

"mi?" Arama Sonuçları

İşte “Selamun aleykum” ifadesi, İslam’ın bize öğrettiği, Rabbimizin birçok ayetinde vurgu yaptığı ve Rasulullah (a.s.)’ın aramızda yaygınlaştırmamız öğüdünde bulunduğu selamlama biçimi olarak İslam’ın bir şiarı niteliğindedir.

Siyonist işgal rejiminin, Mescid-i Aksa'yı fiilen bölmek ve bir kısmını Yahudilere tahsis etmek için girişimlere başladığı bildiriliyor. Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Takiyya, “İşgalci İsrail gerçek ve fiili planlamaya girmiş diyebiliriz. Mescid-i Aksa'yı mekansal olarak taksim etmek adına bu planlama artık meclise sunuldu ve onun üzerinden çalışmalar başlatıldı" diyor.

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.

Demokrasi adı altında bütün bir ümmete Allah’sız bir hayatın dayatıldığını anlama vakti hala gelmedi mi? Kur’an’ın bizi kullara kulluktan vazgeçip, kulların Rabbi Allah’a kul olmaya çağırdığını hatırlama zamanında değil miyiz? Duyanlara, duymayanlara, sağır ve kör sultanlara duyurmak isteriz.

İpi göğüsleyen taraf rejimi 2023, 2053, 2071 gibi hedeflerine taşıma ihalesini almış olacak. Tabii ki sonuç ne olursa olsun “büyük ikramiye” yine düzenin hanesine yazılacak. Bu “seçimler”in gündemi ise başından “sistem tartışması” olarak konumlandırılmış bulunuyor.

Bakın sinekgiller ailesinden kendisine bir-iki ayet vahyolunan birisi onlardan farklılaşarak arı oluyor ve neticede hem kendi ailesi hem insanlık için bu iki ayetten ötürü bir şifa üretiyor. Ürettiği çok değerli ürünü insanlar, kuşlar, hayvanlar, sinekler kısacası hepsi bu ilaçtan faydalanmak için yarışıyor.

Gelin sevgilerin neden azalıp ve neticede neden bittiğine bakalım. Sevgi kalbi ve en önemlisi Rahmânî bir duygu değil mi ya da ruhumuzla alakalı bir duygu değil mi?

Ercümend Özkan: Bu engel öylesine insanımızın üzerinde gölge etmektedir ki onların gelişmelerine imkân vermemekte, bilakis (tabiri mazur görünüz) mumyalaşmalarına, bilinçsizleşmelerine ve hemen hiçbir zaman İslâm’ın aslını öğrenememelerine sebep olmaktadır…

Ahmet Varol, işgalci zalim Çin'in karantina şartlarını bahane ederek gerçekleştirdiği katliama dikkat çekiyor.

Unutmayın ki Allah’ın Resulü mescitteyken ona ülke temsilcileri geliyor ve "Muhammed kim?" diyorlarç. Onun o mescitte olan her insan gibi sıradan bir yaşam standardı vardı. Bugün sizlere liderlik yapan hocalarınıza iyi bakın Hz. Peygambere mi benziyor yoksa saltanat sahiplerine mi?

O halde İslami mücadele de, İslam’ın bu mahiyetine, iddiasına (dâvâsına) mutabık olmak durumundadır. Böylesine köklü ve ağır bir iddiaya taraf olmuş fert ve toplulukların, “bir şeyler yapıyor görünmek” ve dahası “bir şeyler yapıyor olmak” gibi bir yaklaşım zemininde faaliyet göstermesi doğru olabilir mi?

Taha Kılınç, geçtiğimiz günlerde ölen ABD eski dışişleri bakanı Madeleine Albright'ın, Irak işgal ve katliamındaki payı ve katliamı sahiplenen söylemleri üzerinden “Dünyayı kadınlar yönetirse savaşlar, katliamlar olmaz" argümanını sorguluyor...

İktibas Dergisi’nin yeni sayısı “28 Şubat: Bitti mi, Bitirdi mi?” manşeti ile çıktı. Derginin yorum konusu da “Bir Politik Hokus-Pokus: Sistem Tartışması” başlığını taşıyor.

‘Made by USA’ tarzı ekonomik tetikçiliğin sadece İran Devriminde sert kayaya tosladığı anlaşılmaktadır. Gerçi Latin Amerika ülkelerinde de işleri kolay olmamıştır fakat Ekvador başkanı Roldo’nun bir uçak kazasında öldürülmesi (24 Mayıs 1981), ondan iki ay sonra Panama başkanı Omar Torrijos’nun yine bir uçak kazasında yok edilmesi gibi çakal müdahaleleriyle, zorluk çıkartan başkanlar, ‘kolaylık çıkartanlar’la değiştirilmiştir.

Sudanlı turist Beyoğlu'ndaki bir sokakta yürürken 3 kişi tarafından boğazına yumruk atılmak suretiyle öldürüldü. Ölen Sudanlı turistin eşyalarını gasp edenler olay yerinden kaçarken, ırkçıların yabancılara karşı işlenen suçlarda sessiz kaldığı görüldü. Kaynak: Yabancı düşmanları bu cinayeti görecek mi?

Ayetlere Göre mi Yaşıyoruz, Adetlere Göre mi? -I- Haftanın Hasbihali 23.09.2021 & Ayetlere Göre mi Yaşıyoruz, Adetlere Göre mi? -II- Haftanın Hasbihali 30.09.2021

Köklü Değişim Dergisi’nin yeni sayısı “Hakikatin Ölçüsü Bilim mi Vahiy mi?” başlığıyla okurlarıyla buluştu. Gündemdeki meseleleri dakik bir şekilde inceleyen, vahiy ve sünnet ışığında çözümler sunan Köklü Değişim Dergisi’nin yeni sayısında birbirinden değerli yazarların makaleleriyle “Din mi, Bilim mi?” tartışmalarına değiniliyor.

Hakan Albayrak, Suriye’ye geri dönen veya gönderilen muhacirlerin karşılaştığı sorunlara dikkati çektiği yazısında, Uluslararası Af Örgütü’nün bu bağlamda açıkladığı tüyler ürpertici işkence, tecavüz ve kötü muameleye ışık tutan raporunu gündemleştiriyor.

Mültecileri "beka sorunu", hem de "gerçek beka sorunu" olarak görmek, kusura bakmasınlar ama zamane Bolu beyinin faşizminden aşağı kalır bir faşizm değildir. Hatta o ve benzeri küçük faşistlerin faşizmlerine gerekçe teşkil eden anaç faşizmdir.

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.
Makaleler
Hava Durumu