
"yla" Arama Sonuçları

Şehadetinin 59. yıldönümü vesilesiyle Seyyid Kutub'u rahmetle anarken, son yıllarda cahiliye düzenlerine entegrasyon süreçlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte dillendirilmeye başlanan "Seyyid Kutub'u aşmalıyız" tarzı söylemlerin konu edildiği bir makaleyi dikkatlerinize sunmakta fayda görüyoruz.

Siyonist barbarların 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden vahşi saldırılarında Gazze Şeridi’ndeki Filistinli Müslümanların yüzde 10’u ya şehid oldu ya da yaralandı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) ve Anadolu sivil toplum kuruluşlarının çağrısıyla yüz bini aşkın insan Gazze için yürüdü.

Bugün küresel bir mücadele ve ayrışma sahası haline gelen Gazze sahasında Hüseyin (r.a.) ve sâdık yârenleri de sahadadır, Muaviye b. Süfyanlar, Yezid b. Muaviyeler, Ubeydullah b. Ziyadlar da sahadadır, Ömer b. Sadlar da, Kufeliler de… En çok göze batanlar da, kalpleriyle izzet timsali Gazze halkı ve direnişinin yanında, lakin kılıçlarıyla Amerikan emperyalizmi ve onun bölgemizdeki, arz-ı mukaddesteki işgal aparatı siyonizmden yana olanlar ile, kalpleri ve dilleri Gazzelilerden yana olmakla birlikte, fiiliyatta dünyevi endişe, korku ve beklentiler sebebiyle onları çağın Firavunlarıyla, Yezidleriyle başbaşa bırakan Kufelilerdir.

İşgal çetesinin saldırıları ve tam ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 2’si çocuk 4 Filistinli daha açlıktan hayatını kaybetti. İşgal çetesinin Gazze’ye saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana açlık nedeniyle ölenlerin sayısı 201’e çıktı.

Çünkü iktidar suçlu olduğunu biliyor. Kürecik'iyle, Bakü-Ceyhan'ı, limanları, büyükelçilik ve konsolosluklarıyla vs işbirlikçilik suçunu işlemeye devam etmenin suçluluk psikolojisini yaşıyor.

Yayladaki Sığırların Güzelliği ve Meş'um İklim Kanunu Üzerine Kısa Bir Değini I Şükrü Hüseyinoğlu

İşgal ordusunun dün Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda en az 85 Filistinli şehid oldu. 21 aydır süren vahşete rağmen İslam ülkeleri ve uluslararası örgütler hiçbir yaptırım gücünü kullanmıyor.

İngiliz The Guardian gazetesi, bombaların ABD merkezli Boeing’de üretildiğini, İngiltere merkezli BAE Systems, Fransa merkezli Airbus ve İtalyan Leonardo’nun Boeing’e bombalar için parça üreten MBDA’nın ortakları olduğu belirtildi.

Beşir Atalay ‘Dünden Bugüne Anılar’ını yayınladı. Beşir Atalay’ın anıları kendisinin, Türkiye’de bilhassa 90’lı yıllardan itibaren ivme kazanan, 2000’li yıllarda tırıs giden ‘sivil demokratik İslam’ diye özetlenebilecek değişim sürecinde en çok emeği geçmiş, kilit isimlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Toker, 14 Haziran’da İktibas Dergisi’nde katıldığı programda, muhafazakârlaşmanın İslam ve Müslümanlar ile ilişkisine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Toker, Müslümanların muhafazakârlaştırılmasının büyük bir sorun olduğunu söyledi. Prof. Toker’in konuşmasının tamamı:

Rasulullah (a.s.)'ın Mekke'den Medine'ye hicreti milat alınarak Ömer (r.a.) döneminde belirlenen hicri takvimde 1447. yıla girmiş bulunuyoruz.

İngiliz/Amerikan işgal aparatı siyonazi çetesinin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 55 bin 908'e yükseldiği bildirildi.

ABD, İsrail-Filistin iki devletli çözüm konferansına katılmaması yönünde dünya ülkelerine çağrıda bulunurken, konferans sonrası İsrail karşıtı adımlar atacak ülkelerin yaptırımlarla karşılaşabileceği uyarısında bulundu.

Demek ki Müslümanlar Kur’an’ı, İslam’ı ve nübüvveti doğru anlamalı, doğru anlaşılan dinin kurbanı da doğru anlaşılır. İşte o zaman kurbanımız İbrahimî bir geleneğe bürünür ve kurbanımız makbul, bir kurban bayramımız da gerçek bayrama dönüşür.

İktibas Dergisi’nin Haziran sayısı, Suriye’deki dönüşümü merkeze alan bir kapakla çıktı. ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye ekseninde yeniden şekillenen Suriye’ye atıf yapılan yeni sayıda, aslında ortaya çıkan durumun şaşırtıcı olmadığı belirtiliyor.

İşte bu noktada “gidenin yerine neyin geleceği” sorusu Suriye açısından da karşımıza çıkmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla, muhtemel Baas sonrası döneme ait iki yaklaşım öne çıkmaktadır: “Özgür Suriye” vizyonu ve “İslami Suriye” vizyonu.

Şu an çözülen, Kürt meselesi değil PKK meselesidir. Kürt meselesi ise, Kürtlerin fıtri kimlik ve haklarının tanınıp bir hukuka bağlanmasıyla bir çözüm yoluna konabilecek bir konudur. Tabii ki bu meselenin asıl çözümü, fıtri hakları Rabbani öğreti ve ölçüler çerçevesinde güvenceye alan, kulların kullara tahakkümünü ortadan kaldıran ölçü ve hukuk dini olan İslam’ın egemen kılınmasıyla mümkündür.

ABD’nin stratejik ortağı, NATO’nun en kavî üyesi, platonik aşkla bağlı olduğu Avrupa Birliği’ne tam üyelik ülküsünden geri adım atmayan, 7 Ekim vakası yaşanmasaydı katil Netanyahu’yu Ankara’ya getirtecek kadar İsrail’le normalleşme sürecini işleten (daha önce de terör devletinin Cumhurbaşkanını davet etmiş ve en görkemli devlet töreniyle karşılamış), 2000 yıldır yapılamayan bir ‘işi’ yapan Türkiye’nin Suriye’yi nereye, kime aldığı anlaşılmıyor mu?
Makaleler
Hava Durumu