
"ular" Arama Sonuçları

ABD Başkanı Donald Trump, İran'da Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini belirtti.

Hz. İbrahim, Rabbine yönelişiyle insanlık için güçlü bir örnek sunar. “Ben Rabbime gidiyorum” ifadesi, bâtıldan hakikate yönelen bir kalbin kararlılığını; “O bana yol gösterecektir” ise Allah’a duyulan sarsılmaz güveni ifade eder. Bu ayet, imanın yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve teslimiyet olduğunu vurgular.

Küresel sistemle tam entegre olmuş seküler/liberal/demokrat/muhafazakâr toplumu inşa etme sürecinde, mevcut iktidar erkleri, aile konusunda tam bir çıkmazın içine düşmüş gibidirler. Bütün eğitim hayatını pozitivist/maddeci/kapitalist değer yargıları ile dizayn eden sistem, ‘rızkın temini’ konusunda da aynı zihin kodları ile hareket ederek (yukarıda da değindiğimiz gibi), mensuplarını Allah’ın kefil olduğu bir konuyu sorgular hale getirmiştir. ‘Aile’ kurumunun yapı taşı olan çocukların bakım ve iaşesini (güya) destekleyerek, ebter olmaktan kurtulacağı zannına kapılmıştır.

İktibas Dergisi’nin 554. sayısı, mevcut küresel düzene etkileri nedeniyle ABD’deki başkan değişimine atıfla, “Eski Düzene Yeni Oyuncular” manşeti ile çıktı.

Esirleri serbest bırakılma törenindeki karelerin her biri bir derstir. Batının yıllardan beri tüm imkanlarıyla inşa etmek istediği "İslam ve terör" algısının ne kadar büyük bir yalan olduğunu adeta tüm dünyaya ilan etmektedir. Yeryüzünde asıl bozguncuların, asıl teröristlerin kimler olduğunu ayan beyan ilan etmektedir.

Türkiye’nin kaldıraç işleviyle önemli katkı sunduğu Mahmud Abbas’ın sırt çantasından pis kokular geliyor. Kokunun pis olması, Filistin’de ‘iki devletli çözüm önerisi’ söylemiyle alakalı.

“Afrika’dan Asya’ya artık nice kavimlerin sporcularının da katıldıkları Olimpiyat Oyunlarında bir çekişme varsa da asıl çekişme Medeniyetlerin ispat edilmesi noktasındadır…”

İslami Direniş Hareketi (Hamas)’ın askeri kanadı durumundaki Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nin güneyinde, Han Yunus ve Refah’ta işgal güçlerine karşı verilen mücadele çerçevesinde iki tüneli patlatarak iki tankı imha ettiklerini ve bir askeri keskin nişancı ile vurduklarını açıkladı.

Ercümend Özkan, 1991 yılında yapılan söyleşide kendisine yöneltilen sorular çerçevesinde, Kur'an üzerine en geniş açıklamalarını yapıyor.

Dış ticaret verilerine göre siyonist işgal rejimine ihracat, Aralıkta yüzde 35 yükseldi. Düşündürücü tablo karşısında ‘Bir yandan tepki gösterirken bir yandan ticaretin artmasının izahı nedir’ soruları yöneltildi.

Şimdi gidişâta bir bakalım. Aşağı yukarı iki aydır, olanca ve orantısız kuvvetiyle saldırıyorlar. Evet, Gazze’nin kuzeyini insandan arındırdı; yıktı ve zırhlılarını, tanklarını, birliklerini soktular. Ama burada tam bir hâkimiyet sağlamış olduğu hâlâ tartışmalı. Han Yunus tarafında ise çatışmalar tekmil şiddeti ile devâm ediyor. Ne tünelleri bulabildi; ne de Hamas’a ağır bir zayiat verdirebildiler. Bu arada kendi kayıpları, her ne kadar saklamak için büyük bir gayret göstermekteyseler de bu kayıpların resmen bildirilen rakamların çok üstünde olduğu anlaşılıyor.

Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.

Asıl üzerinde durmamız gereken, Türkiye'deki ve İslam dünyasının diğer bölgelerindeki yöneticilerin, Kur'an'a yönelik bu tür saldırılar karşısında halkların tabir yerindeyse gazını almaya yönelik açıklamalarla Kur'an'a sahip çıkma görüntüsü verip meseleyi geçiştirmeleridir. Oysa Kur'an'a sahip çıkmak, onunla hükmetmek, onu hayatın her alanında egemen kılmaktır.

Resuller ve İslam’ın davetçileri aklı başında insanlardır. Aklı başından gitmiş olanlarsa geçici olan dünya hayatına aldanarak ebedi hayatını mahvetmiş ve günün sonunda da elinde hiçbir şeyi kalmamış kimselerdir. Resuller ise büyülenmiş insanları büyüden azade ederek kendi saf akıllarıyla rablerini bulmalarını sağlayan öncülerdir.

Öğrenmek, doğruları öğrenmek belli bir yolu takib etmeyi gerektirir. Doğruların tesbiti mutlaka temelde birtakım doğruları belirlemekle olur. Biz Müslümanlar Kur’an’ın Allah’ın eseri olduğunu kabul ediyoruz. Kur’an’daki doğrular tüm yaratılmışların sahibine ait doğrular olduğundan, karşılaştığımız ikinci derecedeki doğruları Kur’an’daki esas doğrularla kıyas etmek, Kur’an’daki gerçeklere uyup uymadığını mukayese etmek suretiyle tahkik edebiliriz. Zira bir şeyin doğruluğu kendisinden önce doğruluğu sâbit olana göredir.

Radyo Denge'de Osman Yıldız'ın hazırlayıp sunduğu "Gündem Özel" programında Şükrü Hüseyinoğlu, 28 Şubat sürecini değerlendirmişti. 2018 yılında yayınlanan programı, sürecin yıldönümü vesilesiyle okuyucuların istifadesine sunmakta fayda görüyoruz...

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrası İslam dünyasının gösterdiği duyarlılığın, ümmetin “tek vücut” olduğunu kanıtladığını savunan Mescid-i Aksa’nın imam hatibi İkrime Sabri, bu depremin İslam ümmetinin duygularında birleşmesi ve birbirinin yanında olması için adeta bir “uyarı” niteliğinde olduğunu söyledi.

Kur'an'ın temel bazı konularına ters olan, sadece Rabbimize tahsis edilmesi gereken hususlarda, başkalarını araya koymak, başkalarıyla sürekli irtibat (rabıta) haline bulunmak, başkalarından manevi anlamda kurtuluş ve yardım isteneceği düşünce ve inancı "Tevhide" aykırı ve imanı bozacak fiil ve söylemlerdir...
Makaleler
Hava Durumu