
Co�kun UZUN
OKUMAK ve �F�RMEK
Kur’an hayat�m�z�n neresinde ve bizim neyimiz olur?
Aziz kitab�m�z� nas�l ve ni�in okuyoruz?
Okumaktan maksat sadece Kur’an’� anlamak, anlatmak m�? �lâhî vahyi temsil edip ya�amak m�?
Rabbimiz bizden nas�l bir okuma istiyor, bekliyor? Biz nas�l okuyoruz? Okunabilecek her �eyi okuyup anlamaya �al��mam�z istenmiyor mu bizden?
Mesele Kur’an’� y�z�nden, g�zel veya dokunakl� okumakla, sadece okumakla m� s�n�rl�?
Hz. Peygamber’in hayat�nda Kur’an nas�l okundu? C�zler da��t�ld� m�, hatimler indirildi mi? G�n�m�zdeki gibi �l�lere, mezarlara okundu mu?
�slâm’�n hangi d�neminde, g�n�m�zdeki gibi Kur’an okuma yar��malar� veya hatim seanslar� d�zenlendi? Var m� b�yle bir �ey? Yoksa bunlar nereden ��kt� ve hangi amaca hizmet ediyor?
O okunarak m�, yoksa ya�anarak, h�kmedilerek �ifa olacak bir kitap m�?
Kur’an’�n alfabesini/harflerini mi yoksa bununla beraber anlam, i�erik, maksat ve hikmetini mi ��renecektik?
Neyle m�kellefiz, neyle me�gul�z ve neler yap�yoruz biz?
Kur’an m� seslerimizle s�slenmelidir, yoksa bizim seslerimiz, s�zlerimiz, hayat�m�z ve d�nyam�z m� Kur’an’la s�slenmeli, g�zelle�meli, d�zeltilip in�a edilmelidir?
Kur’an’�n m� bize ihtiyac� var, bizim mi Kur’an’a ihtiyac�m�z var?
*******
- Hastalar�m�z, cenazelerimiz, s�k�nt�lar�m�z, ba��m�zdaki dertler, imtihan�m�z veya �lm��lerimiz i�in hatmimiz/okumam�z/kampanyam�z var… Falan sureleri, filan c�zleri, bizim i�in �u kadar okur musun? �eklinde taleplerle, ricalarla kar��la��yor muyuz? Bunlara nas�l cevap veriyoruz?
Muhataplar�m�za kitab�m�z�n bilin�, irade, kimlik edinmek, ticaretimizi, ahlâk�m�z�, hukukumuzu, siyasetimizi, k�lt�r�m�z�, d�nyay�, b�t�n hayat alanlar�n� Rabbimiz’in emir ve h�k�mlerine g�re �slah/imar/in�a etmek i�in okunmas� gerekti�ini do�rudan s�yleyebiliyor muyuz?
Kur’an’� manas�na, ruhuna, maksad�na, hikmetine, irfan�na, semanti�ine, b�t�nl���ne, me�ruiyetine, ilâhî referanslar�na vak�f olmadan, s�radanla�t�rarak okuman�n veya ele alman�n, k�ymeti kendinden menkul, marazl� indî yakla��mlar�n sadece �a�da�, modern bir sapma de�il kadim bir tahkir, tahrif, tahrip, tahfif, tekzip hareketi oldu�unu bir �ekilde dillendirebiliyor muyuz?
Kur’an-� Kerim’in �flenerek, t�ts�lenerek, muskalanarak, kuru kuruya tekrar edilerek de�il...
�lmince, usul�nce, tevazuyla, ha�yetle, h�rmetle, teslimiyetle, selim/temiz bir ak�l ve kalple okunarak… Dura dura, d���n�p tefekk�r edilerek, anla��larak, itaat edilip ya�anarak…. Alemlere rahmet, evrensel bir �ifa kayna�� olaca��n� bir �m�r boyu hala idrak edemedik mi?
