
"akta" Arama Sonuçları
KEMALİZMİN YUNAN AŞKI BAĞLAMINDA KIBRIS SEÇİMLERİ
Bugün Kıbrıs'taki CHP izdüşümü CTP'lilerin Türkiye düşmanlığı, işbu ideolojik atalarının Yunan aşkına dayanmaktadır. Kemalizm, Anadolu ve mücavir coğrafyasının emperyalist güçler adına içeriden işgal projesidir ve maalesef dipçik zoruyla olsun, eğitim-öğretim ve medya araçları yoluyla olsun belli bir "yerli gâvur" kitlesi oluşturmuştur.
Bugün günlerden Ahmed Kalkan
Türkiye'deki İslami dâvet ve mücadelede müstesna bir yeri ve katkısı bulunan Ahmed Kalkan hocanın ikinci vefat yıldönümü bugün. 16 Ekim 2021 günü aramızdan ayrılan Ahmed hocamıza Rabbimizden rahmet dilerken, ona dair bir tanıklık yazısını tekrar paylaşmakta fayda görüyoruz.
İslam Binasının Kesilen Kolonları
Kolon, bilindiği üzere bir yapının taşıyıcı unsurudur. Dolayısıyla yapı için olmazsa olmazdır. Bir binayı belli sayıdaki kolonlar ayakta tutar ve kolonlar birbirini tamamlar. Birinin yokluğunda diğer kolonlar da işlevini tam olarak yerine getiremez, bu itibarla yapı için hayati risk ortaya çıkar. İşte cihad yükümlülüğü de İslam binası için, herhangi bir yapıdaki ana kolonlardan birine tekabül etmektedir. Kendisi olmadan binanın ayakta kalamayacağı bir ana direk…
Bir Erdal Bayraktar geçti bu dünyadan
Erdal dostumuz hayatla barışıktı, kendisiyle barışıktı, ailesiyle ve dostlarıyla barışıktı. Çünkü Erdal Allah’la barışıktı. Allah’a imanı tamdı. Hastalıklarından çektiği ızdırap yüzüne aksetse de onu asık suratlı olarak hiç görmedik. Tebessümünü dostlarından hiç esirgemedi. Tekerlekli sandalyeye mecbur bir hayat onun psikolojisini bozmadı. Nice sağlam insanları demokratik uçurumlara atan ‘şartlar’ onu savuramadı, istikametini bozmadı. Sözün özü, Allah’ın Erdal Bayraktar kulu sahih bir akide, temiz bir yaşam ve nebevî çizgiye uygun bir duruşla Rabbinin katına gitti. Kendisine zaman zaman “sen bizim Şeyh Ahmet Yasin’imizsin” derdim. Narin bedeni toprağa verilirken dua eden hocanın aynı sözleri tekrar etmesini, aklın yolu birdir sözünün tecellisi olarak anladım.
Ersin Çelik, Sumud Filosu'ndaki son gelişmeleri aktardı: İnsanlık yelken açtı
Gazze’deki ablukayı kırmak için tarihin en geniş katılımlı deniz misyonu olan Küresel Sumud Filosu’na İtalya’dan katılan gazeteci Ersin Çelik, dün tüm hazırlıkların tamamlandığını ve gemilerin Sicilya’dan ayrıldığını duyurdu. Günler süren eğitimlerin ve fırtına riskinin ardından Sicilya’da buluşan tekneler artık açık denizde ilerleyerek Gazze’ye doğru ilerliyor.
Boykotu ve Önemini Biz Dahi Kavrayamadık
Sadece boykot konusunda devletler ve haklar üzerlerine düşeni yapacak olsa, ABD emperyalizmi ve siyonizmin Gazze’deki soykırımı sürdürme takati kalmayacaktır. Siyasi ve askeri fiili müdahalelerde bulunmaktan söz etmiyoruz bakın, sadece boykot sorumluluğu yerine getirilecek olsa, insanlık düşmanı soykırımcı emperyalizm ve siyonizm dize getirilebilecektir.
İktibas’ın Eylül sayısı: Rabbi ile Birlikte ‘Gidip’ Savaşan Gazze
İktibas Dergisi Eylül Sayısı, Gazze’deki İslami direnişe övgü taşıyan bir kapakla çıktı. Maide suresi 24. ayetinde İsrailoğullarının söylediği aktarılan ‘siz gidin savaşın’ sözlerinin bugün İslam milleti ile Gazze arasında yaşananlara benzerliğine dikkat çekildi.
Bugün günlerden Seyyid Kutub...
Şehadetinin 59. yıldönümü vesilesiyle Seyyid Kutub'u rahmetle anarken, son yıllarda cahiliye düzenlerine entegrasyon süreçlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte dillendirilmeye başlanan "Seyyid Kutub'u aşmalıyız" tarzı söylemlerin konu edildiği bir makaleyi dikkatlerinize sunmakta fayda görüyoruz.
Hevaya uyma ideolojisi demokrasiye can verenler
Beşir Atalay ‘Dünden Bugüne Anılar’ını yayınladı. Beşir Atalay’ın anıları kendisinin, Türkiye’de bilhassa 90’lı yıllardan itibaren ivme kazanan, 2000’li yıllarda tırıs giden ‘sivil demokratik İslam’ diye özetlenebilecek değişim sürecinde en çok emeği geçmiş, kilit isimlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır.
