehciri ve kitlesel katliam� ile Kürt halk�na yönelik seküler Bat�c� Türk ulusalc���na dayal� bask�, yasak, asimilasyon ve katliamlar� gerçekle�tirenlerin de yine Bat�n�n dev�irdi�i �T (�ttihat Terakki) üyeleri olduklar�n� (bunlar�n da kendilerinin ideolojik dedeleri oldu�unu) bilmeli ve bir daha utanmal�d�rlar. Tabii ki, ayn� dönemde Müslümanlara yönelik katliamlar� yapan Ta�nak gibi Ermeni ulusalc�lar�yla �T mensuplar�n�n ve Kemalistlerin seküler Bat�c� ve ulusçu olmak bak�m�ndan ideolojik karde� olduklar� da unutulmamal�d�r.

Cumhuriyet ad� verilen dönemde ise, seküler Türk ulusalc�l���na dayal� laik Türkçü resmi ideolojiyi olu�turup dinle�tirerek bütün topluma zorbal�kla dayat�p Zilan ve Dersim benzeri katliamlarla on binlerce sivil halk� yok edenlerin de Bat�c� seküler �T'in art�klar� olmas� sebebiyle, bir de bunun için utanmal�d�rlar. Genelde CHP ya da di�er seküler partileri destekleyen bu çevreler, "kafa kesen I��D'in" yapt�klar�n� �slam'a fatura edip ele�tirirken, hâlâ izinden gittikleri seküler ideolojinin atas�n�n, dayatt��� seküler politikalar� kabul etmeyenler için "bu u�urda gerekirse birçok ba�lar kesilir" tehdidiyle estirdi�i terörü hat�rlas�nlar. Laik ulusalc� Kemalistlerin sadece "�stiklal mahkemelerinde" hukuksuz yarg� terörüyle on binlerce masum insan�n kellelerinin nas�l zalimce kopar�ld���n� hat�rlay�p utans�nlar.

��kence de Bat�l� seküler insan�n karakteridir. Avrupa'ya gidenler, orada ortaça�dan bugüne i�kencenin nas�l sistematik ve sürekli biçimde uyguland���n�n izlerine rastlarlar. ��kence aletleri teknolojisinin nas�l yenilenerek geli�tirildi�ini, çok büyük �st�raplar� insanlara ya�atan, insanl�k onurunu yok eden �edit ve vah�i usullerle yap�lan i�kencelerin kültürel ve teknolojik boyutuyla nas�l yayg�n oldu�unu ve neredeyse bir endüstriye dönü�tü�ünü i�kence müzelerini gezince anlarlar. Avrupa'n�n birçok �ehrinde yüzy�llard�r ve 20. yüzy�l�n ikinci yar�s�na kadar uygulana gelen bu vah�i i�kencelerin akla ziyan aletlerinin sergilendi�i, yöntemlerinin izah edildi�i müzeleri görmek mümkündür. Bat�y� taklit eden TC döneminde de, Bat�c� seküler Kemalist ve ulusalc� solcu kesimlerin de daha AKP dönemine kadar ülkemizde i�renç i�kencelere imza att�klar�n� herkes bilir. Yani i�kencecilik de Bat�n�n ve Bat�c�lar�n karakteridir. I��D zulümleri üzerinden �slam ele�tirisi yapanlar, kendi i�kenceci seküler ideoloji ve uygulamalar�n� hat�rlay�p utanmal�d�rlar. Türkiye'de i�kenceyi "s�f�r tolerans"la azaltanlar bile, ancak Kemalist ulusalc�l���n d���na ç�kabilen kadrolar olmu�tur.

En son Irak, Suriye, M�s�r ve Gazze'de ve dünyan�n pek çok yerinde insanlar, insanl�k d��� uygulama ve yöntemlerle katledilirken, yayg�n insanl�k suçlar� ve soyk�r�m boyutunda vah�etler gerçekle�tirilirken; sessiz durarak dolayl�, katillerin taraf�n� tutarak do�rudan destek veren bu seküler emperyalist devletler ve yerli i�birlikçileri, ç�karlar�na ters dü�en en ufak bir hadiseye ise aniden tepki vermekte ve müdahale etmektedirler. Bizzat sebep olduklar� ya da destekledikleri i�gal ve katliamlar kar��s�nda ço�u kez gözlemci refleksi gösteren seküler dünya, insana ait olan tüm de�erlerini ve en önemlisi insanl�k onurunu kaybetmi� bulunmaktad�r. Bu sebeple Gazze'de Siyonist terör devletinin en güçlü silahlarla yapt��� soyk�r�m� görmezden gelen, bir k�sm� da silah vermek dahil her türlü destekle aç�kça yan�nda yer alan Bat�l� devletler ve onlar�n ç�karlar�na hizmet eden uluslararas� kurulu�lar�, Siyonist katliamla ve çok boyutlu ambargoyla sars�lan HAMAS'�n ku�atma alt�ndaki zor �artlarda ve imkans�zl�klar içinde elde üretti�i gücü s�n�rl� bir kaç füzeyi �srail'e f�rlatt���nda çok büyük tepkiler verebilmekte ve hatta HAMAS'� insanl�k suçu i�lemekle, "terör örgütü" olmakla bile suçlayabilmektedirler. Üstelik bu alçakça tutumlar�ndan hiç bir utanç da duymamaktad�rlar.

