
"satt" Arama Sonuçları

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, "Filistinliler topraklarını sattı" iddiasına ilişkin, "Filistinliler topraklarını satmadığı gibi Yahudiler topraklarına işgalci olarak girmeye başladığında fetvalar çıkartılmış ve 'Yahudi'ye arazi satmanın haram olduğu' konusunda yaygın bir kanaat oluşturulmuştur. 'Filistinliler topraklarını sattı' iddiası bir siyonist propagandasıdır ve vicdansızlıktır. Ne tarihi gerçekler ne vicdan ne de rakamlar bu iddiayı kabul etmemektedir." dedi.

İşgalci zalim Çin önetimi, Müslüman mahkumları öldürüp organlarını diğer ülkelerdeki zengin insanlara para karşılığında sattığı bir sistemi yıllardır işletiyor ve bütün dünya yaşananları sessizlikle karşılıyor! Kaynak: Çin, Uygurların organlarını Körfez zenginlerine “Helal organ” diye satmış!

Nizam aklı, bu seçimde faz değiştirdi ve taşını başka bir kareye, “restorasyon” karesine sürdü. Reisi’nin bir hukukçu olarak sicili de buna işâret ediyordu. İdâre ettiği vakıflarda herhangi bir yolsuzluğun olmaması, İran seçmeninin ona güven duymasını pekiştiren bir unsurdu. Anlaşılıyor ki, fakirleşen ve kapalı rejimin içindeki rüşvet, irtikap vb. yozlaşmışlıklardan bıkmış belli bir vasattaki İran seçmeni, son umut Reisî’ye sarıldı.

Her şeyin yerinden edildiği bir vasatta Allah’ın bak dediği yerden bakmanın yerini, Allah’ın razı olmayacağı yönelimler, yer yer İslâm’la makyajlanmış ideolojiler almıştır. Kaynak: Ramazan Yazçiçek ile ahlak üzerine…

Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.

Namazlarını aksatmayan, başkalarının yardımına tenezzül etmeyen ve kendi el emeğiyle geçimini sağlamaya çalışan bir kardeşimiz. İki sene öncesine kadar kitaplarını sırtında gezdirerek sattığı için adı Seyyar Kitapçı kalmış. Seyyar kitapçı, sokak kitapçısı, derken şimdi Diyarbakır’da Ofis semtindeki Sanat Sokağı’nda kitapçılık yapıyor. Üst sınıf öğrencilerinin sınavlarının zor olduğu gibi, biri bitmeden diğerinin geldiği zor sınavlarla sınanıyor.

Suriye halkının haklı başkaldırısına karşı "direniş ekseni" adı altında kâfir Esed diktasına kol kanat geren ve Rusya ile birlikte onun katliamlarına ortaklık eden İran, şimdilerde Esed'in ilk fırsatta kendilerini satışa getirmesinin şaşkınlığını yaşıyor. Medyada yer alan haberlere göre, İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Haşmetullah Felahat Pişe, Beşşar Esed'i İsrail'in Suriye'deki İran üslerine yönelik saldırısı sonrası yaptığı açıklama nedeniyle eleştirdi.

ABD Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı, ABD’nin 2016’da yurt dışına 33,6 milyar dolarlık silah sattığını açıkladı.

Her fırsatta faiz lobisinden şikayet eden, seçim meydanlarında beylik sözler sarfeden iktidar sahiplerinin “perde gerisinde lobinin ekmeğine kesintisiz yağ sürdüğü” bir kez daha gözler önüne serildi. Devletin resmi rakamlarına göre 2013 yılı toplam harcamaları 396 milyar 910 milyon 97 bin lira oldu. Bu harcamalardaki en önemli kalemlerden biri yine faizciye gitti. Bütçeden 1,9 milyar lira yiyecek için harcanırken faiz lobisine kursağına aktarılan kalem tam 50 milyar lira oldu

Bir kısım Müslümanların "ümmet birliği"nden söz ettiği bir vasatta O, doğru bir tesbit ve teşhisle "ümmetin yeniden inşası"na vurgu yapmış, geleneksel ve modern cahiliyeyi sorgulamaktan ve İslam'ı öncelikle ilk neslin anladığı kaynaktan, Kur'an'dan öğrenmekten söz etmiş, "cahiliyeden ilkesel kopuş" ve "İslam - cahiliye uzlaşmazlığı" vurgularıyla Kur'ani-Nebevi hareket çizgisini yeniden Müslümanların gündemine taşımıştır.