SENİ DE VURURLAR İSRAİL!
İktibas Dergisi’nin yeni sayısı “Seni de Vururlar İsrail!” manşeti ile çıktı. İran-İsrail savaşının öncesi ve sonrası ile değerlendirmesinin yapıldığı bu sayıda İsrail’in kurulduğu günden beri sadece Müslümanlarla savaşmakta olduğu vurgulandı.
Alın size "Özgür Suriye"
İşte bu noktada “gidenin yerine neyin geleceği” sorusu Suriye açısından da karşımıza çıkmaktadır. Görebildiğimiz kadarıyla, muhtemel Baas sonrası döneme ait iki yaklaşım öne çıkmaktadır: “Özgür Suriye” vizyonu ve “İslami Suriye” vizyonu.
Nekbe’nin 77. yıl dönümünde
Bu olayın Nekbe olarak isimlendirilmesinin tek sebebi, siyonist işgal rejiminin kuruluş ilanı değildir. Bu da başlı başına bir felaket olmakla birlikte asıl büyük felaket işgal rejiminin ilanının hemen ardından siyonist terörün büyük katliamlar gerçekleştirmesi ve yaklaşık 800 bin Filistinlinin yurdunu terk etmeye zorlanması yüzünden yaşanmıştır. Bunun sebebi de Filistin topraklarında gayrimeşru siyonist işgal rejiminin kurulması olduğundan bu olay da bizatihi büyük felaket niteliği taşımaktadır.
Bir toplumu dışarıdaki değil içerideki düşman yıkar
İşgal ve savaş konusunda ABD, Batı, Arap ülkeleri ve diğer sözüm ona tüm İslam ülkelerinin arka planda Siyonistleri desteklemeleri, ikiyüzlü açıklamaları ve vurdumduymaz tavırlarına karşı çıkması, eleştirmesi beklenen Mahmut Abbas, hedef tahtasına Hamas’ı oturttu ve verdi veriştirdi. Tabi ki itaatkar bir uşaktan beklenen de buydu.
Gazze, ulusal sınırların kurbanıdır
Bugün Filistin’de siyonist işgal rejiminin varlığı söz konusu ise, işgal 1948’den bugüne varlığını daha da genişletiyor ve İslam coğrafyasının merkezi bir bölgesi olan Filistin’de sürekli olarak hunharca katliamlar gerçekleştirebiliyor, 500 güne yaklaşan bir süredir de Gazze’de açık bir soykırım gerçekleştirebiliyorsa, tüm bunların temelinde, İngiliz emperyalizmi tarafından İslam coğrafyası için bir asır önce biçilmiş olan ulus, ulusal sınırlar ve ulus-devlet formatı yatmaktadır.
Şiir: Gazze Yürek Yangını
Açılsın sınırlar ümmet Gazze’ye aksın, Kanımız Gazze’nin pak kanına karışsın, Ki mazlumun feryadı yürek dağlamakta, İnsanlık tükendi yeter, artık ayağa kalksın
Küfrün Kalesi Uluslararası Düzen
Avrupa'da neşet eden ulus-devlet anlayışı, zamanla dünyanın geri kalanına yayılmış, teker teker bütün toplumlar bu yola bile isteye girmişlerdir. Çünkü uluslararası düzende bir devlet olarak kabul edilebilmek için başta BM'nin onayından geçmek, bunun için de ön şart olarak, bir ulusa dayanmak, laiklik ve demokrasiyi kabul etmek, insan hakları, eşitlik, uluslararası hukukun üstünlüğünü kabul etmek gibi ‘amentü’ye katılmak gerekmektedir. Yola çıkan veya çıkmayı düşünen her toplumun önderleri ya bunun farkında olarak işe başlamakta ya da bir şekilde kendilerine öğretilmektedir.
Zihniyet nasıl değişir? Camide ibadet önceliği yerini nasıl eğlenceye bırakır?
Müsaadenizle tekrarlayacağım, sıralamanın karışmaması şartıyla. Yani öncelik namazı eda etmektir. Çocukların gençlerin eğlenmesi değil. Her Ramazan şahit olduğum durumları görmekten, yazmaktan yoruldum. Gönlüm yoruldu.
Kapitalist Sistemde Müslümanlar ve Ramazan
Hep sorarım neden bir İslam beldesinde ramazan ayı gelince fiyatlar hep tavan yapar? Merhametin ve adaletin kaynağı olan bir din Ramazan’da nerede? İslam’ın ticaret ahlakı, tüketim ahlakı oruçlu iken olmayacaksa ne zaman olacak? Neden? Neden? Neden? Çünkü içimizde İslam’ın üflediği ruh değil, kokuşmuş kapitalizmin daha çok kazanma ruhu hüküm sürüyor. Hiç kusura bakmayın sokakta ve alışverişte gördüğümüz manzara bu.
MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
Daha önce yapılması gereken ve fakat maalesef küçük girişimler olmaktan öteye gidemeyen bir eylemlilik olarak, Türkiye'nin her tarafından kefenlerimizi giyinmiş şekilde Suriye sınırına akın etmeliyiz.
Dua edebi
Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.
Makaleler
Hava Durumu


























