Radyo Denge: Gerçekten de bütün bunlar dü�ünüldü�ünde, I��D üzerinden �slam'� ve Müslümanlar� suçlamaya kalk��an tüm seküler sol, liberal sol ve sa�, ulusalc�, laik, demokrat, Kemalist, seküler Alevi, kapitalist, sosyalist vb. tüm �slam d��� kesimlerin utanacaklar� ne kadar çok �eyleri var de�il mi?

Pamak: Evet gerçekten de müntesibi olduklar� seküler modern paradigman�n üretti�i ideolojiler ad�na yap�lan ve halen devam eden bunca i�gal, sömürü ve katliama ra�men bir de kendilerini iyi bir konumda görmeleri ibret verici bir kendini bilmezlik halidir. Üstelik I��D gibi örgütlerin  yapt�klar� �slam'dan bir sapma olarak ortaya ç�kt��� halde, Bat� ve Bat�c�lar�n, seküler paradigmaya dayananlar�n ürettikleri tüm vah�et, onlar�n insani olan� yok eden, f�trat� bozan seküler ideolojilerinin do�al sonucudur. Ayr�ca �slam ad�na ama �slam'a ayk�r� olarak yap�lan zulüm ve öldürmelerin failleri, onlar�n i�gal, sömürü ve katliamlar�n�n olu�turdu�u batakl���n ürünü olup, üstelik bu ürünlerin yapt�klar� da bizzat Batl�lar�n ve Bat�c�lar�n yapt�klar�n�n milyonda biri mesabesinde bile de�ildir.

Bugün I��D'e Sald�ranlar�n Ço�u Onu Do�uracak �atlar� Haz�rlayan Zalimlerdir

Radyo Denge: Bugün I��D'i zulümleri sebebiyle suçlay�p ele�tirenler, hatta yap�lanlar�n �slam'a ve Müslümanlara fatura etmeye kalkanlar, asl�nda I��D gibi örgütlerin ortaya ç�kmas�n�n müsebbibinin de kendilerinin olu�turduklar� zulüm batakl��� oldu�unu göremiyorlar m�?

Pamak: Evet, sizin de ifade etti�iniz gibi, bugün I��D'den �ikayetçi olanlar�n büyük ço�unlu�u, onu ortaya ç�karan �artlar� haz�rlayan zalimlerdir. Bu hallerini kasten görmüyor ve örtmeye çal���yorlar.

En ba�ta bölgeden ba�layacak olursak; Mesela �ran ve Hizip I��D hakk�nda suçlay�c� aç�klamalar yap�yorlar. Halbuki Maliki ve Esed diktatörlerinin y�llara sâri bask�, zulüm ve katliamlar�na önce destek verip sonra da bizzat i�tirak ettikleri gerçe�i kar��s�nda kendilerinin I��D'i de ortaya ç�karan �artlar� haz�rlad�klar�n� hat�rlamal�d�rlar. Ve henüz I��D'in kendilerinin yapt�klar� katliamlar�n çok az�na bile ula�mad��� gerçe�i kar��s�nda utanmal� ve I��D'i suçlamadan önce kendilerini hesaba çekip tevbe etmeli, �slami kimli�e ihanetten vazgeçmelidirler. Nasrallah, I��D'in Sünnilerin yan� s�ra Kürtler, Yezidiler ve H�ristiyanlara kar�� da sava�t���n� belirtip, “I��D, ba�ta Suriye ve Irak olmak üzere Suudi Arabistan'dan Ürdün'e di�er ülkeler için de tehdit olu�turuyor. ABD, I��D'den istifade etmek için ona göz yumdu” aç�klamas�n� yap�yor. Evet, Amerika'n�n ba�lang�çta istifade etmek için I��D'e göz yumdu�u tespiti do�ru olabilir. Ancak Nasrallah'�n �unu da hat�rlamas� gerekir ki, ayn� Amerika daha önce de Sünni muhalefeti k�rmak için Irak ve Suriye'de �ran'a ve Hizbe göz yummu�tu. Çünkü Amerika gibi �slam dü�man� emperyalist ülkeler, bölgede kaos olu�turup emperyalist proje ve politikalar� için kullanmak üzere bazen �iilik ad�na hareket eden mezhepçi ülke ve devletlerin, bazen de Sünnilik ad�na hareket edenlerin önünü aç�p desteklerler. Böylece bunlar�n birbirinin kar��s�na ç�k�p çat��mas� zeminini haz�rlay�p sürekli gerginlik ç�kmas�n� sa�layarak bölgeyle istedi�i gibi oynamak isterler.

Ayr�ca I��D gibi örgütlerin olu�tu�u zulüm batakl�klar�n� üretenler de bizzat Bat�l� ve Bat�c� seküler zihniyetin, zulüm, sömürü ve katliamlar�d�r. Bu yüzden �slam'� temsil etmeyen ve yapt�klar� �slam �eriat�yla asla ba�da�mayan I��D'in zulmünün bile arkas�nda yine kendi seküler ç�karc� insand���la�m�� zihniyetlerinin oldu�u unutulmamal�d�r. I��D'i de ortaya ç�karan ortam� haz�rlayan kaosu olu�turanlar�n, bu ba�lamda daha önce ifade etti�im i�galleri gerçekle�tirenlerin I��D'in yapt�klar�ndan da sorumlu olduklar� ak�ldan ç�kar�lmamal�d�r. Bu zalim seküler zihniyetin bölgede darbeleri ve despotizmi destekleme ve �srail terör devletinin katliamlar�n� görmezden gelme, hatta savunma gibi insanl�k onurunu yok eden politika ve uygulamalar�n�n, ortaya ç�kan sonuçtan do�rudan sorumlu oldu�u bilinmelidir.Üstelik bütün bunlara ilaveten bölge halklar�n�n adil �slami kimlikle bulu�mas�n�, tevhid ve adalet eksenli hükümetlere ula�mas�n� engelleyici her türlü zorbal��� da hem bizzat yaparak, hem de destekleyerek  tüm ya�ananlardan öncelikle sorumlu oldu�unu görüp utançla Müslüman halklardan ve tüm dünya mustazaflar�ndan özür dilemelidirler.