Dönemin Başbakanı CHP’li İsmet İnönü’ye bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 21 Ekim 1937’de tarihinde bir günde 6 cami sattığı ortaya çıktı.

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Murat Kirişçi, İktibas Dergisi Kayseri Şubesi’nde Kudüs üzerine bir konferans verdi..

Fransa'da peçe yasağı, Yunanistan'da cami, İsviçre'de minare yasağı, Danimarka'da karikatür çirkinliği ve son olarak Almanya'da sünnet yasağı. Türkiye'ye her fırsatta demokrasi dersi veren Avrupa'da, söz konusu Müslümanlar olunca yasakların ardı arkası kesilmiyor. Sünnetin suç kapsamına alındığı Almanya'da, Müslümanlar karara tepkili. Köln Eyalet Mahkemesi sünneti yaralama suçu sayarak yasaklamasının ardından girişimlerde bulunan Müslümanlar bu yanlış karardan derhal dönülmesini istiyor.

Nestle'nin Fransa’da helal sertifikalı domuz etinden imal edilmiş sosis sattığı ortaya çıktı

Kurban ibadetini eleştirip vahşet olarak nitelendiren "sözde medeni" batı toplumu, her yıl düzenli olarak katlettiği, etini ve derisini büyük paralara sattığı yunus, fok ve balina avına yeniden hız verdi.

Hem orada anlatılanları 22 Şubat 2009'da bu köşede yazmıştım hem de bütün uğraşmalarıma rağmen yazıda "Abdülhamid efsanesi"ni bitiren belgeyi bir türlü göremiyordum. Sürmanşete çekilen belge ise Sultan'ın Siyonistlere vatan sattığını değil, tam tersine, Filistin'e Yahudi göçünü yasakladığını söylüyordu!

Fatiha Suresini konu edinen Beytullah E. Önce, Ezen ve ezilen ilişkisinin hüküm sürdüğünü her vasatta insanlığın tahrif olacağını belirterek, Fatiha suresindeki mesajların insanları kula kulluk düzenlerini alaşağı edecek bir tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesine çağırdığını söyledi.

"Kur’ân okumayı belli vakitlerle sınırlamak yerine her zaman ve her fırsatta; uçakta, vapurda, otobüste, tatilde, piknikte.. Kur’ân’ı elimizden bırakmamak, Kur’ân’la birlikte seyahat etmek, onunla oturup onunla kalkmak, onunla yorulup onunla dinlenmek gerek. Hasılı, yürüyüp giden hayatın akışı içinde Kur’ân’la beraber yürümek, onu “yol haritası” edinmek, “yürüyen Kur’ân” olmak zorundayız."

İmam Humeyni'nin çağdaş İslami hareket tarihinde ortaya çıkan en belirgin yanı, uzlaşmacı anlayışı kesin olarak reddetmesi, uzlaşmacı tavrı her fırsatta mahkum etmesidir. İslami mücadele tarihinde iyi niyetler ve samimi gayretlerle başlayıp yürütülen fakat sonunda gelip "uzlaşma" denilen girdaba yuvarlanan ve nice Müslümanın kanları ve terlerinin heder olmasıyla sona eren onca sonuçsuz çaba göz önüne alınacak olursa, İmam'ın işbirlikçi iktidarlarla, emperyalist güçlerle ve çıkar çevreleriyle uzlaşmama noktasında geliştirdiği ve sürdürdüğü kararlı ve ilkeli tutumdan çıkartılması gereken çok önemli dersler vardır.
Makaleler
Hava Durumu