
Kaz�m �ENSALTIK
EL EM�N��N (S.A.V.) �MMET� OLDU�UNU S�YLEY�P, VEL�D B�N MU��RE G�B� YA�AMAK
“Milâdî 530 y�l� civar�nda Mekke’de do�du. Babas� Mugīre, Kurey� içerisinde zenginli�i ve cömertli�iyle tan�n�rd�. Onun kabiledeki mevkii dolay�s�yla çocuklar�na Benî Mugīre denilmi� ve Mugīrî nisbesiyle an�lm��lard�r. Bunlar �an, �eref, �öhret ve zenginlik bak�m�ndan ayr� bir zümre te�kil ediyordu. Resûl-i Ekrem’in babaannesi Fât�ma bint Amr b. Âiz, Mahzûmo�ullar�’na mensup oldu�u için day�lar� ad�na Abdülmuttalib’in o�lu Abdullah’� kurban etmesini engelleyenler aras�nda Mugīre de vard�. Velîd annesi Sahrâ’ya nisbetle �bnü’s-Sahrâ diye de an�l�r.
Velîd; akl�, dirayeti, güzel konu�mas�, geli�mi� �iir zevki, çocuklar�n�n fazlal��� ve zenginli�iyle de Kurey� içerisinde temayüz etmi�ti. Onun Mekke ile Tâif aras�ndaki sulanabilen bahçelerinde y�l boyunca meyve ve sebze yeti�tirilirdi. Ticaretle de u�ra�an Velîd’in ayn� zamanda demirci oldu�u zikredilir (�bn Kuteybe, s. 575).
Velîd, Hâ�imo�ullar� ile rekabet etmek için hac zaman� Mina’da büyük bir ate� yakt�r�r ve hac�lara yemek ikram ederdi. Velîd’in kendisiyle tart���lmas�na izin vermedi�i, bedevîlerin onu methederken 12.000 dinardan fazla serveti bulundu�unu söyledikleri kaydedilir (Süheylî, III, 80).
Onun Kurey� nezdindeki itibar�n� gösteren iki olaya i�aret etmek gerekir. Bunlardan biri, Kurey�’in reisi Abdülmuttalib’in vefat� üzerine kendisiyle birlikte kabileden üç ki�inin onun yerini almak istedi�ini göstermek için Kâbe’nin avlusuna oturmas�d�r (di�er ikisi Ebû Tâlib ile Abdullah b. Cüd‘ân idi; Ya‘kūbî, II, 10).
�kincisi Hz. Muhammed’in Hacerülesved’i yerine koyanlar aras�nda yer ald���, Kâbe’nin y�k�l�p yeniden yap�lmas� esnas�nda Kurey�liler’in Kâbe’yi y�kmaktan çekinmesi üzerine Velîd’in mâbedin duvar�na ç�k�p, “Biz ancak iyilik ve hay�r istiyoruz” diyerek kendi kabilesine dü�en k�s�mdan bir bölümü y�kmas�d�r. Kurey�liler, ancak onun ba��na bir felâket gelip gelmeyece�ini bir süre bekledikten sonra y�k�m i�ine ba�layabildi (�bn Hi�âm, I, 195). Yine Kâbe’nin yap�m� için para toplan�rken Velîd, Mekkeliler’den helâl kazançlar�ndan sarfetmelerini, ribâ ve zulümle elde edilen paralar� bu i�e kar��t�rmamalar�n� istedi. Di�er taraftan her y�l de�i�tirilen Kâbe örtüsünü bir y�l kendisinin, bir y�l di�er Kurey� liderlerinin de�i�tirmesinden dolay� “Idlü Kurey�” (Kurey�’in dengi) unvan�n� ta��yor ve Yemen’den getirtti�i kuma�la bu örtüyü de�i�tiriyordu (Ezrakī, I, 251-252; Belâzürî, I, 133). Kaynaklarda bir h�rs�z�n elini kesmesi, ilk defa kasâme usulüne ba�vurmas� gibi icraatlar�ndan dolay� “hükkâmü’l-Arab”dan kabul edilir (�bn Habîb, el-Muḥabber, s. 132, 337-338; el-Münemmaḳ, s. 368; Belâzürî, I, 133). Ayr�ca Velîd, kendisi �arap içmedi�i gibi aile fertlerine de içmeyi yasaklayan ve Kâbe’ye girerken pabuçlar�n� ç�karan ilk ki�idir (�bn Habîb, el-Muḥabber, s. 335-337; �bn Kuteybe, s. 551-552). Kurey�liler ona “vahîd” (tek), “kurretü ayni Kurey�” (Kurey�’in göz bebe�i) ve “seyyidî” (efendimiz) gibi s�fatlar vermi�ti.