Bat� Her Zamanki �kiyüzlülükle �srail'i Sahiplenirken, I��D'e Sald�r�ya Geçiyor

Radyo Denge: Peki, M�s�r, Suriye ve Gazze'deki katliamlara, insanl�k suçlar�na sessiz kalan, hatta sald�rgan tarafta yer alan Bat�l� ülke ve kurulu�lar I��D sald�r�lar� sebebiyle ne yapt�lar?

Pamak: �nsani de�er ve erdemlerini yitirip, tamamen ç�kar eksenli bir konuma savrulmu� bulunan bu alçaklar, bahsetti�iniz zulüm ve katliamlara kar�� sessiz kalmak ya da destekçi olmak gibi, Irak'ta Maliki'nin on y�l süren zulüm ve katliamlar�na da hep sessiz kalm��lar, desteklerini sürdürmü�lerdir. ��te bu süreç sonunda Sünni kesim dayanamay�p ayaklan�nca ve çaresizlikle I��D'in pe�ine tak�l�nca yine sesleri ç�kmam��, hatta ba�ta Ba�dat'a do�ru ilerlemesine de göz yumulmu�, Maliki'nin yard�m talepleri kar��l�ks�z b�rak�lm��, ta ki I��D korumalar� alt�ndaki Kürt bölgesine yönelip oradaki ç�karlar�na da zarar vermeye ba�lay�nca hep birlikte dü�man ilan edip sald�r�ya geçmi�lerdir.

Siyonist devletin Gazze katliam� konusunda sorumluluklar�n� yerine getirmeyen Birle�mi� Milletler (BM), "Irak �am �slam Devleti (I��D) sald�r�lar� nedeniyle binlerce insan�n evlerini terk etmek zorunda kald��� Irak'ta insani kriz durumunun en üst seviyeye ç�kt���n�" aç�klamakta çok acele edebilmi�tir. Ayn� �ekilde �srail katliam�na kar�� direnen HAMAS'� suçlay�p terör devletini savunan, hatta Fransa'daki �srail protestolar�n� bile engelleyen Fransa'n�n D��i�leri Bakan� Laurent Fabius, Fransa ad�na "uluslararas� toplumun Irak'taki terör riskini ortadan kald�rmas� için BMGK'n�n acil toplanmas�" gerekti�i ça�r�s�n� yap�yordu. Bir yandan ABD hava bombard�man�na ba�l�yor, di�er yandan �ngilizlerin de �engal bölgesine karadan girdi�i haberleri bas�nda yer al�yordu. Ayn� günlerde Alman hükümetinin bir bakan� da bizzat bölgeye giderek I��D'e kar�� mücadeleye Almanya'n�n deste�ini ortaya koyuyordu. Hepsinin ortak bahanesi ise, “katliam�n pençesinde olan Ezidileri ve H�ristiyanlar�” kurtarmak(!) olarak ifade edilmektedir. Ama daha dün Bosna’da, Çeçenistan’da, Ke�mir’de; bugün ise Myanmar, Do�u Türkistan ve ziyadesiyle de M�s�r, Gazze ve Suriye’deki katliamlara kar�� ayn� kesimlerin umursamaz tutumlar� haf�zalarda yerini korumakta ve utançla hat�rlanmaktad�r.

Suriye’de katil Baas diktatörlü�ünün öldürdü�ü çocuk ve sivil say�s� da, Esed’in zindanlar�nda i�kence edilerek, uzuvlar� kesilerek öldürülenlerin say�s� da I��D ile k�yaslanamayacak kadar fazla oldu�u halde, hem devlet olarak Avrupa ve Amerika hem de bu ülkelerin medyas� söz konusu katliamlara genelde hep sessiz kald� ve dolayl� destek verdiler. Ayn� �ekilde M�s�r'da darbeyle seçilmi� iktidar tasfiye edilirken, binlerce insan sistematik biçimde katledilirken, i�kenceden geçirilirken, hukuk katili darbe mahkemelerinde dakikalar içinde yüzlerce idam karar� verilirken, bask� ve yasaklarla dü�ünce ve örgütlenme özgürlü�ü yok edilirken ayn� suskunlu�u sürdürmü�ler, ayn� ahlaks�z deste�i darbecilere vermi�lerdir. Bütün bu ahlaks�zl��� y�llard�r ve halen sürdürenlerin, I��D üzerinden �slam'� ve Müslümanlar� ele�tirmeye ne haklar� ne de yüzleri olabilir.

