02-01-2010 12:38

Kavramlar�m�za sahip ��kal�m

G�n�m�zde Kur�ani kavramlar� do�ru anlamaya y�nelik kitlesel bir ilgiden s�z etmek maalesef �ok zor. Bir�ok M�sl�man dahi ya Kur�ani kavramlardan t�m�yle habersiz ya da bu kavramlar� Kur�ani anlamlar�ndan uzakla�t�r�lm��, i�erikleri alt �st edilmi� haliyle biliyor ve kullan�yor g�ndelik konu�malar�nda.

Kavramlar�m�za sahip ��kal�m

�ükrü Hüseyino�lu

Kavramlar bir dü�ünce ve inanç sisteminin temel yap�ta�lar�d�r. �nsanlar kavramlarla dü�ünür, kavramlarla konu�ur, kavramlarla anla��r, meram�n� kavramlarla anlat�rlar. Bir dü�ünce ve inanç sistemini do�ru anlamak, öncelikle onun üzerinde yükseldi�i kavramlar� do�ru anlamakla mümkündür.

Alemlerin Rabbi (azze ve celle) taraf�ndan insanl���n dünya ve ahiret saadeti için bildirilmi� yegane mutluluk reçetesi olan �slam’� do�ru anlaman�n öncelikli �art� da budur. Yani �slam’� do�ru anlamak için onun kavramlar�n� do�ru anlamak zorunlulu�u vard�r. Kavramlar�n neye tekabül ettiklerini, hangi kavram�n ne anlama geldi�ini ve Kur’an’�n hangi kavrama nas�l bir anlam kazand�rd���n� bilmeden �slam’� do�ru anlamak ve dolay�s�yla gere�ince hayata aktarmak mümkün de�ildir. Evet, Kur’an kolayla�t�r�lm�� apaç�k bir kitapt�r, �slam herkesin anlay�p ya�ayabilece�i sadelikte bir dindir. Fakat bu, Kur’an’� do�ru anlamak ve �slam’� gere�ince ya�amak için hiçbir çabaya gerek olmad��� anlam�na gelmemektedir. Tüm bunlar tabii ki cehd gerektiren ve bedel isteyen eylemlerdir. Hangimiz Resulallah’�n (a.s.) bu yolda cehd göstermedi�ini ve bedel ödemedi�ini söyleyebiliriz? O’nun bu u�urda gösterdi�i cehdin büyüklü�ü ve ödedi�i bedellerin a��rl���n� Kur’an birçok ayetiyle haber vermektedir. Tek ba��na �n�irah Suresi bu konuda önemli ipuçlar� vermektedir.

Kur’an kolayla�t�r�lm�� apaç�k bir kitapt�r evet, fakat bu onun sade dille yaz�lm�� bir roman gibi bir defada okunup her �eyiyle kavran�laca�� anlam�na gelmemektedir. Öyle olsayd� yüce Rabbimiz bizden Kur’an’� okuyup mesajlar�n� kavramak için gece k�yam�na kalkmam�z� ve onu tertil üzere, a��r a��r okumam�z� istemezdi.
Kur’an’� do�ru anlamak ve �slam’� gere�ince ya�amak, ciddi bir program�, çal��may�, cehdi gerektiren eylemler olarak görülmelidir. Kur’an’� mealinden okumak, Kur’an’�n temel mesajlar�n� anlamak için gerekli ve çok faydal� bir eylemdir tabii ki, fakat bunun Kur’an’� anlamak için yeterli olamayaca�� aç�kt�r. Kur’an’�n kavramlar�n�n do�ru olarak bilinmesi ve ayetler aras�ndaki irtibata vak�f olunmas� Kur’an’� do�ru anlaman�n önemli sac ayaklar� aras�nda bulunmaktad�r. Bunlar da Kur’an’la yo�unla�may� gerektirmektedir.

Günümüzde Kur’ani kavramlar� do�ru anlamaya yönelik kitlesel bir ilgiden söz etmek maalesef çok zor. Birçok Müslüman dahi ya Kur’ani kavramlardan tümüyle habersiz ya da bu kavramlar� Kur’ani anlamlar�ndan uzakla�t�r�lm��, içerikleri alt üst edilmi� haliyle biliyor ve kullan�yor gündelik konu�malar�nda.

�slam dünyas�n�n tarihte büyük alt üst olu�lara sahne oldu�u bilinmekte. Bu alt üst olu�lar�n �slami de�erlerin alg�lanmas� konusunda Müslümanlar üzerinde birtak�m olumsuz etkilerinin oldu�u a�ikard�r.
Gerek siyasi anla�mazl�klarla ortaya ç�kan farkl� f�rkalar, gerekse k�sa sürede �slami iktidar�n ortadan kald�r�l�p yerine Hilafet k�l���nda saltanat rejimlerinin tesis edilmesi, �slam’�n do�ru anla��lmas� konusunda da birtak�m k�r�lmalara yol açm��t�r. Giderek birer f�khi ve itikadi f�rka niteli�i kazanan farkl� siyasi gruplar�n kendi yorumlar�n� mutlakla�t�rmak için uydurma hadislere sar�lmak da dahil referans aray���na giri�meleri ve daha da önemlisi önce Emevi ard�ndan da Abbasi rejimlerinin hem kendi gayri �slami konumlar�n� ve uygulamalar�n� me�rula�t�rmak hem de toplumu din ad�na manipüle etmek gayesiyle, adalet talebinden, iyili�i emr, kötülükten nehy sorumlulu�undan, zulümle ve zalimlerle mücadele bilincinden uzakla�t�r�l�p salt bireysel ibadetlere indirgenmi� bir din anlay���n� yayg�nla�t�rma yönündeki çabalar� �slam’�n anla��lmas� konusunda önemli k�r�lmalara sebep olmu�tur.

