
Co�kun UZUN
D�N�N SAH�B� DE��L�Z!
Ya Rabbi!
Dinini bizlerden koru.
�slâm’�n s�n�rlar�n� reelpolitik u�runa gev�eten, be�eri otoriteleri ilahi otoriteye tercih eden, dini ifade ve söylemleri dünyevi ç�kar hesaplar�yla kirleten, i�imize geldi�i kadar dine tabi olan, ikbal hesaplar�yla kavramlar�n içini bo�altan, içtihad ve tevillerle maksat ve manay� rehin alan, dünyaya ve dünyal�klara gönüllü teslim olan tipler olduk biz.
Mazlum postundaki zalimlerden, müslüman k�l�kl� liberal muhafazakârlardan, muhlis görünümlü muhterislerden, muttaki geçinen mürayilerden, hizmetkâr san�lan efendilerden koru.
Çünkü din bizim için bir varolu� sebebi, ölüm-kal�m meselesi de�il, k�rm�z�/ye�il çizgimiz olmaktan ç�kal� çok oldu.
Ey Rabbimiz!
Dinin sahibi sensin.
Aziz dinini bizlerin elinden kurtar.
Biz ayba��, y�lba��, do�um, e�itim, dü�ün, cenaze… Vak�f, dernek, cemaat, stk, sendika, parti, iktidar, hükümet, devlet, sava�, bar��… gibi ömürlük i�lerle u�ra��p ‘küçük istasyonlarda’ oyalanmaktan insan olmaya, ahirete haz�rlan�p müslüman gibi ya�amaya bir türlü vakit bulamad�k. Bu bizim herhangi bir �ekilde var olmakla ya�amay� birbirinden ay�rt edemedi�imizi gösteriyor.
Sa� salim ‘ana/as�l istasyona’ varmak, Rabbimize aln� ak, ba�� dik olarak kavu�mak için; sa�lam bir imana, istikrarl� bir kalbe, do�ru tercihlere, ilkeli dü�üncelere, �ahsiyetli duru�lara, iradeli bak��lara, salih amellere, do�ru kararlara, müstakim direni�lere, umutlu, özverili yöneli�lere ihtiyac�m�z oldu�unu unutmu� veya bilmiyor gibiyiz sanki.
Ya Rabbi!
Din bizim ya�ay�� tarz�m�z de�il. O art�k pek ço�umuz için itinayla giyilip kullan�lan bir giysi/aksesuar, her �eyin üstünü kendisiyle örttü�ümüz ipekten bir �al gibi.
�slâm, Kur’an bizler için ölçü, hayat/hidayet rehberi, yol haritas� de�il. O art�k bizim dünyal���m�z, r�z�k kap�m�z ve geçim kayna��m�z oldu.
Bizler, dünyadan kazan�p dinine harcamas� gerekirken, dinden geçinmeye/kazanmaya ve dünyal�klara yat�r�m yapmaya çal��an dalkavuk, asalak, zamane tüccarlar� olduk.
Özü b�rak�p kabukta gezinen, m�� gibi yapan, gösteri� merakl�s�, riyakârlar�z biz. �ki sat�r okumayla, üç günlük bilgiyle, malumatfüru� birer kibir abidesine dönü�tük ço�umuz.
Dine uymay� de�il, dini kendimize uydurmay� seçtik. Dinin hükümlerine tabi olmam�z gerekirken, onu ele geçirip teslim alarak, hükümlerinin güncellenmeye ihtiyaç duydu�unu dillendirme hadsizli�ini gösteren bahts�zlar olduk.
As�l olan dini ö�renmek, anlamak ve hayat�n içinde ya�ayarak temsil etmekti oysa. Yap�lmas� gereken güncelleme bizim teslimiyetimizde, yakla��m�m�zda, anlay���m�zdayd�. Kalbimizde, akl�m�zda, dü�üncelerimizde ta��d���m�z cahiliye kirleri, tortular, be�eri montajlar, art�rma ve eksiltmelerdi söz konusu olan. Güncellenecek olan önyarg�l�, �artl� inan��lar�m�z ve ta��d���m�z bagajlard�. Bunlardan kurtulmak yerine dine dair reformlara diktik gözümüzü. Ve hiç rahats�z olmad�k bundan.
Ya �lahi!
Görüyor ve biliyorsun ki
Ç�tay� çok dü�ürdük. �nsani ili�kileri bile sürdüremiyor, koruyam�yoruz. Kendimiz gibi veya kendimizden olmayanlar� üzüyor, sevmiyor, yok say�yoruz.