Di�er taraftan USAK Ba�kan� Sedat Laçiner'in �u tespitleri de önemlidir: "I��D Bat� ve �srail için fevkalade kullan��l� bir siyasi araç. I��D sayesinde �slam’�n Bat�’daki ve dünyadaki imaj� yerle bir oluyor, Müslümanlar�n ne kadar da barbar ve geri insanlar oldu�unun alt� çiziliyor. Bu da Medeniyetler Çat��mas� tezini güçlendiriyor, Bat�’da önemli bir mü�teri buluyor. �kinci olarak I��D, radikal güçleri bölüyor, Müslüman dünyan�n enerjisini mezhepçilik yoluyla yine Müslüman dünya içinde yok ediyor. Bat� gözünden bakarsan�z Bat�’ya yönelebilecek öfkeyi çekiyor… I��D ve benzeri yap�lar sayesinde Bat� ülkelerindeki binlerce radikal Müslüman Ortado�u’ya çekildi ve bu ki�iler bu bölgede adeta etkisiz hale getirilecekler, yeniden Bat�’ya dönmelerine imkan verilmeyecek. I��D ve benzeri örgütler Bat�’n�n Ortado�u’da her türlü müdahaleyi yapmas�na me�ruiyet kazand�r�yorlar. Nitekim ABD bugün bölgeye neden müdahale etti�i için de�il, neden müdahale etmedi�i veya neden az müdahale etti�i için ele�tiriliyor. Esed’in mücadelesi pek çok çevrede I��D sayesinde me�rula�t�r�ld�. I��D, Esed kar��t� cepheyi böldü ve zay�flatt�..."

Emperyalizmin Katil Ordusu NATO, Kanl� Ellerini Bir Daha Bölgemize Uzatmaya Kalk���rken, Türkiye Figüranl���n� Sürdürecek mi?

Radyo Denge: NATO da I��D'e kar�� aç�klamalar� oldu, NATO Galler toplant�s�nda baz� kararlar al�nd� galiba, nedir bunlar ve ne yap�lmak isteniyor?

Pamak: Evet, �srail TC vatanda�lar�n� ta��yan bir gemiye uluslararas� sularda sald�r�p katliam yaparken hiç sesi ç�kmam�� olan NATO'nun Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de, konu bölgedeki halklar aras�nda ç�kma ihtimali olan bir çat��ma olunca, "I��D tehdidi alt�nda kal�rsa Türkiye'yi savunacaklar�n�" aceleyle aç�klayarak, ahidlerine çok sad�k olduklar� imaj�n� vermeye çal��m��t�r. Asl�nda bölgeye yönelik yeni emperyalist müdahalelerinde Türkiye'yi bir daha kullanmak istediklerinin i�aretiydi bunlar. Nitekim Galler'deki son NATO toplant�s�nda da bu emperyalist müdahalenin zemini olu�turulmaya ve bu amaçla Türkiye yeniden i�in içine çekilmeye çal���ld� ve bu istikamette baz� kararlar al�nd�.

NATO Zirvesi sonunda yay�mlanan sonuç bildirisinde, I��D’in, Irak ve Suriye halklar�, bölge ve NATO ülkeleri için ciddi tehdit olu�turdu�u belirtilerek, kendi eri�ilmez ac�mas�zl�klar�n�, tüm dünyaya ve özelde �slam co�rafyas�na yönelik katliamlar�n�, alçakl�klar�n� unutarak, “I��D’in sivil nüfusa yönelik ac�mas�z ve alçak sald�r�lar�n� en güçlü ifadelerle k�n�yoruz” denildi. Irak hükümetinden talep gelmesi halinde NATO’nun savunma ve güvenlik kapasitesi olu�turma inisiyatifi çerçevesinde al�nabilecek önlemleri de�erlendirmeye haz�r oldu�u kaydedildi. Sonuç bildirisinde, müttefiklerin, ülkelerine dönen yabanc� sava�ç�lara ili�kin bilgi de�i�imi konusunda i�birli�ini güçlendirmenin yollar�n� arayaca�� vurguland�. Halbuki bu alçaklar, Suriye rejiminin katliamlar�na göz yummak yerine muhaliflere ihtiyaçlar� olan ve vadettikleri silahlar� vermi� olsayd�lar, ayn� zamanda Maliki'nin Irak'l� Sünni kesime on y�la yak�n bir zaman süresince bunca zulmü yapmas�na ra�men ona desteklerini sürdürmeseydiler, bugün I��D diye bir mesele olmayacakt�.

Kendi ürettikleri dü�manlar�n�, �imdi de a��r� biçimde abartarak, onun üzerinden bölgeye yönelik yeni planlar�n� uygulamaya koyuyorlar. Nihayet ABD D��i�leri Bakan� NATO zirvesinde yapt��� toplant�da, I��D'e kar�� mücadele etmek üzere koalisyon kurulmas� ça�r�s� yapt�. Irak'taki tüm zulmün kayna�� olan i�gali gerçekle�tiren ülkeler olan ayn� Haçl� koalisyonunu olu�turan �ngiltere, Fransa, Kanada, Almanya, Avustralya, �talya, Polonya, Danimarka gibi ülkelerin o gün Erdo�an'a ra�men ya�anan tezkere krizi sonucu yanlar�na almaya muvaffak olamad�klar� Türkiye'yi de bu kez yanlar�nda görmek istiyorlar, t�pk� Afganistan i�galinde oldu�u gibi. Her zamanki gibi amaçlar�, Müslüman halklar�n topraklar�na yönelik bu emperyalist sald�r�da Türkiye'nin de koalisyonda yer almas�n� sa�layarak, hem onun lojistik deste�inden ve üslerinden, hava sahas� ve limanlar�ndan yararlanmay�, hem de sadece Bat�l� H�ristiyan bir koalisyonun �slam'a sald�r�ya geçti�i imaj�n� kamufle etmeyi hedeflemektedirler. Afganistan i�galinde de kendilerine dolayl� destekler veren �ran bu kez de yine yanlar�nda yer alma, i�birli�i yapma karar� alm�� durumda. BBC Farsça'n�n Tahran'daki kaynaklar�na dayand�rarak verdi�i haberine göre Ayetullah Hamaney, �ran ordu komutan�na ABD, Irak ve Kürt güçleriyle askeri i�birli�i yap�lmas� yetkisi vermi� bulunuyor. Anla��lan o ki, Türkiye ve �ran, defalarca uyard���m�z halde, bölge meselelerini yerli bir inisiyatifle, özgün ba��ms�z bir iradeyle bölgede çözmek yerine, yine emperyalistlerle i�birli�i yaparak figüranl��a raz� olacaklar� intiba� olu�turuyorlar. �n�allah akledip bu figüranl�ktan art�k vazgeçerler.