�man ve ameli birbirinden tamamen ba��ms�zla�t�ran ve iman� yapt�r�m� olmayan ve pratik sonuçlar� �art k�lmayan salt bir iddiaya dönü�türen ve zalim de olsa, fas�k da olsa, insanlar�n mal�n� da gasp etse, zinakar da olsa sultana itaati �art gören din anlay��lar� bu süreçlerin ürünü olarak ortaya ç�kt�.

�slam’�n temel kavramlar� da bu süreçlerde unutturulmaya, anlam çerçeveleri daralt�l�p içleri bo�alt�lmaya ba�land�. Tevhid, muvahhid, ilah, rab, ibadet, adalet, emanet, velayet, hilafet, infak, k�yam, cihad, ümmet, zulüm, zalim, f�sk, fas�k, tu�yan, ta�ut… Saltanat idarelerinin varl���n� tehdit eden tüm bu kavramlar sulta rejimlerinin “dinde reform” projelerinin gadrine u�rad�, anlam çerçeveleri daralt�ld�, bu rejimler ad�na ehlile�tirildi. �slam’�n birçok ibadet ve �iar� gibi (ku�at�c� ve diriltici toplumsal ve siyasi anlam ve i�levlere haiz Hacc ve Cuma namaz� ibadetlerinin s�radan birer dini ritüel haline getirilmesi gibi) söz konusu kavramlar�n da cesedi ya�at�l�rken anlam� ve i�levi geri plana itildi, hatta manipüle edildi.

Modern zamanlara geldi�imizde, emperyalistlerin �slam dünyas�ndaki ta�eronlu�u i�levini yürüten bat�c� rejimlerin de, t�pk� Emevi-Abbasi sultalar� gibi “dine kar�� din” mant���yla hareket edip, �slam’�n kavramlar�n� i�levsizle�tirme, manipüle ve istismar etme yoluna gittiklerini görmekteyiz. �slam’a kökten dü�man olan bat�c� rejimlerin �slami kavramlar� istismar etme yönündeki yakla��m ve çabalar�n� onlar�n �eytani düzenleri aç�s�ndan anlamak mümkün, zira sapt�r�c�lar�n ilki ve önderi olan �blis de Allah’�n dosdo�ru yolunun üzerine oturup insanlar� öylece sapt�rmaya çal��aca��n� söylemi�ti. (Bkz. Araf 7/16) Anla��lmas� güç olan �u: �slam dü�manl��� aç�k olan, �slami de�erlere aç�kça dü�manl�k eden bat�c� rejimlerin �slami kavramlar üzerinde yapt��� tahribatlara kar�� mücadele edip, �slami de�erleri, �slam’�n kavramlar�n� savunmas� gereken birçok Müslüman nas�l olur da �slami kavramlar� gayri �slami sistemlerin sapt�rd��� �ekilde alg�lar ve kullan�r?

Bugün birçok Müslüman "�slam milleti"nden oldu�unu söylemek yerine “Türk milletinden”, “Kürt milletinden” veya “Arap milletinden” oldu�unu söyleyebiliyorsa, �ehadet ve �ehid kavramlar� bat�c� laik rejimlerin sava�lar� kapsam�nda alg�lanmaya ba�lanm��sa, “ta�ut” denilince insanlar yaln�zca �blis’i akl�na getiriyorsa, “ilah” kavram�n� yarat�c� anlam�yla s�n�rl� olarak alg�l�yorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Kavramlar�m�z “resmen” çal�nm�� durumda dostlar! �çleri bo�alt�l�p manipüle edilmi� durumda inanc�m�z�n temel yap�ta�lar� olan kavramlar�m�z. Oysa Rabbimizin hidayet rehberi olarak bizlere bildirdi�i Kur’an’da, “millet” kavram� din kavram�yla e� anlaml� kullan�lmakta ve belli bir inanca tabi olan insan toplulu�unu ifade etmektedir. Bunun içindir ki Kur'an'da “�brahim milleti”nden söz edilmektedir; Türk, Kürt ya da Arap milletinden de�il. “�ehadet” ve “�ehid” kavramlar�n�, canlar�n� yaln�zca ama yaln�zca “Allah yolunda” feda edenler için anlamam�z ve kullanmam�z için bize ölçü veriyor Kur’an. (Bkz. Bakara 2/154, Al-i �mran 3/169) “�lah” kavram�n�n yarat�c� anlam�yla s�n�rl� olmad���n� anlatmak için Rabbimiz, “La ilahe illallah” dememek için Hz. Peygamber’le sava�lara tutu�an Mekke mü�riklerinin “Göklerde ve yerde olanlar� yaratan kimdir?” sorusuna “Allah” diye cevap verdiklerini bildiriyor. (Bkz. Zümer 39/38)

Evet dostlar, kavramlar�m�za sahip ç�kmam�z gerekiyor. �nanc�m�z�n temel yap�ta�lar�n�, sapt�r�c�lar�n, ta�utlar�n elinden kurtarmam�z, onlar�n manipülasyon ve istismarlar�na kar�� mücadele etmemiz gerekiyor. Allah’�n dinine tabi olmay�p, onu kendi bat�l düzenlerine, saltanatlar�na payanda k�lmak isteyen bat�l düzenlerin bu kirli tezgah�n� yerle bir etmeliyiz. Yüce Allah’�n dinini savunman�n mutlak bir gere�idir bu. Bu dinin, zulmü ve zalimleri ink�laba u�ratmak için geldi�ini, asla onlara payanda olmay� kabul etmeyece�ini dosta dü�mana göstermemiz gerekmektedir.

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !