
"Peygamberi" Arama Sonuçları

Ercümend Özkan’ın sünnet ve hadis konusundaki yaklaşımı oldukça net, arı duru ve Kur’an’a dayalı olmasına karşın tartışma konusu olmaya devam ediyor. Vefatından hemen önce İktibas’ta yayınladığı bir yazısında da yine bu konuya değiniyor, hadisin “Peygamberin söylediği söylenen sözler” olduğu vurgusunu yineliyordu.

Peygamberi Kur’an’dan ayırmak mümkün değildir. Zira peygamberin son nefesine kadar görevi Kur’an’ı anlamak ve uygulamak olmuştur. Kur’an’ı kabul ederiz ama peygamberi saf dışı bırakırız anlayışı ne akla ne de nakle uygun değildir.

Güzel geçimli olabilmek iyi ahlâklı olmayı gerektirir. Güzel geçim güzel ahlâktır. Peygamberimiz, “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” buyurarak, insanlarla güzel geçim için hayatı zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı olmamız gerektiğini vurgulamaktadır. Eşler arasındaki güzel geçimin, mutluluğun formülü 5 S’de gizlidir: Sevgi, saygı, sadakat, sabır ve sorumluluk. Bu hususlara dikat edildiğinde mutlu, huzurlu bir aile ortamı oluşur.

İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.

İktibas, Sünnetin ne olduğunu da en iyi anlatmaya çalışıyor. Daha dikkatli okuyunuz. Hadislerin eleştirisini ise tââ İmam Buhârîler, Müslimler ve hatta daha öncekiler yapmaya başlamışlar. Bunlar da mı müsteşrik idiler? Bunlar da mı İngiliz adamları idiler? Niye düşünmüyorsunuz? Daha Peygamberimiz hayatta iken onun sözlerini nakledenlerden yanlış nakledenleri Hz. Ömer’ler ve daha niceleri Hz. Ali gibi tenkid etmişlerdir. Onlar da mı müsteşrik idiler? Onlar da mı İngiliz adamı idiler? Niye akletmiyorsunuz?

Peygamberimizi Çağa Taşımak - Siyer Özel / Şükrü Hüseyinoğlu - Yasin Aydoğan

Ahzab Suresi’nden İslam Peygamberi Hazreti Muhammed (sav)’in eşlerine hitap eden ayetleri okuyan imamın videosunu gören İçişleri Bakanı Darmanin, “bu ifadeleri kabul edilemez bulduğu”nu söyledi. Cami yönetimi, imamın görevine son verdi.

Kur’an, tamamen Allah sözüdür. Kelimelerinin seçilişi, cümlelerinin kuruluşu, âyetlerinin tertibi, lafızları ve manası ile tamamen Allah’a aittir. Bu konuda vahiy meleği ve Peygamberimiz sadece birer elçi, birer vasıtadır. “İŞTE O KİTAB (KUR’AN); ONDA ASLA ŞÜPHE YOKTUR.”(2/Bakara, 2)

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, Online Eğitim Konferanslarından birini daha youtube sayfasından gerçekleştirdi. İLKAV’ın Online Eğitim Konferanslarının bu haftaki konuğu, “Tevhid’den Teslis’e Hıristiyanlık” başlığıyla sunumunu yapan Prof. Dr. Şinasi Gündüz idi.

Bir kimse Peygamberimiz (s.a.s.)’in davranışlarına uygun hareket ettiği zaman o kişi sünnet üzerindedir. Sünnet, Allah Rasûlü'nün, ümmetine örnek olmak üzere Kur’an’ı hayata geçirmek için ortaya koyduğu uygulama, dini doğru anlama ve yaşamada örnek alınacak davranışlar bütünüdür. Sünnet, Kur'an'ın yaşanmış en doğru tefsiri, İslâm'ın pratik ve örnek tatbikidir.