Velîd b. Mugīre, Hz. Peygamber’in davetini kabul etmedi ve kendisine �iddetle kar�� ç�kt�. Kibir, bencillik ve ihtiras� yüzünden �irk ile ruhu kirlenip tabiat� bozuldu�undan Kur’ân-� Kerîm için sihir dedi, Kur’an’�n hasm� ve Resûl-i Ekrem’in rakibi oldu. Putperestli�in hâmisi Ebû Cehil’e ak�l hocal��� yapt�. Kendisinin, “Nas�l olur, ben Kurey� kabilesinin büyü�ü ve ba�kan� oldu�um halde bir kenara b�rak�lay�m da Muhammed’e vahiy gelsin! Nas�l olur, Ebû Mes‘ûd Amr b. Umeyr es-Sekafî kabilesinin reisi de bir yana b�rak�ls�n!” �eklindeki sözlerine Kur’an’da �öyle cevap verilir:
“Gerçe�in bilgisi gelince, ‘Bu bir büyü, biz bunu kabul etmiyoruz. Bu Kur’an �u iki �ehirden büyük bir ki�iye indirilseydi ya!’ dediler. Rabbinin rahmetini payla�t�rmak onlara m� dü�mü�? Dünya hayat�nda onlar�n geçimliklerini biz payla�t�rd�k ...” (ez-Zuhruf 43/30-31; ayr�ca bk. el-En‘âm 6/123-124; �bn Hi�âm, I, 361; Taberî, XXV, 39-41).
Velîd, Kurey�liler’in Resûlullah’a kar�� dü�manca faaliyetlerine aktif biçimde kat�ld�. Hz. Peygamber’in amcas� Ebû Tâlib’e üç defa ba�vuran Kurey� heyetinde o da yer ald�. Üçüncü gidi�lerinde Velîd yan�na genç ve yak���kl� o�lu Umâre’yi de ald�. Heyettekiler, Ebû Tâlib’den, Hz. Muhammed’in yerine bu genci al�p öldürülmek üzere ye�enini kendilerine teslim etmesini istediler. Ebû Tâlib bu teklifi �iddetle reddetti (�bn Hi�âm, I, 266-268; Umâre için bk. Süheylî, III, 252-255; Fayda, s. 81-84). �bn Habîb, Kurey� kabilesine mensup sekiz z�nd�k aras�nda Velîd’i de zikreder ve bunlar�n sap�k dü�üncelerini Hîreli bir Hristiyan’dan ö�rendiklerini yazar (el-Muḥabber, s. 337). Câhiliye devri �iirini ve Arap dilinin inceliklerini çok iyi bilen Velîd, hac mevsiminde Mekke’ye gelecek ki�ilere söylenmek üzere Kurey�liler’in Muhammed hakk�nda bir fikir etraf�nda toplanmalar�n� istemi�ti. Kendi görü�ünün olu�mas� için günlerce dü�ündü; Kurey�liler’in ileri sürdü�ü kâhin, deli, �air gibi nitelemelerin do�ru olmad���n�n hemen anla��laca��n� belirttikten sonra, “En iyisi onun evlâd� babadan, karde�i karde�ten, kar�y� kocadan, ki�iyi ailesinden ay�ran bir büyücü oldu�unu söyleyelim” dedi. Bu iddialar üzerine �u âyetler nâzil oldu:
