Mehmet Maksud
 İslam ve Hayat 

İnternet gündelik hayatımızda son yıllarda en fazla yer alan bir iletişim aracı oldu. İnternet üzerinden insanlar birçok şeye kolay ulaşma imkânına sahip olurken, maalesef bugün bu alandan toplum ciddi anlamda yaralar almakta ve önü alınamaz derecede sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntıların başında yanlış bilgilenme, her şeye emek vermeden ulaşma ve bunun getirdiği tembelliktir. Ayrıca ahlaki zafiyetlerine yenik düşen bireyler için bu alan tam bir girdaptır. Günümüz insanları internet sayesinde maalesef uzağa duyarlı, yakına duyarsız bir konuma gelmektedirler.

Yukarıda saydığımız veya dillendiremediğimiz birçok sıkıntıdan maalesef günümüz Müslümanları da artık kısmen nasibini almaktadır. Amaçlı yaratılıp kurallı yaşamayla mükellef olan Müslüman’ın, başkaları gibi bireyci ve benmerkezci bir zihin yapısıyla yaşaması doğru değildir. Dolayısıyla hayatımıza yön veren Kur’an’i ve Nebevi ilkeler, eşyayı kullanırken de bize yol gösterecektir. Bu durum tüm eşyalar gibi internet içinde geçerlidir.

Gündelik hayatımıza, özellikle gençleri kuşatan interneti Müslüman olarak konuşmayı uygun gördük. Bu minval üzere “İslam ve Hayat sitesinin ve İktibas Dergisi’nin yazarlarından Hikmet Ertürk ağabeye bu alanla ilgili bazı sorular sorduk. Bu sorulara verilen cevaplarla bu konuya dikkatleri çekmeyi düşünüyoruz. Rabbimden faydalı olmasını niyaz ediyorum.

Mehmed Maksut: Ağabey, biz Müslümanlar olarak günümüzün yaygın iletişim ve ulaşım aracı olan İnterneti Müslüman’ca nasıl ve ne kadar kullanabiliriz?

Hikmet Ertürk: Her şeyin ayrıma tutulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Yüce Rabbimizin hayatımızın tüm alanlarında hakim olduğu düşüncesi etkisiz kılınmaya çalışılıyor. Halbuki Rabbimiz bu konuda bizlere: “De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir." (En’am 6/162) dememizi emrediyor.

Vesa’ir sohbetlerimizde olabildiğince İslam’dan arındırılmış bir dil kullanıyoruz. Hatta iş o noktaya varmış ki Müslümanlar bile artık birbirlerine “günaydın” diye hitap edebiliyor. İyilik gördüğü kişiye karşı da “Allah razı olsun” demek yerine teşekkür ederim diyor. Allah’ı hatırlatmadan kurulan bu söylemler bizleri, yüce Rabbimizi her daim hatırlamaktan uzaklaştırıyor. Kardeşlerimizi Allah’a emanet etmemiz gerekirken “kendine iyi bak” diyerek kendine emanet edebiliyoruz.

Bu bağlamda yeni çıkan teknolojilere karşı bir duruşumuzun olması gerekiyor. Eğer bu durumda Kur’an’ın öngördüğü hayat şekli terk edilmeye başlanırsa karşınızda sanal kişilikler görmeye başlayabilirsiniz. O sıcak ev sohbetlerinizin yerini internet odalarındaki biçimsel ilişkiler alabilir. Karşınızdaki muhatabınızı görmeden ağzınıza gelen ilk şeyleri söyleme rahatlığı ile hoş olmayan ilişki biçimleri geliştirirsiniz. Zaten internetin şu anda kendi sözlükleri kendi gülümsemeleri oluşmuş durumda. Ben şahsen bu sahte gülümsemeleri canlı gerçek gülümsemelere tercih ederim. Uzaktan kardeşlikler, uzaktan seslenişler sahici değildir. Bir müddet sonra en kıymetli arkadaşınız da zaten internette tanıştığınız sanal kişiler olacaktır. Bu şekli ile İslam adına yapmanız gereken şeylerin zaman olarak belirleyicisi de küçük bir ekranda konuşulan şeyler olacaktır. Kültürel yabancılaşma tehlikesini de göz önüne alırsak bir müddet sonra bizlerin de makineleşmesi sonucu oluşabilir. Makinelere dönüşmüş kardeşlerinize artık davranışlarınız sıcak gelmeyecektir. İlişkilerde çok soğuk olacaktır.

