As�m �ENSALTIK

03 �ubat 2025

D�NLE ALDATILANLARDAN OLMAYALIM!

�slâm dini Allah'�n dinidir. Bu dinin tek bir sahibi vard�r o da alemlerin rabbi olan Allah't�r. Din �zerinde h�k�m koyma, �l�� belirleme, helâl ve haram koyma yetkisine sahip olan Allah’t�r. G�ncel tabirle �slâm dini; made-in Allah’t�r.

Dinleri, men�eî olarak ��e ay�rmak m�mk�nd�r:

1- Hak din: Kayna�� Allah’t�r. Bu kategoriye giren din sadece �slâm’d�r.

2- Muharref dinler: Kayna�� itibariyle insan ve Allah’�n belirleyici oldu�u dinler: Bu kategoriye giren dinlere de Yahudilik ve H�ristiyanl��� �rnek verebiliriz.

3- Bât�l dinler: Kayna�� itibariyle t�m�yle insanî olan yani be�erî olan dinler: Bu kategorideki dinlere �rnek olarak da Putperestlik, Hinduizm, Mecusilik, Laiklik, sosyalizm, liberalizm vb. bât�l dinleri verebiliriz. But�r anlay��lar�nda birer din oldu�unun delili �u âyet-i kerimelerdir: مَا كَانَ لِيَأْخُذَ اَخَاهُ ف۪ي د۪ينِ الْمَلِكِ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ“��te Biz, Yusuf’a bu �ekilde bir "Keyd" ï¿½ï¿½retmi�tik. Aksi halde Melikin dinine g�re karde�ini tutamayacakt� .”(Yusuf, 76)G�r�ld��� gibi Yusuf (a.s.)’�n ya�ad��� d�nemde M�s�r’da iktidarda bulunan melikin sahip oldu�u dine/siyasal sisteme Kur’an din diyor. Bir ba�ka âyet-i kerimde de �u �ekilde buyurulur: لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ“Sizin dininiz size benim dinim de bana.” (Kâfirûn, 6) Bu âyette de Mekkekilerin sahip olduklar� putperestlik bir din olarak g�r�lmekte ve reddedilmektedir. Bu �rnekte bize g�stermektedir ki insanlar�n olu�turdu�u sistemler de din olarak isimlendiriliyor. Bu dinler her ne kadar i�inde bir tak�m do�rular� da bulunduruyor olsalar esas�nda insanlar�n uydurdu�u bât�l dinlerdir.

�nzâl olduklar� zaman itibariyle kayna�� Allah olan Yahudilik ve H�ristiyanl��a s�re� i�erisinde insan�n m�dahalesi oldu�undan bu dinler, ilâhî olma �zelli�ini yetirdiler. Ne zaman ki bu dinler, Allah’�n g�nderdi�i h�viyetini yitirdiler i�te o zaman, hak olma �zelli�ini de yitirdi ve be�erî bir din haline geldiler.

Kedimizi kendisine nispet etti�imi �slâm dini; men�e-i Allah olan tek dindir. Bu din, ne men�e-i Hz. Muhammed'in (s.a.v.) olan dinidir. Ne Nuh'un (a.s.) dinidir, ne �brahim'in (a.s.) dinidir, ne Musa'n�n (a.s.), ne �sa'n�n (a.s.), ne de di�er peygamberlerin dinidir. Bu din Alemlerin tek sahibi olan Allah’�n dinidir.

Yine bu din ne Hanefî mezhebinin imam�; �man Ebû Hanife'nin dinidir, ne Malikî mezhebinin imam�; Malik Bin Enes'in dinidir, ne �afiî mezhebinin imam�; Muhammed �dris e�- �afii'nin dinidir ve ne de Hanbelî Mezhebinin imam�; Ahmed b. Hanbel’in dinidir.

Yine bu din men�eî olarak akide de iman kabul edilen Maturudî mezhebinin imam�; �mam Maturidi’nin dinidir, ne E�’ârî mezhebinin imam�; Ebû Hasan E�’âri'nin dinidir, ne de Selefiyye mezhebinin imam�; Ahmed ibn Hanbel’in dinidir. Bu din ne Ehl-i S�nnet alimlerinin dinidir, ne de �iâ alimlerinin dinidir. Ne Mu’tezile mezhebine mensup olan alimlerin dinidir, ne de di�er itikadî mezheplere mensup olan alimlerin dinidir.

