
"Ylmaz" Arama Sonuçları

Hz. İbrahim, Rabbine yönelişiyle insanlık için güçlü bir örnek sunar. “Ben Rabbime gidiyorum” ifadesi, bâtıldan hakikate yönelen bir kalbin kararlılığını; “O bana yol gösterecektir” ise Allah’a duyulan sarsılmaz güveni ifade eder. Bu ayet, imanın yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve teslimiyet olduğunu vurgular.

Ramazanda takva özlemimiz daha da coşuyorsa, Kur’an’a olan açlığımız dayanılmaz hale geliyorsa, Rasûlullah'a olan bağlılığımız bizi yerinde duramaz hale getiriyorsa, işte o zaman akidemizin düzgün olduğunu anlıyoruz.

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise; siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

NATO üyesi Türkiye, bir süredir İsveç adlı alçak ülkenin NATO üyeliği konuusnda ayak diriyor imajı vermekte ve dahası bu konuda NATO'ya ve NATO'nun efendisi büyük şeytan ABD'ye efeleniyor görünmekteydi. Kaçınılmaz final dün Litvanya'daki finalde gerçekleşti ve Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet dedi.

Bir de, demokrasi kötüdür, laiklik şöyle şöyle din dışıdır vb. demek aslında bir şey demek değildir. Esas belirleyici olan, “demokrasi kötüdür”den sonra kuracağımız cümledir. Devamında “İslam iyidir” cümlesini kurarsak, yerde ve gökte, âfakta ve enfüste, ezelde ve ebette en büyük doğruyu söylemiş olacağız. Platon’dan bu yana pek çok demokrat da demokrasiyi eleştirmektedir. Demokrasi için “yetmez ama evet” diyenler azımsanmayacak kadardır ama bu insanlar seçimlerini Allah ve Rasûlden/Rasûllerden yana yapmadıkları müddetçe, bir şey demiş sayılmazlar.

Hakeza “sahiplik” düşüncesiyle “iktidarın” tekelleştirildiği durumlarda, rekabet ve çatışmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Oysa Rabbimiz, bizim için sosyal ilişkilerde rekabeti değil velayeti, yani dayanışmayı, işbirliğini, birlikte hareket etmeyi öngörmektedir...

Bu ülkede maden ocağı patlaması ve benzeri toplu ölümlerin olduğu olaylarda mesela, patlamanın meydana geldiği maden ocağında hiç kusurlar, hatalar, eksiklikler çıkmaz mı? “Bunlar her zaman olacaktır” sözü, ne kadar tedbir alsanız da, bu gibi kazalar kaçınılmazdır anlamına gelmektedir.

Allah Teala müminler hayatlarına tatbik etsinler diye Kur’an ahkamını indirmiştir. Fakat Kur’an bizde sadece okuyup sevap kazanmak içindir. Mezarlığın iriş kapısında Allah’ın ayeti yazılır fakat okullarımız Allah’ın adıyla açılmaz ve kapanmaz. Öğrencilerimiz derslerine Allah’ın adıyla başlamazlar. Herhangi bir monarkın adı Allah’ın adıyla yer değiştirmiştir.

Ercümend Özkan, bugün ne yazık ki çok çok az Müslümanın sebat ettiği Nebevi metod çizgisinde ömrünün sonuna kadar sarsılmaz bir duruş sergilemiş, Nebevi sünnete tâbi olma konusunda mücadele yöntemi ile namazı aynı çerçevede değerlendirmiştir.

Radyo Denge’de, Osman Yıldız’ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programında Afganistan’dan Abdullah Azîzî ve Afganistan’dan yeni dönen Fetih Vakfı başkanı Yılmaz Bulat konuk oldu.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni anayasa teklifiyle ilgili olarak, kadın bedeni teşhirciliğiyle bilinen bir "gazeteye" değerlendirmelerde bulundu. İlk üç maddenin esaslarının asla tartışılmayacağını belirten Uçum, "Laiklik de tartışılamaz çünkü o da cumhuriyetin esaslarından. Böyle bir gündem yok. Laiklik cumhuriyetin yüz yıla yaklaşan bir kazanımıdır" dedi.

Doğu Türkistan'da uzun yıllardır Müslümanlara zulümler yapan komünist Pekin yönetimi mukaddesatı hedef almaya devam ediyor. Camileri dağıtan Çin bir camiyi daha kullanılmaz hale getirdi.

Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.

Ercümend Özkan, bugün ne yazık ki çok çok az Müslümanın sebat ettiği Nebevi metod çizgisinde ömrünün sonuna kadar sarsılmaz bir duruş sergilemiş, Nebevi sünnete tâbi olma konusunda mücadele yöntemi ile namazı aynı çerçevede değerlendirmiştir.

Burada bizi ifrat ve tefritten koruyacak yaklaşım, Kur’an’ın tek deği temel kaynak olduğu gerçeğinde ittifak etmek ve bir taraftan “tek kaynak” yaklaşımının getirdiği kaçınılmaz sığlık ve sapmalardan uzak dururken, diğer taraftan “temel kaynak” vurgusunun da pratikte karşılıksız kalmayacağı şekilde, Kur’an’la tüm kaynaklar, haberler, yorumlar üstü, asılların aslı, nihai hüküm mercii olarak olması gerektiği konumda irtibat kurmak gerekmektedir.

Vahiy, akla hitap eder. Akletmeden vahiy doğru anlaşılmaz, doğru yaşanmaz. Aklını vahye muhatap kılmayan ve vahyi selîm akılla aklederek doğru anlamaya çalışmayan kimse, üç günde bir hatim de yapsa, vahyi terk etmiş, Kur’an’ı mehcur bırakmış olur. Vahiy olmadan akıl, dosdoğru çalışmaz, insanı kurtarmaz. Tek kanatlı kuşun yükselip uçamayacağı gibi, bu durum da insanı dünyada huzura, âhirette ebedî ödüle götürmez.

Bâtılın zail ve hakkın hakim olmasının şartları oluşmadan iktidar olmaya çalışmak, hem muktedir olamamayı, hem de aralarının mutlak olarak ayrıştırılması gereken hakla bâtılın birbirine bulandırılması sonucunu doğurur, kaçınılmaz olarak... Netice olarak Mısırlı Müslümanlara, Firavun düzeninin zindanlarında olmaktan ötürü ye'se düşmemelerini, bu bâtıl düzenin makam koltuklarının değil, onlardansa zindanlarının kendilerine yakıştığını ifade etmek istiyoruz.

Yoldaki İşaretler -IV- Benzersiz Kur'an Nesli -I- Yüksel Yılmaz - Kur'an Mektebi
Makaleler
Hava Durumu