Kendi cehaletimiz, içimizdeki i�birlikçiler veya bu dinin kadim dü�manlar� eliyle olu�turulan ve kendisine tabi olmam�z istenen “paralel dinler“le ‘paralel devlet’ yap�lanmalar�na üzülüp kahroldu�umuz kadar mücadele etmiyor hatta önemsemiyoruz bile.
Sentetik, oportünist, �üpheli veya haram �eylerle beslendi�imiz için olsa gerek tarihin zaman�n, cennetin, hakikatin sesini duyam�yor, rengini göremiyor, kokusunu alam�yoruz, �����na ula�am�yoruz art�k.
Ey Allah’�m!
�slâm’� temsil iddias�ndaki müslümanlar�n muhtemelen en kötü temsilcileriyiz. Bizim ya�ay���m�za (e�itim, ticaret, siyaset, kültür, sanat) bakarak ahirete yönelenler, Allah’a, kitaba, peygamberlere ula�anlar, dine, dindarl��a özenenler yok malesef.
Ve özrümüz de kabahatimizden büyük. Modern zamanlar�n imtihan ve �artlar�n�n önceki zamanlara benzemedi�ini san�yoruz.
Helal ve haram�n s�n�rlar�n� tekrardan belirlemeye, dünya ve ahiret gerçeklerini tan�mlamaya bile yeltendik. Daha nice �eylere cüret etti�imizi biliyorsun.
Ya Rabbi!
Dinini bizim elimizden, dilimizden kurtar ve koru.
Bizler evlat, mal, mülk, servet, sa�l�k veya imkânlar� birer emanet ve geçici olarak ald���n� unutup bunlar�n gerçek sahibiymi� gibi hareket eden, hakikate kalbini, gözünü, kula��n� t�kay�p bencilce hareket eden türedi bir nesil olduk.
�badeti siyaset, siyaseti ibadet olan bu dinin mükerrem, mübarek ilâhî/nebevî/Kur’anî siyasetini b�rak�p aziz �slâm’� laik, seküler, muhafazakâr zihniyetlerin himaye ve hizmetinde kullanarak demokratik siyasete meze/sos yapt�k.
Tekfirci f�rkalar�n güncel versiyonlar� eliyle nice müslümanlar�n topra��na, �rz�na, gelece�ine musallat olduk, kan�na girdik.
Omurgas�zl���n, kimliksizli�in, yanl�� tercihlerin, ontolojik mücadele zafiyetinin, bedelini defalarca ödedik. Fakat yine de kaygan zeminlerde, puslu ortamlarda bulunmaktan, kaypak ki�ilerle görü�mekten, akçeli ili�kilere girmekten çekinmiyoruz.
Ya �lâhî!
Bu dini bizlere b�rakma.
Dini bizlerden al, elimizden kurtar.
Bizleri dinin eline, emrine, hizmetine ver.
Farz-u muhal, Hz. Muhammed (sav) gelse ‘bu din benim dinim de�il, böyle bir din tebli�/temsil etmedim’ diyecek kadar onun kimyas�n� bozduk, ucubeye çevirip tan�nmaz hale getirdik.
�slâm’a hizmet ederek onunla �eref bulaca��m�z yerde, dini kullanmaya, onu ülkelere, co�rafyalara, kendimize hizmet ettirmeye çal��an muhterisler olduk. Halbuki ailemizi, iktidarlar�m�z�, co�rafyalar�m�z� ve insanl��� dinin hizmetinde bulunmaya, �slâm’la �ereflenmeye ça��rmal�yd�k. As�l sorumluluk buydu.
Ey Rabbimiz!
Bizler çok kirlendik.
Senin aziz, mükerrem dinini, dünyal�k hedeflerimize, kariyer planlar�m�za ula�mak için atlama ta��, koltuk de�ne�i gibi kullanmaktan utanmad�k. Kendimizi dine ilaveler yapmaya ve dinden iskontolarda bulunmaya hak sahibi gördük.
Kendimize ikbal, istikbal, iktidar dev�irirken aziz dinini; vak�flar�n, sendikalar�n, derneklerin, stk’lar�n, iktidar siyasetinin adeta arka bahçesi gibi gördük. Dini halen istetme, ye�ilay, k�z�lay, sar� sendika gibi hoyratça kullanmaya, ondan otorite ve me�ruiyet dev�irmeye devam ediyoruz.
