
"badetler" Arama Sonuçları

Kur’an mehcur bırakılınca, ister ifraten, ister tefrit olarak ekseninden kaydırılınca, başka ne bekliyorsunuz ki?! İbadetlerin arasındaki bağ kesilince ve yanlış yerlere bağlanınca onlardan beklenen murad ortaya çıkmıyor, hikmet tahakkuk etmiyor ve beklenen hasıla da gerçekleşmiyor. ‘Beklenen hasıla’ derken bunun kişinin lehine kaydedilecek sevap kısmı bir tarafa öncelikle ‘rıza-i ilahiyi’ celp etmek ve cemaat/toplum olarak istenen yönde, nefislerimizdekini değiştirerek (Rad/11) ve bahşedilen nimet asliyle muhafaza edilmiş olarak (Enfal/53), sırat-ı müstakim üzre olup kalmak kastımız malumunuzdur.

Doğu Türkistan’da Müslümanlar için Ramazan, ibadet ve manevi huzurdan çok, yasaklar ve baskılarla anılan bir dönem haline geldi. Çin yönetimi tarafından yıllardır uygulanan kısıtlamalar nedeniyle bölgede yaşayan Müslümanlar, dini vecibelerini yerine getiremez hale geldi. Oruç, teravih namazı ve diğer ibadetler tamamen yasaklanırken, bölge halkı dini kimlikleri nedeniyle çeşitli baskılara maruz kalıyor.

İbadetlerde Asıl Sorumluluk, Eda Edildiklerinde Başlar I Şükrü Hüseyinoğlu I Haftanın Hasbihali

İşte bu laik sistem ve kesimler, Müslümanlara belli alanlarda, birtakım haklar vererek! sistemin genel gidişatına, özüne, putlarına, batıl hükümlerine "dokunmadan" yaşayabilecekleri, bireysel birtakım ibadetlerini yapabilecekleri, özgürlük alanları belirlemişler ve bunun dışına asla çıkılmaması gerektiği savını ileri sürmüşlerdir...

Abdulhamid Turgut hocamız bedenen zayıf, kişilik olarak nazik ve zarif birisiydi. Güler yüzlü, tatlı dilli, söz ve davranışları, giyim kuşamıyla kendisini görenlere sürur verir, dâveti ve sohbetiyle insanlara Allah'ı (cc) hatırlatırdı. İbadetlerindeki, özellikle de namazlarındaki ihlası ve hassasiyeti onu tanıyan herkesçe biliniyordu.

Hâsılı, ibadetlerimizle ilgili ‘niçin’, ‘kim için’ sorularını doğru cevaplandırdıktan sonra ‘nasıl’ sorusu bir anlam kazanacaktır! Yoksa; yok! ‘Norm’ yoksa form da önemli değildir, anlamını yitirir! Norm ile form’u ayırmak hiç de normal bir hal değildir!

Gerek dini anlatımda ve gerek eğitim ve öğretim işinde korku kadar sevgi; sevgi kadar da korku yer almalıdır. Aksi halde insanlar kanadı kırık kuş misali havalanamayacağı gibi sıratı müstakim üzere yolunu tayin etmede de başarılı olamaz. Tek taraflı bir anlatım insanı; ya Allah'ın rahmetine güvendirerek ibadetlerden uzaklaştırır ya da "Zaten işim bitik" diyerek ye'se düşürerek şeytana ram ettirir.

Yüce Yaratıcının bizlerden istemiş olduğu ibadetlerde aramamız gereken iki önemli soru var. Biri niçin, diğeri de nasıl sorusudur. İbadetlerde olması gereken bu iki sorunun cevabı vücuttaki beden ve ruh gibi hayati öneme sahiptir.

Tüm ibadetlerimizi, bir üst bilinçten kaynaklanan ve birbirleriyle irtibatı kesilip kompartımanlara ayrılamayacak olan bir bütünlük içinde İslam davasının olmazsa olmazları nev’inden, kullun Mabuduna, ubudiyetin bir karşılığı olarak yönelişi tarzında, İslamî siyasetin doğal bileşenleri bilip bu bilinç içinde, samimiyetle ifa etmek zorunluluğumuz vardır.