Bizler genelde direk karşımızda gördüğümüz kişilere karşı açılmakta zorlanırız. Fakat klavye karşısında iken söylenen sözler çok rahat oluyor. Bu şekilde İslam’i hudutları da aşan sözcükleri çok rahat bir şekilde kullanabiliriz. Karşı cinste olan arkadaşlıklar da çoğu zaman İslam’ın onay vermediği şekle dönüşebilir. Bu konularda “zinaya yaklaşmayın” ayeti göz önünde bulundurulmalıdır. Yapmak değil “yaklaşmamak” baz alınmalıdır.

Bugünler Müslüman coğrafyaların çok çalkantılı olduğu dönemler. Ve bizler üzerinde çok ılımlı oyunlar oynanıyor. O yüzden Müslümanlara çok fazla iş düşüyor. Zamanımızın böylesi çok vakit alan makineler karşısında geçirmemiz bütün hayatını Alemlerin Rabbi için adayan bizlere yakışmaz. Öyle ki Yüce Rabbimiz israf edenleri de sevmemektedir.

Biliriz ki, Rabbimiz israf edenleri sevmemektedir.”… fakat israf etmeyiniz, çünkü Allah israf edenleri sevmez. “,”Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (En’am 6/141, A’raf 7/31) ve israf suçunu işleyenleri şeytanın kardeşleri olarak nitelemektedir. “Çünkü savurganlar; harcamalarında ölçü gözetmeyenler, şeytanın kardeşleridir ve şeytan da Rabbine karşı son derece nankördür.” (İsra 17/27)

İnterneti kullanırken oranın tek egemenlik hakkının da Allah’a ait olduğunu unutmamalıyız. Ve oradaki boş sözlerden ve işlerden de yüz çevirmeliyiz. Çünkü bizler “… Boş sözlerden ve işlerden yüz çevirenleriz” (Mu’minun 23/2)

Sözün özü yeni tanıştığımız bu teknolojileri Müslüman’ca kullanmalı kendi kavramlarımız ve kelimelerimizi üreterek kendi İslami dilimizi kullanmalıyız. Yok, eğer böyle bir dil kullanmayacaksak bu ortamlarda uzak durmalıyız.

Peki size göre İnternetin İslamî davete yararları ve zararları nelerdir?

Müslümanlar teknolojik gelişmelere kayıtsız kalamazlar. Fakat burada asıl sorun tüm bu teknolojik gelişmelerin arkasında olanlar İslam dışı güçlerdir. Biz bize ait teknolojimizi üretemiyoruz. Bu sebeple de bu gelişmeleri sağlayan devletler, kültürel topluluklar kendi inanışlarını ve hayat felsefelerini bu yolla yaygınlaştırmaktadırlar. Eğer kendimize ait değerlerimizi öncelemeden bu teknolojileri kullanmaya kalkar isek ne olduğunu anlamadan kendimiz batılıların oluşturduğu manaları yüklenmiş oluruz. Bu daha öncede belirttiğim gibi tamamen İslam’dan arındırılmış seküler bir dil olarak ta gelişebilir, kültürel yabancılaşmaya dönüşerekte olabilir, tüm hayatımızı bu güçlerin kontrolüne vererek de olabilir. Bunlardan ısrarla kaçınmalıyız.

