
"tesbiti" Arama Sonuçları

Derginin yeni sayısının manşetinde “Küresel Siyonizmi Hamas Yendi” tesbiti yapıldı.

Öğrenmek, doğruları öğrenmek belli bir yolu takib etmeyi gerektirir. Doğruların tesbiti mutlaka temelde birtakım doğruları belirlemekle olur. Biz Müslümanlar Kur’an’ın Allah’ın eseri olduğunu kabul ediyoruz. Kur’an’daki doğrular tüm yaratılmışların sahibine ait doğrular olduğundan, karşılaştığımız ikinci derecedeki doğruları Kur’an’daki esas doğrularla kıyas etmek, Kur’an’daki gerçeklere uyup uymadığını mukayese etmek suretiyle tahkik edebiliriz. Zira bir şeyin doğruluğu kendisinden önce doğruluğu sâbit olana göredir.

Bu sürece girildikten sonra, Seyyid Kutub’un altını çizdiği cahiliyeyle uzlaşmazlık ve akidevi ayrışma “engelinin” aşılıp, entegrasyonun tevhidi bilinçlenme sürecinde yer almış kesimler nezdinde meşrulaştırılması için iki tutumun öne çıktığını görmekteyiz.

Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mücahit Gültekin’le, mevcut aile ve kadın politikaları üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Gültekin, “Aile politik bir mesele ve iktidarla ilişkili; iktidar kendisine anne-babayı şerik olarak görmek istemiyor. Hem ulusal, hem de küresel patronlar çocuğu doğrudan kontrol etmek ve anne-babayı devreden çıkarmak istiyor” tesbitinde bulunuyor.

1965 yılındaki seçimler öncesi Türkiye'ye gelen BBC muhabirinin gözünden M.Kemal'in irtidat politikaları ve sonrasındaki gelişmeler. "Atatürk'ün ilke ve emirleriyle yıkmak istediği İslam, belli ki yıkılır gibi değil" tesbiti dikkat çekici.

Suriye’deki gelişmeleri, başından buyana yerinden takip eden Yeni Şafak ve Tv Net muhabiri Yılmaz Bilgen’le konuştuk. Suriye’de Esed diktasına karşı 2011’de halk ayaklanması olarak başlayan ve rejimin barışçıl gösterilere ağır silahlarla cevap vermesi sonrası savaş ortamına dönüşen 7 yıllık büyük kaosu ve Soçi’deki İdlib mutabakatıyla gelinen noktayı değerlendirdiğimiz söyleşide Bilgen, şu acı tesbiti yapıyor: “Aslında Suriye savaşının kaybedeni maşeri vicdandır, insanlığın bu anlamda dibe batmasıdır. İnsanlık Suriye'de dibe vurmuştur."

Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.

Taha Kılınç, Yeni Şafak'taki bugünkü yazısında eski Türkiye ve Tunus'taki jakoben laikliğe karşı Fas ve Mısır örneğini anlatırken, isim vermeden yeni Türkiye'deki sistemi de özetlemiş oldu. "İslâm dünyasındaki laiklik tecrübesi sadece yasakçı, jakoben laiklik biçiminde tezahür etmedi. Tunus ve Türkiye örneklerinin aksine Fas ve Mısır’da da laik rejimler oluşturuldu. Ama “dinle barışık” bir laiklikti bu. İslâm görünürde mevcuttu, hayatın her alanında çeşitli tezahürleriyle arz-ı endam ediyordu; fakat bazı kritik alanlara din kesinlikle sokulmuyordu. İşin garibi, halkın geneli de zamanla bu duruma rıza olur hale gelmişti. Dinin, sosyal hayatın her alanında ayan-beyan görünürken, girmeye müsaade alamadığı yerler şunlardı: Dış politika, ekonomi ve devlet yönetimi" tesbiti yapan Kılınç'ın yazısını sistemiz okurlarının dikkatine sunuyoruz:

Cahiliye devrinde hayata müdahil kılınmayan, hükümranlık ilişkilerine karıştırılmayan, kısacası insanların işine karıştırılmayan fakat ne olduğuna, neye müdahil olabileceğine karışılan bir belirlenen Allah inancı bulunduğunu hatırlatan Kalkan, “Günümüzdeki Allah inancı da ne yazık ki bu minvaldedir” tesbitinde bulundu.

Evren ve Şahinkaya'ya ait iki klasör malvarlığı listesinde MASAK'ın bazı hesaplara 'olağandışı para hareketi' notunu düşmesi dikkat çekti.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un Kongre'ye sunulan dönem raporu, direnişin genişlemeye devam ettiği tesbitinde bulundu, "direnişçilerin erişim gücü ve çok yönlülüğü de arttı" denildi.
Makaleler
Hava Durumu