“Yaratt���m o ki�iyi tek ba��na bana b�rak; geni� bir servet ve gözü önünde duran o�ullar verdi�im, kendisine nimetleri serdikçe serdi�im, arkas�ndan daha fazla vermemi bekleyen ki�iyi. Hay�r, umdu�u gibi olmayacak. Çünkü o bizim âyetlerimize kar�� inatla direnmektedir. Ben de onu sarp bir yoku�a sürece�im. Zira o dü�ündü ta��nd�, ölçtü biçti. Kahrolsun, ne biçim ölçme biçme bu! Ard�ndan yine kahrolsun, ne biçim ölçtü biçti! Sonra bakt�, sonra ka�lar�n� çatt�, surat�n� ast�. En sonunda arkas�n� dönüp gitti ve kibrine yenildi. ‘Bu’ dedi, ‘olsa olsa eskilerden nakledilmi� bir sihirdir; bu bildi�iniz insan sözünden ba�ka bir �ey de�ildir.’ Ben onu cehenneme sokaca��m ...” (el-Müddessir 74/11-26). Müfessirler bu âyetlerin Velîd b. Mugīre hakk�nda nâzil oldu�u hususunda ittifak etmi�tir. Velîd’in de içinde bulundu�u Kur’an’la alay eden kimselerle (el-Hicr 15/94-96) ve onlar�n ahlâkî zaaflar�yla ilgili (el-Kalem 68/10-16) âyetler de inmi�tir. Bunun yan�nda Hümeze ve Kâfirûn sûrelerinin de Velîd b. Mugīre hakk�nda nâzil oldu�una dair rivayetler vard�r. Onun �slâm’a kar�� dü�manl���n� gösteren en önemli husus, do�rudan kendisi veya kendisiyle birlikte di�er mü�rikler hakk�nda 104 kadar âyetin inmesidir. Akkād, Velîd ile ye�eni Ebû Cehil’e dair nâzil olan âyetler kadar ba�ka hiç kimse hakk�nda âyet inmedi�ine dikkat çekerek (�bn Hi�âm, I, 270-272; Taberî, XXIX, 95-100) onun mü�rikler aras�ndaki önemini vurgulamaktad�r (el-ʿAbḳariyyât, s. 781-784). “�slam ansiklopedisi.
Yukarda kaynaklar�n bize geni� biçimde aktard��� Mekke dönemi asillerinden biri Velid bin Mi�ure. Kendisi hakk�nda çokça rivayet günümüze kadar aktar�larak gelmi�. Kaynaklar�n anlatt��� Velid bin Mu�ire; dindar, ak�ll�, zengin, varl�kl� biridir. Kendisini tan�tan en önemli olay�n Kâbe’nin yap�m� s�ras�nda gösterdi�i hassasiyettir. Kâbe’nin y�k�l�p yeniden yap�lmas�n�n öncülü�ünü yapan ki�idir. Kâbe’nin yap�m�nda haram kazanç, faiz, (riba) zülümle elde edilen kazanc�n vb. yolarla elde edilen kazançlar�n konulmamas�n� �art ko�mas�d�r. Dikkat ettiniz mi daha Mekke cahiliye dönemi ve Allah’�n evinin in�as� yap�lacak haram kazanc�n buraya kat�lmas�n� istemiyor. Bu bir ahlak, kendi inand��� de�erlere ba�l�l�k, en hafif tabiriyle kendi çap�nda tutarl�l��� göstermesi bak�m�ndan çok anlaml� bir duru�u gösteriyor. T�pk� 21. Yüzy�lda bat�l�lar�n sahip oldu�u ahlaki de�erlere benzer bir durum arz ediyor. Bugün Allah’�n istedi�i, toplum ve temel insani de�erler bak�m�ndan, kendini �slam’a nispet edenlerden daha tutarl� bir ahlaka sahip olmalar� gibi bat�l�lar�n.