Yine bu din, men�eî olarak bug�n kendilerini �slâm’�n tek temsilcisi g�ren tarikat��lar�n dinidir ve ne de T�rkiye Cumhuriyeti devletinin resmi din kurumu olan diyanetin dinidir. Ne radikalce d���nen M�sl�manlar�n dinidir ne de kendilerini selefi diye niteleyen kimselerin dinidir. Ne Vahabîlerin dinidir ne modernistlerin ve mealistlerin dinidir.

Yine bu din ne T�rklerin dinidir ne de Araplar�n dinidir. Ne K�rtlerin dinidir ne de Farisilerin dinidir ve ne de di�er �rklara mensup olanlar�n dinidir. Bu din men�e-i olarak sadece ve sadece Allah’�n sahibi oldu�u bir dindir. Tarih boyunca kendilerini bu dine nispet eden kimselerin tamam� bu dinin sahipleri de�il, bu dini anlamaya �al��an ve ya�amaya �al��an kimselerdirler. Peygamberler dahi, bu dinin uygulay�c�lar� ve modelleyerek a��klay�c�lar�d�rlar.

Gelinen noktada art�k Allah’�n dini olan �slâm kendilerini bu dine nispet eden kimseler taraf�ndan esir al�nm�� bir durumdad�r. Kendilerini bu dine nispet eden kimseler art�k bu dinin kendi tekellerinde oldu�u kabul�yle din anlay��lar� �zerinde istedikleri gibi at ko�turur olmu�lard�r.

Olu�turmu� olduklar� din anlay��lar�n� tek do�ru kabul ederek insanlar� o do�rular� kabul etmeye zorlamaktad�rlar. Kendileri gibi d���nmeyen M�sl�manlar� kendilerine rakip olarak g�rmekte ve s�ylemde olmada da eylemde onlarla m�cadele etmektedirler. Bu anlay��lar�yla M�sl�manlar�n birlik ve beraberli�ini yok ederek tefrikay� olu�turmaktad�rlar.

Gruplar�n kendilerine has olarak olu�turduklar� din anlay��lar� etraf�ndan insanlar� toplamakta ve gruplar�n �n�nde duran kimseleri adeta dinin sahibi gibi kabul ederek onlara ba�lanmaktad�rlar. Bu grup y�neticisi, imam� veya liderinin her t�rl� d���ncesini dinin asl�ndan olarak g�rmektedirler. Bu �ekildeki kabuller de ister istemez bu kimselerin dinin asl�ndan olamayan baz� d���nce ve eylemlerinin de dinin asl�ndan g�r�lmesini sebebiyet vermektedir. Her grubun kendine has olan inan� ve d���nceleri, ba�l�lar� taraf�ndan bu �ekilde g�r�ld��� zaman ka��n�lmaz olarak tefrika olu�maktad�r. ��nk� bir grubun kendine has olan yakla��mlar� bir ba�ka grubun anlay��lar�yla uyu�mas� s�z konusu olmamaktad�r.

Geldi�imiz durumda dinin asl�ndan olmad��� halde bu gruplar�n mensuplar� taraf�ndan kabul edilen nice �slâm d��� aylay��lar sanki �slâm’�n onay�ndan ge�mi� gibi kabul edilerek benimsenmektedir. �slâm Allah’�n dini iken ve onun kayna�� Kur’an-� Kerim ve onun pratikteki uygulay�c�s� Hz. Peygamberin sahih s�nneti iken bu ortadan kalkarak bunun yerine veya bununla birlikte gruplar�n yorumlar� belirleyici oldu�unda nice �slâm d��� unsurun olu�mas� ka��n�lmaz olmaktad�r.

M�sl�manlar�n, Allah ve Rasûl�ne mutlak itaat etmeleri gerekirken, ne yaz�kt�r ki liderlerine, alimlerine, �nderlerine mutlak manada itaat etmektedirler.

Nice tarikat lideri; -ki tasavvufun, di�er ad�yla tarikat��lar�n as�l varolu� felsefesi insanlar�n g�n�lerinden d�nyaya ait olan masiyeti ��kartarak oraya Allah sevgisini yerle�tirmektir- insanlara z�hd sahibi olmay� balland�ra balland�ra anlatt�klar� halde kendileri ultra l�ks bir saadet zincirine sahip olmalar� ba�l�lar taraf�ndan ele�tirilmemektedir. Liderlerinin s�yledi�i �slâm d��� anlay��lar “vard�r bir bildi�i” yakla��m�yla savunulmaktad�r. “Allah dostu” kabul�n�n getirdi�i manevî kisve alt�nda liderlerin de hata yapabilece�i ger�e�i reddedilmektedir.

