
��kran TA�DELEN
10 MUHARREM VE KERBELA HAD�SES�
Annem sünnet oruçlar� tutmada pek hassast�. Bizlere de çocuk oldu�umuz halde tutmam�z� ve al��kanl�k kazanmam�z� istedi�inden tuttururdu. 10 Muharrem de, hep annemin a�ura orucu tutma konusunu hat�rlatt���nda gündemime giriyordu. Zaman geçip kendi dinimin cahili oldu�umu fark etti�im günden beridir, �slam’� ve �slam’a dair her �eyi ara�t�rmaya ba�lad���mda, !0 Muharrem ve Kerbela konusunda da yanl�� ve eksik bilgilendirildi�imizi fark ettim. Bildiklerimiz zaten ilme dayanm�yordu. Atalardan ne görülmü�se onun takipçisi olunan, kulaktan dolma bilgilerin tekrar�yd� bizlere söylenen.
Ancak �slami ilimlerde az biraz ilerleme kaydettikten sonra ne peygamberi, ne Ehl-i Beytini, ne de Hz. Hüseyin’i gerçek anlamda tan�mad���m� deh�etle görmü�tüm. Halk aras�nda Kerbela çok yüzeysel biliniyordu. Arka planda olup biten imani, ahlaki, siyasi dejenerasyon bilinmiyordu. Ümmetin kendi Peygamberinin torunlar�na nas�l da lakayt kald��� ve ihanette bulundu�u ise hiç gündeme girmiyordu. O günü idrak, sadece muharrem orucunu tutmakla s�n�rl� kal�yordu.
Oysaki Müslümanlar�n kendi tarihlerinin kara sayfalar�n� bilmeye, anlamaya ve hakk�yla yorumlamalar�na ihtiyaç vard�r. Do�rulu�u meçhul baz� rivayetlere dayanarak 10 Muharrem’de vukuu bulan olaylar� ö�renmek gündelik ya�ant�da pek bir de�i�iklik yaratm�yor. Geleneksel yakla��mlarla anlat�lan bu tür rivayetler ise dini kendine has dinamikli�i ile ya�amaya adeta ket vuruyor.
10 Muharrem ve Kerbela hadisesinin günümüz Müslümanlar�n�n halen de ya�ad�klar� sorunlar�n esas kayna��n� te�kil etti�ini bilirsek herhalde daha farkl� yakla��mlarda bulunaca��z. S�n�rl� bir alana hapsetmeyece�iz belki de bu olay�. Peygamber torunu ve vahyin indi�i ailede ilk elden vahiyle muhatap olan Hz. Hüseyin, Resulullah’�n irtihalinden yakla��k 50 y�l sonra bir k�yama kalk��t�. Halifelik Hz. Hasan’dan sonra bir süredir, zaman�n saltanatç�, hedonist, zer ve zorla halifeli�i kendi ailesine geçiren Muaviye’nin o�lu Yezid’dedir. Hz. Hüseyin, �slami bir yönetim �eklinin gittikçe saltanatç�, dünyaperest bir hale dönü�tü�ünü ve bu yönetimin Müslümanlar�n aleyhine oldu�unu görüyordu. E�er peygamber torunu olarak vahye uygun bir kar�� mücadele verilmezse, Müslümanlar�n bu durumu içselle�tireceklerini ve �slam’dan gittikçe daha da uzakla�aca��n� seziyordu.
Halifelik ya da menfaat sa�lamak için, bu ba�kald�r��ta bulunmad�. Yönetim �eklinin peygamberden geldi�i �ekliyle �ura ile olmas�n�, Müslümanlar�n halifelerini seçerken �slami ilkelerle seçmelerini istiyordu. Ayr�ca yönetim taraf�ndan sergilenen tüm uygulamalar�n zulüm üzere oldu�unun da anlat�lmas� ümmetin cesaretlendirilmesi gerekiyordu. Çünkü zer ve zorla insanlar�n ço�u mevkiiyle, parayla kand�r�lm�� ve yönetim yanda�� haline getirilmi�ti. Üstelik halife diye Müslümanlar�n ba��nda bulunan Yezid’in ahlaki ve insani aç�dan hiç de bulundu�u makama uygun de�ildi. �slam d��� ya�am tarz�yla Müslümanlara nas�l ba� olabilirdi? Hz. Hüseyin’in tek iste�i yönetim ve toplumun yine �slami esaslara dönmesiydi. Ba��nda kendisinin bulunmas� ya da bulunmamas� önemli de�ildi. Nitekim zalim Yezid’in katletme emrinden de haberdard�. Can�ndan da olsa yine de Allah’�n dininin ihyas� için yürüyecekti bu yolda. Bilinçliydi, her �eyi ön görmü�tü. Ama yine de mücadeleden geri duramazd�. Vahyin yuvas�nda yeti�en biri olarak �slami esaslara uygun bir önderlik yapmas� gerekiyordu.
��te Hz. Hüseyin, tüm bu gidi�at�n �slam ümmetinin sonunu getirece�ini bildi�inden, tüm peygamberlerin ve dedesi Hz. Peygamberin sünnetiyle i�tigal ederek k�yama kalkt�. Yürek burkan mücadelesi ve �ehadeti tarih kitaplar�nda sakl�d�r. Ne var ki O’nun açt��� ç���r, hala devam etmekte ve �slam d��� her olu�uma kar�� direnmede müslümanlara ilham veriyor.
Hz. Hüseyin’i anlamak biraz da �slam’� ve Resulü anlamak de�il midir? O halde zaman�n zalim Emevi yönetiminin bu mücadeleyi unutturmaya, gündemden dü�ürmesine dayanak olan a�ura pi�irip da��tma gelene�ini bir kez de bu yönden sorgulamak gerekir. A�ura günü meydana gelen 10 me�hur olay�n da tam da o gün olup olmad���n� da ancak Allah bilir. A�ura orucu Resulden gelen bir sünnet diye yerine getirilir. Ancak a�ure tatl�s�n�n illa da yap�l�p da��t�lmas� sünnet de�ildir. Bir gelenektir, adettir. Ne esef vericidir ki Emevi yönetiminin yerle�tirdi�i bir gelenektir. Peygamber torununun verdi�i mücadeleyi Müslümanlar�n gündeminden dü�ürmek için üzerinde önemle durdu�u, dikkatleri ba�ka yönlere çekilmesi hedef al�nm�� bir gelenek. Ki Müslümanlar, peygamberlerinin Ehl-i Beytine ne oldu diye hesap soramas�nlar diye irtikâp edilen bir gelenek.
Yine de ameller niyetlere göredir. Halk�m�z aras�nda kim Allah r�zas� için sadaka bab�ndan tatl� da��t�yorsa da��ts�n. Allah kat�nda di�er sadakalar kadar getirisi olacakt�r. Ancak, Hz. Hüseyin ve mücadelesinin anla��lmas� ve anlamland�r�lmas� ise hem dünya hem de ahiret hayat�m�z�n tanzimi için muazzam bir bilinç in�a edecektir. Bu ise her halükarda halk geneline nazaran bilinçlenen Müslüman�n fark�ndal���n� ortaya ç�karacakt�r. Peygambere ve Ehl-i Beytine selam olsun…
Allah’a emanet olunuz.