
"hari" Arama Sonuçları

Kur’an bütünüyle hayatı Allah'a has kılmanın rehberi, kılavuzu, haritasıdır. Kur’an, kulların kullara kulluktan kurtulup, sadece tek Allah'a kul olmalarını istemektedir. Tek Allah'a kulluk, tek bir akide, tek bir tasavvur, tek ahlak, tek siyaset, tek iktisat, tek hukuk, tek hüküm demektir.

Abluka nedeniyle seyahat hürriyeti olmayan yaklaşık 2 milyon Filistinli Müslüman, çok istisnai durumlar hariç Gazze dışına çıkamıyor. Gazze’ye gelecek mal ve hizmetler ise ancak siyonist rejimin uygun gördüğü ve izin verdiği kadar oluyor.

İktibas, Sünnetin ne olduğunu da en iyi anlatmaya çalışıyor. Daha dikkatli okuyunuz. Hadislerin eleştirisini ise tââ İmam Buhârîler, Müslimler ve hatta daha öncekiler yapmaya başlamışlar. Bunlar da mı müsteşrik idiler? Bunlar da mı İngiliz adamları idiler? Niye düşünmüyorsunuz? Daha Peygamberimiz hayatta iken onun sözlerini nakledenlerden yanlış nakledenleri Hz. Ömer’ler ve daha niceleri Hz. Ali gibi tenkid etmişlerdir. Onlar da mı müsteşrik idiler? Onlar da mı İngiliz adamı idiler? Niye akletmiyorsunuz?

İktibas’ın yeni sayısının kapağında NATO’nun Avrupa’daki genişlemesi ile birlikte Rusya’nın bulunduğu bir harita sunulurken, NATO’nun son zirvesindeki gelişmelere atfen “Türkiye gerçekten kazandı mı?” sorusu yöneltildi.

Siyeri incelediğimizde ilk iman eden Müslümanların büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğunu görüyoruz. Mesela iman ettiğinde Ali b. Ebi Talip henüz 10 yaşlarında iken Zeyd b. Harise 15; Abdullah b. Ömer 13; Sad b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ve Erkam b. Ebi’l-Erkam 17; Musab b. Umeyr 18-20 arası; Cafer b. Ebi Talib ise 22 yaşlarında idiler.

İran meclisi eski başkan yardımcısı ve Murtaza Mutahhari’nin oğlu Ali Mutahhari, Esed rejiminin halkına iyi davranmadığını, çok şiddet uyguladığını ve insanları öldürdüğünü ifade etti.

İslâmî mücadelenin öncüleri tek tek fertlere ve topluma yönelik tebliğlerinde nasıl söz söyleyeceklerine dikkat etmek zorundadırlar. Söz ile amel arasındaki ilişkiyi de doğru kurmak elzemdir. Meselâ, pratik üretmeden proje üretmeye kalkmak, kitleler adına söz söyleyip aktif bir mücadele içinde bulunmamak “hariçten gazel okumak” anlamına gelecektir.

Myanmar ordusunda görev yapan askerler Arakanlı Müslümanları katlettiklerini itiraf etti.Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu Lahey’de ifade veren iki asker, çocuk, kadın ve yetişkin demeden herkesi öldürüp toplu mezarlara gömdüklerini ve 20 köyü haritadan sildiklerini anlattı. Askerlerden Myo Win Tun, Ağustos 2017’de üstlerinden “Gördüğünüz ve duyduğunuz herkesi vurun” emri aldıklarını söyledi.

Esed rejimi güçleri, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki Han Şeyhun ilçesine iki gündür yüzlerce hava ve kara saldırısı düzenledi.

Buhari’de geçen kıyamet alametlerinden birinin, "Köle kadınların efendilerini doğurmaları..." olduğunu belki bir çoğumuz bilemeyebilir. Fakat bu hadisi incelediğimizde alimlerin büyük bir çoğunluğunun özellikle günümüzde aile ilişkilerinde ve çocukların anne babalarına karşı davranışlarını, anne babaların da çocuklarını terbiye ederken dikkat edecekleri konuları hatırlatmakla alakalı olduğu anlaşılmaktadır.

