
"olay" Arama Sonuçları

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bu olayın Nekbe olarak isimlendirilmesinin tek sebebi, siyonist işgal rejiminin kuruluş ilanı değildir. Bu da başlı başına bir felaket olmakla birlikte asıl büyük felaket işgal rejiminin ilanının hemen ardından siyonist terörün büyük katliamlar gerçekleştirmesi ve yaklaşık 800 bin Filistinlinin yurdunu terk etmeye zorlanması yüzünden yaşanmıştır. Bunun sebebi de Filistin topraklarında gayrimeşru siyonist işgal rejiminin kurulması olduğundan bu olay da bizatihi büyük felaket niteliği taşımaktadır.

Bir Müslüman, hiçbir zaman Allah’ın Rasulü’nün (sas) “ayaklarımın altındadır” dediği asabiyet duygusuyla diğer ırklara yaklaşamaz. Dolayısıyla Müslüman nezdinde her türlü milliyetçilik, ırkçılık; -bu, Kürtçülük olabilir, Türkçülük olabilir, Arapçılık olabilir- gayri İslami’dir!

İnsan sormadan edemiyor, halkının yüzde yetmiş beşi Katolik olan bir ülkede sırf Filistin halkına yapılan zulümden dolayı Siyonistlere tepki gösteren bu kadın gibi, çoğunluğu Müslüman olduğu ifade edilen bizim ülkemizde de iş yeri sahibi olarak Siyonistleri kapı dışarı edecek bir yiğit var mı acaba?

Gelin toplum olarak tercihlerimizi açıklıkla ve samimiyetle yapalım ve çok dinlilikten, çok kıblelilikten (dolayısıyla çok yüzlülükten) sakınalım... "İkisi bir arada", "üçü bir arada" gibi şeylerin kahve tercihleri için geçerli olacağını, lakin din tercihinde asla meşru olmadığını bilelim.

ne zaman “Kürt sorunu” gündeme gelse, az önce tepişen fillerden sonra ezilen, gövdesi kırılan çimlerin hüzün verici doğrulma çabası, çırpınışı ya da boylu boyunca yere serilişi canlanır gözlerimde. Olaylara “insan” odaklı bakmayı kendime şiar edinmişim o nedenle. Konuya ilişkin olarak yazdığım ilk kitabımın adının “Kürdinsan” olması da bundan dolayıdır.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Müslümanlar tarafından 63 yıllık zalim Esed tağutizminden kurtarılan Şam, Müslümanların tarihi ve bugünü açısından muhakkak ki önemli bir belde. Her şeyden önce Şam, Kudüs'ün kapısı mahiyetinde. Tarihsel süreçte Kudüs'ün fethi hep Şam'dan geçmiştir. Dolayısıyla Şam'ın fethi hepimizi sevindirdi ve umutlandırdı. Bununla birlikte Şam'dan kişisel yayın yapan bazı Müslümanların "Şam'ın faziletleri" söylemini dillendirmeye başladığı görülüyor ki, işte biz bu konuda karınca kararınca bir pencere açmak istedik. 2012 yılında kaleme alınıp yayınlanan bu makaleyi ilginize sunuyoruz.

Filistinliler sosyal medyada, iki hafta önce işgalci askerlerin Filistin'in işgal altındaki Batı Şeria bölgesinin güney kesiminde yer alan El-Halil şehrinde Filistinli bir çocuğa saldırmalarının görüntülerini yayınladı.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

İslam arızi değil asıl olandır, yeryüzündeki yegâne hak din/hayat nizamıdır ve dolayısıyla kendisini İslam’a nisbet eden fert ve toplulukların her halükârda bu bilinç üzere bulunmaları ve bu bilinç üzere hareket etmeleri gerekir.

Filistin’de işgale karşı mücadele 76 yıldan beri kesintisiz bir şekilde süren bir mücadeledir. Ancak bazı zamanlarda olayların yoğunluk düzeyi artmıştır. Yoğunluk düzeyinin düştüğü dönemlerde ise siyonist işgalciliğin gerçek kimliğini gizleyerek, “normalleştirme” faaliyetleri yürütülmüştür.

5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan "Atatürk'ün Hatırasına Alenen Hakaret" suçundan dolayı yargılanan Şükrü Hüseyinoğlu savunmasında, insanların dünyada izzet ve ahiretlerinde saadeti kazanabilmeleri için şirk amellerinden, her türlü putçuluktan sakınmaları konusunda bir uyarı ve nasihatte bulunduğunu ifade etti.

“Gazze tarih yazıyor, tarihi değiştiriyor” manşeti ile çıkan yeni sayının yorumunda Gazze’deki durum ele alınırken, “İslam arızi değil asıl olandır, yeryüzündeki yegâne hak din/hayat nizamıdır ve dolayısıyla kendisini İslam’a nisbet eden fert ve toplulukların her halükârda bu bilinç üzere bulunmaları ve bu bilinç üzere hareket etmeleri gerekir” vurgusu yapılıyor.

Bu sayıda, araştırmacı-yazar Ali Kaçar, “6-7 Eylül Olayları Bir Kontr-Gerilla Tertibi İdi” başlıklı yazısında; 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili tarihi gerçeklere ışık tutuyor.

Tahir’ul Mevlevi’nin, Nehir yayınlarından 1991 yılında çıkan ‘Matbuat Alemindeki Hayatım ve İstiklal Mahkemesi Hatıraları’ adlı kitap (456 s.), hem resmi tarihin dışında yakın tarihle ilgili bazı olayların ilk ağızdan aktarılmış olması, hem de hatırat tarzı itibari ile kayda değer bir nitelik taşıyor.

Güzel geçimli olabilmek iyi ahlâklı olmayı gerektirir. Güzel geçim güzel ahlâktır. Peygamberimiz, “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” buyurarak, insanlarla güzel geçim için hayatı zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı olmamız gerektiğini vurgulamaktadır. Eşler arasındaki güzel geçimin, mutluluğun formülü 5 S’de gizlidir: Sevgi, saygı, sadakat, sabır ve sorumluluk. Bu hususlara dikat edildiğinde mutlu, huzurlu bir aile ortamı oluşur.

Yakın tarih uzmanı, araştırmacı, yazar ve Genç Birikim dergisinin hem sahibi hem de başyazarı olan Ali Kaçar’ın yeni ve üçüncü kitabı “Mayınlı Tarlada Konuşmak & Kemalizm’e Eleştirel Bakış”, Genç Birikim Yayınları etiketi ile ilgilisine sunuldu.

Filistin halkı tarafından Nekbe yani Büyük Felaket olarak isimlendirilen olayın bugün (14 Mayıs), 75. yıl dönümü. Bu olay sadece Filistin açısından değil tüm İslam âlemi açısından gerçekten büyük bir felaket olduğundan yıl dönümünde bu olaydan söz etmemiz ve siyonist işgale karşı sürdürülen mücadelenin yanında durmamız gerekiyor.

Dua eden ne isteyeceğini bilmeli, kimden isteyeceğini çok iyi anlamalı Allah'tan istemeli ve pazarlık yapmamalı. Beni şunla bunla imtihan etme demek doğru değildir! "Deki; Rabbim hakkımda hayırlısı neyse onu nasip et." İmtihanımı kolay eyle, dayanma ve sabır gücünü ver diye dua etmeli.
Makaleler
Hava Durumu