Bilin�li tercihlerle hayat�n i�inde yer verilip k�k salmas�yla insanl��� ancak kurtulu�a ula�t�raca��n� herkese duyurabildik veya anlatabildik mi?
Toplumun Kur’an alg�s�n�n, kitaba, dine dair bak���n�n, teslimiyetinin yetersizli�i, �arp�kl���, �eli�kileri ve tahrif edilmi�li�i biliniyorken…
Allah azze ve cellenin;
Kur’an-� Kerim’i sipari�/haz�r hatimler al�p satal�m, �l� topra��na/mezarlara �fleyelim, muska yapal�m veya fala bakal�m diye g�ndermedi�ini…. Aksine bozulan toplum d�zeninin, devlet, siyaset yap�s�n�n, inan�lar�n, ahlak�n �slah edilmesi i�in vahyetti�i… Hz. Muhammed(sav)’in ilâhî bir misyon ve nebevî temsille g�revlendirilip g�nderildi�i ortadayken…
B�t�n bunlar� i�tenlikle, samimiyetle, a��k�a ve g�zellikle dile getirmeli de�il miyiz biz?
Kur’an-� Kerim’i 10 defa, 100 defa, 1000 defa adeta bir yabanc� gibi anlamadan okuyup hatmetmektense bir kez bile olsa onu do�ru anlayarak, Allah(cc)’�n vahyi ile amel etmek i�in okunmas� gerekti�ini bilmiyor muyuz halâ?
As�l olan�n, Kur’an’� ezbere okumak de�il, onu yol haritas�, ba�ucu, ba�vuru kitab� edinmek oldu�unu b�t�n �evremizde, gerekti�i her yerde g�r bir sesle ve onurla ne zaman konu�aca��z?
Ayetleri, sureleri, c�zleri aram�zda payla��p ruhsuz, bilin�siz, so�uk, mesafeli bir �ekilde hayat�n d���na/�l�lere/kabirlere/ahirete do�ru okumak yerine, anlay�p amel etmek i�in payla��p yard�mla�arak hayat�n i�ine ve dirilere do�ru okumaya ne zaman ba�layaca��z?
Sayfa sayfa, ayet ayet, sure sure anlasak, hayat�n ger�eklerine beraberce uyansak ve ailece, toplum olarak Kur’an’la yo�rulsak, dirilsek, do�rulsak olmaz m�?
Okudu�umuz her ayet/sure bizi Allah’a, kitaba, dine, peygamberlere, insanlara, m�sl�manlara, �mmete, insanl��a yakla�t�rsa, birle�tirse, f�trat�m�zla bulu�tursa olmaz m�?
Saatlerce, her g�n, her hafta, her ay, her y�l…. Bir �m�r boyu okudu�umuz yaz�lara, dergilere, kitaplara, dinledi�imiz ki�ilere, takip etti�imiz haberlere, sanal-sosyal medyaya, izledi�imiz/kat�ld���m�z programlara ay�rd���m�z paray�/eme�i/enerjiyi/zaman�, g�sterdi�imiz ilgiyi/merak�/g�veni/i�tah�…. Bu �ncelikleri, me�guliyetleri, itibar ve iltifatlar� Allah’�n kitab�na neden g�stermiyor, bunu aziz kitab�m�z Kur’an’dan ni�in esirgiyoruz?
Kur’an bizim yol haritam�z, ba�ucu kitab�m�z, ba�vuru kayna��m�z de�il mi? Yoksa din, �slâm, Kur’an teorik, k�lt�rel, soyut bir �ey mi? Ticaretin, siyasetin, hukukun, e�itimin hayat�n i�inde bir k�ymete, ilgiye, �neme ve �nceli�e sahip de�il mi?
Kur’an’dan al�p ��rendi�imiz, y�llardan beri biriktirdi�imiz bu bilgiler nerede tedav�le girecek, ne zaman kullan�lacak, saat ka�ta uygulan�lacak, kimlerle kullan�lacak, hangi g�n ya�ayaca��z, nas�l tecr�be etmeyi d���n�yoruz b�t�n bunlar�?