Kur’an’dan, siyer’den, sünnet’ten ö�renmeyi terk edip b�rakt���m�zdan bu yana tarihin hurafeler çöplü�ünde din ad�na üretilen hezeyanlardan besleniyor ve zelil bir �ekilde ölece�imiz günü bekliyoruz.
Siyaset ahlâk�m�z, konjonktürel tav�rlar�m�z, ulusal/bölgesel/küresel tercihlerimiz, emperyalist, kapitalist, siyonist unsurlarla i�birli�imiz ve buna kar��n din karde�lerimizle olan mesafeli/ikircikli ili�kilerimiz bizi yeterince ele veriyor.
Ey bize �ah damar�m�zdan daha yak�n olan Rabbimiz!
Sabahtan ak�ama kadar, din, dava, siyaset konu�uyor fakat derin çeli�kiler ta��d���m�z� ve kimlik krizleri içinde oldu�umuzu göremiyoruz.
Güç ve egemenlik beklentilerimiz, ahlâk�n, adaletin, dinin önüne geçmi� bulunuyor. Mikro boyutlarda olsa bile kendimize bir iktidar alan� olu�turmak için bütün imkânlar�m�zla seferber oluyor ve bunu dindarl�k, müslümanl�k ad�na yap�yoruz.
Allah (cc)’a din ö�retmenin pek çok versiyonunda rol al�yor, kö�e kap�yor, görev üstleniyor ve bununla gururlan�yoruz.
Ya Rabbi!
Bizi birbirimize b�rakma.
Bizi kendimizle ba� ba�a b�rakma.
Bizlere hamd, �ükür, kanaat, zikir, tevazu, cömertlik, ihlas, fazilet bah�et. Cehalet, nifak, isyan, tu�yan, zulüm gibi haddi a�malardan sana s���n�r�z.
Nefsin, ailenin, dü�man�n, tuzaklar�ndan, vesvesesinden bizleri kurtar. Senden rahmetini, merhametini, ba���laman�, �efaatini umuyor ve istiyoruz.
Dua ve niyazlar�m�z�n, isteklerimizin, salih amellerimizin sana ula�mas�n� engelleyen, haya perdesini y�rtan, nimetleri azaltan kusur ve günahlar�m�z� ba���la.
Hayat�n, ölümün, dinin, diyanetin, dünyan�n sahibini, kainat�n yarat�c�s�n� hakk�yla tan�mak ve teslim olmak istiyoruz. Özele�tiri yapmak, özümüze dönmek ve sözümüzde durmak istiyoruz. Dualar�n, tövbelerin gölgesine s���nmak ve merhametinle serinlemek istiyoruz.
Ya Rabbi!
Pi�manl�klar�m�z�, gözya�lar�m�z� bizden kabul buyur ve secdelerimizi ço�altmam�za yard�m et. Haddimizi ve s�n�rlar�m�z� bilmeyi, lokal, parçac� aray��lar�, anlay��lar� terk etmeyi, bütüncül yakla��m�, me�ru s�n�rlarda ya�amay� bizlere lûtfeyle.
Bak dedi�in yerden bakmay�, yürü dedi�in yöne yönelmeyi, dur dedi�in yerde de durmay�… Allah(cc)’tan geldi�imizi, yine O’na dönece�imizi, itaat ve kulluk için bedeller ödenmesinin sünnetullah oldu�u fark�ndal���n�… Tevhid, vahdet, ümmet duvar�nda birer tu�la olmay� nasibet.
Ayn�la�may�, farkl�la�may�, ifrat veya tefriti, ulusal/yerli/millî/hamasî konjonktürel, marjinal olu�umlar� de�il… Evrensel �slâm Ümmetini te�ekkül ettirmeyi, �lâhî nizam� tesis etmeyi… Yaln�zca �slâm’la sab�kalanmay�, hareket/mücadele ile k�demlenmeyi bizlere lûtfet.
Bizleri resullerin, hidayet elçilerinin, s�dd�klar�n, salihlerin, �ehidlerin, nimet verdiklerinin izi s�ra yürüyen muvahhidlerden, hizbullahîlerden eyle.
Bizleri aziz dinin sahibi de�il hizmetkâr� oldu�umuz, bizim dinin yegâne temsilcisi olmad���m�z daha nice insanlar�n veya olu�umlar�n var oldu�u hakikatine ula�t�r. Karde�lerimizle kucakla�may�, Allah(cc) yolunda yar��may� ve yard�mla�may� sevdir.
Bizi yolsuz, mücadelesiz, sensiz, yard�ms�z ve yaln�z b�rakma Allah’�m.