Gelin bu tutumu kendi toplumumuza getirelim, bugün ya�ad���m�z toplumda camiler Allah’�n evi olarak tarif ediliyor. Bu Allah’�n evleri yap�l�rken Velid Bin Mu�ire'nin gösterdi�i hassasiyeti gösteren kaç tane kendine Müslüman diyen var bu toplumda, kaç cami bu hassasiyetle yap�ld�? Haram�n, bula�mad��� helal paralarla in�a edilen kaç tane cami bulabilirsiniz bu toplumda. Osmanl� dönemini ve öncesini ayr� tutarak söylüyorum. Cumhuriyet tarihi boyunca yap�lan ibadethanelerde Velid Bin Mu�ire’nin gösterdi�i hassasiyeti göstererek in�a edilen kaç ibadethanemiz var?
Buras� çok önemli, nedeni �u biz Kur’an okuyan, Allah’�n peygamberine tabi oldu�umuzu söyleyen bir toplumuz. Kendimize ‘Müslüman’ diyoruz, biz Müslümanlar m� daha do�ruyuz yoksa Velid Bin Mu�ire mi? E�er onun kadar bu konularda hassas ve ahlakl� de�il isek vay halimize! Neden mi, çünkü Allah Hz. Peygamber üzerinde ona mü�rik diyecektir. Bu kadar üstün ahlak ve insani meziyetleri olan birine Allah mü�rik diyorsa, bizim durumumuz ne olacak? Bir mü�rik Allah için yap�lan i�te bu kadar hassas davran�yor ve yine mü�rik oluyorsa, biz onun kadar hassas ve ahlakl� de�ilsek Allah bize ne diyecek, oturup dü�ünmek tefekkür etmek gerekiyor.
Velid Bin Mu�ire’yi mü�rik yapan en temel vasf�n�n �irk ko�mas�yd�, kendini ve atalar�n�n inançlar�na olan sadakati, bir de kendini müsta�ni görmesiydi. Zenginli�i, varl�kl� olmas� onu müsta�ni yapacakt�. Atalar�ndan gelen inanc� samimi olarak yapt���n� dü�ünüyoruz itiraz�n�n buna olmad���n� az çok anl�yoruz. Onun kabul etmedi�i Peygamberli�in kendisi gibi varl�kl� ve soylu birine gelmemesiydi. Bu kibir onu mü�rik olarak hayat�n� sonland�rmas�na sebep olacakt�. Soru �u; bugün bizim toplumda Allah ile beraber ulu önderler, vb. inanc�yla beraber Müslüman oldu�unu söyleyenlerin durumu Velid Bin Mu�ire’nin durumuyla ayn� de�il mi? Allah’a ibadet için in�a edilen camilerin haram, faiz gibi paralarla yapanlar�n durumu ne olacak? Allah pratikte ya�anan bu olaylar�n bize ibret olmas� için haber veriyor. Biz b�rak�n ibret almay� onlar�n fersah fersah beterlerini yap�yoruz, sonra dönüp mümin oldu�umuzu söylüyoruz. Velid Bin Mu�ire de kendisinin Allah’�n raz� oldu�u kulu olarak tan�ml�yordu. Öyle ki onun evini in�a ederken haram kazanç girmemesi için azami önem veriyordu. Ya biz bizde onun kadar hassas tart�yor muyuz Allah için yapt�klar�m�z�! Oysa biz, e�er mümin isek yapt���m�z her i� ve pratik amel Allah içindir. Hem mümin oldu�unu söyleyip hem de yapt��� hiçbir �eyin Allah’�n kitab�na uymamas� Velid’in yapt���yla ayn� kap�ya ç�kmaz m�?