Geçmi�ten bugüne bölgeyi kana bulayanlar, �imdi de I��D'i vesile k�larak ayn� �eyi bir daha denemeye kalk�yorlar. Bunun için Irak'ta milyonlarca sivil halk� katleden ve geriye I��D'i de do�uran bugünkü zulüm batakl���n� ve kaosu b�rakan ABD öncülü�ündeki Bat�l� emperyalist devletler, o gün reddedilen tezkere sebebiyle yanlar�na alamay�p baz� imkanlar�n� kulland�klar� Türkiye'yi de, NATO üyelerinin koalisyonu ad� alt�nda bir daha kullanmaya haz�rlan�yorlar. Muhtemelen, 2003 y�l�nda Türkiye topraklar�n�n ABD ordusunun Irak'a yönelik kara harekat� için tahsis edilmesine dair tezkere geçmeyince, bölgemize yönelik bu emperyalist sald�r� koalisyonuna AKP hükümetinden ald�klar� di�er imkanlar�, yani lojistik destek verilmesini, ba�ta �ncirlik Üssü olmak üzere hava sald�r�lar� için Türkiye topraklar�n�n, limanlar�n�n ve hava sahas�n�n kullan�lmas�n� bugün tekrar talep edeceklerdir. Hat�rlanaca�� üzere, 2003'te tezkere ç�kmay�nca AKP hükümeti Türkiye'nin üslerini, hava sahas� ve limanlar�n� i�galci katil güçlere tahsis etmi� ve Türkiye hava sahas�ndan at�lan füzelerle on binlerce Irakl� öldürülmü�tü. Saddam rejimine yönelik mücadele sürdüren Ensar-ül �slam kamplar� da Türkiye semalar�ndan at�lan bu katil füzelerle vurulmu� ve yüzlerce karde�imiz �ehid edilmi�ti.

Daha önce büyük hata ederek Suriye sorununu bölge ülkeleriyle çözmekte direnmeyip Bat� saflar�na kat�lan Türkiye, "Suriye'nin dostlar�" yalan� ad� alt�nda toplanan ayn� emperyalist ülkelerin kendisiyle birlikte Suriye muhalefetini silahl� mücadeleye cesaretlendirdikleri halde nas�l yaln�z b�rak�ld���n� hat�rlamal�d�r. Ki bu büyük hata sebebiyle, hem AKP hükümeti, hem de "�slami Kurulu�lar" ad�yla birlikte hareket eden gruplar, Suriye'de bugünkü içinden ç�k�lmaz kaosa, I��D'e de alan açan ve sonuçta emperyalistlerin bölgeye tekrar müdahalesine sebep olan s�k�nt�l� duruma katk� sunman�n vebalini ta��maktad�rlar. Ayn� �ekilde AKP hükümeti, yine bu dostlar�na güvenerek demokrasiye te�vik etti�i �HVAN'�n darbeyle devrilmesi sürecinde yine nas�l yaln�z kald���n�, Bat�l� müttefiklerinin nas�l darbecilerin arkas�nda durdu�unu unutmamal�d�r.  Bütün bunlar� hat�rlay�p, bugün ayn� delikten bir daha �s�r�larak, ayn� emperyalistlerin bölgeye yönelik yeni bir sald�r�s�na yard�m ve yatakl�k yapmay� kabullenerek, bu alçak Bat�l� dost(!)lar�n�n koalisyonunda yer almak ahmakl���na dü�memelidir. Fazla umutlanmak mümkün görünmese de, in�allah bunca tecrübeden sonra ayn� delikten bir daha �s�r�lmazlar ve görece de olsa daha ba��ms�z bir politikay� hiç de�ilse bundan sonra takip ederler.

Haçl� Katliamlar�n�n Sahibi, Ruhban� �lahla�t�ran Tecavüzcü Papazlar�n Amiri Papa, I��D'in Yapt�klar�n� Utanç Verici Bulmu�

Radyo Denge: Papa'n�n aç�klamalar� da ilginç de�il mi? Kendi halini görmeden I��D'i insanl�k için utanç saymak, hilafetten rahats�zl�k duymak gerçekten ilginç de�il mi?