28-29 Kasım 2018 tarihinde Almanya’nın şaibeli İçişleri Bakanı Horst Seehofer başkanlığında 4. İslâm Konferansı toplandı. Bu konferansta İslâm dini haricinde her şey konuşuldu ve yapıldı. Özellikle davet edilen 250 katılımcıların yemeğe çağrıldıklarında karşılarında domuz eti ve alkol gördüklerinde ise çok şaşırmış olmalılar. Tabii ki şaşırmayan hatta afiyetle yiyen sözde Müslüman katılımcılar da yok değildi.

Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulullah iki şey arasında serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı müddetçe kolay olanı tercih ederdi. Günah olan işlerden son derece kaçınırdı.” (Buhari, Savm 53) Hoşgörü, daha ziyade şahsî hataları, kişinin yüzüne vurup utandırmadan, başkalarının yanında onu rencide etmeden, sabır ve anlayışla karşılamak, hatasını anlamasına, telafi etmesine imkân vermek kastedilir.

İmam Buhari Vakfı kurucusu Hasan Karakaya hoca, bir süredir tedavi gördüğü rahatsızlığı neticesi vefat etti.

Dedim ki: "-Yavrumuza sakın üç harfliler değil de, on, yedi ve altı harfliler musallat olmuş olmasın." "-Nasıl yani?" dedi. "-On harfli "bilgisayar ve televizyon", yedi harfli "telefon" ve altı harfli "tablet". Yavrumuz okul haricinde bunlarla ne kadar meşgul oluyor?"

Şunu itiraf etmeliyim ki cami tarafından kucaklanmadık. Bu tam gerçekleşecekken birileri buna mani oldu. Her kurumun bir gençlik ve çocukluk birimi vardır. Camiler hariç.

İstanbul'da faaliyet gösteren İmam Buhari Vakfı'nın başkanı Zafer Mert, uğradığı silahlı saldırıda şehid edildi.

Kardeş olmanın ve kardeşçe yaşamanın öncesinde; insan olmanın ve insani özelliklerin taşındığının gerçeği göz ardı edilmemelidir. Daimi deveranlar nükseden insan fıtratından, bazen olağandışı hareketler ve sözler zuhur edebilir; beklenmedik haller ve tavırlar sergilenebilir. Bu, onun insan olmasından, mayasına öylesi nitelik katılmasından ötürüdür. Ve tabi ki, hepsinden öte insan eşref-i mahlûkattır. Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Bu da ayrı bir yönüdür insanın. Sözlerimiz, eşrefliğinin harici olan durumlara atıftır.

Bu konuyu araştıranların da tespit edebileceği gibi; Elmalılı’ya tefsiri, Mehmet Akif'e meali, Babanzade Ahmed Naim'e Buhari'yi yazdırma işini M. Kemal vermedi. M. Kemal’in başkanı olduğu meclis (hem de ittifakla aldığı kararla) verdi

Hiç kimsenin kazanmaması biçimindeki strateji, “İran-Irak savaşı”nda da gözlemlediğimiz bir politikaydı. Arap dünyasını çok iyi gözlemleyen Mısırlı gazeteci merhum Muhammed Heykel'in ifadesiyle ABD, İran-Irak savaşı konusunda zig-zag politikası izliyordu. Buna göre Washington, Bağdat'ın tamamıyla hezimete uğramasını istemiyorsa da, bu savaştan zayıflayarak çıkacağı yönündeki umudunu gizleyemiyordu. İran ve Irak hariç, savaşın uzadıkça uzaması herkesin yararına idi. ABD'nin etkili isimlerinden Henry Kissinger'a göreyse İran-Irak savaşı, ABD'nin her iki tarafın kaybetmesini istediği ilk savaştı.

Kitlesel siyasî iradenin genel tavrı ile hiçbir ilişkisi bulunmayan, tabanda karşılığı marjinal boyutlarda seyreden Resmî İdeoloji’nin yönetim kadrosu; devlet kademelerinde belirli makamları işgal edebilmek bir yana, resmî ve meşrû olarak yazınsal, düşünsel ve toplumu yönlendirici diğer katmanlardaki varlık koşulunu dahi ” Resmî İdeoloji’nin Genel Prensiplerine Sadakat ” olarak benimsediğinden, temsilî muhalefetin kukla unsurları hariç tüm eğitimli sınıf, tahsil ve kabiliyetlerinin derecesi ne olursa olsun kendilerini ve sadakatlerini(!) tasdik edebilmek ve iktidar pastasından gerek makam gerekse ödenek bağlamında paylarını alabilmek adına resmî ideoloji güzellemeleri yapmaya mecbur kalmıştır.
Makaleler
Hava Durumu