Zaman yazarından İslami direnişe büyük hakaret

Ahmet Selim "Mücadele nasıl olmalı?" başlıklı yazısında Hamas'ı Filistinlilerin ölümü üzerine hesap yapmakla itham etti.

12-01-2009


İslam ve Hayat

Zaman gazetesinde politika ve spor yazarlığı yapan Ahmet Selim, şanlı İslami direniş hareketi Hamas'a büyük bir hakarette bulundu. Selim, emperyalizme ve onun İslam dünyasına hançer misali sapladığı taşeronu/tetikçisi siyonist işgalciye karşı büyük bedeller ödeyerek mücadele veren Hamas'ı, Filistinlilerin ölümü üzerine hesap yapmakla itham etti.

Ahmet Selim "Mücadele nasıl olmalı?" başlıklı dünkü yazısında Hamas'ın, sivil kayıplarının doğuracağı insani duyarlılıkların muhtemel tepkilerine güvenerek siyonistlerle savaştığını öne sürdü. Selim, yazısında şu talihsiz ifadeleri kullandı:

"İsrail'i ve Amerika'yı o roketlerle tedirgin edip hizaya getirmeye çalışmak, bunu yaparken de büyük sivil kayıplarını göze alıp insanî duyarlılıkların muhtemel tepkilerine güvenmek; mantıklı, isabetli, verimli, meşru bir yol mudur?"

Bugüne kadar siyonist işgalciye karşı haklı davasında bir milim dahi geri adım atmayan, gasp ve işgali tanımamakta direnen ve bunun için de başta Şeyh Ahmed Yasin olmak üzere onlarca liderini şehid veren Hamas'ı, Filistinlilerin kanları üzerinden hesap yapmakla itham eden bu talihsiz yazının Zaman gazetesinin web sayfasında manşete taşınması ise Zaman cephesinde değişen bir şey olmadığını gösterdi.

Oysa Hamas'ın şanlı direnişiyle siyonist işgalciyi nasıl çaresiz bıraktığı, siyonistlerin Hamas'ın direnişi sayesinde meşruiyet krizini bir türlü aşamamanın sıkıntısını yaşadıkları herkes tarafından bilinen bir gerçek. 

Ahmet Selim'e tavsiyemiz, futbol yazılarıyla kendini oyalamaya devam etmesidir. İnsan bir konuda ya hakkı söylemeli, ya da susmayı bilmelidir.

Siyonistlerle diyalog adı altında sarmaş dolaş olan, siyonist başkonsolosu üniversitelerinde çiçekle karşılayıp alkışlarla ağırlayan ve şimdi de böyle bir hakaret yazısını manşete taşıyan bu zihniyete denecek tek cümle ise şu olsa gerek:

Gölge etmeyin başka ihsan istemez!

İşte Ahmet Selim'in Zaman'ın dünkü sayısında yayınlanan talihsiz yazısı:

Mücadele nasıl olmalı?

Ahmet Selim / Zaman

Hasan Tahsin övgüyle ve saygıyla anılır. Niçin? Yunanlılar İzmir'e çıkarken onlara kurşun sıkmış. Peki yaptığı iş doğru muydu? Onun sıktığı kurşun, Yunanlıların bir katliam yapmasına sebep oldu. İnsan kendi hayatını fedâ edebilir; ama yaptığı bir hareketle, hamleyle; kardeşlerinin, vatandaşlarının hayatını fedâ etmek hakkına sahip değildir.
Aslen bizim tarihimizde bu tarz işler yoktur. Biz cephede savaşırız, cephede kazanırız, cephede kaybederiz. İstanbul, vaktiyle işgal edildi. Mütâreke İstanbul'u, kapkara bir hüzün manzarasıdır. O İstanbul'da, şuradan buradan onlara ateş edilmesi gibi vak'alar var mıdır? Yoktur. Süleyman Nazif'e Kara Bir Gün'ü yazdıran şartlarda bir İttihatçı çıkıp o işgal komutanını vurabilirdi. Bu işleri çok da iyi becerirlerdi. Ama bir faydası olmaz, tersine bir sürü musibetlere yol açardı. Onu yapmadılar ama, cephe direnişinin hazırlıklarını hemen başlattılar; bütün genç İttihatçı subaylar büyük mücadelenin motivasyon gücü olarak, bulundukları her yerde hemen hareketlendiler; dipten dibe direniş faaliyetini ateşlemeye ve organize etmeye yöneldiler. Halk rûhen tam hazır değildi, onlara dinamizm kazandırma yolunda halkı işlemeye başladılar. İttihatçıların büyükleri devre dışı kalmıştı ama, genç İttihatçı subaylar İzmir'in işgaliyle başlayan bir direniş heyecanını ve azmini hep canlı tuttular. Mustafa Kemal'in en büyük dayanağı onlardı.