Yine, biliyoruz ki, Peygamberimiz nübüvvetle şeref bulduğunda ve İslam yayılmaya başladığında Mut’im: “Ben Muhammed’e inanan bir adamın kızını evime gelin olarak almam” diyerek nişanı geri atmış ve bu olaydan birkaç sene sonra da Peygamberimiz, Hz. Aişe ile nişanlanmıştır.

En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir, şükür etmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabini inkâr etmesi, şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, dostun dostuna, aile fertlerinin birbirine sevgi ve sadakatidir.

Ahmet Cevdet Paşa’nın altı ciltlik ünlü Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (Peygamber Kıssaları ve İslam tarihi) adlı eserinde Hz. Peygamberin vasıfları da anlatılır.

Dünya basını Peygamberimizin 1400 yıl önceki temizlik çağrısını manşetlerine taşırken, bizler bu virüsü kimin hak edip etmediği tartışmasında kalmamalıyız.

Burada yumuşak davranışın, nezaketin önemi dikkat çekicidir. Böyle davranmanın Allah’ın rızâsına ve Peygamberi’nin ahlâkına muvafık olduğu anlaşılır. Diğer taraftan kaba ve katı kalpli olmanın insanlar tarafından hoş karşılanmayacağı, itici bulunacağı da âyet-î kerimede teyit edilmektedir.

İktibas dergisinde 15 günde bir düzenlenen konferansların bu haftaki konuğu, ‘yapay zekâ’ konulu sunumu ile Doç.Dr. Murat Kirişçi oldu. Endüstri devriminin bir uzantısı olarak bugün dijital dönüşümün hayatı nasıl değiştirdiğini değerlendiren Kirişçi, Peygamberin (a.s.) hayatın her alanına hakim olduğunu belirterek, peygamberin örnekliğinde hayatı yaşamak zorunda olduğumuzu vurguladı.

Dünya insanlık adına ve Müslümanlar aleyhine hiçde iç açıcı bir yere gitmiyor. Tüm dünya coğrafyasında nerede bir zülüm, eziyet ve katliam varsa mutlaka bundan sadece Müslümanlar etkileniyor. Yani aslında tüm planlar Müslümanlar üzerine yapılıyor. Sıranın hangi ülkeye, hangi topluluğa geleceğini kimse garanti edemez. Hal böyleyken ve her birimiz kendi ahiretimize hazırlanırken Hz. Peygamberin rehberliğine ve önderliğine hiç olmadığımız kadar ihtiyaç duyuyoruz. Ne buyuruyordu Hz. Peygamber : “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.”

Halk yığınları yönetici, patron, işveren, cemaat lideri gibi kimseleri tanrısal sıfatlarla yüceltip, ilahlaştırmakta pek bir mahirdir. Fakat ilahlaştırılan insanların da ilahlaştırılmaktaki payları çok büyüktür. Hiçbir peygamberin hayatta iken ilahlaştırılmamış olması son derece manidardır.

Kur’an meali okuyunuz ama asla mealci olmayınız. Dikkat edildiğinde görülen şey şudur. Meal okuyanlar değil, mealcilik yapanlar, yani itibar edilecek şeyin yalnızca meal olduğunu söyleyerek Kur’an’a da aykırı bir tutum sahibi olanlar, Allah’ın o Kitapta peygamberi için “Onda sizler için güzel bir örnek vardır” (Ahzab 33/21, Mümtehine 60/4-6) âyetini görmüyorlar mı? Kitap, yani Allah, elçisine hukukî bir deyimle atıfta bulunmaktadır. Bu atfa itibar etmemek, atıf yapana itibar etmemektir ve hukuk mantığına, hukukun esaslarına aykırıdır.

Allah’ın (cc) dinini kişiliği ile temsil eden Peygamberimiz (sav), Kur’an-ı Kerim’i kendisine daima ahlak edinmiş; akîde, söz ve ameliyle de Kur’an-ı Kerim’i pratik alanda uygulamaya geçirmiştir. Onun için Müminler, pratik hayat için Kur’an-ı Kerim’e başvurduğunda, Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz (sav)’i örnek gösterir.
Makaleler
Hava Durumu