

"modern" Arama Sonuçları

Üretilmiş yoğunluk hengâmesinde ilk unutulan ölüm fikridir. ‘Özgürlük’ mitiyle kayıtlardan âzâde olmayı vehmeden modern insan, ölüme ve ölümü hatırlatacak her şeye alıcılarını kapamıştır. Oysa ölüm üzerine tefekkür, bizâtihi hayat üzerine tefekkürdür.

Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.

Modern tuğyanın “hayvanı”, İslam’ın bildirdiği varlık hiyerarşisindeki gibi insanın emrine musahhar kılınmış bir varlık değil, başta da belirttiğimiz gibi kendisine sınır konulamaz, dokunulamaz bir “puttur.”

Bugün bu üç büyük gücün hepsi mutlak çöküş veya belirli derecede parçalanma ihtimallerinin bir kenara atılamayacağı belirsiz geleceklerle karşı karşıyadır. Hepsinin önündeki sorunlar her ne kadar farklı farklı olsa da her birinin karşısına dikilen zorluklar ellerinde tuttukları gücün bizatihi varlığından kaynaklanan temel meselelerdir.

Modern İnsanın Hayvanlarla İmtihanı - Osman Yıldız / Şükrü Hüseyinoğlu - Gündem Özel - Kur'an Nesli Tv

Ne tesadüftür ki Abant Platformu, 28 Şubat’ın hemen sonrasında kurulup faaliyetlerine başlamış, postmodern darbe ile hemen hemen aynı yaşta ve de benzer misyonlar icra etmişlerdir. Ama metot olarak birbirinden farklı olarak, ilkinde, baskı, zorlama, şiddet ve katılık hakimken, Abant’ta ılımlı, yumuşak, gönüllü bir mühendislik icra edilmiştir.

“Kim hükmedecek?” sorusu, modernleşme-din ilişkisinin hem arka hem de ön planında yatan asıl saike ışık tutmaktadır. Sorunun din açısından cevabı bellidir, tek hükmedici vardır O da Allah’tır. Modernizmin cevabı da bellidir, tanrılaşmaya çalışan insan hükmetmektedir.

Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Prof.Dr.Şinasi Gündüz'ün İLKAV'da gerçekleştirdiği "Modernitenin Tanrı-İnsan Tasavvuru" konulu konferansı ilgilerinize sunuyoruz...

Klasik İslami ilimler arasında sayılan fıkhın, modern dönemde İslam hukukuna ‘dönüştüğünü’ belirten Prof. Dr. İhsan Toker bunun yapıştırma bir tabir olarak durduğunu, sanki fıkhın modern bir hukuk tarzına tabi olması gerekiyormuş gibi bir algı oluştuğunu söyledi.

İşte 28 Şubat postmodern darbesine giden yolda ve süreçte yaşanan hadiselerin kronolojisi...

Modern zamanlar artık Allah'ı hayatın dışına atmanın ve insanı evrenin merkezine yerleştirmenin gayretini güttüğünden dolayı yapılan işlerde bir bereket hasıl olmamaktadır. İnsanın adıyla başlayan her iş artık sonu gelmez kargaşalar, sonu gelmez kavgalar ve dibi görünmeyen uçurumlarla çoğalarak tabiatın, hayvanatın ve insanlığın üzerine üzerine gelmektedir.

Parti kuruluş bildirgesinde hangi nass üzere hareket edeceklerini beyan etmişlerdir. Bu metinde modern bir ulus devlet olmak için ne kadar ahkam gerekiyorsa istisnasız hepsini yürürlüğe koymak için adeta and içilmiştir. Modern, laik, çoğulcu, demokratik, muhafazakar.. ne kadar hüküm varsa vurgulanmış, eksiksiz kutsanmıştır.

Modernist/tarihselci akımın Kur’ân hükümlerinin değişebileceği iddiasına dayanak yaptığı Hz. Ömer’in bazı uygulamaları, bu akımın en temel hareket noktasını oluşturuyor. Makalede, en fazla referans verilen dört örnek üzerinden konu incelenerek, Hz. Ömer’in nasslarda öngörülen hükümler dışında bir hüküm vazetmediği ortaya konuluyor.

“Modern çağda tek bir din vardır o da devlet dini” diyen Hüseyin Alan, “Bu din, klasik çağdaki diğer dinleri bireye has olarak özelleştirdi, inançlara dönüştürdü, hukuken bütün inançları eşitledi, aynı statüye soktu ve böylece kategorize etti, onları inançlar çizgisinde bir yere oturttu, bir hükümranlık alanına sınırladı” dedi.

Çocuklar bizim malımız değil, ama bizim eserimiz ve onlar bize Allah’ın emanetidir. Biz gerekeni hakkıyla yerine getirelim ondan sonra Hz. Nuh’u, (as) Hz. İbrahim’i, (as) Hz. Yusuf’u (as) ve Hz. Lokman’ı örnek verelim.

Günümüzde tarihselcilik, evrenselcilik (mealcilik) gibi modern algı ve tahrifat biçimleri ve rölativizm/görecelilik gibi post-modern algı ve tahrifat biçimlerinin, tam olarak Kur’an mesajı karşısındaki modern ve post-modern gürültüler ve “Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir” teklifine tekabül eden saptırma girişimleri olduğunu görmek zor değildir.

Balıkesir’in Edremit ilçesinin “düşman işgalinden kurtuluş günü” olarak ilan edilen 9 Eylül tarihinde Edremit Belediyesi ve ÇYDD tarafından gerçekleştirilen müsamerede çarşaflı kadın zincire vurulmuş olarak gösterilirken zincirler çözülüp çarşaf atıldıktan sonra ortaya modern giyimli tesettürsüz bir kadın çıkıyor.
Makaleler
Hava Durumu