Pamak: Bas�nda yer alan bir habere göre; "Vatikan, I��D'in, Ezidilere yönelik sald�r�lar�na ve H�ristiyanlar� ya�ad�klar� yerlerden sürmelerine ili�kin aç�klama yapt�. Aç�klamada 'Tüm dünya, modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te sonland�rd��� halifeli�in, yeniden diriltilmesini hayretle izliyor' ifadeleri kullan�ld�". Kardinal Tauran, ba�ta Müslümanlar olmak üzere dini otoritelerin, I��D’in insanl�k ad�na utanç verici bu eylemlerine kar�� net ve cesur bir tav�r almalar� gerekti�ini belirtti. Din ba�ta olmak üzere hiçbir gerekçenin, halifelik ilan eden cihatç� I��D üyelerinin Ezidiler, H�ristiyanlar ve di�er az�nl�k din mensuplar�na kar�� yap�lan bu barbarl��� aç�klayamayaca��n� ifade eden Katolik din adam�, 'Dini sorumluluklar� olanlar, liderler, dinler aras� diyalogla me�gul olanlar ve tüm iyi niyetli ki�ilerin, nüfuzlar�n� hükümetler üzerinde kullanarak, onlara terörizmi desteklemenin, mali yard�mda bulunman�n ve onlar� silahland�rman�n, ahlaken k�nanmas� gereken bir �ey oldu�unu anlatmalar� gerekir' �eklinde aç�klamas�n� sürdürerek, aksi halde dinlerin inand�r�c�l��� kalmayaca��n� öne sürdü".

Halbuki Haçl� katliamlar�ndan bu yana Papal���n geçmi�i ve hali katliamlarla, �sa(as)'y� ve Ruhban� ilahla�t�r�p vahiyden uzakla�arak insani f�tri erdemleri yok eden sapmalarla doludur. Böylece ya�anan insani tükeni�, yozla�ma ve ahlaki çürüme sonucunda bizzat papazlar�n yapt��� tecavüzlerle dolu bir hikayesi vard�r Papal���n. Ayn� �ekilde engizisyon mahkemeleri, s�rf akledip dü�ündü�ü için giyotinle kesilen kafalar ve yak�larak öldürülen dü�ünce adamlar� hep Papal���n uygulamalar� olarak tarihteki yerini alm��t�r. ��te ayn� Vatikan G. W. Bush'un bölgemize yönelik milyonlarca ki�iyi katleden ve bizzat kendisinin nitelendirmesiyle "haçl� seferi"ni desteklemi�ti. Ayn� �ekilde �srail terör devletinin Gazze sald�r�s� ve katliam�nda ayn� sert tepkiyi vermemi�ti.

Ayr�ca Papa, kendisinin bütün H�ristiyanlar�n dini otoritesi olmas�n�, yani Papal�k konumunu sorgulamad��� halde Mustafa Kemal'in Halifeli�i kald�rmas�n� sahiplenip bugün yeniden ihdas�ndan rahats�zl���n� beyan etmek suretiyle, kendisine hak gördü�ünü Müslümanlara çok görme çifte standard�na dü�mektedir. Bizler de �slami ölçülerle bakarak I��D'in hilafet ilan�n� me�ru ve do�ru bulmuyoruz, ama I��D'in �er'i olmayan hilafetinin bile k�smen bile olsa vahye dayanmas� ve tevhidi esas almas� ve icraatlar�ndaki zulümlerin Papal���nkinin çok gerisinde olmas� bak�m�ndan Papa'l���n çok üstünde oldu�unu da biliriz. Papa ise, I��D'inkinden de�il, M. Kemalin kald�rmas�na vurgu yaparak, do�rudan �slami hilafetin yeniden ihdas�ndan rahats�zl���n� beyan etmi�tir. Ayn� Papa, �srail'in "arz-� mev'ud" iddias�yla kurdu�u Yahudi devletinden rahats�zl�k duymamakta, tam tersine ziyaret edip desteklemektedir. H�ristiyanlar için merkezi bir otorite olarak Papal�k, Yahudilere Yahudi devleti hak görülmekte, s�ra Müslümanlara gelince �slami devlet ya da hilafet rahats�zl�k konusu olarak gündemle�tirilmektedir. Bütün tarih �ahidtir ve Kur'an güvence vermektedir ki, �slami adalet sisteminde ya da �slami hilafet yönetiminde, Yahudi, H�ristiyan ve di�er dinlerin müntesipleri, bu imtihan dünyas�nda kendilerini özgürce gerçekle�tirme imkan�na sahip olacaklar ve adaletle muamele görmü�ler ve bundan sonra da göreceklerdir. H�ristiyan, Yahudi ya da seküler ideolojilerin, laik demokrasilerin hakim oladu�u hiçbir sistemde Müslümanlara adaletle muamele edilmemekte, özgürlük tan�nmamakta ve �slam sisteminde onlara verilen haklar�n büyük ço�unlu�unu Müslümanlara tan�mamaktad�rlar. Bu yüzden utan�lmas� gereken noktada olanlar, öncelikle Papal�k ve seküler sistemlerdir. Üstelik Papal�k, soyk�r�m yapan i�galci Yahudi terör devleti �srail'e silah verilmesine itiraz etmemektedir. Bütün bunlar, bilinen Bat� utanmazl���n�, ahlaks�zl���n� ve çirkin ikiyüzlülü�ünü Papa'n�n da tekrarlamaktan çekinmedi�ini göstermektedir.