İşgal kuvvetlerinin mensuplarına karşı suikastlar yapmak, köşe bucaktan ateş etmek, kalabalıklara sığınarak vurup kaçmak gibi eylemler hiç yoktur. Görünürde buz gibi bir sükunet vardır ama, meselâ İstanbul'un derin planında büyük bir direniş faaliyeti ve trafiği aralıksız işlemektedir. Sivil hayatın düzenini, görüntüsünü hiç bozmadan, hiçbir tahrik ve şüphe belirtisi yansıtmadan işlemektedir. Mücadele böyle olur. "Çoluk çocuk zarar görmesin, siviller zarar görmesin" hassasiyeti bir şecaat düsturudur, bir mücadele adabı ilkesidir, alt tabakaya yansıyan uzantısıyla bir yiğitlik raconudur bizde. Mesela PKK'nın yaptığı gibi çocukları, kadınları, sivil grupları kullanarak onların içinden vurup kaybolmak türünden işler bizim tarihimizde hiçbir halde ve durumda görülmemiştir.

... Filistin'deki drama ben en çok bu açıdan kahroluyorum, çocuklar rüyalarıma giriyor. Bu mücadele yıllardır devam ediyor. Değişen hiçbir şey yok. Kızmayın, düşünce konusu olarak soruyorum, hiç silah kullanılmasaydı, durum şimdikinden daha mı kötü olurdu acaba?

Amerika'yı yenmeden İsrail'i yenemezsin. Bu, somut bir gerçek. Niçin Birleşmiş Milletler pasif, Avrupa Birliği pasif? Amerika'dan dolayı. Gerçek muhatap Amerika. İran'da gelişmiş füzeler var, niçin kullanmıyor? Çünkü biliyor ki füzeler, İsrail'e yetse bile Amerika'ya yetmez. İsrail, Amerika'nın uçak gemisi! Ayrı bir devlet bile sayılmaz.

O halde, çözüm güçler dengesine Amerika'yı değişime zorlayacak farklı tavır, siyaset, iç toparlanma ve basiret ağırlıkları koymaktan geçiyor. Önce iç zaaflar giderilecek, sonra iç imkânlar akıllıca kullanılacak.İsrail'i ve Amerika'yı o roketlerle tedirgin edip hizaya getirmeye çalışmak, bunu yaparken de büyük sivil kayıplarını göze alıp insanî duyarlılıkların muhtemel tepkilerine güvenmek; mantıklı, isabetli, verimli, meşru bir yol mudur? Kendi insanlarının canları kıymetli. O roketler için, binalarını zırhlamışlar, okullarını özel biçimlere sokmuşlar, her mekân köşesine bir sığınak yapmışlar, bir psikolog ordusunu seferber edip ruh sağlıklarını takviye tedbirleri almışlar.

Peki bizim yavrular, bizim bebeler; bizim analarımız, bacılarımız, yaşlılarımız, evlerimiz, ailelerimiz bu mücadelenin bedelini ödemeye müstahaklar mı? Onları İsrail düşünmez, biz düşüneceğiz. Mücadelenin tarzını, metodunu, mâhiyetini, stratejisini, taktiğini onları öncelikle koruma kollama şartına göre belirlemek aklî ve vicdanî bir yükümlülük değil mi? İslâm ülkeleri olarak, gelirlerimizin yüzde birini Filistin halkına ayırsak, onların çileli hayatını büyük ölçüde normalleştirebiliriz. Bunu yapmayıp, "bu mücadeleyi böyle sürdürün" demek doğru mudur?

 

Etiketler : #Zaman   #yazarından   #İslami   #direnişe   #büyük   #hakaret   
YORUMLAR
  • birgüngüneşdoğacak   18-07-2011 19:08

    yorum yapan arkadaşlara buradan sesleniyorum.bu yazıyı son satırına kadar okuyan var mı?yiğitce söylesin filistindeki kardeşlerimiz için gece kalkıp iki rekat namaz kılan var mı yoksa yorum yazmayınnnnnn müslümanlıktan kardeşlikten bahsetmeyin adam davadan vazgeçin demiyor yorumlarda yazdıklarınız hiçbirini demiyor hayretler içinde kaldım.siz nasıl yorum yazıyorsunuz yakışmıyor.önyargıları bırakın yazar davada strateji değişmesi lazım diyor.bence çok haklı şuana kadar uygulanan strateji yanlış hadi iran baba neden kullanmıyon füzelerini neden iş silahta çözülmez...