Bak�n Kâbe’nin in�as�na haram kazanç bula�t�rmayacak kadar hassas olan ki�iyi Allah mü�rik olarak adland�r�yor. Ya bizim toplumda Allah’�n evlerini yapanlar�n bunlara hiç önem vermemelerini yar�n Allah nas�l tan�mlayacak dersiniz. Bugün bizim toplumun Velid’leri yok mu dersiniz! Velid Bin Mu�ire'ler ölmediler, as�rlard�r içimizde ya��yorlar. Sadece biz onlar� göremeyecek kadar basiretsiz ve ferasetten mahrumuz. Velid bin Mu�ire’leri, kibriyle halk�n aras�nda gezenlerin içinde aray�n, yönetim kadrolar�nda aray�n. Çünkü onlar yani ça�da� velidler her zaman yönetim kadrolar�nda yer al�rlar. Allah’�n evini in�a ederken gösterdi�i hassasiyeti, ya�ad��� toplum için göstermiyordu. Mekke toplumunda k�z çocuklar� diri diri gömülürken itiraz etmiyordu. Kölelik, sömürü halk� inim inim inletirken sesi solu�u ç�km�yordu Velid Bin Mi�ure’nin. Onun takipçileri bugün de ayn�lar. Toplumun sömürülmesi, insanlar�n açl��a mahkûm edilmesi, hukukun güçlülerin hukuku olmas� ayn� anlay���n günümüz tezahürü de�il midir? Toplumda soylular�n h�rs�zl�k, yolsuzluk yapmas�, alk��lan�yor. Toplumun mübarek diyerek hürmet etti�i bir ayda insanlar� ibadete de�il h�rs�zlar�n saf�nda durmaya davet edenler Velid Bin Mu�ire zihniyeti de�il midir? Hatta ondan çok daha kötüdür çünkü Velid, kutsallar�na ba�l� biriydi. Bugün ise onun takipçileri kutsal� tan�m�yor, cami duvarlar�na bevlediyor, mübarek ayda toplum ibadetle me�gulken onlar toplumu ibadetten uzakla�t�r�p kendilerine tabi olmaya ça��r�yorlar. Velid Bin Mu�ire’ler ölmediler k�l�k de�i�tirdiler aram�zda ya��yorlar.
Mekke toplumu bir El-Emin ç�kard� kendi içlerinden, bu emin ki�i topluma hakikati gösterdi. Sahtekârlar�n onlara yutturdu�u yalanc�, üçkâ��tç� adalet da��t�c�lar�n�n, maskelerini dü�ürdü toplum nezdinde. Ya bizim toplum? Bizim toplumda sistem eminlerin ç�kmas�n� asla istemez. Bunun olmamas� için Müslümanlar� kullan�r ve olur da buna dair bir iz belirirse haberimiz olsun ezelim ç�ban�, büyüyüp ba��m�za bela olmas�n der. Bu toplumda kendine Müslüman�m diyenler veya �slam’a nispet edenler, el-Emin’in kendi cemaatlerinden olaca��n� dü�ünürler. “E�er bir el-Emin gelecekse o bizim cemaatten olmal� çünkü ona en lay�k olan cemiyet bizim cemiyettir” derler. T�pk� Mekke döneminde Velid’in söyledi�i gibi! Sahi hiç dü�ünüyor muyuz ne yapt���m�z�? Ya da yapt�klar�m�z�n kimlerin yapt�klar�na benzedi�ini hiç dü�ünüyor muyuz?
Velid bin Mu�ire ile El-Emin’in aras�ndaki fark� nas�l bulaca��z veya anlayaca��z diyorsan�z yine Mekke’ye gidelim. Kâbe yap�lm��, in�aat bitmi� tek bir eksik kalm�� oda, haceru’l esved ta�� yerine yerle�tirilmesi. Mekke’deki kabileler aras�nda anla�mazl�k ç�k�yor. Anla�mazl���n sebebi bu kutsal görevi herkes kendisinin yapmas� gerekti�ini söylüyor. ��in içinden ç�kamad�klar�nda içlerinden birisi �öyle bir teklifte bulunuyor: “Bir sonraki gün Mescidin �u kap�s�ndan içeri ilk giren ki�i hakemlik yaps�n, onun verece�i karara göre hareket edelim.” diyorlar”. Kap�dan içeri girenin Mekke’nin emin ki�isi oldu�unu gördüklerinde, i�te bu i�i yapmaya lay�k ki�idir. O emin ki�idir kimseye haks�zl�k yapmaz diyeceklerdi. Bu emin ki�iye olay anlat�l�nca onlara battaniye benzeri bir bez getirmelerini ister ta�� bezin üstüne koyar her kabileden bir ki�inin bu bezin ucundan tutmas�n� ister. Yap�lacak bu kutsal i�e herkesi ortak edecekti. ��te bugün bizim toplumda benzeri olaylar oldu�unda, kendilerine ba�vuruldu�unda ister Müslüman olsun ister mü�rik olsun kendisine haks�zl�k yap�lmayaca��n� söyleyece�i kaç el eminimiz var?