Hâsılı, ibadetlerimizle ilgili ‘niçin’, ‘kim için’ sorularını doğru cevaplandırdıktan sonra ‘nasıl’ sorusu bir anlam kazanacaktır! Yoksa; yok! ‘Norm’ yoksa form da önemli değildir, anlamını yitirir! Norm ile form’u ayırmak hiç de normal bir hal değildir!

Başlık, Çorum’dan yeni tanıştığımız bir kardeşimize, okumaları ile meşhur Rufi Tiryaki’ye ait. Veciz bir şekilde kurban olgusunu özetleyen, dahası anlatan bir ifade… Aforizma! Tüm ritüellerimize, ibadetlerimize uyarlayabilirsiniz!

Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi adını verdiği DoğuTürkistan'da, halkın kişisel bilgi ve hareketlilikleri ile ibadetlerini kontrol altına almak için ciddi bütçe ayırdığı ve yüksek teknoloji sayesinde tam teşekküllü gözetimin sağlandığı uygulamaları nedeniyle bir "polis devletine" dönüştüğü ifade edildi.

Allah’ın sizler için farz kıldığı bu ibadetlerden maksat; hayatın her alanını kuşatan ibadet için sizi hazırlamaktır. Bu ibadetler hazırlık ibadetlerdir. Sizin hayatınız boyunca devam edecek olan ibadete hazır olasınız. Daima ibadet halinde olmak için hazırlanasınız.

Çocuklarımızı daha küçük yaşlardan itibaren ibadetlere alıştırmalı, zihinlerine ve kalplerine Allah ve peygamber sevgisini yerleştirmeliyiz. Onları her türlü kötü alışkanlıktan, zararlı fikir ve akımlardan korumalı ve kollamalıyız...

Azerbaycan’da İslami ibadetleri ve törenleri, kimlerin, nasıl gerçekleştirebileceğini tanımlayan yasa kabul edildi

Hacc ibadetinin eda edildiği ve Kurban Bayramını karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde Hacc ve Kurban'ın anlamı üzerinde düşünmeli, bu ibadetlerin neye tekabül ettiği, insana hangi mesajı/mesajları taşıdığı üzerinde tefekkür etmeliyiz. Ali Şeriati'nin "Hacc" isimli eserinden, Hacc ve Kurban'ın anlamıyla ilgili ufuk açan, bilinç aşılayan cümleleri sizlerle paylaşmak istedik:

Önerimiz odur ki, Hacc ve Umre ibadetlerimizi mümkün olduğunca bir defayla sınırlandıralım, bunun ötesinde Hacc veya Umreye ayıracağımız para ve zamanımızı, Mescid-i Haram'ı Suud-i Amerika'nın vesayetinden kurtarmaya yönelik çabalara ayıralım.

Yıllardır hac ibadeti yapan kimseye 'hacı' denilmesini doğru bulmadığını ve bunu yazarak da ifade ettiğini belirten Karaman, 'Mümin 'namazcı, oruçcu, haccı, zekatçı...' değil, mümindir, Müslümandır. Yapılan ibadetler mümine unvan olmaz, olmamalıdır' diye konuştu.

Furkan-Der'in "Mücadele Sorumluluğumuz ve Öncüler" başlıklı seminerinde konuşan Hamza Er, Bugünün Müslümanları olarak sorumluluk almama, yükün altına girmeme gibi zaaflar taşıdığımızı kaydeden Hamza Er, mevcut durumda iki tür yaklaşımın yaygınlaştığını belirterek şunları söyledi: “Birinci hal, içine kapanan, bireysel ibadetlerle yetinen, kurtarıcı bekleyen, bir gün uyandığında her şeyin değişmiş olabileceği beklentisiyle ömrünü tüketenler, ikincisi ise, bu çağda artık yetinilmesi gerekenin, olması gerekenin, mevcut durum olduğuna kanaat getirenlerdir.
Makaleler
Hava Durumu