Hareket F�kh�nda Me�ruiyetin Tek Kayna�� Vahiy ve Resulün Mücadele Sünnetidir

Radyo Denge: Sadece ABD'nin sald�r�s�na muhatap olmak bir yap�ya ve yapt�klar�na me�ruiyet ve hakl�l�k kazand�ramaz diyorsunuz, peki me�ruiyetin kayna�� nedir? Bir yap�n�n ve yapt�klar�n�n me�ru say�labilmesi için nas�l olmas� ve hangi ölçülere uymas� gerekir?

Pamak: Me�ruiyetin ve hakl� say�lman�n tek kayna�� vahiy ve Resulün (s) mücadele sünnetidir. Sadece �er'i ölçü ve hudutlara uygun davran�larak me�ru olunabilir ve me�ru konumda kal�nabilir. I��D ise, tüm bu me�ruiyet ölçülerini ayaklar alt�na alan bir pratik ortaya koymakta ve bunda da �srar emektedir.

Evet I��D'i ortaya ç�karan zulüm, bask� ve diktatörlük �artlar�, emperyalist i�galler ve katliamlar, bu zulme muhatap k�l�nanlar�n sadece emperyalizme ve zalim diktatörlere yönelik itiraz ve hesap sorma amaçl� olarak �iddete dayal� mücadeleye girmelerine hakl�l�k kazand�racak unsurlardan biridir. Daha önce belgelerini ortaya koydu�um üzere, seküler Bat� zihniyetinin ve yerli Bat�c� diktatörlerin, despot rejimlerin ortaya koyduklar�, i�galler, istilalar, sömürüler, i�kenceler, tecavüzler ve kitlesel katliamlar, insan� tüketip fesad� küreselle�tiren hayvandan a�a�� uygulamalar, �üphesiz ki mazlumlar� isyana ve �iddete te�vik edecek bütün unsurlar� fazlas�yla ihtiva etmektedir.  Bizler de, bunca i�gal, zulüm ve katliama muhatap olmalar� sebebiyle, söz konusu zalim güçlere kar��, ya�ad�klar� büyük ac�n�n etkisiyle �er'i ölçüleri a�an bir �iddet göstermelerini bile, t�pk� daha önceleri el-Kaide ad�na Amerikan hedeflerine yönelik bu anlamdaki (�er'i ölçülere uymayan) kimi eylemlerini de�erlendirirken yapt���m�z gibi, asla me�ru görmemekle beraber anlamaya çal���r�z.

Ama bu emperyalist güçlerle ve despot i�birlikçileriyle alakas� olmayan, sivil halk kesimlerine, di�er �slami gruplara, farkl� mezhep ve me�replerin müntesiplerine yönelik, s�rf kendilerine biat etmedikleri, kendileri gibi inanmad�klar� için kullan�lan ölçüsüz kör �iddet, bask�, zulüm ve katliamlar asla me�ru da, mazur da de�ildir, bu sebeple de anlamaya dahi çal��madan reddedilmeli ve k�nanmal�d�r. Üstelik �slam ad�na ortaya kondu�u için bu yap�lanlar, �slam'a ve Müslümanlara emperyalistlerden daha fazla zarar vermektedir. Ayr�ca, I��D'in bugüne kadarki mücadelesi ve kulland��� �iddet, emperyalist güçleri ve hatta Gazze'nin silahs�z mazlum halk�na yönelik katliam� sürecinde bile �srail terör devletini de�il de, daha çok bölgenin muhalif Müslüman kesimlerini ve bölgedeki Müslüman olmayan az�nl�klar� hedeflemi� bulunmaktad�r.

Di�er taraftan s�rf ABD sald�r�s�na muhatap olmaktan kalkarak I��D'i sahiplenmeye gelince, bilmeliyiz ki, ABD Saddam'� da y�llarca kulland��� halde onu y�kmak için dünyan�n en büyük katliamlar�ndan birisine imza atm��t�r. Hem desteklerken onunla Müslüman halklar� katletmi�, hem de onun diktatörlü�üne son vermeye geldi�inde de yine mazlum Müslüman halklardan milyonlarcas�n� katletmi�tir. Çünkü onun için tek ölçü süfli emperyalist ç�karlar�d�r. Ama ABD'nin Saddam rejimini y�kmas� ona me�ruiyet kazand�rmam��t�r. ABD ve Bat� ço�u bölgede y�llarca destekleyip kulland�klar� örgüt ya da diktatörleri, i�birlikçi rejimleri, miad� dolup i�i bitti�inde, ç�kar� gerektirdi�inde ya da emperyalist projelerinin gere�i olarak yeri geldi�inde y�k�ma u�ratabilmi�ler, iplerini çekivermi�lerdir.

Bizler bu tür durumlarda ne yapt�k; hem ABD i�gal ve katliamlar�n� tel'in ettik, protesto edip k�nad�k, hem de fa�ist Baasç� Saddam misali diktatör i�birlikçi rejimleri de tel'in etmeyi, on y�llarca yapt�klar� katliamlar� protesto etmeyi, k�namay� sürdürdük. Yani ABD sald�rd� diye Saddam benzeri rejimleri savunmaya, sahiplenmeye ya da onlar� hakl� ve me�ru görmeye kalk��mad�k. Yani hem emperyalistlerin i�birlikçisi olan ya da onlar�n bölgeye müdahalesine zemin haz�rlayan Saddam'a kar��, hem de onu y�kmaya gelen emperyalistlere kar�� biz, her iki halde de hep ezilen mazlum halklar�n yan�nda yer al�p, onlar�n hak ve hukukunu savunduk. Bu sebeple, bugün de, hem I��D'e yönelik ABD sald�r�s�n� lanetliyoruz, ç�kar eksenli kan dökücülü�ünü, bölgeye yönelik emperyalist amaçlar�n� protesto ediyoruz, tel'in ediyoruz, hem de I��D'in �slami olmayan, �slam'a ve Müslümanlara zarar veren eylem ve söylemlerini reddediyor, gayri me�ru olarak niteliyor ve k�n�yoruz. Duygular�n belirleyicili�inde savrulmak yerine, sadece vahyi ölçüleri belirleyici k�lan ilkesel bir tutumla tevhid ve adaleti savunarak mazlum bölge halklar�n�n yan�nda yer al�yoruz. Adil ve �slami olan da, ama maalesef birçok Müslüman�n ba�aramad��� da, i�te bu adil konumu muhafaza etmek de�il midir?