Yoksa Kur’an bir sevap makinas� m�? O bir �l�ler, mezarl�klar kitab� m�? G�nah ��kartma arac� m�? Muska olarak boynumuzda ta��yal�m diye mi g�nderildi? Hz. Peygamber ve sahabeler b�yle mi yapt�? Halifeler, �mamlar, ilim ehli bize bunu mu �rnekleyip ��rettiler veya miras b�rakt�lar?
B�yle olmad���na g�re
Bizler Kur’an’� ��kar, istek, menfaat ve d�nyal�k beklentilerimiz i�in bir ara� haline getirmi� olmuyor muyuz?
Vaziyete buysa
Hayata h�kmetmesi, topluma y�n vermesi, insana izzet, �eref de�er katmas� gereken Kur’an’� nesnele�tirmi� olmuyor muyuz?
Maalesef Kur’an’� hakk�nda/�zerinde akademik incelemeler, ara�t�rmalar, tezler, �al��malar, uzmanl�klar yap�lacak bir kitap/eser/nesne olmaktan kurtar�p da oradan/ondan bir ahlâk, bilgi, tarih, siyaset teorisi, felsefesi, sosyal/k�lt�rel politika, proje, strateji edinemiyor veya olu�turam�yoruz…!
Ne hazindir ki; Kur’an’dan �slâmî bir doktrin, paradigma, ideoloji, d�nya g�r���, hayat modeli, varl�k teorisi, m�cadele f�kh�, e�itim sistemi, ekonomi politikas�, askeri/savunma stratejisi ��kartam�yoruz…!
�u halimize bak�l�rsa
Kur’an’a da kendimize de sayg�s�zl�k/hakaret/haks�zl�k ediyoruz, yaz�k ediyor, b�y�k-b�y�k g�nahlara giriyoruz..!
Kur’an’� raflara, evlere, mescitlere, camilere, vicdanlara, haf�zalara hasretmeye, hapsetmeye, nak�etmeye yeltenerek haddimi a��yoruz…!
Peygamberimizin ahlâk� Kur’an iken, “Y�r�yen Kur’an” iken, bizler onu sadece g�zel seslerle, yar��malarla, t�rensel olarak okuyor ve anlam�ndan, i�eri�inden habersiz m�sl�manl�klar ya��yor, �stelik �d�ller umuyor, Cennetler bekliyoruz..!
Ne yaz�k ki bu durumda Allah(cc)’a, dine, Peygamber(sav)e de iftira etmi� oluyoruz…!
Kur’an’� g�zel okuma yar��malar�n�n caizli�ini de�il de Kur’an’� do�ru anlaman�n ve emirleriyle/yasaklar�yla amel etmenin farz olu�unu konu�maya/tart��maya/g�ndem edinmeye ba�lad���m�zda Allah(cc)’�n kitab�yla aram�zdaki engeller/mesafeler de kendili�inden kalkacakt�r.
Hz. Peygamber(sav) etraf�ndaki insanlar� ilâhî emir ve yasaklar� kabule ve itaate �a��r�yordu. ��nk� iman kuru bir iddiadan, soyut bir ifadeden ibaret de�ildi. Somut, m��ahhas, elle tutulur g�zle g�r�l�r bir tav�r ve duru� �zere olmay� gerektiriyordu. �man�n prati�i/ispat� ameldi, davran��t�.