Nice bid’at ve hurafeler Kur’an’�n anlatt��� ve Hz. Peygamber efendimizin ya�ad��� �slâm’a de�il de gruplar�n olu�turdu�u dinî s�yleme tâbi olan insanlar taraf�ndan dinin asl�ndanm�� gibi kabul edilmekte ve uygulanmaktad�r. Adeta din hakk�nda Allah’a s�z hakk� verilmemekte, liderler, �eyhler ve âlimler bu konuda tek s�z sahibi g�r�lmektedir.

Bu anlay��lar�n bir neticesi olarak din �zerinde s�z s�yleme, do�ru ve yanl�� belirleme yetkisi Allah’tan al�narak liderlere verilmektedir. Geldi�imiz noktada din ad�na Allah ve Rasûl� d���nda, hemen herkes s�z s�yleme hakk�na sahip g�r�lmektedir.

Laiklik inanc� �zerine olu�turulan devletin laik yasalar�na ba�l� kalmak zorunda olan diyanetin memurlar�, din hakk�nda s�z s�yleme hakk�n� kendilerinde g�rmekte, dini adeta laik devletin yaslanaca�� koltuk de�ne�i haline getirmektedirler.

Yine bir gruba mensup olan s�zde alim, lider ve hocalar da kendi grubunun menfaatleri i�in dini ister bilin�li olarak istese de bilin�siz olarak adeta basamak olarak g�r�p istismar edebilmektedirler. Kendilerini �slâm’a uydurmak yerine dini kendilerine uydurmaktan geri durmamaktad�rlar.

Hatta geldi�imiz noktada �slâm d��� devlet y�neticileri bile din hakk�nda ahkam kesebilmekte ve insanlarda onlar�n bu alg�lar�na itaat edebilmektedirler. Onlar�n yapt��� nice �slâm d��� uygulamalar benimsenebilmektedir.

�nsanlar�n alim ve �eyh kabul etti�i kimseler, din hakk�nda tek s�z s�ylem makam�ndan g�r�ld��� i�in onlar�n dinden anlad�klar� ama dinin asl�ndan olmayan nice yorumlar� adeta dinin asl�ndanm�� gibi g�r�lmekte ve bunun bir sebebi olarak Allah’�n dini olan �slâm’dan uzakla��lmaktad�r. Alim ve �eyh kabul edilen kimselerin verdi�i fetvalarla nice �slâm d��� yakla��mlar me�rula�t�r�lmaktad�r.

Bu t�r yakla��mlar dinin kayna�� olan Kur’an’dan ve onun pratikteki uygulay�c�s� olan Hz. Muhammed’in (s.a.v) uygulamalar�ndan insanlar� uzakla�t�rd�. Me�ruiyetin kayna�� olarak Kur’an, nice meselelerde geri planda kald�. Kur’an’�n reddetti�i nice inan� ve yelemler M�sl�manlar�n din anlay��lar�n�n ve ya�ay��lar�n�n i�erisine girdi.

Bunun sebebi nedir diye sorarsak?

1. Alimleri sevmek ve onlara sayg� duymak ile onlar�n her s�yledi�in din zannetme yanl��l���n� birbirine kar��t�rd�k. “Onlar en do�rusunu bilir”, “onlar Allah’�n veli kullar�” gibi onlar hakk�nda ta��d���m�z �n kabullerimizi “Allah en iyisini ve en do�rusunu bilir” ger�e�inin yerine koyduk.

2. Mutlak itaati Allah ve Rasûl�ne yapmam�z gerekirken bunu, alimlere ve liderlere de yapmay� zorunluluk olarak g�rd�k. Kar�� ��k�lmamas� gereken varl�k olarak Allah’� g�rmemiz gerekirken bunu liderlerimize yapar olduk. Lidere, hocaya, âlime kar�� gelmeyi Allah’a kar�� gelmekle ayn� g�rd�k.

3. Dinin kayna�� olarak �ncelikle Kur’an’� ve Rasûl�n sahih s�nnetini ��renerek alimlerin s�ylediklerini bu �er�evede kabul veya reddetmemiz gerekirken, alimlerin ve mezheplerin din anlay��lar�n� �ncelikledik ve Kur’an ve sahih s�nneti bu �er�evede anlamaya �al��t�k. Yani Kur’an ve sahih s�nnet referans olmas� gerekirken biz alimlerin s�zlerini referans haline getirdik. Kur’an ve sahih s�nneti alimlerimizin ve �eyhlerimizin s�zlerine uygun gelecek �ekilde tevil edere olduk.

Kendimizi �slâm’a nispet eden kimseler olarak, maalesef ki �o�unlu�umu dinimizin temel kayna�� olan Kur’an-� Kerim’i bir defa dahi anlayarak ba�tan sona kadar okumad�k. Dini Kur’an’dan yani Allah’tan ��renmek yerine onu geri plana atarak alimlerden, �eyhlerden ve liderlerden ��renir olduk. Kur’an hakk�nda olu�turdu�umuz yanl�� inan�lar sebebiyle hem kendimizi hem de insanlar� Kur’an’dan uzakla�t�rd�k ve olu�an bu bo�lu�u hoca ve liderlerle doldurduk. Ona sayg�l� olmak ad�na ona dokunmay�, ta��may� zorla�t�ran �artlar getirdik. Onun anla��lamayaca��n�, anlamak i�in alim ve hoca olmak gerekti�ini s�yleyerek insanlar� ondan uzakla�t�rd�k. Kur’an okunurken daha etkili anlamak i�in dikkat edilmesi gereken kurallar� belirlemek yerine; insanlar� kontrol�m�z alt�na almam�za hizmet etmesi i�in okunmamas�n� tavsiye ettik, anla��lamayaca��n� s�yledik.

Oysaki “Acaba Allah bize ne diyor” sorusunu sorarak bu sorunun cevab�n� ilk �nce Kur’an’a sormal�yd�k. Allah’�n bizden ne istedi�iniz ��renmenin derdinin arkas�na d��meliydik. ��imize, a��m�za ve e�imize verdi�imi de�erin �ok daha fazlas�n� dinimize vermemiz gerekti�ini bilmeliydik. B�yle olmad��� i�in birilerinin ��karak bizi, din �zerinden aldatabilece�ini bilmeliydik.

وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَۚ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَDo�rusu Kur'an, sana ve kavmine bir ���tt�r. �leride ondan sorumlu tutulacaks�n�z.”(Zuhruf, 44) G�r�ld��� �zere Allah bizi ne alimlerin s�zlerinden ne mezheplerin g�r��lerinden ne de liderlerin y�nlendirmelerinden de�il, Kitab�ndan yani Kur’an-� Kerim’den hesaba �ekece�ini s�ylemektedir.

O halde Rabbimizin �u âyetlerine kulak verelim:

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَٓا اَطَعْنَا اللّٰهَ وَاَطَعْنَا الرَّسُولَا

وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُـبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّبٖيلَا

رَبَّـنَٓا اٰتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْناً كَبٖيراًࣖ

“Y�zleri ate�e �evrildi�i g�n, “Ke�ke Allah’a itaat etseydik, rasûl�ne itaat etseydik” diyecekler. Ve ekleyecekler: “Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve b�y�klerimize itaat ettik/uyduk, onlar da bizi yoldan sapt�rd�lar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onlar� a��r bir �ekilde lânetle!” (Ahzab, 66-68.)

Bu âyetlerde ifade edilen duruma d��memek i�in dinle ilgili konularda mutlak itaati alimlere, liderlere, �eyhlere de�il, Allah ve rasûl�ne yapmam�z gerekiyor. Dini �ncelikli olarak Allah’tan sorarak ��renmeliyiz. Kur’an’� anlayarak okumal�y�z. E�er Kur’an’dan dini ��renerek hayat�m�z� ona g�re ikame edemezsek o zaman âyetin tehdidi ile kar�� kar��ya kal�r�z da bizler i�in be bir kurtar�c� ve ne de yard�mc� bulamay�z.

Din g�n�/hesap g�n� âlemlerin Rabbi olan Allah’�n azab�ndan bizi ne falan mezhebe ba�l� olmam�z, ne falan hocan�n s�z�ne uydu�umuz, ne falan tarikata mensup oldu�umuz i�in hi� kimse kurtulamaz. Burada sayd���m�z kimseler uydu�umuz i�in bize cennet vizesi verilmeyecektir. Bize �ncelikle d�nyada izzet ve onurlu bir hayat ve akabinde de cennet vizesi getirecek olan �ey Kur’an’�n anlatt��� do�ru inan� ve bu inan� �er�evesinde ya�ayaca��m�z hayat olacakt�r.

O halde aldanmamak i�in, birilerinin bizi din �zerinden kand�rmamas� i�in, hesap g�n� “ke�ke” dememek i�in dinimizi Allah’tan ve onun Rasûl�n�n sahih s�nnetinden ��renelim. Dinimizi alimlerin, hocalar�n, mezheplerin, tarikatlar�n ve gruplar�n yoruma dayal� anlay��lar�na b�rakmayal�m. Kur’an’�n muhkem naslar�ndan dinimizi ��renelim. Efendimizin pratik s�nneti bizlere rol model olsun.