Fakat internetin kapsadığı bu şekli ile de uygun şeyler yapmamız mümkün. İslam adına söyleyeceğimiz kelimelerden korkmuyorsak ve açık bir dille Allah’ın iletmemizi istediği kelimeleri başkalarına ulaştırabiliyorsak bu olumluk taşıyan bir şeydir. Tüm bunları yaparken de bu işi üretenlerin oyun sahasında olduğumuzu unutmayalım. Bir çift göz sizi sürekli izliyor olacaktır. İnternet bu anlamda tüm bir dünyayı global bir köye dönüştürmüş durumda. Bu aynı zamanda büyük bir emek ve zaman kazancıdır. Allah’ın hudutları gözetilerek böyle bir imkân kullanılabilir. Fakat ben isterdim ki bu tarz teknolojilerin kaynağı bizde olsun. O yüzdende hem İslami hem güvenlik adına dikkat etmemiz gereken şeyler söz konusu. Bu tarz davetleri yaparken ya da bu teknolojileri kullanırken bu teknolojilerin aynı zaman da İsrail ve batılı devletlerin istihbarat kurumları olduğunu da göz ardı etmemeliyiz. Bu tarz ortamlar her şeye rağmen her şeyin konuşulacağı ortamlar değildir. Fakat burada anlattığım şey Kur’an’ın açık mesajlarının gizlenmesi meselesi değildir. İnşallah biz bu mesajları her ortamda en açık şekli ile ortaya koyacağız.

Ağabey, gündemi ilkbahar bulutları gibi ani değişen Türkiye’de Müslümanlar gündeme nasıl yaklaşmalı ve gündemi nasıl okumalıdır?

Bu soruda kastedilen internetten gündem takibi ise bu hiçbir zaman doğru gündemi bulmamızı sağlamayacaktır. Bunun için bizlerin doğru bakış açılarının önceden oluşmuş olması gerekir. Çünkü iyi yönleri olduğu kadar internet şu an bir sanal çöplüğü andırıyor. Buralardan doğru bilgileri alıp çıkarmak bizlerin veri tabanlarınızın doğruluğu ve kapasitesi ile alakalıdır. Bizler için geçerli olan şey Kur’an’ın hakemliğidir. Fakat şu anda bir dönemin öncü Müslümanlarında dahi büyük çözülmeler mevcut. Bir ömür verip büyütmeye çalıştığımız İslam davası şu an yabancı kavramlarca kuşatılmış durumda. O yüzden bizler artık bu ağabeylerimizin oluşturduğu gündemi değil kendi oluşturduğumuz Kur’an’i gündemleri takip etmek zorundayız. Maalesef ılımlı yüzler karşısında duruşumuzu netleştiremiyoruz. Sert rüzgârlar bizleri daha bir kenetliyor, paltomuza sıkı sıkıya sarılıyoruz. Fakat güneşli havalarda hemencecik üzerimizde neyimiz varsa çıkartıyoruz. O yüzden güneşli havalara daha bir dikkat etmek zorundayız.

Kur’an okumalarımızda fark ediyoruz ki Allah’ın sözleri her çağda geçerli evrensel mesajlar içermektedir. Bir dönem ayrı, bir dönem ayrı yorumlar yapılamaz kesinliktedir. Tagut kavramımız yıllara göre değişen tanımlara tabi tutulamaz. Tağut’a, tağut demek sakınılacak bir söz haline getirilemez. O yüzden güvendiğimiz içerisinde bulunduğumuz cemaatin önderlerine karşı çok dikkatli olmak zorundayız. Bizler her önümüze gelen şeyi onaylayıcı durumda olan kişililere dönüşmemeliyiz. Sevdiğimiz, güvendiğimiz ağabeylerimizin sözlerine, güven duymadığımız, İslam’ın karşısında olan kimselerden daha fazla dikkat etmeliyiz. Onların oluşturduğu gündemin Kur’an ile sağlamasını yapalım. Çünkü artık liberal rüzgârların estiği böylesi bir döneme giriyoruz.

Maalesef şu günlerde tüm İslam coğrafyasında oluşan halk ayaklanmaları okunurken bile yanlış okumalar söz konusu oldu. Bu tür ayaklanmaları intifada diye yorumlayanlar oldu. Şu günlerde Demokrasi gibi bir batılı din anlayışı ile ortaklıklar kurulmaya çalışılıyor. Tüm bu gündemler bizim dikkate almamız gereken önemli gündemlerdir. Eğer Müslümanlar bu konularda sahici gündemler oluşturamıyorsa bu gündemleri oluşturmak, bu akıntıya kapılan gençlerimizi yönlendirmek hepimize düşen bir görevdir. İnşallah tüm bu konularda Allah bizleri utandırmaz. Hepinizi Allaha emanet ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.