�man ettim demenin tek ba��na yeterli olmad���n�, inanc�n hayat�n b�t�n alanlar�na yans�mas�, fiilen ya�anmas� gerekti�ini bilenler; hi� ��phesiz koklamak veya kar��dan seyretmekle kar�n doyurman�n fark�n� da biliyorlarsa…. Kur’an’� sadece g�zel okumakla, Kur’an’la amel etmenin de… Kur’an’� �f�r�k��l��e, fal bakmaya alet etmenin de… �l�lere, mezarlara okumakla dirilmek i�in, hayat�n i�indeki dirilere okuman�n da ayr�m�na elbette varacaklard�r.[1]
Ya�ad���m�z �u dijital �a�da robotlar, yapay zekâ bilgisayarlar insano�lundan daha g�zel Kur’an okuyacak olurlarsa �a��rmamak gerekir. Belki bizler o g�nleri de g�rece�iz. Fakat tabi ki o robotlar dinle/vahiyle muhatap/m�kellef olmayacaklar. Peki o zaman bunun ne anlam� veya de�eri olabilir? Rabbimiz kitab�n� toplumun sorunlar�n� ��zmek, ahlâk�n� g�zelle�tirmek ve onlar�n iyili�i, ak�betlerinin hayr� i�in g�ndermi�. Dolay�s�yla makinalardan (robotlardan, teyplerden, televizyonlardan, bilgisayarlardan e�yalardan, nesnelerden) ��kacak bilin�siz, iradesiz, hissiz, ruhsuz, duygusuz, takvas�z, �uursuz, mekanik seslerin, kelimelerin de bir anlam� ve k�ymeti yoktur.
Velev ki insan sesine �ok benzese, hatta ondan daha g�zel olsa bile.
Benimsenmedik�e, itaat edilmedik�e, i�eri�iyle amel edilmedik�e, h�km�ne raz� olunmad�k�a, sayg� duyulmad�k�a, hayat�n i�inde ya�anmad�k�a, insanlar�/toplumlar�/devletleri/d�nyay� de�i�tirip d�n��t�rmedik�e… Kur’an’� g�zel sesle okumalar�n veya bilgi yar��malar�n�n hi�bir anlam� ve de�eri yoktur.
Velev ki insan okusa bile.
Ne mutlu
Kur’an’a inananlara/g�venenlere, Kur’an’a sar�lanlara/dayananlara/adananlara, Kur’an’dan nasiplenenlere/konu�anlara, Kur’an’� anlamaya/ya�amaya/ku�anmaya �al��anlara, Kur’an’� dost/arkada�/rehber edinenlere…!
Selâm olsun
Kur’an’la, vahiyle, �slâm’la y�zle�enlere, kimlik bulanlara, ar�nanlara, dirilenlere, do�rulanlara, y�r�yenlere, ya�ayanlara, izzet/�eref kazananlara, hayat� ilâhî vahiyle okuyup anlayanlara, h�kmederek y�n verenlere…!
Selâm olsun
Dini, �slâm’� ve Kur’an’�; bunca art niyetli/marazl� yakla��mlarla par�alayanlara, ayr��t�ranlara, b�lenlere, dinden Kur’an’dan ge�inenlere, ge�im kap�s� bilip nesnele�tirenlere, ara�salla�t�ranlara, gayri me�ru sistemlere, kurumlara koltuk de�ne�i yapmaya �al��anlara ra�men, me�ru ve tutarl� bir b�t�nl�k i�inde anlama ve ya�atma gayreti �zere olanlara…!
Selâm olsun
Kur’an’dan ahlâk, hukuk, bilgi, tarih, siyaset teorisi/felsefesi/m�cadele f�kh�, sosyal/k�lt�rel politikalar, projeler, stratejiler ��kart�p olu�turabilenlere…!
Selâm olsun
Kur’an’�, �slâm’� ve m�sl�m�nlar�; bilinen b�t�n doktrinlere, paradigmalara, ideolojilere, d�nya g�r��lerine, varl�k teorilerine, e�itim sistemlerine, ekonomi politikalar�na veya askeri/savunma stratejilerine ra�men me�ru ve b�t�nc�l bir hayat modeli olarak alg�lay�p tekrar tarih ve siyaset sahnesine ��kartmaya �al��anlara…!
[1] “�nsanlar, imtihan edilmeden sadece “�man ettik!” demeleriyle b�rak�lacaklar�n� m� sand�lar!” (29 Ankebut 2)