Konuyu biraz daha özele indirgeyelim, bugün ya�ad���m�z toplumda Velid Bin Mi�ure’yi al�p hangisi oldu�u fark etmeksizin bir cemaate, vâk�fa, ideolojiye, partiye (vb) toplulu�a götürseniz, tan��t�rsan�z emin olun hemen herkes onu öldürmek isteyecektir. Sen benim Peygamber’ime nas�l bunlar� yapt�n, sen Allah’�n diniyle nas�l sava�t�n diyerek üstüne hücum ederiz. Bunu yapanlara Velid bin Mi�ure benden ne fark�n�z var dese söyleyecek sözümüz var m�? Bana hücum ediyorsunuz ama ço�unuz bana benziyorsunuz der. Veya beni öldürmek isteyen varsa tek �art�m var Muhammed’e (s.a.s.) benzeyen onun gibi olan varsa aran�zda gelsin beni öldürsün dese sizce ya�ar m�? Yoksa öyle biri ç�k�p ben var�m deyip onu öldürür mü? Herkes bu soruyu kendine sorsun ve verece�i cevapla ne oldu�unu görmü� olsun?
Konuyu �öyle toparlayal�m, kendi toplumunuza, kendi çevrenize bak�n sonra oturup de�erlendirin. Çevrenizde y���nlarca Velid Bin Mi�ureler göreceksiniz, el emin çevrenizde ve toplumunuzda olmad���n� fark edeceksiniz. Allah el emini gönderdi�i toplumda Velid Bin Mi�ure’lerle mücadele ediyordu. Allah ve onun elçisinin mücadele etti�i Velid bin Mi�ure’ler de�ilmiydi? Bugün kendini t�rnak içinde Müslüman o alarak tan�mlayan Hz. Peygamber’i kendine rehber edindi�ini söyleyen toplumlarda Velid bin Mi�urelere dönü�üm ya�an�yor. Bugün kendini �slam ülkesi veya toplumu olarak tan�mlayan yerlerin yöneticileri Velid Bin Mi�ure’ye benziyorlar. Allah ve onun Peygamber’inin mücadele etti�i karakterler �slam toplumlar�n� yönetiyorlar. Velid bin Mi�ure’lerin yönetti�i toplumlardan adalet, hak hukuk, beklemek beyhude bir bekleyi�ten ba�ka bir �ey de�ildir. �nsanl���n bekledi�i umut olmak istiyorsak bunlara kar�� el eminleri in�a edip, insanl��� Allah’�n istedi�i kurtulu� ve adalet düzenine kavu�turmal�y�z.
O üstün ahlakl� Allah’�n Peygamber’i Medine de ölüm dö�e�indedir, Usame’nin ordusu sefere ç�ks�n emrini veriyor. Sefer için yola ç�kan ordunun komutan� daha toy bir delikanl� olan kölelikten azat edilen Usame’dir, Usame’nin emri alt�nda Hz. Ebu Bekirler, Hz. Ömerler, Hz. Ali’ler, Hz. Osman’lar, Hz. Halit bin Velitler olacakt�. O kutlu nebi ölürken bile bize toplumu nas�l dönü�türece�imizin ipuçlar�n� veriyordu. Mekke elitlerinin kibirli yöneticilerinden bir köleye itaat edecek bir nesil in�a etmi�ti, salat ve selem onun üzerine olsun. ��te bugün bize dü�en bu ve benzeri olaylar� iyi okuyup onun modelledi�i Kur’an toplumunu in�a etmektir. Bugün bizim toplumda yöneticilik yapanlar�n kaç tanesi s�radan bir insan olan ve Allah için yola ç�kan delikanl�lara itaat eder. Her cemiyet kendi özelinde bu sorular�n cevaplar�n� dü�ünsün. Kur’an’�n mücadele ettikleriyle mücadele edecek, Kur’an’�n in�a etti�i nesillerden olma duas�yla.