Radyo Denge Ad�na Osman Y�ld�z: Müsaadenizle sizin duan�zla bu söyle�imizi bitirmek istiyorum.

Pamak: Türkiye Müslümanlar� olarak, ibadet bilinciyle ve imani bir sorumlulu�umuzu yerine getirme azmiyle, Allah’a yakaran dualar�m�zla ve çok boyutlu yard�mlar�m�zla Filistin, Gazze, M�s�r, Suriye, Irak, Çeçenistan, Afganistan, Do�u Türkistan vb. ülke ve bölgelerde zulme, i�gale, despotizme kar�� direnen Müslüman karde�lerimizin ve tüm mazlum halklar�n yan�nda yer almal�y�z. Rabbimiz onlar�n yard�mc�lar� olsun, bizleri de yard�mc�lar� k�ls�n in�allah. Allah karde�lerimizin ayaklar�n� ya�ad�klar� bu zorlu süreçlerde s�rat-� müstak�minde sabit k�ls�n. Onlara sab�r ve direnme gücü versin. Siyonist i�galcilere, darbecilere, despot yönetimlere ve bütün bu alçak katillerin arkas�ndaki gerçek katil güç olan emperyalist demokrasilere, ABD, AB, Rusya, Çin, BM ve bölgedeki i�birlikçileri despot yönetimlere, �slam ad�na zalimlerle i�birli�i yapanlara kar�� Allah mazlum Müslüman halklara yard�m etsin ve muzaffer k�ls�n in�allah. Ülkelerinde Hakk� ve adaleti ikame etmeyi ve adalet aray��� içindeki tüm dünya insanl���na �ahidlik/örneklik yapacak bir adalet sistemini üretmeyi, aray�� içindeki tüm insanl��a örnek ve model olmay� onlara ve bizlere nasip etsin in�allah.

Ayr�ca Rabbimiz tevhidi uyan�� süreci bak�yesi kesimlere, bat�lla kar���k a��r� uçlara kaymadan tevhidi vasatta istikameti korumay�, her �eye ra�men ve her �artta tevhidi davet, e�itim ve �ahidlik sorumlulu�unu ku�anarak vahiyle yeni bir in�ay� hedefleyip ba�armay� nasip etsin in�allah. Vahiy ve ilk neslin örnekli�iyle içinde bulundu�umuz cahiliye toplumlar�n� dönü�türüp �slami toplumu in�aya kilitlenerek ilahi yard�m� hak etmeyi nasip etsin. Rabbimiz, I��D ve benzeri örgütlenmelerle tekfirci kör �iddete dayal� ya da hak-bat�l kar���m� sistem içi demokratik yöntemlere yönelen Müslümanlar�n �slam'a ayk�r� bu iki ucu terk ederek vasattaki Nebevi yönteme dönmelerini nasip etsin ve hepimizi tevhidi Nebevi mücadele yönteminde bütünle�tirsin in�allah.

Radyo Denge Ad�na Osman Y�ld�z: Allah raz� olsun, bu önemli söyle�i için te�ekkür ederiz.

Pamak: Osman karde�im ben de bu önemli konulardaki dü�ünce ve mesajlar�m�z� insanlara ula�t�rmam�za arac�l�k etti�iniz ve hayra vesile oldu�unuz için size ve Radyo Denge'ye te�ekkür ederim. Selamunaleykum.

YORUMLAR
  • Erol    18-09-2014 18:11

    �ok faydaland�m. Rabb raz� olsun. konu b�t�n y�nleriyle g�zel analiz edilmi�. ve �nemli a��l�mlar yap�lm��. Tam da d�nyan�n ve b�lgemizin g�ndemine oturan bir de�erlendirme.

  • Arda �mer    17-09-2014 19:00

    mehmet hocam�z�n yaz�lar�n� takip ediyorum ger�ekten �ok �nemli konular� tahlil ediyor ve �ok geni� kapsaml� degerlendiriyor cok faydal� buluyorum ve herkesin okumas�n� tavsiye ediyorum dikktli bir okuyucu �ok faydalan�r mutlaka okunmal� �zelikle ��id ile ilgili k�sm� ve bat�l�lar� papay�degerlendirmesi �ok g�zel ALLAH RAZI OLSUN ben �ok ufuka��c� buldum �nemli bir yaz�

  • Mensur�enyi�it   13-09-2014 07:18

    S Mehmet pamak abimizin radyo denge vesilesiyle yapt��� s�yle�i,hay�rlara vesile olmasni Allahtan niyaz eylerim. Allah ecrini art�rs�n,r Rahatszl��� nedeniyle rabbimizden kendisine ve t�m m�sl�manlara �ifa vermesini diliyorum.