  • hilal nur   20-01-2009 13:21

    ben bu cemaati çözemedim tam olarak evlerinde de kaldım eleştirmek istemiyorum ama eleştirilmeyecek gibi değil çok fazla içlerine kapalı oldukları için dışarıyı göremiyorlar diyalog diye diye vermedikleri taviz kalmadı ayrıca maddiyat onlar için çok önemli umarım biz ve onlar diye ayırmaktan vazgeçerler artık

  • MUSTAFA BEKAR   14-01-2009 17:49

    Ben sadece şeyh AHMET YASİN'in şu sözünü hatırlatmak istiyorum:ALLAH AŞKINA, BARİ ALEYHİMİZE OLMAYIN!!! SELAM VE DUA İLE.

  • ademoğlu   14-01-2009 16:44

    İslami hayatın penceresini bırakıp özünde sözünde islamla bağdaşmayan timsah göz yaşlarıyla masumları kandıran, fakat onoun halini anlamaya yanaşmayanlar ne yazıkki onou gündemini ve fikrini savunmaya gayret ediyorlar sonrada yaptıkları hatayı ve hatalı yaşamı savunup onun metodu üzerine yaşamaya devam ediyorlar onu ve yaşamını kuran çerçevesine alıp yaşamının ve söylemlerinin Allah ve resulüne taban tabana zıt olduğunu görmektenmi çekiniyorlar evet çekinmeseler böyle yorum ve yazı yazmazlar siz amerikada yaşayan efendinizle kalın amma şanlı direnişin mücahitlerinin yapyıklarını yorumlamak size düşmez ,size düşmesine karar verdiğinizde efndinizin kalıbıyla değil kuranın kalıbıyla konuşun ki dinleyelim. diyalog mantığı ölmüştür, zaten ölüydü, ŞİMDİ YAŞASIN ŞANLI DİRENİŞ DUAMIZ VE YÜREĞİMİZ SİZLERLE. SAKIN BÖYLE KÖŞE YAZARLARININ YAZILARI SİZLERİ YILDIRMASIN. ZATEN YILDIRAMAZ . çünkü siz kuran ve sünnetle ilerliyorsunuz Allahın yapma dediğini sizin yapacağınıza inanmıyorum.

  • yucel aslan   12-01-2009 21:36

    SON CAGRIMIZI YAPIYORUZ uzlasma yok! ya allah nizaminin vakarli cizgisi, yada HiC BiRi . selam ve dua ile.

  • Şükrü Hüseyinoğlu   12-01-2009 20:14

    Selamun aleyküm. Ben bir zamanlar (1990 yılında) o cemaatin bir yurdunda kalan bir kimse olarak, cemaatin aslında Filistin davasından yana olduğunu (bize Hamas'ın tanıtım ve davet kasetini izlettirmişlerdi yurtta), lakin son yıllarda başlattıkları diyalog çalışmalarıyla kuşatıldıklarını düşünüyorum. Malesef yanlış metodolojik tercihlerinden ötürü İslami direnişten yana tam manasıyla taraf olamıyorlar şimdi. Saldırıları kınıyorlar, ama bir yandan da gasıp İsrail'in meşruiyetini savunmayı sürdürüyorlar. Diyalog ve hoşgörü ellerini-kollarını bağlıyor kısacası. Dua edelim.

  • fahrettin mert   12-01-2009 17:01

    değerli islam ve hayat editörü evet bilderberg kısmı sadece bir iddia ama bence gerçek olma olasılığı çok yüksek bir iddiadır.

  • fahrettin mert   12-01-2009 16:19

    sayın islam ve hayat editörü benim diğer yorumum neden yayınlanmadı

  • Mustafa   12-01-2009 14:11

    Ahmet Selime şehit Ahmed Yasinin şu sözlerini hatrlatmak isterim: Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

  • fahrettin mert   12-01-2009 13:40

    Bir adama bakarım adam mı diye bir de söylediği söze.Zaman gazetesi bu davada ne yazıkki yanlış yerde duruyorlar.Kim siyonistleri dost edinizse o da onlardan olur.Bundan bir kaç yıl önce Fethullah Gülen ağladığını söylüyordu.Kimin için biliyor musunuz?İsrailli çocuklar için.Varın artık siz karar verin.

  • omer bitlis   12-01-2009 13:29

    MÜSLÜMANLAR İLE DİĞERLERİ ARASINDAKİ SAVAŞ DEVAM EDERKEN MÜCADELENİN TARZINI, METODUNU TARTIŞMAYA AÇMAK FİTNE ÇIKARMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ.

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN